26 Mayıs 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

26 Mayıs 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 6 — VAKIT 26 AMYIS 1937 lik Portekiz Sesli Filmi Sesli sinema artık bütün milletleri alâkadar ediyor. Küçük bir memleket olan Portekiz deilk sesli filimini yapmıştır. Yaloız, bu filimin sesli kısımları, ilk sesli Türk filimlerinde olduğu gibi, Pa- riste Paramunt stüdyolarında yapılmıştır. Yukandaki resimde, Paramunt'un Paris mümessilini, Portekiz sefirine (stüdyoyu ezdirirken görüyorsunuz. Bu ziyaret esnasında, Portekiz sefiri, Paramunt,, şirketine, ilk sesli filimlerini çevirmek hususunda gös- terdiği kolaylıklardan dolayı birde nişan vermiştir. Görülüyorki, şanat ile siyaset birbirlerinden uzak iki meslek değildirler. Stüdyo tecrübeleri Amerikanın tanınmış kadın senar.) yo muharrirlerinden Lida Terkit “Ben senaryolarım nasıl yaparım?,, seri levhasiyle bir makale yazmıştır. Bu rakalenin altında da sözlerini tevsik (Romans) filminin mükâlemele- rini nakletmişlir. Bu yazıyı terelime €diyoruz. Bir senaryo nasıl yazılır. Eminiz ki, birçok kimselir bunu çok düşün - müşlerdir. Senaryo yapmak için bir çok usul-| ler vardır, Pek tabii bunlarm en pra- tik olanı Amerikalılar tarafından tat| bik edilen usullerdir. Sesli film çıktığı zamandanberi se- maryo yazmak usulleri değişti. Ben, şahsen en münasip usulü şöyle bulu-| yorum. Evvelâ, mevzuu ele alır ve mükâle meleri yaparım. Bu mükâlemeleri yap tıktan sonra filme alınacak sahneleri düşünürüm, Pek tabii bu sahneleri rejisör ve vaz sahneye Yardım ol - sun diye hususi bir surette düşünü. rüm. Zira, bu benim işim değildir. Yalnız, bu tarz çalışmak bana daha kolay geldiği için bu usulü kullan» rım. Haddi zatında, bir senaryo mu- harriri bir vak'ayı yazar verir. Beğe- nilirse, bu vak'a mütehassısları tara- fmdan sahnelere, parçalara ayrılır. (Gag) denilen buluşlar ilâve edilir, Kısmen ilâveler yapılır. Büyük romanların ne şekilde fil- me alındıklarını elbet görüp bir fi - kir oedinmişsinizdir. Çok kereler filmler, eserlerin aymı değildir, Size bir misal olarak, Greta Garbonun oynadığı meşhur (Romans) eserinin İlk sahnelerinin mükâlemelerini gös » tereceğim, Eğer bu filmi gördünüzse veya eseri okudunuzsa, mevzuun fil. me nasıl alındığını yani nasıl bir se maryo yapıldığını bu mükâlemelerden anlarsınız: Yılbaşı gecesi, Beni istemişsiniz büyük baba! Annen seninle ciddi surette görüş- memi İstiyor. — Anladım, bir aktrisle evlenmeme| itiraz edeceksiniz amma onu seviyo - Tum. — Emin misin? — Tabii, fakat bunu siz anlıyamaz-! #ımız, rahiplik size genç olmanm ne demek olduğunu unutturmuş. — Sahi mi? Şu çekmeceyi aç, için- de ne var? — Bir mendil. Kurumuş bir gül. — Gülün kokusu çoktan uçtu amma hatırası yaşıyor, bak dinle. — Bundan aşağı yukarı elli osene evvel, Sen Jil'e rahip tayin edilmiş tim. Bir akşam Van Tuyl'u ziyarete gitmiştim. Suzan daha giyinmemişti. Davetliler arasında şu mükâlemeyi dinledim: — Madam Kavallini geldi. — Van Tuyl bizi tahkir ediyor. — Kavallini gibi bir mahlöku bize takdime ciir'et. — Öperann baş muganniyesi değil mi? — Metresidir. — Hayır iftira etmeyiniz. — Hem sade onun metresi olsa Müsaade alıp gitmek istedim. Van 'Tüy bırakmak istemedi: — Peki amma Madam Kavnllini şarkı sorlıyecek, — Onu operada dinlemek bana da- ha münasip gibi geliyor. — Mösyö Van Tuyl, size bir şey söy Yiyeceğim, — Anladım, Suzan hakkında olsa gerek, — Hayır efendim, Madam Kaval. lininin şerefine emin misiniz? — Madam Kavallininin burada olu > onun şerefli olduğuna delâlet e- ler, Biz konuşa konuşa dışarı çıkmıştık orada güzel bir kadm oturuyordu. Van Tuyl beni tanrttı; — Rahibimiz Tom Armstrong. Kadm: — Gözlerinde anlaşılmaz bir şey var diyerek arkadaşıma sitem etmiye başladı: — Çok güzel bir çocuk. — Bu akşam hoşunuza gidiyor mu yum? Size dargın olduğumu az kal sın unutacaktım, Beni müthiş suret- te ihmal ettiniz, — Gözlerinizde okuduklarım şe- refine içiyorum. — Rica ederim, kim söyleyiniz? — Tekrar sizi görmek isterim. — Bu güzel çiçekleri ister misiniz? — Çiçekler ölmek için yaşarlar. — Bu çiçekler tanışıklığımızm tim salidirler, — Yarın evdeyim, geliniz. — Hiç olmazsa isminizi söyleyin. — Kim olduğumu biliniz hakayım. vs... olduğunuzu — O güzel akşamdan beri, sizi gö- remedim. — Bir an günahınızı çıkarıyorum farzediniz. Tom ile nişank mısınız? — Bunu anlıyamazsınız. Altı haf -| Ipekçiler Stüdyosu.. Ipekçi kardeşler tarafından açılacak olan sinema stüdyosu- nun ses alma makineleri gelmiştir| Bugün gümrükten çıkarılarak | Nişantaşındaki stüdyoya götürü- | lecektir. Stüdyo, on beş güne kadar faaliyete girecek ve film çekil- miye başlanacaktır. Stüdyo müdüriyetine artist ol- mak için birçok kimseler müra- caat etmişlerdir. Fakat böyle ceffelkalem artist olmak kabil olmadığı için, ve esasen gelen- lerde sadece “ baveskâr,, lar- dan ibaret olduğundan kimse angaje edilmiş değildir. Galatasaraylı Bir Okuyucumuza Cevap Mektubunuzu okudum. Burada, size hususi bir cevap veriyorum. Hu- susl diyorum, zira, herkesin bu satır- ları okumasına rağmen swalinizi bil medikleri için, anlamaları ihtimali azdır, Evvelâ, haklısınız, Fakat ben hak- #z değilim. Çünkü, sizin aradığınız şeralile bir muharrir, heniz bizim memlekette olamaz. Size, ben de bir) sual soracağım: Bir insan her gün sabah saat sekizden, akşam yediye ka dar çalışır, Türkiyede ve Fransoda çıkan bütün gazeteleri okumak, siya- ak, edebi, fenni, meraklı ve san'ata dair hadiseleri takip, dikkate değer- Jerini tercüme wlimek, bir tefrika yaz- mak, kahve, siğara, bir kahve, bir kah ve daha içmek, güneş görmemek, elli telefona cevap vermek mecbüriyetin - de olursa sizin istediğinizi yapabilir mi? Pek tabii yapamaz. İşte ben de, bunun için yapamıyo- rum. Eğer, yardım ederseniz, te- şekkür ederim. İ fa. tadır tanışıyoruz aşka dair bir kelime! | hayranı $ Duzlas Fayerbanks, Tahiti ada- larındaki seyahatinden dönmüştür. A deti olduğu veçhile bir de film yap- mıştır. İsmi “Cenüp denizleri Roben- sonu, dur. $ Jon Kravfort, meşhur muharrir Somerset Moghem'in “yağmur,, isim-| li eserinde baş Tolü ounuyor. $ Dünya yüzme şampiyonu Vays 2 müller (Yeni Tarzan) isimli filmi bi- tirmiştir. Film çocukça olmasına rağ- men, şampiyonun filmde rolü olması hasebiyle muvatfükıyet kazanmıştır. $ “Kik, ve “İsimsiz adam, isimli iki film yapılmıştır. Bu filmlerde Kısa Haberler Arman Bernan'nın rolleri ! $ Fransada “Dantin,, isimli başlanmıştır. 8 Foks şirketi Lilyan Har film yapmak için angaje € yor. $ Marsel Şantalla Dolli Dos ret artisti olarak sahneye çıka dır. $ Paristeki Tobis studyoları V gm neticesinde yanmıştır. Zar# nüz tahmin edilemiyor. $ Almanyada 1931 — 1922 se 122 film yapılmıştır, Sene sonsi dar 25 film daha yapılacaktır. In&ijinof Cengiz Evlatları isimli filimde | kaldığımız Rus artist Inkijinof, meşhur polis romancısı Sinnon'le (beraber, mubharririn bir eserini filme almakla meş- guldür. Pur Vu O mecmuasının muharriri kendisiyle yaptığı mü- lâkatı şöyle yazıyor : Yaklaştım. Inkijinof : — sefer, dedi, adaletin pençesinden kurtulamıyacağım. Gi-| yotin kafamı uçuracak. Dostum Sineuon'la böyle karar verdik. — Demek bizi gene fevkalâ- de heyecanlandırmıya karar ver- diniz? — Teşekkür ederim, Dostum Sineuon'la iki haftadır burada- yız (Roşel şehrinde) çok çalış'ık ve senaryoyı bitirdik. Artık filme başlıyabiliriz. (o Vaktimizde var. Odunluğa gidip bakarsınız, iki kış geçirebileceğimizi görürsünüz. — Sizin oduncu olduğunuzu bilmiyordum. — Ben de bilmiyordum.. Fakat öğrendim. Simeuon harikülâde söylemedi, Bir çok defa ona uzaklaş-| tırmayı düşündüm. Fakat son dakikn- da cesaretim kırılıyordu. Deliyim ga Yiba, n — Gidersem beni kolay unutabile. cek mi? Her halde.ben, onu asla unut miyacağım. Zira onu seviyorum. — Onu hakikaten seviyorsanız bir daha görmemelisiniz. — İşte kırılmış bir rabrta daha, — Hiç sevmediniz mi? — Hatıranızda aziz olan hiç'bir er kek yok mu? — Sizi seviyorum. Ne hazin -keli- meler? — Aşk. gelip gecelerinizi rahatsız eden bir hayaldir ki sabahla beraber! kaybolup gider, — Rita niçin evlenmiyorsunuz? — Bana bir bekâr ruhu taşıdığınızı söylemişlerdi. — Zannedersem size çok benziyo - rum, — Daha romanı bitirmedik, — Yarm benimle gezmiye gelir mi- siniz? — Biraz istirahat edeceğim. .... — Affedersiniz, ben Tom Arms- trong, Sen Jil rahibi. — Sen Jil mi? Amerikalı bir aziz. mi bu? — Sen Jil Anglikan Kilisesi tarihin- de mevcuttur. — Bizim memlekette İşitmedim. — Siz Madam Kavalinisiniz yanne- derim. — Hayır, bu kadm sizi alâkadar e- diyor galiba, fakat bilmezsiniz, süpür ge sapı gibi bir şey, gözleri şaşıdır. Biraz da kanharmuş. — Sizin gibi güzel bir kadın mahakir olmalı, bir adam. Yazı yazmadığı za- man, odun kesiyor, yahut köpe- ği veya keçisile meşgul oluyor. Yeni Bil Film Yapıyor Ben de beraber tabii. Sonr8 az yorulunca oturuyoruz. O man da Simenon hikâyeler 8 tıyor. Şüphesiz onun bir! felsefi münakaşalara girdi düşünüyor sunuz değil mi? Y iyor sunuz azizim. Zira, Sim€ “Bir haleti ruhiye, diyor, söf le anlaşılmaz, hareket lâzım | İmsanların haleti rubiyelerini cak hadiseler karşılarında 48 cakları aksülâmellerle görel riz,, dostumun hakkı var, ve nu söylemekle, sinemanın D€ duğunu anlatmış oluyo. — Filminiz nasıl?.. <— Film aynı zamanda polif tetkik'filmidir. Zannedersem yircilere, bir cinayetin ruhi © fı sıkılmadan seyrettirebi! bir usul buldum. Öteki polis korku filmlerinin aksi oli vak'a güpe gündüz cereyan sele. “Öyle gece yarıları, fi lar, baykuş sesleri, karan uzanan bir hançer gibi yok. Rolüm pek güzeldir. san rolümün hareket tare ziyade ruhi tarafile meşgulü

Bu sayıdan diğer sayfalar: