31 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

31 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

b e “ ; İN İst lada San v6 plâfin en kliçüm yuzucüsü Fâtuş A , Borgaz fazla By ça ar İçin çede ise çamla- Kal bir hayli yol yü- yetindedirler ma- Kanbay rack olduktan düş m kabahatı ne? ünüpte Büyükadada ee akan yerlerde ev tus İçin Ye ve çarşıya gidip k vaziyetindedirler » içindir ki yazı Ada- istiyenler Heybe- er. Burada şehirle tir, Çamların içinde ş fakat üç beş dakika- Ve iskeleye ine bilir- Adaların en güzeli- Xn güzeli bu sene gksiğini daha tamam- ei evlerde şıkır riley yandı, Abbas dada güzel bir plâj de açıkta, kaya- Şurada burada de- der rdu, oluyordu. ir güç yn UN Ybeliadada denize yi ay de toplu sahil hayatı kazan- a otelinin © altında, bem şehrin yanı tlan yeni a ArlİR çor #öplan- e, Hasardı, Ratl ısrar etti: *d Nü lerinizi giyerek. az pudra sür de biraz. adama m mı?. Allaha 73 - Viz dost, sokaklardan birisi - ağ binerek lg "biye merkezi itti hi inen Otöydeki evine mha bir sokakta, içind A yerl” iki cepheli, iki taki odadan bahçe: lanılmıyan bir ga * Bu garajın kapı - hi la açılıyordu. ği takdirde o- a ee bir hayli zah- | Gülüşlü Arsen Lüpenin IŞ bir macerası — 34 11332 ” VAKT amatkârlar Plâjı! , Heybeliada sokaklarında pijama ile gezenler ve Fakirizm — Hüseyin Rahmi, Ahmet Rasim ve Nuri — Darülbedayi Daiatkfeisbı — Musikişinas ve ressam — üç buçuk yaşında bir.yüzücü. güzel mimarisi, önündeki ge: kumsalı, büyüye büyüye uzayan | soyunma yerleri, uzun iskelesi ve atlama yerile daha uzaktan dikkati celbediyor. Heybeliadalı değilsiniz, sade cumayı boş geçirmek için oraya gittiniz de uzaktan gördüğünüz İ bu yeni plâjın yolunu mu soru- yorsunuz? sizin için onu bulmak hiç te güç olmiyacak. İşte şu bol paçalı pijamasının göz alan renkleri sizi cezbeden genç ha- nımn arkasına takılınız; ama “tabii uzaktan, hürmetkâr ve $c8- i siz.Sahibesinin omuzlarını, kolla- rını, ensesini açık bırakan ve sokak ortasında san'atkârane kıvrımlar ve harelerle yürüyen bu güzel pijama, şüphe etmeyi- niz, oraya gidiyor. Heybeliada sokaklarında pija- mâ ile gezen Hanımlar hiç te az değildir. Piâjın gazinosunda da mayo ile oturup yemek yi- yen, kahve içen erkekler var. Heybeliada o plâjında tabiat daima Jütüfkârdır. En sıcak günlerde burada serin ve hafif bir rüzgâr vardır. Bazı günler cazbandın sinirleri (o tutuşluran kızgın nağmeleri gazinonun açık pencerelerinden dişarıya taşıyor. Ve kumlara serilip yatan çıplak» ların üzerine boşalıyor. Gazino ile kumsal ra EAA betondan yapılmış bir dans yeri | de var. Denizde yıkananlar, yözenler, şakalaşanlar, sahilde ömuz omu- za çıkıp piramit yapan gençler, kuma gömülüp kaybolan faki- rizm meraklıları... hepsi burada- dır, Heybeli plâjına “san'atkârlar plâjı,, ismi de verilebilir, Bazı bazı roman üstadı Hüseyin Rah- mi Beyi Hulüsi Beyle birlikte gazinonun önünde oturmuş deniz âlemini (seyrederken (O görmek mümkündür. Bazı günler Ahmet Rasim Bey, etrafında bir hürmet- kâr halkasile bu gazinonun baş- ka bir masasında görülür, Büyük romancı Reşat Nuri de bu sene Heybelide... Romancılardân sonra sıra ti- yatroculara geliyor. Darülbeda- yiin kıymetli san'atkârı, M, Ke- mal yukarıda sayılanlar gibi bu plâja sık sık gelipte denize gir- miyenler kafilesine mensuptur. Bu sene Darülbedayicilerin bir çoğu Heybelide... Ve tabii sa- bahları da bu plâjda! İşte yeniden terliyen bıyıklarile şen, sevimli İsmail Galip... İşte meşhur Hâzım, işte Behzat, iki manasile böyük -hem yaşta, hem san'atta büyük- Behzat. Behzadı suların içinde çırpınır- ken, yahut ta sahilde hürmetli karnını kumların altında saklar- ken seyredenler onun plâja hiç bir zaman yalnız gelmediğini görürler. Bebzadım irili ufaklı beş tane köpeği var ve her gün sabah banyosunda mutlaka bunlardan biri san'atkâra refakat ediyor. Bu plâjda romancıdan, tiyat- rocudan başka musikişinas ve ressam da var: Ekrem Besim ve Nurullah Cemal, Gazeteciler de görülüyor : Son Posta sahibi Ali Ekrem Bey de- vamlı müşterilerden. Kimse ihtiyarlığı üstüne kon- kurmadıği için plâjın en yaşlı yüzücüsünü tesbit etmek müm- kün değil; fakat buranm en kü- çük yüzücüsü yukarıya resmini koyduğumuz Fatuş'tur; oRefik Abhmedin üç buçuk yaşındaki kızı. ”» Kadın ! İN Türkçeye çeviren : fa. radan savuşmak kabildi. Zemin katında büyük bir yemek odası vardı. Birinci katta şık ve rahat bir oda, yan tarafında da bir ban yo vardı. Hizmetçiler boş garajın üze » rindeki odalarda yatıyorlar. Ra- ul, otomobilini garaja koymuyor, yüz metre daha ilerde bir garaj * da bırakıyordu. Saat sekizde yemeğe oturdu. Kurovil gelerek, markinin şato - dan dönmüş olduğunu fakat genç kızı görmediğini söyledi. Raulün bu havadise canı sıkılmıştı: — Demek, dedi, kız, Parisin bir köşesinde yalnız başına ve müdafaasız olarak bulunuyor. Bir tesadüf onu Valteksin eline dü - şürebilir. Bu meseleyi bir an ev - vel bitirmeliyia, Gel, Kurvil bera ber yemek yiyelim. Sonra senin - le bir müzikhole gideceğiz. Frak giymek lâzım. Bu suretle hem da ha şık, hem de daba fazla hür - metli bir adam oluyorsun. Yemekten sonra Raul giyinmi ye gitti. Bu muamele bir hayli u- zun sürmüştü. Raul hem giyini - yor hem de zaman zaman jim - hastik hareketleri yapıyordu, Her halde, o akşam bir çok şeyler o - lacaktı. Biraz sonra Kurvil geldi. Raul o- nu görünce; — Aferin, dedi, prens olmuşsun! Filhakika Kurvilin gür sakalı, kar gibi beyaz kolalı gömleğinin üzerine dökülerek kendisine bir diplomat ve bir prens tavrı veri- yordu. hakiki bir Ankarada Tiyatro Halkevi temsil şubesinin son eserleri Bir çok piyesler meyanında Sel nazarı dikkati bihakkin celbetmektedir. Yeni mevsira temsilleri başlıyor Sel piyesinden bir sahnö Ankara Halkevi faaliyetinin | merkezi sikletini üzerinde taşıyan | komite temsil komitesidir. Bugün | i içerisinde nazarı dikkati en çok kayıtlı aza miktarı (150) yi müte- caviz bulunan bu komitenin An- karanın tiyatro ihtiyacı üzerinde çok büyük tesirleri olmuştur. İlk faaliyetinden bugüne kadar sırf amatörleden müteşekkil bulu- nan bu komitenin temsil eylediği piyeslerde gösterdikleri muvaffa- kiyetler pek çoktur. Akın, Çoban gibi manzum ve çok ağır eserler bunları müteakip Mavi yıldırım. ! Sel gibi milli ve hissi piyesler de- falarca ve muvaffakiyetle sahne- ye vazedilmiştir. Halkevi temsil şubesinin umumi muvaffakiyeti içerisinde bilhassa Sabiha, Tür- kân ve Handan Hanımlarla Hilmi, Sadi, Haydar, Nüzhet, Sami, Sa, lih Enver, Savti, Raif Beylerin bü- yük tesirleri olmuştur. Heyetin rejisörlüğünü İbnirre- fik Ahmet Nuri Bey ve Darülbe- dayi tiyatro mektebi mezunlarn- dan Mehmet Ali Bey deruhte etmektedirler. Bu kış devresinde geçen sene oynanan eserlere ilâveten Faruk Nafiz Beyin “Kahraman,, ı, Mü- nir Hayri Beyin “Burçak tarlası, Mehmet Ali Beyin “İstanbul gece- si, eserlerile İbnirrefik Ahmet Nuri ve Akagündüz Beylerin telif Mavi gazino Mai gazinonün açılışı Pariste büyük bir hâdise . olmuştu. Eski Şanzelize (o müzikholünün bu - lunduğu yerde — açılan bu gazino- ya, o akşam Parisin en tanınmış simaları odavetliydiler. Hemen hemen iki bin davetiye gönderil - mişti, Saat ona yaklaşıyordu. Elek - trik ziyaları cadde bir davetiye varakası vardı. ve demişti ki: — Beni tanımıyacaksın, ve ya »ıma sokulmıyacaksın. Yalnız et- rafımda dolaşacaksın.. Daha ziya de de Jorjörenin etrafında dolaşa haz eylemektedir. altmda pırıldıyan otomobillerle dolu idi. Halk oluk gibi gazinoya akıyor - du. Tam saat onda Raul gazino - nun kapısının önünde idi. Elinde | eserlerinden bazıları temsil edile. | cektir. Şimdiye kadar oynanan eği celbedenlerden birisi de Münir Hayri Beyin sel operetidir. Bu &- ser tiyatro hayatında göz ve gö- nüllerimizin henüz alışamadığı bir yenilikle kendini bize takdim etti. Gerek mevzu ve gerekse müzik ve dekor itibarile hepsi biribirinin mütemmimi ve biribirinden cazip bir şaheserdi. Seldeki muvaffakiyet üzerine Münir Hayri Beyin yeniden kale» me aldığı (Burçak tarlası) ismin- deki operette, muharririn muvaf- fakiyetini daha canlı ve yakından göreceğiz. Eylülden itibaren de muntazaman yeni sezon temsille- rine başlanacaktır. Amerika Cemabiri Desmoines Sova, 30 (A.A) — Çiftçiler grevi işar edilen karga- şalıkları daha vabim bir şekle koymaktadır. Vaziyet dayanılmaz bir haldedir. Hükümet makamatı mekülât maddelerile yüklü kamyonların geçmesine mani olmak istiyen 8 çiftçiyi tevkif eylemiştir. -Adli makamat eyalet valisi M. Tur- nerin müracaati üzerine sökütü muhafaza için faal tedbirler itti- caka. o, Sal düşmanımızdır, ondan çekiniyorum. Zira, bir taş- la iki kuş vurabilir. Hem -Raulü hem de İri Polü ayni zamanda e- le geçirirse düşün bir kere onun için ne şeref. Hiç böyle bir fır « satı kaçırır mı? Binaenaleyh ona göz ve kulak ol; Yanında polis - ler olacak, elbet onlara | talimat verecek. İşte bu arada ne söyle * diğini duymak (lâzımdır. Hem yalnız söylediğini değil, söyleme- diğini de duyup anlamak lâzım - dır. Kurvil sakalmı ileri dikerek: — Anladım, dedi, fakat ya da i ha evvel size hücum ederlerse ne Raul, Kurville beraber deği! - | di. Ona hususi bir talimat vermiş | yapayım? — Kollarını açar; sakalını ka bartır ve kaçmıma yardım et » mek için onların önüne geçer, du» rursun!,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: