15 Kasım 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

15 Kasım 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayıfa 4 t Türkçeye Doğru | VAKIT Idare makinesi hakkında aesanarmssansassnssansanassusan sesasanmesssseane sn0ne üşünme, Bilgi, Ahlâk Dahiliye vekilinin vilâ- Dil kurultayından sonra © yolda çalışmayı ber eli kalem tötan İçin milli bir vazife tanıdığım “ Türkçeye doğru,, hareketinden kendi his- #eme düşeni yapmış olmak için yazdığım, bundan sonrakilere bit daşlangiç olacak bu ik Türkçe * Felsefi vazım, HN denemedir. Düşünme “Düşünme,, özün (1) kendinin olan varlığının topluca çevreye (2) uymasından doğar. Bundan dolayı bir kimsenin zamanına gö re geri yahut ileri olup olmadığı düşünüşüne (göre ölçülür. Za - manmın istediklerini, £ topluluk (3) veriminin bir düziye beliren “gidişleri,, ni “Oluşlar,, mı kay - ramayıp onları birer “bid'at,, sa- yarak zamanile barışmıyan kimse | lere düşünüş yönünden “geri a - dam,, deriz. Ve bu, o kimsenin bilgi yüzünden şu ve ya bu ker- tede bulunmasına hiç dokunmaz. Bilgide çok ileri gitmiş öyle bil giçler vardır ki zamanının inkı - lâplarmı © kavrıyamadıklarından İ dolayı kendilerini topluluğun i - sinde yabancı, yurdunda kimse - siz bulurlar, Ve hatta bu yolda daha ileri gidenleri yurtlarından kaçarlar. Halbuki yaşama toplu- ca çevre ile olur. Tek kişiyi yaşa- tan birlik verimidir. Tekçe (4) varlığımız üstünde, gövde pa - yımızı aşan varlık topluca varlı - ğımızdır, bunu bize veren toplu » ca çevredir. i En başta dil olmak üzere özde- belirecek ve tekte herbiri birer bi i rer olup biten olarak gözükme yü nünden teki yaşatacak olan şey topluluk varlığmdan — edineceği : bu kendi topluca varlığıdır. Özde belirecek olup bitenler, topluca b varlıkla taban tabana aykırı olup bitenler olarak belirdikçe tek ya- #ıyamaz. Çünkü yaşama madde - j ce değil, topluca bir şeydir. t Şu halde bir kimse için “geri nin adamı olmadığı o anlaşıldığı , gibi, Türk ata sözlerinin en yük- seklerinden biri olan “Zaman sa- na uymazsa sen zamana uy,, savi- nı da hiç anlamamış “kapalı dü- şünceli,, bir adam demek olur. Gerçek tekin kendi zamanını yaşamasıdır ki onda “verim,, ya- par. Halbuki “zaman,, bir düzü. ye değişen bir şeydir. maddece yüzü (5) nasıl değişi . yorsa, manaca yüzü, yani topluca varlık da o kadar değişip dur - maktadır. Çünkü “zaman,, deyin- ce düşündüğümüz şey vaktimizi ölçtüğümüz anlar değil, belki te - kin içinde yaşadığı, varlığını an - ladığı topluca çevredir. İmdi her türlü dünya olup bitmeleri top - luhuk verimini doğuran topluluk kurumları (6) ve o kurumları ya- ratan topluca olup bitmelerde o - luş halinde, değişme halindedir. Tekin “bugün,, içinde © yaşadığı topluca varlık “dünkü,, olamıya - cağı gibi “yarınki, de değildir. Halbuki tek “dün,, ü yaşadığı gibi “bugün,, ü de yaşıyor, “yarın, x da yaşıyacaktır. İmdi “dün,, baş - ka, “bugün,, başka, “yarn, ise büsbütün başkadır. Demek ki bu günü dünden, yarmı bu günden ayıramamak, gözümüzün önünde olup bitmekte ve olup bitecek o - lân değişiklikleri ayırt edeme - mek, “yerinde saymak,, dirimde adeta “gözü kapalı, yaşamaktır. Bundan dolayı bu gibi kimselere | i | gi m ik ik ke ie mi adam,, denildiği vakit zamanı - | | Ir, “kapalı düşünceli, denilir. (*) “geri,, denildiği gibi “gözü kapa- Bilgi | “Bilgi,, topluza çevre ile özün | arasındaki bağlantılara bakmaz. | Yalnız dış dünyadan öze gelen İ vermeleri, bu vermeleri yapan tü- | relerin (7), olup bitenleri nasıl İ yarattığını görür. “Ben,, ile “Ben olmıyan,, dünya arasındaki bu “alışveriş, düşünüşçe olan duygu- ya inanmıya alışkanlığa hiç sa » taşmaksızın özde bilgiyi yaratır, İnsan özünü biliş (yönünden zenginleştiren ve tekin dünya ile olan bağlantılarında o kimseyi bir çok hakikatlere erdiren, ve dün - yanın gizli varlıklarını teke ve - ren “bilgi,, insanlar arasında şüp hesiz en ünlü varlıklardan biri - dir, Bundan dolayı bilgi ile uğra- şan, ve bilginin vardığı ilerleme kertelerinde özünü yüksek bilgi hakikatleri ardında koşturan ve onları bulmıya uğraşan kimseler insanlar arasında en saygılı kim- selerdir. Bilgili adamların faydaları yalnız çevrelerine, (budunlarına (8) değil, bütün dünyaya, bütün insanlara olur. Böyle hiç bir dünyalık karşılığını, hiçbir ken- dine dokunur faydayı düşünmek- sizin yalnız gizli hakikatleri bul- mak için uğraşan, yalnız bu sev » gi ile çalışan Oo gerçek bilgiçler dünya karşısında kendi topluluk- 4 rica eylerim. ADAMA BM e ere larının ününü yücelürler. İ Şu var ki bilgiçin içinde bu - Tunduğu topluca çevre ile bağlan- tısı da ne kadar sıkı olur, budu - nuna karşı bağlılığı ne kadar iç- ten gelirse “düşünme,, sinde de ilerileme o kadar belirir. Bundan dolayı bir bilgicin düşünüşte geri kalmaması için kendi o topluluk çevresinin gidişini de (görmesi, anlaması ve o gidişe uyması ge - rektir. Ahlâk “Ahlâk,, a gelince tekin yaşa - dığı çevre içinde diğer teklerle o- lan münasebetlerinde, beraber bu lunmalarında tuttuğu yol iyi huy- İu, vicdanlı bir kılıkta olursa o kimseye “doğru adam,, “iyi buy- lu adam,, deriz. İmdi topluca çev- renin “İyi,, ve “kötü,, diye ayır - dığı huyları bize bildiren ahlâk 1 ve topluluk kurumla - rından biridir, ve diğer topluluk kurumları gibi “oluş,, halindedir. Bunun için ahlâk olup bitmeleri bir düzüye ” te hatta denebilir ki bu değişme dolayısi- ledir ki “ilerleme, denilen şey doğmaktadır. Gerçek, insanlığı yapan en büyük varlık tekin ah - lâk yönünden kendini “acık alm. Ir,, bir insan örneği olarak gös - termesidir. Ve dirimi böyle doğru olan tekler topluluğu yükseltir - ler. “Gidişi,, ahlâk O kurallarma (9) uygun olarak kımıldıyan tek- lerden birleşmiş bir topluluk da en yüksek bir kerteye varmış, tek lerdeki fazilet gidişleri toplulu - (9) Bundan dolayı deği dildir ki ye - tirtireceğimiz tekleri de “yarım, ın adamı dAscakları için onları bizim (O yaşıdıfımz “Bişçün,, e göre değil, anlarım yaşıyacaklı” ri “Yarın, a göre yetişlirmek en temeli yetiştirme kurallarından biridir. ver Valilerin ka | müdürlerinin murakabeleri hakkında vilâ- * yetlere bir tamimi Ankara, 14 (A.A) — Dahiliye Veai Şükrü Kaya Bey, kaymakamlarla nahiye yetlere atideki tamimi göndermiştir : Kaza kaymakamlarının uhtelerine mevdu ymakamlarla daima alâka- dar olmaları,onları mu“akabeetmeleri.. vazifeleri iyi bir şekilde görebilmeleri ve! idari faaliyetlerini vaziyet ve hadiselere; göre tanzim ve talbik edebilmeleri için' Vali Beycfendilerin kendilerile daimi su- relte alâkadar olmaları ve onları daima | mürakabe altında bulundurmaları ve ken- dilerini irşat etmeleri 23-12-931 tarih ve, . 6315 sayılı tamim ile rica edilmiş ve bu bususun temini için bazı mevaddın tatbiki ” istenilmişti, Kaymakamlar kendilerine tev- di edilen vazifeleri vilâyet idaresi kanu- nunun 44 üncü maddesi mucibince vali-. lerin nezareti altında ifa edeceklerinden bunların temamen kanunlara uygun ve mahallin icabatına göre en ameli ve fay- dalı bir şekilde ifa ve tatbik edilmesin- den Veli Beyefendilerin mesul bulunmaları tabiidir. Binaenaleyh kaymakamların ef'al ve wuamelât ve icraatı daima kontrol ve takip edilmeli ve kanunlara, nizamlara, © talimatnamelere muhalif olan ef'al ve ha- rekâtlarına biçbir suretle mahal ve cevaz Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey verilmemeli ve köyle bir hal vakuunda derhal müdahele edilerek keyfiyet tashih ve takibatı müstelzem bir cihet varsa iktizasına tevessül edilmelidir. Kaymakamlar da nahiye müdürlerinin muame- lât ve icraatı hakkında daimi murakabede kanun ve ef'al hareketleri vukuunda bu bulunmali ve mugayiri suretle muamele ifa etmelidirler. Hülâsa, vilâyetin umumi idaresinden mesul bulunan Vali Beyefendilerin bu hususlara hasseten dikkat ve itina buyur- malarını ve bu suretle vilâyetleri dahilinde ve Srizasız bir sürette görülmesini temin etmelerini idarelerinin muntazam bukere de | saat 21,30da İmapaa nana İÇİM se ğu yükseltmiş, ve böyle bir toplu- luğa bağlı olan tekler vicdanlı, faziletli bir kılıkta yürümekle ne kadar mut (10) duyacaklarsa topluluk varlığınm bütün kertele- rini kendi içlerinde yaşatacakları için o kadar da türeli (11) bir öğünme ile öğünürler. Topluluk içindeki yeri, kerte - si ne olursa olsun topluluk varlı - ğının teklerin vicdanlarma vere - ceği huy sağlamlığını o özlerinde duymuş, ve bütün gidişlerinde ondan hiç ayrılmamış olan böyle | faziletli, inanlı kimseler toplulu - ğun en değerli tekleridir. Şenlik- teki yeri, topluluk içindeki kerle- si ne olursa olsun özünde ahlik yüksekliğini yaştan kimse insan - ların en üstlerindendir. e Kantın, karşılarında “kendi özünün say - gıyle iğildiğini söylediği,, kimse- ler bu türlü kimselerdir. Şu var ki ahlâk doğruluğunu böyle kendi öz çevresinin ahlâk kurallarına uymak değil de, ya - bancı ellerden gelmiş yahut eski çağlardan arta kalmış ve şimdiki topluluğun gidişi ile taban taba- na aykırı bir takım yat kurallara, yabancı yasalara uymakta sanan içleri kararmış kimseler ahlâk yü- nünden doğru yolu bulamamış bir takım ahlâk düskünleridir. Böy- leleri kendilerinin bağlı bulun - dukları, ve ilerlediği kadar gittik- şe aydınlanan topluluğu kapkara gören zavallılardır. : # İmdi “düşünme,, “bilgi,, “ah- lâk,, insanlara mahsus üç türlü varlık olup bunlar ayrı ayrı kim - selerde bulunur, ve pek az da tek bir kimsede birleşebilir. o Yalnız bunların birisinin bir adamda bu- | MAM LEZARYAR U ALRK lunması onu ötekilerinden ayırır, ona bir başkalık verirse de ona nın “gidişi, ni göremiyen “bil - giç,, “geri adam,, olacağı (gibi, bilgiden kalmış olan “açık düşün celi kimse,, de “bilgisiz,, olur. He le “açık düşünceli, ve “bilgiç, olduğu halde ahlâkça “düşkün, olan kimseye insanlığa yarar biri denemez. Demek ki asıl inzanlık, toplu- luğun “tam adam,, ı düşünmede “açık düşünceli,,, bilmede “yük - i sek bilgili, ve ahlâkça “İyi huy - Tu,, olan kafası aydın, alnı açık, göğsü temiz kimselerdir. Türkiye yurttaşlarının, — yurtlarını ilerlet- mek ve yüceltmek için bu gün en yüksek ideal de bu yola gitmek - tir, Halil Nimetullah Daröllünun müdeerislerinden Tü Nefi Gİ İçtimai muhit, (3) Gemi yet (4) Ferdi (5) Safba, (6) Müessese, (1) Karım, 13) Milet, (9) Kalde. (10) Si | süet. (11) Meşru. satkanremenenennn ezanla Kara RANK? | Ajansın ilânlardan şikâyeti Anadolu ajansı belediyeye bir tezkere yazarak alfişaj imtiyazı hükümlerine aykırı o'arak dışa- nda bastınlan bazı ilânların ajans ilânat şubesine imliyaz bakkı verilmeden £ asıldığından şikâyet etmiştir. Belediye reisliği bu halin vari- dat noktasından belediyenin de zararma (Oo'duğunu söyliyerek bundan sonra ajans möbrü ol- mayan ilânların asılmasına mü- sade verilmemesini şube müdür- terine bildirmiştir. vadi “tam adam,, dedirtmez. Zamanı - | TAKVIM Salı Çarşam 15 T.sanl 16 v3 15 Recep 16 e Gün doğupa 647 va Gün batışı b 1s HAVA — Dün sıcaklık azami İĞ 4 derece 181. Bugün hava bulutlu“ murlu olacak, rüzgâr gimalden i İSTANBUL — 18 den 10,45 0 (Mahmut Bey, 18,45 ten 10,20 Ye ye kasten, 19,20 den 1945 e kadar İ müpteditere mahsus ders, 1044 1 kudar orkestra, 20 den 21,50 a Kad” Ahmet Bey, 21/30 dan 22 ye kadi” ga koro, 22 den 2280 a kadar # ajans ve borsa baberleri, saat ayüf” © a Istanbul Belediy* Darülbedayi Şehir Tiya* Temsilleri : 15/11/932 İoüiypy, gili Sah akşamı h İn | Uy d Pazartesi — Perşembe Komedi 3 perde Yazan: Musahip zade Celâl Bey Muallim ve talebe önümüzdeki hafta lere başlaracaktır. çüç gişede satılmaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: