26 Kasım 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

26 Kasım 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayıfa 8 YY BİZDE TEMAŞA | Darülbedayiin en küçü artisti Ferih Bu afacanın tiyatro hevesi : izmirden Istanbula gelişi, ilk oyunu : Darülbedayiin küçük artisti, “üç saat” in afacanı Tepebaşında tramvay bekliyor. Yanında balet höyetinde çalışan bir de genç ha- nım var. Neş'eli neş'eli yor ve gülüşüyorlar. Birden önlerinde bir otomobil durdu, oturduğu yerden şoför ses- lendi: — Götürelim hanımefendi. * Genç hanımın pazarlık edeceği beklenirken Afacan ilerledi; — Ne vereceğiz Pangaltıya? : Şoför, boyuna posuna, şöyle bir baktı. Afacanla bir müddet gö- rüştü. Pazarlık etti. Bu arada A facanın büyük bir adam tavrile: konuşu- . — Seksen kuruş ver | $ veremem «fen. İ ne de istikbalin parlak olsun ça- dim, dediği ve şoförün de çekilip gittiği görüldü, Darülbedayiden bir akbapla bu pazarlık sahnesini seyrettik. Afa- canın Beyoğluna doğru ilerlemesi üzerine yanına yaklaştık. Ayak ü- zeri tanıştık, Eldivenlerini çıkarıp vedalasirken vadediyordu: — Yarın matbaaya gelirim e- fendim, tam ikide, .... VE See e İM lk ekşili z Darülbedayie bu sene başından itibaren intisap etmiş olan küçük Ferih, Darülbedayiin en küçük a- Matörü tam saatinde randevusu- na geldi. Arkasında kahve rengi bir pardesü; başinda şık bir bere elinde güderi eldivenlerile Ceki Koğanın mektebe devam ettiği Sıralarda gazetelerde çıkan şık kı- yafetini andırıyor. mütebessim, etrafı dikkatle göz- den geçiriyor. İlk suale şöyle ce- Yap veriyor; — İzmirde tuhafiye tüccarı Fe- Yit Beyin oğluyum. Geçen sene mir orta mektebini bitirdim. ii sene nihayetinde 16 yaşımı - e secimi. Daha ilkmektep- İeyedek ei rol alır A şarmıya çalışır- dım. Orta mektepte iken ba olmak arzusu daha büyüdü ve mektepte verilen her temsilde rol aldum, Ceki Kozanın bir kaç fi. mini görünce arzum büsbütün Arttı. Cekinin filmlerini mütsad- dit defalar gördüm. Bir keresinde de eve geç kaldığım için babam. dan dayak ta yedim. Ama o za. man daha ufaktım, Arkadaşları. mın: — Ferih sen bi i olacaksın, erke et sözlerini işitince kabı yordum. oluyo Tsun, MA. siğmr. Geçen sene idi, Bir gün Darül. bedayiin İzmire geldiğini dum. Babamdan o gece ' *- rak Darülbedayiin oyununa git tim, Perde arasınde yerimden kal. karak kendimi kulise attım. Elbi- se değişen kadın artistler etrafı- ma toplandılar : — Senne arıyorsun burada küçük? dediler, Hiç sıkılmadan cevâp verdim: — Ne arıyacağım. Hiç! Ben de sizin gibi artist olmak istiyorum. ilüştüler. Bu sırada Muhsin - yanıma geldi. Kendisine ar- zumu söyledim. Bilmem sahi, bil- mem benim arzumu kırmamak için £ TE duy- isi Şen, daima | | — İstanbule gel, orada görüşü- İrüz,dedi. Ümidim biraz kırılır gibi oldu. İ Uzun uzun düşündüm. İstanbulda İ bulunan halama mektup yazdım ve halamdan davet mektubu alın- ! ca kalkıp İstanbula geldim. Nasıl müsaade ettiler ? — Peki ananız, babanız nasıl müsaade etti: — Neden müsaade etmesinler? Orta mektebi bitirdim. Yaşen i- lerliyor. Bir meslek sahibi olmak için şimdiden hayata atılmak m zım olduğunu söyledim. Hevesimi bildikleri halde evvelâ müsaade etmemek istediler. İsrarım üzeri- lış? dediler. Hem efendim; şimdi zamön değişti. Babam ve annem bana her zaman bakacak değiller ya! — İstanbula geldiniz; sonra? — İstanbula gelince Darülbe- dayide Muhsin Beyi aradım. Stüd- yoda, dediler. Doğru oraya git tim, Büyük, büyük sinema maki- neleri arasında çalışıyordu. Beni görünce: — Vay, sen, demek geldin ha! dedi. Bu iltifata doğrusu çok sevin- dim ve ilâve ettim: — Artık İzmire dönmiyeceğim. Artist olmak istiyorum. “Bir millet uyanıyor,, filminde küçük bir köylü çocuğuna ihtiyaç varmış. Ertesi günü bana makyaj yaptılar. Köylü çocuğu elbisesi giydirdiler: Bu sırada Muhsin Bey dedi ki: — Ferih, eğer muvaffak olur- san seni tiyatroya alırım. İçim ümitle doldu. Gözlerim et- rafımı görmez oldu. Hayatımda hiç yalın ayak yürümedim. Fakat rol icabı çıplak ayakla dikenler, otlar üezrinde koşmak icap edi- yordu. Tek Muhsin Beye mahçup olmıyayım diye öyle bir koştum, öyle bir yürüdüm ki... Akşam oldu. Muhsin Bey yaptığım rolü beğenmiş. ilk rol Bu suretle Darülbedayie gir- dim. İlk olarak ta Yedi köyün Zeynebi ismindeki oyunda rol al- dım, — En çok hangi oyunları sever- siniz? Durdu, elini şakağ'ına Koyarak düşündü, ve cevap verdi: — En fazla şen, neş'eli oyunla» rt seviyorum. İnsanı düsündüre- ala, | varak > çıkıyorum. 6 yünce herhalde afacanlık ta ben- i Dili vi den alınacak. Büyük bir'arilet ol- mak istiyordum ama, buna tabii | daha çok vakit var, Darülbedayi - deki san'atkârların hepsinden gok | | memnunum. Hele Muhsin Bey- | — Burada nasıl vakit geçriyor- sun? — Sık, sık sinemaya gidiyorum. Macera filmlerini hiç kaçırmıyo- rum. Yalnız canımı sikan bir sey varsa o da bir tek arkadaşım ol- masıdır. Buda Bedia Hanımın oğlu Bina. . «İyi bir çocuk, bera- İli kli k“ Binde bir bulunur kadın ,, İ ilk karısının hak vermesi yüzünden bir gün hapse | kondu ! Londrada epey müddettenberi iki karısı olduğu anlaşılan bir | zevç muhakeme olunuyordu. Mister Horn namındaki bu a- damn son muhakemesi cereyan ediyorken ilk karısı da muhake - mede hazır bulunmuş, ve koca * sının üzerine evlenmesi hakkın «- da ne düşündüğü kendisine soru - lunca şu cevabı vermiştir: “Kocama karşı hiç bir kin his- setmiyorum, Çünkü ondan daha yaşlı bir kadınım, onun için ko * camı haklı buluyorum.,, Bunun üzerine hâkim sordu: — Kocanızdan kaç yaş büyük- sünüz? — Üç yaş! — Bu kadar farktan bir şey çıkmaz! | — Fakat ben kafaca ondan çok ihtiyarım. — O başka mesele! — Siz işi nasıl telâkki ederse- niz ediniz, ben kocamla berabe - rim. Mahkeme, ilk zevcenin bu be- yanatını muhaffef sebep saymış İ ve Mister Edvar Horn'u bir gün hapse mahküm etmiştir. Hâkim hükmünü verirken şu sözleri söylemiştir: “Bu hükmü son derece İyi kalpli ve yüksek fikirli bir kadın olan ilk zevcenizin söylediği söz- lerin tesiri altında kalarak veri » yorum, Bu kadına, binde bir tesa- düf olunur, En yüksek avukat, si- | zi bu şekilde müdafaa edemez - di, i Bilmece ; İsersma, eesaseserrasmmreı arasam anasi 10 numaralı bilmece Bugün 10 pumaralı son bilme- cemizi neşrediyoruz. Bu bilmecemiz de hecelerden bir cümle teşkilidir. mu?syorslı-ço-ğa » ne» gü sden-gün»-ri-ta- mik -in- ler - en -iç-ki-iç - da - bul - tan - is, Bu bilmeceyi de hallettikten sonra 1, 2,3, 4, 5,6, 7, 8,9 | numaralı bilmecelerin bal“vara- | kaları ile birlikte bir zarfa ko- yup güzelce adresinizi de yaza- rak (Bilmece memurluğuna| gön- deriniz. Veya : 10 bilmecenin de hallerini bir kâğıt üstüne yazarak bir zarfa koyup gönderiniz. Doğtu halleden karilerimizden 150 kişiye birçok hediyeler ve- | receğiz. | Hal varakalarını 10 gün için» Ce gönderiniz. Bönçlerin bir temsili Dün öğleden sonra Cümhuri- yel gençler mahfeli tiyatro şu- besi tarafından Beyoğlu Halke- vinde ibnirrefik Ahmet Nuri Beyin bir eseri temsil edilmiştir. Bu temsilde gençler çok mu- vaffak olmuşlar ve çok alkışlan- mişlardır. NAM EAA GA ber geziyoruz. Fakat o benim gibi artist olmak merakında olmadı- Zından baazn anlaşamıyoruz. İz- mirde arkadaşlarım çoktu. Onlar- Ja da sik, sik mektuplaşıyorum » Yekfa Ragp i 26 Teşrinisani 1952 ARR — AA AAA EE — Aşk Arayan Adam EE. Bu hakim deli mı, yoksa akıllı mı ? “Vakit; in müsabakalı tefrikası, Bilen” lerden 50 kişiye muhtelif hediyeler (Vakıt) gelecek hafta (Aşk Arayan Adam) ismindeki eseri tefrikaya başlıyacaktır. Bu eserde bir (hakim) A. Bu hakim bir davada verilecek karar üzerine iki arkada” şından ayrılıyor. Maznunun beraeti taraftarıdır. Yanında i“ mahkeme azası bu mazounun mahkümiyetini iltizam edi” yorlar. Reis akalliyette kalıyor." Fakat ekseriyetle veri len makkümiyet kararını tefhim ederken arkadaşlarına mahk€* me salonunda şiddetle hakaret ediyor, sonra istifasını VE” rerek bakimliği terkediyor ve bir sergüşet hayatına giriyof- Bir taraftan da arkadaşları ile alttan alta mücadeleye vam ediyor. de Bu hakim tipi büyük bir maharetle tasvir edil- miştir. Fakat eseri okurken bilhassa ilk safhalar* da birçok kimseler bu adamın bir dâhi mi, yoksâ bir deli mi olduğunda zaman zaman mütehayyıf kalır.Eser fevkalâde eğlenceli, fevklâde istifadelidiri Biz eseri tefrikaya başladığımız zaman (Vakıt) karile- rine şu suali soracağız: “ — Bu romanın kahramanı olan hakim de W midir, yoksa akıllı mı?,, Karilerimizin yirminci tefrika çıktıktan sonra o güne kadar elimize gelmiş olan cevapları içinde tetkikat yapacağıZ- Tasvir editen hakim hakkında verilecek “akıllı, yahuf “deli, hükmüne göre doğru cevap vermiş olanların isimleri ilân editecek ve içlerinden elli kişiye İ nacaktır. ıSmuhtelif mükâfatlar tevzi olur| A AAA 25 yaşında bir kadın | "Sigorta parasını almak için mit yaşındaki Çocuğunu öldürecekti Çocuğu başına vurarak sersemletip demiryolu üstün? bırakmıştı, fakat çocuk kurtarıldı : Son günlerde Berlinde müthiş | bir facia olmuş, bir ana, altı ya- sındaki kızını sigorta bedeline tama ederek öldürmek istemiştir. Vak'a, şu şekilde olmuştur: Yirmi beş yaşmda bir kadın ©- | i lan Marta Anna Boddinin altı ya- sındaki kızı Rozmari Boddin Po- korra, bir akşam Berlin istasyonu civyarmda demir yolu üzerinde tam bir trenin geçeceği sırada baygm bir halde bulunmuştur .. Hemen yetişilmiş, kız, yol harici- ne alınmış, bir kaç saniye sonra tren oradan geçmiştir. Kızı, demiryolu üzerine başına elindeki çok katı olduğu anlaşılan bir şeyi hızla vurmak suretile ser- semletip itenin, yanı sıra yürüyen gene bir kadın olduğu, kadınm çocuğu iter etmez hemen kaçtığı i vakayı uzaktan görenler tarafın- dan bildirilmiş, zabıtaca sıkı bir i surette yapılan tahkikat neticesin- de suçlunun kızın anası olduğu | meydana çıkmıştır. Kızın anası tahkikat esnasmda kendi harketile kendisini ele ver- miştir. Kızın demir yolu üzerinde sırtında bir gömlek, bir de pelerin bulunduğu halde yarı çiplak, ba- şından yaralı ve baygın olarak bu- lunduğu, tren tarafından ezil i mekten kurtarıldığı o gece saba- ha karşı bildirilince, kadın ağlı- yarak bağırıp çağırmağa başla- mış, “bütün gece kızımı aradım, demiştir, Halbuki, bu ifadesinin aksi sabit olmuş, o akşam eve gel- dikten sönra, hiç sokağa çıkmadı- #ı komsulardan öğrenilmiştir. E- PA, AN e eN *Z. sasen, değil aramak, o gece seye kızının o kaybolduğu" bahsetmemiştir! i Kız, bir müddet sonra gösl, ni açıp da, karyolanm yi e anasını görünce, fevkalâde wi müş, “Mama gitsin, istemem,” | kuyorum!,, diye çırpınmıştır. Bunun üzerine, derhal mü uf tik karşısına çıkarılan kadın, ei altı saat sorguya çekildikten ei | ra, suçunu itiraf etmiş, “bir dı r parçasile başına vurdum, V€ tim,, demiştir. Bir kapıcı olan kocasının sene evvel işinden çıkarı. yoksul bir hayat geçirdikleri dının bir çok erkeklerle dol #r görüldüğü, kızm dile! br re, her gün kaldırım üstünde rakıldığı tahkikat neticesindf ; bit edilmiştir. Bu arada; e gi ranmış, kızın kulağındaki lerle elbisesi, dolapta bu bü? tur. Halbuki kadın, evvel ların çocuğunun üzerinde ole nu, bunları çalan haydutlar” tren yoluna atmış olacak i eri sürmüştür. Kadının, ne yaptığını b YE ğini söylemesine rağmen, ce, kızm hayat sigortasına İ bin marka sigortalı olduğ! idi alınınca, tahkikat derinleşti ye kadından sonra kocası da: io w rek olarak sigorta bed” yaf ma'la bu işi tasarladıklar! ; le tevkif edilmiştir. hi” Vak'a Berlinde büyük ” yecan uyandırmıştır...

Bu sayıdan diğer sayfalar: