17 Aralık 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

17 Aralık 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sfenks ani karanlıkta oturmuş” esini aşmış, gökteki yil lara bakarak dalmıştı. Alba saşlarinı düzeltmek için çan âynasını çıkarırken tut kendisine vermiş oldu küçük ipekli mendil elinde i O mendili dündenberi cebinde Wien şu, Şimdi bu yalnızlık ö küçücük dantelâ parça” “ini koklıyarak öpmekten acı bir sevk duyuyordu. Onun kokusunu kokladıkça sinirlerine uyuşukluk . İradesi yavaş yava ya başlıyordu. sonra, birdenbire ken: (ii masanın ise biraltı, yumruğile koltu- kenarına (vuruyordu. Bu Mülki, püyalardan Uyönmalı, fena hulyalardan kacınmalı idi, İlayet kararını verdi, yerim den kaliekı. Artık fikrinden vaz Ya vermiş olduğu randevuya, gö- miyecekti! a» g $ Ettesi âkşâmi, yömekten sonra © göne göz vakte kadar dansedil- Misi, Delhideri Yeni gelmiş elli İtadar yabancı mizafir de vardi. Daha önsbant Başlarken Robettt, Nikölsenü bir kahata çekerek: — Ftediciğim, sakin bana dat- zmn döğilsii va? Demişti. 5 Sana hişbir saman kızma - "üğum bile. Bunu pek ala bilir , “A! ayi kler halde dikkat ctmişseti o YE e — Verdiğin sözden şüphe ede- eğimi mi sanıyorsun? — Ak, Fredi... Senin üzülme bâki de asap iinde bırakıyor. Bsh sehi bilmez #niytm, kalbinde. ki hüsnü saklamıya çaliştyersun! - Ne ölür, sanki. Mümkün mertebe lâkayt ölmamı tavsiyt etmiyor #muydür?. Elimdefi gel- diği kadâr öyle ölmiya o çalışıyd- Pam, — Çok gü pey! N - Hayır... Tıpkt senin gibi Yapıyorum. i Nikolsonun yalancıktan gü: © esi Robörtsi müteessir & diyordu. Arkadaşını o kadar iyi tanıyordu Kİ... Adeta otun kalbi dan geçenleri gözlerinde öküyor du. Üütsizliğinim derecesini bile it ediyördü... Öğleden tonta Nikelson biraz i | (Catsane) İle vakit ge- pe mişti, Yemekte de Markiz De Azanne'lâ (o kofluşmuştu.. Fakat “öylünen sözleri sahiki işltemiyor: Mühatabı güldüğü #eman hes Ye güldüğünü iyice anlâmadan 6 e dülüyordu. Bakışlarıttın (Al « ) ya doğru kaymamasına elin Dag geldiği kadar gayret ediyor * Albanın mecliste bulunuşu ars ““ Onun için bir azap teşkil etmis hapla. Dağlarda, kaya tek âtüsmda yaralı iken inliye- vok, gehtiği acılar bundan dahâ hafiftir bayer onu Frimanla berabe* © sürükledi. — i Haydi dostüm, su soğuk fi iyi İç; birâz kendine gelirsin. yal iy sehi e okatrotçusu diye m. eri Madam Stakes'le dansetmiye gir! Amerikâlı kadini kö 4 alıp uzaklaştığı zaman Fris konuşt Roberts, paviyonunda lâmba - | man: Böğmiyecekti. Yarın akşam Alba: İün kenarındaki kayıkhaneye git | .— Fredi bu akşam bana, pek mahzun gibi gözüktü. Nesi va” se | Diye sordu. | — Mühüm bir şey değil. Gali- ba Londradan hoşuna gitmiyeh biir mektup almiş. Önu biraz içit- #miye gayret edelim! — Doğrün. binbaşım, arkâ daşlara da söyliyeyim de onu a * damakıllı sarheş edelim.. Roberts başka bir salona 8e$“ İl. Evvelâ prens dö Zöfrenle ve mihrase ile biraz konuştu. Sor- Fa Madraipur valisinin o karisile datsetti.. Saat on bite çeytek kâr İa büyük salonun ortasindan g8 getken Alba onu gördü ve işaret etti, Raberts bir an için tereddüt ekti, fakat gene yanına yaklaşiı Bir paravanla perdenin arasında İkanuşmıya başladılar. Alba 86 ruyordü! - Bizi gölün kıyısında saat kaçta bulacağım? -- Bu alşam sizinle görüşmi: yöcüğim. Cevabın gâyet kat'i olduğu Roberain sesinden belli idi. Al » ba israr etti -- Randevuya gelmiyecek mi- siniz; fakat dün akşam vadetmiş- tiniz? - Evet. Fakat bana inanir İ diz; görüşmesek daha iyi edötiz! — Emitt misiniz? Rober gene biraz tereddüt etti, « Evet. Dün akşam biribiri- “tar dargin bir nazarla bak tu — Biribirimize söylenecek bir goy kalmadı ba? Peki, öyleyse israr elmiyorum? o Geceniz hay* rölsun! Üzaklaştı. Tekrar döndü ve müstehzi bir tavırlâ tekrar etti: — Geceniz hayrolsun! Rohertsir heyecâhı son der&- | seyi bulmuştu, Yapmış oldüğu kabalıktan dolayı ef talep etmek için arkasından koşup Albayı yakalariayı düşünürken, markiz 5 Pazan yaklaştı. Dansetmek İ- çin salona geçtiler. Robertsin kalbinde garip bir his vardı. Yaptığı işten hem memnun, hem | müttessipedi, . ” , , , ii a io Öğleneeler devam ediyordu. Nikalaon, Sted, Freman, Young, ile beraber şampanya içiyordu. Robertsin onlara yaklaştığı sira - tediği saman boşalmış olduğunu gördü. Miheacenin o davetlilere ikram ettiği saber kokulu sigara: İsr da hoşuna gitmediği için, tas bakasinı doldurmak üsete kendi pavyonuna doğru ilerledi. Bahçe ye çikti, gölün kenarındaki kü: çük kulübenin yanından geçer ken dün akşam yaşadığı tatli das kikaları hatırladı. Fakat bu tehlis keli düşünceyi hemen dimağıns dan koydu. Albaya karşı yaptığı muamelenin kendisine pek güç , geldiğini itiraf ediyordu. Fakat ; arkadaşının manevi hastalığı için bu fedakârlığı yapmak vazifesi Gidi. Alba, (prensdö Zeren) le birlikte geldiği gibi gene gide cek ve başka bir hayat yapıya caktı, Onlar da Avrupaya doğru giderlerken kalplerine yâvaş ya- vaş sükünet geleğekti. (Döbanuü ür) mide içimizdeki her seyi söyler | u! İ | Balkanlar Ticatet odası ilk İ içtimaı bugün yapılıyor Geçen mayıs ayı içinde gehris mizde açılma merâsimi yapıla Balkan titaret odası meclisi, ilk içtimânmı buğün saat 9,30 da yapacaktır. Bu içtimaa altı Balkan mem: leketinden gelen o murahhaslat iştirak edeceklerdir. Oda mec isinde meleketimizin murahbass İüri şünlardır? Nemli zade Mitat, Habip zade Ziya, Ahmet Mitat ve Necip bevler. | Athavut murabhaslan: M: Pe riklis Haksopu'o, M. Teodor Teto* pulo, M. Tanâş Yatşi Bulgar murahhasları ; M. Bo: ris Monçef, M. Yanlıopef, M, Ivat Baklaciyef. Yünan mürahbasları : M. Yu: anldis, M. Dimitrabopüles. Rothaniya: M. Manesku, M. Maks Blumberg, M. Maltoğlu, M. Kopeloviti. Yügoslavya : M. Mijus. Balkan cemiyeti istanbul şv* besi reisi kukuk müderrislerins den Tahir bey dün bü hüsusta bir mubaftirimize şu izabati vermiştir : — Öda meelisi bu içtimamta odanın icra komitesini teşkil edecek, bütçesini tantim ve ka: bul ettikten sonra odanın dabili nizamhâmesini hazırlıyacak, ü çüncü Balkan konferansında ves rilen karar mucibince bit mad: eken desiğhman sonra intihap edilmiş olan icra komitesi #izamname ile Balkan ticaret odasına veril miş ölah vasifeleti çörmeğe baş bıyacaktır. ieta komitesi odâ meclidi aza“ sından ve her biri bir Balkar memleketinden olmak üzere alti #âltah, bir res, bir ikipei reis, hukuk müşaviri ve vesnedardan mürekkeptir, Meclis bu işleri gördükten sonra dağılacak, iefa kottitesi meclisin ikinci içtimüâiba kâdat oda işlerile meşgul olağâktir. Meclisin ikinci içtimaıın gelecek Mayısta olması arzu ediliyor. Balkan ticaret odasıim açılma merssimi geçen Mayısta yapıldığı için bugün merasim yapılmiya- euktir. Yalniz, odanin işe baş lamasını tes'it için Tahir Bey | bugün Tokatlıyanda bir öğle 2i- yaleli verecektir. —— da tabakasından sigara almak & Güzel sanatlar tale besinin İtalyaya seyahatı Güzel san'atlar akademisi yıl başı tatilinden İstitade ederek ei bir seyahat basırlamış- ir, Pu seyahate 75 talebe ile 4 taüallim iştirak etmektedir. Tas lebe Mesajeri Maritim kürüpan: yasının Patriya vapurile Napeliye gidecekler oradan Rema, Fo tatsa, Venediği dölaştıktan sonra göne dehiz yölü ile avdet ede“ ceklerdir. , 18 gün kadar devam edecek olan bu seyahatte müallim Arf Hikmet, Ferit, ismet beylerle M. Kibter talebeye nezaret ede cektir. 15 günlük seyahat masrefi olarak talebeler 85 lira pain “nda münasebetsiz düşecek. | liyen Yara şlıy Y Mi Roman -49— O Yazan: Netmettin Halil 5 in ara- | di. Çünkü dehşetli alıngan ve Ee e AE İ ai mahblüklar, Eminim ki bu- raya da âncak Fethinin hatırı için, önUR iöfuyle geldiler. Ayşe bermütat beyaz bulüzle ve İğeivert eteklişdi. Bugün lüks denilebilecek bir fazlahk o mak özeie boynunda Yöğlı boya işe meli bir ipek şal vördr. Muha'e kak mektepte kehdi yapmıştır. Mamafih | seviililiğiles anpemn üstünde de hemen iyi bir tesr biraktı. Onlar da znremi benim ablam saydılar. Adamakıllı ko- nüştuk, eğlendik. Acaba, Ayşecikle birde dars edebilir miyim diye gramoforu tangelar, oİöistrotlar koydur, kızlar parmaklarını bile oynat- madılar Ya çökiniyarlardı; va- hut ta, zavallılar, dans bilmiyor- lareh. Akşam öslü teklif ettiğim sandal isine biç biri Bu bahis bittikten sonra Fet- binin kardeşi, sözde Meclisi ne şelendirmek için, gtamalönü kur- | dü Çalınan pâklania ekserisi alaturka heyheylerdi. İçlerinde Fethinin kısır zevkinin bulabil diği kadar alafranga, bilhassa ingilizce parçalar vardı. Kizlar bunlardan bir şey anlamadılar, ben de o heyheylerden. Bunun da kâr etmediğini gö | ren Fethi: <> Durun, durun, dedi; Turan bize sinema artistlerinin taklitler risi yapsın. Haydi Turab! ilk önce aleldsul Bazlanmak istedim. Fakat Ayşenin de buna arpulu olduğunn görünce, daya namadım, dışardan hatır şapka- ön aldım, sel kaşın üstüne doğru i yerleştirdim ve Mo- gçerintisine > rm şarkılarını söyle | anmadı. Fakat beş kişi küçük. miye başladı. sandala girince batacağız diye Bu hepsinin hoşuna gitti AY | kızların ötleri patladı, Çartsiz, şe bile çok iktisat ettiği tebes- ları ikişer ikişer iz» Ve lorisi MENA Dani bü | Sirene eek GMK çük bir salon wuvaffakiyeti ka | (lik partide Şüktanla Hüsniye sandım; eğar bu odaya içindeki: | bindiler. Ayşe annemle kötuşu- lerle beraber salon demek Ga“ | yordu, ikinci kalmayı ise, tertih etti, Ben İkinci pâttinin Akşam oluyordu; kızlar git keyfile, Şükranla Hüsniyeyi gez- mek üzete kalktılar. Aklıma der- | dirirkön bol bol gevezelik edi. bal gözel bir plân geldi. Bu yötdüm, oğlar da gülmekten belki biraz cür'etkâraneydi amâ kırılıyorlürdı. Yalıya yanaşirken bizim macerayi ileriletmek için | AYS© arkadaşına takılıyordu : vaktim az olduğundan yapMmıyâ — Aa, Hüsniye ben de ak- mecbutiyet gördüm; genç kizlatâ | şama kâdar sandaldafi inimiye- bakarak: ceksiniz sandim. “Tutan Beyi seli : 4 | iyise'yerdunur; şimdi bizi şöyle snf Meleceker > Eğer i a İ -bir-dotaşrırıp çıkatacak: Benim kollarımda. onu çeke çeke Amerikaya götürecek kuv- vet vardı. Fethi nezaket gösterip yerini hâlazâdesine bıraktı ve iki arka- daş karşıma oturdular. Sahilden âyrılırken : — Ayşe Hanım, size yorulma- dığımı ispat etmek içik, gece yarısına kadar sizi sândaldan yoksa sizin de teşrifinizi rica et- se kabul etmez misiniz? Her balde sizi sıkmamiya gayret ede- rim. Gerçi ilk tanıştığımız günde böyle bir şey rica etek hayli cür'etkârlik ama samimiyetime bağışlayın, dedim. Kuzcağızlara böyle gururlarını okşıyacak tarzda söz sözlemem derhal bir mazeret bulmalarına indirdiyeteğim. mani e bereket vetsin Fethi Dedim. O ilk önde bu söz ! de imdada yelişti, halazadesinet | gideli ibi örperdi, — Gelirsin değil mi Hüsniye ? maa Kr Genç kızlar daha ziyade ken- di aralarında havadan, sudân konuşuyorlardı. Ayşe: Aman; şu güneşe bakin! Dedi. — Peki ağabây. — Ya siz Ayşe hanım? — Teşekkür ederim efendim. Her halde gelmiye gayret ede- | Hin. Diye ufku gösterdi. ince bir Höshiye de bülüt, bir kilığ gibi, batan gühe- — Gelir, gelir. | şi ikiye ayırmıştı. Diye önün sözlerine Küvvet Ayşenin gözlerine baktım ve verdi. | dedim ; — Nafile Ayşe Hatim, bâbsi kaybediyorsunuz. Kürekleri çek- © tikçe idmanı arlıyer. Şimdi sizi ö güneşin battığı yere kadar götü eteğim. Sandalı batıya doğru çekmiye başladım. Güneşin ışıkları Ayşe- ye daha başka bir gözellik Ver- e mişti. Dalgalı saçları bir demet â'ew gibiydi. Kamaşan gözlerine işte bü | arasita elini siper ediyordu. Şimdi cuma günü içih güzel | bir program hatırlayıp yavaş ya: vaş Ayşe böhimi dama düşürmek lâğim. Hani hörkes.söjler, u'ümu di: | hiye kitaplaniödâ “hadeslen la- hapet, ööğarettön ibaret, diye bit söz vatmış. Hadösten taba ret be döinektir bilmiyorum; fas kat Gösütetten İbaret benim yaplığımdır. Önü uzun urun, döya döya alk kk iş seyrettim. i z Ayrilirken bugünden onlar d. en Şer | memonadular, j yenin küçük v Muva!fakiyet, Ayşe ile adamakıllı ahbap ol | miya başlıyoruz. Şirkelten aldığım o ilk yarım aylığın beş lirasını sarföderek mükemmel bir çay ziyafeli ha- zirlamiştım. öğleden sonra Fethi, kiz kardeşini, bala zadesini ve Ağşeyi peşine takmış, getirdi. Mâtliste annemin de bu'un- ması kızlara hayli emniyet ver- sarit elinin sıcaklığını halâ elim- de hissadiyötüm. Şimdi döğünüyorum; bu kiz bede hayli sömpâti uyatdırdı. Niyetimden emin olm âşık . oluyörüm diyeceğim. A sü- kın hislerim bana bir oyüh öy- nâtbasii | Sonra Ametikaya gi- derken üzümlü filan o'ursa işim yamandır. i (Devamı var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: