27 Ocak 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

27 Ocak 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(OsuANLI DEVLET m ÖLÜRKEN... ş/ Mubarriri : Celâl Nuri * İktibas, sakil, tercime hakları mahfazdur. Anadan doğma bir balya i Köçe oğlu Andon Memur, asker, hekim, papas, | mukabil babana biraz para verir- | Elektra isimli hususi yatında . bir tüccar, çiftçi ve saire. halk tabakalarıdır. Sultan Hamit devrinde bir diğer halk tabakası daha vardı: Hafiyeler. Bu “Hafi- Bunlar | di.. » Zaten bu borcu ödiyeceğini | vadetmişti. Babanın vefatında bu paranın mühim bir kısmı sana ka- lırdı. Hem katil, hem © servetten ye,, kelimesi daima yerinde de -| mahrum oldun, Bu akıllılık mı? ğildir. Bu mahlüklar bazan pek a- leni işler görürlerdi ki, o zaman kendilerine “Aleniye,, demek iktr- za eder, Hafiye, her çeşitten olurdu: Polis hafiyesi, bir adamın harekât ve sekenatmı takibe memur nokta olduğu gibi vükelâ meclisi içinde arkadaşlarının ne yaptıklarını, hu- susile ne gibi hatalar işlediklerini dakikası dakikasına (padişaha bildirmeyi kendisine iş bilen rical de mevcuttu, Hafiyelik umumi bir müessese haline gelmişti. Hafiyenin verdiği rapora “curnal,, ıtlak olunur. Cur- nalın yanlış, iftiraya müstenit ol- ması bir mes'uliyeti mucip değil - dir. — Bugün yanlış, iftira.. Lâkin yarm doğru olabilir! diye, padi - şah, en saçmasapan curnalları bile okurmuş. Hafiyelik için hususi bir kabi- liyet gerek. Polis romanları oku - dunuzsa bilirsiniz. e Dötective'liğe | mahsus harikulâde istidatla doğan lar, Pinkertonlar olur. Sultan Hamit devrinde böyle kabiliyetli doğan bir Köçe oğlu | Andon vardı ki, halâ yaşıyormuş. Meşrutiyetin ilânı (o günündenberi kaçaktır. Evet! Anadan şair, ressam doğ- mıyan ne kadar akıllı olursa olsun. ne derece sebat ederse etsin bir Abdülhak Hâmit, bir Mihri hanım olamaz. Tabiat zorlanmaz. Andon bey, işte hafiyelik vadisinin kah - ramanlarındandır. Bakmız Andon bey işe nasıl başlamış. Bu adamın babası, şeh- zadeliğinde Murat efendinin sar- rafı imiş. Kendisine pek çok borç vermiş. Efendi cülüs ediyor ve üç ay sonra da zırdeli olup Abdül - hamit efendi ve Mithat paşa tara- fmdan yuvarlanıyor. Borçlar ne olacak?, Tahtını alan sultan Ha - mit ağabeysinin borçlarını elbette verir. münasip zamanı bek- lemeli, Bir de o günler Sultan Mu- radın adını ağza almıya kimse ce- saret edemiyor. İhtiyar Köçe oğlu Biçare hasta, yatalak. Senetleri bir torbaya koymuş, tor- bayı yatağınm altma yerleştirmiş, kendi de üstünde yatıyor. Kuluç- kaya oturmuş tavuk gibi. İhtiyara bittabi büyük bir sinirlilik arız ol- muş, Bütün ömrünü yatakta geçi- riyor; titriyor, hayaletler görüyor. Mahdum bey, Andon, o zaman kendi kabiliyetini anlamış. Sul - tan Hamide kandilli bir curnal vererek baabsımm yatağın al - tında muzır evrak bulunduğunu arzeder, Derhal bir tabur memur gelir. Zaten meflüç bir halde bu- lunan büyük Köçe oğlunun bütün evrakını, bü arada Sultan Mura - dın senetlerini alırlar. İhtiyara ikinci, üçüncü inmeler (iner ve ekspres çabukluğu ile öteki dün - yaya göçer. — Peki, Andon Bey, bu işi gör- mekle, iptida, babanı (katletmiş oldun; saniyen, bekleseydin Sul - tan Hamit az çok bu senetlere Lâkin Andon Beyin buna par - lak cevabı var: — Hafiyelik (ki Andon bu ke- limeyi kullanmıyor ve ona ubu - diyet, hizrwt diyor) bir nevi ar- tistliktir. Artist para için çalış - maz. Gerçekten hüneri olan pa » rasını da bu uğurda sarfeder... Andon geceli, gündüzlü çalı- şırdı, Bir iş çıkaramadığı zaman hastalanır, yatağa düşer, doktor çağırttırırdı. Doktor, beyefendi - nin hastalığını iyice bildiğinden, ona hâyali bir bahis açar. Meselâ kaçak bir ermeniden bahisle: — Kumarbazyan, veyahut, Ya- lancıyan, Madrabazyanm Üskü- darda, Bağlarbaşında (o göründü- ğünü bu sabah geldi, filin bana haber verdi; der, İki dakika evvel kıvranan, bağıran, çağıran An - don bey yavaş yavaş kalkıyor. Hastalığını unuttu. Acele (acele giyiniyor, soluğu Bağlarbaşında aldı. Andon bey para canlı değil. Babası vaktile bir milyon altma sahip bir bankermiş. Onun dö - küntüsünden Andonun ayda 75 lira geliri oluyormuş. Andon hü - kümetten aldığı maaşı ve bu ira- dı hep hafiyelik uğrunda harce- diyor, ve, kimseye hesap bile ver- miye tenezzül etmiyor. Hafiyelik onun için bir spor. »$ Bir gün, güneş doğarken, Ga - latada yolcu salonuna gitmiştim. Akdenizden gelen Nemse vapu- ru ile yakınlarımdan biri geliyor du. Hava serin. Orada bir bekle- me mevcut ki bunun âmiri Sait bey namında bir miralaydı. Kötü bir mangalın karşısında Sait bey- le vapurun gelmesini bekliyoruz. Miskin bir acem uşağı bize çay getirdi. o Sokaklarda (kimseler yok. Bu kadar erken Köçe oğlu Andon kopup geldi. Herifte çe - kinmek yok. Huzurumda bildiği gibi söylüyor: — Sait bey! Kadir gecesi ge- liyor. O gün limanda hangi vapur lar bulunacak? — Şimdiden kestirilemez. Lâ « kin filân, filân postalar munta - zamdır. — Bunların içinde kimler bu- lunacak? — Ne bileyim, ben? — Ben biraz tahkik ettim. İş- te Atinadan, Selânikten, İzmir - den, Varnadan... aldığım haber - ler, Şimdiden denize (kurmalı makineler atılırsa... Bunun gibi mübahaseler de - vam ediyordu. Vapur ogöründü. Üst tarafımı takip edemedim. On- lar halâ tatlı tatlı görüşüyorlar. Ermeni cemaati Köçe oğlu An - dondan pek korkardı, Kazasker efendi bir domuz gördüğünde ne hale gelirse bir ermeni de Ande- nun karşısmda bulununca bozu - | lurdu. Ermeniden çok . can yak - mıştı. — Bir ermenisine! diye tav- la oynarmış. Fakat Oermenilerin vaziyeti daha fena.. Andona bet Mevceler İ| Markoni yeni tec-| | rübelerle meşgul Bu yeni mevceler kısa me- safelerde diğerlerile karışmıyacak Meşhur elektrik âlimi Markoni, çok yeni tecrübeler yapmaktadır. Bu tecrübeler hakkında, Markoni kimseye malümat vermemektedir. Markoninin yanında çalışan ar- kadaşlarından birisi, bu sefer A - misterdamda çıkan De Telegraat! gazetesi muhabirine bu hususta ma lâmat vermiştir. Bu zat şu izahatı veriyor: — Markoni gayet kısa elektrik mevceleri üzerinde tetkikat yap maktadır. Kısa mevceler, önlerine çıkan her türlü manilerden kolay- ca geçebiliyorlar. Yapılan tecrü - beler müspet neticeler vermiştir. Ve Markoninin bu yeni keşifleri şimdiye kadar hemen hemen gay- ri kabil zannedilen şeyleri kabil kılacaktır. (Mikro - mevce) denilen bu mev celer, yüz kilo metrelik bir mesa - fe içinde, hiç bir başka mevce ile karışmaksızın bülün (maniaları geçtiği icin, fevkalâde işe yarar. Hem gayet ucuza mal olur. Bunu düşünen Markoni, herkes için alr- cı ve Verici birer makine yapmağı düşünmüştür. Buna muvaffakiyet elverirse, herkesin telsiz ve hususi telefonu olup istediği kimse ile gö- Tecektir. i Bi suretle, televiziyon meselesi de herkes tarafından tatbik edile- bilecektir. aci rüş“ muamele etseler bir kat daha düşmanlığını kazanacaklar. *» 4 # Bilirsiniz: “San'at, san'at için! diye bir söz var. Andon da hafi- yeliği sultan Hamide hizmet ol - sun diye yapmıyor; hayır! Onun bütün gayesi iktidarını göster - mektir, Tabii, 10 temmuz günü gelince bütün ortak ve çıraklari- le birlikte cemiyeti rüsumiye a - zasından saadetlü Andon beye - fendi hazretleri firar etti. Düşünü ki parasız, herhalde malümatsız, san'atsız olan bu adam gurbet buyurmayınız: O, Pariste, İsviç » rede, ötede beride gene ağını kurmuş. Evet, Abdülhamit yok. Eski veliniymet ya Selânikte, ya Beylerbeyinde. Bu sefer Andon Şarklı bir hükümdar eskisi. Ona hizmet ediyor. Vaktile hayli iler- lemiş bir curnal üslübu vardı. O üslüba halel gelmemiş. Yeni efen diye o kitabetle curnallar takdim ediyorlar. Ayni tabirler, ayni me- tot, ayni yaldızlı kâğıtlar, ayni siyah mürekkep, ayni rh! Sanki Abdülhamit £ tahtınm üzerinde.. Sanki (Yıldız sarayı açık... Sanki kurbanlık o Türkler ve ermeniler yerli yerinde. Huylu huyundan geçmez; derler. An - don bey etrafına birtakım çakal - ları almış. Fakat bu sefer para - cası yerinde değil. Onun için do- landırıcılığa ehemmiyet o vermiş. Bazan esaslı paralar vuruyor, lâ « kin ekseriya da ikinci efendisin- den tokat, sille, kırbaç yiyor, Celâl Nuri nüz: Memleketinden kaçmış, bel- | diyarında ne yapar? Hiç merak | yepyeni bir veliniymet bulmuş. | Memleketimizde hazırlar; KARIM BENİ Rejisörü : ER TUG Musiki: MUHLİS Oynayanlar: Bedis - L Galip « E. Behzat - Muammer. Kem Bayram günlerini en eğlenceli geçirmek isteyenle an Türkçe sözlü, şarkılı i ALDATIRSA büyük operet filmini görmelidirler. RUL MUHSİN SEBAHATTIN Feriha-Halide hanımlarla Behzat Haki - Hazım-V. al Beyler. Fiyatlarda zam ELHAMRA ve MELEK Sinemalarındi Bayram günleri sabahları ELHAMRA da 1045 te MELEK te 11 & tenzilâtlı matineler vardır Gayrimübadiller ve ikinci tertip bonolar Geçen Pazar günü toplanan | gayri mübadiller kongresinde, i - kinci tertip bonolar meselesi için | Ankaraya bir heyet gönderilme - sine karar verilmişti. Gayri müba- diller cemiyeti idare heyeti dün kongre reisi Kavalalı Hüseyin Be- yin de iştirakile toplanmıştır. İç - | timada cemiyet namma Ankara- ya gönderilecek heyete kimlerin dahil olacağı meselesi görüşül - müş, fakat bu hususta kat'i bir j karar verilememiştir. Bayramdan sonra yapılacak içtimada heyet azası seçileceklerdir. ——— Türk-Yunan muhtelit mahkemesinde 29 dava Türk - Yunan muhtelit ha - kem mahkemesinde dün 29 da - vaya bakılmıştır. Davalardan on beşinin müdafaası yapılmıştır. 15 dava da istenen tazminatın mik - tarı 2.206.350 liraya baliğ olmak- tadır. Davacılardan Jan Papa İs - tanbul ve İzmirde bıraktığı men- kul ve gayrimenkul mallarından dolayı 149.500 lira, Nikolas İz - mirdeki emvalinden dolayı (120 bin 400 lira, Dimitriyos Çanakka- lede zaptolunan çifliğinden dola- yı 321.600 lira, Patrikyos İzmir - deki emvalinden dolayı 120.500 lira tazminat istemektedirler, Bunlardan başka 14 davanın reddine karar verilmiştir. Bu 14 dava iie hükümetimizden istenen tazminatın miktarı 184.000 liraya varmaktadır. mek emk Bekçiyi yaraladılar Hamal Hamdi ile Lâz Ahmet Bebekte bir kahvede tavla oynar - | larken kavga etmişler, biribirle - rini dövdükleri gibi ayırmak üze- re araya giren bekçi Mustafayı | da başından yaralamışlardır. Cuma 27 K. sani 1 Ramazan Gün doğuşo Gün İsty Sabak aman Öğle tamamı İlndi t#manı Akşsm namazı Ya sı namazı tmsak Yılın geçen gün'eri kalan Cumartesi 28 K. sanı Şevval 716 1219 &46 1gar Sa 19 2 745 17,19 645 7 1503 12,19 18.53 mi 7 a HAVA — Yeşilköy Askeri sanat mer - kerinden verilen malimata göre, burün ba- va ekseriyetle bulutlu ve şimal istikamet - lerinden hafif rözgürle olacaktır. Dünkü sıcaklık en fazla 7, en az nakıs 1 derede, buvu tazyiki T7Z milimetre Hdi 1010000 08104 0 LA ETAFAE FA İMatba amıza gelen eserler : RE KER YEEE MENE Musolini ile mülâkat Tanımmış Alman edibi Emil Löğvig'in İtalya beşvekili Müholini ie kemuştuk - dan sonra yazıp bastırdığı mühim ve kıy » melli eseri, Haydar Rifat Bey tarafından | Giimize çevrilerek kitap halinde neşredii - miştir. Zamanımızın mübim adamlardan biri bakkında mühim bir mulirririn yazdığı bu kitap, alfka ile okunulacak mahiyettedir. Tavsiye ederiz. FERRE Sinemayı 3 Gü 3 Gece Ramazan V yetelerinin hepsi “birlikt Gündüzleri o fiatlarda tenzilât, Bayramda Istanbul Belediye Darülbedayi Şehir Tiyatro' Temsilleri : bie çi ANN yaşımdan oağağı olan çocu tiyawoya'abnl edilmezler Bugün metine saat 15,30 da akşam süvare saat 21,30 da in Üpereti Direk Al Opera Sinemasınd Türk - Yunun Art silerınin müşterek temsi KA. sami 31 (sal) akşamı 21,30 Ğ OTHELLO Gavrilidis - Othello Eituğrul Sadettin « Yago k Yerler — satılmaktadır Otello 20 pazar iBakuköy Milet ve 30 pazartesi (Kadıköy Hale) sin İsrında verilecektir. SÜREYYA Sinemasında, 25/1/083 Çarşamha gününden ibare HAREM EFRARI Don Joze Mojika tarafından. ilâveten Klarabul'un Cinayeti Alim köpekler kumpanyası tarafındı BORSA 26 Kânunusani' 1933 Nukut (Satış) “arş | 20 & Fransız 16450 1 Sterlin. 726 1 Dölat 213,— 2 Üre Iç 201. Belçika ; 17.— O Drahmi 0 7— 20 bviçre “E— m Leva — 1 'lotin #5, M Kuron Çek 122.— Çek fiatları" 3, Paja 8, Vivam Maârit 0 $ilin Av 1 Pezeta 1 Mark 1 Zohuti w Dinar 1 çervomeç 1 Altın 1 Meçtdiye 1 Banket Brüksel Atina Cenevre Sofya Asterdamı Terkos Çimentn Ar, OE Ünyon Deyi, © g6 Şark Dey İtalya İş Mankası Aradole Reji Şiç, Hayriye Tesmvay U. Siporta omopti istikraz'ar 15, 1m a 23,65 Sark m. ceza Telefon Tabviller 0375 | Elekirik 83 | Tramvay 6040. Tünel 343 | Rıhum 435 | Anadolu 855 | Anadola m İ A Mümessil Ist. dahi “ark (.yo'lar D.Muyahbide Gümrükler Saydi mahı Bağdat T askeriye

Bu sayıdan diğer sayfalar: