27 Ocak 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

27 Ocak 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- Bizden bin sene evvel edebi » yatlarını tekemmül ettiren millet- ler; dilin (Teşkilâtı esasiye) si sa- yılan ata sözlerini kâmilen yaz - muşlar, hikâyesi olanların hikâye- lerini bazan uzak memleketlere seyahat etmek suretile toplamış - lardır. Bizim Nasrettin (o hocanın maniadr sözleri; ata sözlerinin en seçilmişlerindendir. Hem hepsi de birer hikâyeye dayanır. Başka milletlerde de bizim (hoca gibi tuhaf yaratılmış adamlar var. Fakat hiçbirisi bizim hocanın to- puğuna bile erişemez. Arabın; (Cuha) sı var. Fakat hocanmo saflık, sadelik içindeki (mucize) gibi sözlerini söylemek onun haddi mi? Bir kere bakalım, Cuha da ha- İis arap mı? Şimdi daha şüpheli, daha tet- kikli olduk. Filhakika arap ede - biyatını toplıyanların o ekserisi Türk ırkından (müvelledon - A- rabistanda doğup büyüme yaban- cı ırklar) olduklarma göre belki (Cuha) da halis arap değildir. Belki de (Cuha) ya isnat olunan fıkralar, başkalarınındır. Bizim hocanmkiler bile katıklıdır. Zaten hoca bir şahıs değil ki, o zaman- ki Türklerin zarafet, irfan, tuhaf- lk (kurçağı) heykelidir. (*) Ben buraya hocanın sözlerini lâf arasında kullandıkları gibi ya- zacağım. Esasını bilmiyenler bir (Nasrettin Hoca Jetaifi) alsın, © okusunlar, Bundan sonra bizim - gerçek edebiyatımızı yükseltecek — olanlarm avadanlığı Türkün bu yolda milli (eserleri olacaktır. Bunları alıp zamana göre işliye - — ceklerdir. i Ea emektar da yarım asırlık © seiikğrenin “yükseldiğini görüp — #svinerek topallıya topallıya ker « vana karışıyor. i Velet Çelebi i 1 — Hocanın dediği gibi- Bi - leniniz, bilmiyeninize öğretsin. © 2 — Hoca demiş ki: Tanrıya çok - şükredin ki deveye kanat verme- © di. Yoksa damlarınızı (o başınıza © yıkardı. 3 — Bu Konyalılar ne i- yi adamlar, Helvayı adama döğe .döğe yedirirler, 4 — Hocanın çöm- lek hesabıma döndü. 5 — Hoca (Eskiyen ayı kırparlar * kırparlar © dayıldız yaparlar) demiş. 6— Hoca köylüye (Sen haltetme ca - © hil köpek o kabahatini bilir) de- miş. 7 — Al aptesini, ver pabucu- mu. 8 — Hoca iki tarafına bak - mış da gene kendisine (Gençlikte de bir hayırlı uğursuz değildin oya) demiş, 9 — Deli deli o akanı bura bura tıkarlar, 10 — Hocanın dediği gi- © bi (Şuna değmiş, buna değme - miş) dedin, hepsini yedin. 11 — ocanın dediği gibi: Kazanın do | - gurduğuna inanırsın da öldüğüne inanmaz mısın? 12 — İşte şimdi kuşa döndün. 13 — Hoca sıcak — çorbayı göğdeye atınca (Savulun - kardaşlar! karnrmda yangın var demiş. 14 — Hocanın ördek çor- — bası yemesi hesabı. 15 — Hoca horoza: (Gece karanlığında sa - “ bahım yaklaştığını bilirsin de öğ- le üstü Sivrihisar yolunu neye bilmezsin) diye çalmş sopayı. 16 © — Hocanm dediği gibi: Vermiye o gönlüm olmaymca ipe un serilir, 17 — Hoca (Behey oahmak!dil © bilmez kürt; türkçe yellenmeden ne anlıyacak) demiş. 18 — Hoca- © Öteki dünyada ne var, ne yok) diyenlere (filcancı kalırmı ürküt- © şnemsen bir sev yok) demiş. 19 — | en lesalın Sözleri Bu kadar tavuğa bir horoz gerek. 20 — Mollası İmat (Aman hoca pek tozuttun) deyince hoca (Kur dun kuyruğu (koparsa o zaman görürsün dumanı) demiş. 21 — Ne seviniyorsun. Nasrettin Hoca gibi Dikyanos zamanından kal - ma bir ahır dolusu sığır mı bul - dun. 22 — Hocanın dediği gibi: Buyur kürküm ! zamanındayız. 23 — Hoca (kız öğlen kız, altı aylık gebedir) demiş. 24 — Hoca (Ka- rı bana yetişmek istersen sen de biraz nişadır kullanmalısın) de - miş. 25 — Hoca müşteriye (Sakın satm alma. Bu sarığın ucu arka - ya gelmez.) demiş. 26 — Hoca Sen pazarlığı uydur. Kuyruk ya - banda değil) demiş. 27 — Yahu! Sen ne acaip adamsın. Eşeğin sö- züne inanıyorsun da benim sözü »- me inanmıyor musun? 28 — Ho- canın dediği gibi (Geç yeğidim geç) der geçersin. 29 — İyi bul dunuz, sahibi ölmüş eşeği. 30 — Hocaya (Dünyanın ortası neresi- dir) diye soran Dehriye (Şu eşe- ğimin ayağınm bastığı yer) de- miş, (Neden bildin) diye sorun » ca (İnanmazsan ölç) odemiş. 31 — Hoca Timurlenge (O sopayı sen yesen dört ayaklr (olurdun) demiş. 32 — Hoca (Oğlan akıllı- cadır, Babasının doğduğunu bilse de ölur) demiş. 33 — Nasrettin hoca (Kavga bizim yorgana imiş. Yorgan gitti, kavga bitti) demiş. (©) Ba makaleyi neşrinden evvel gören Zonguldak mebusu Halil bey demiştir ki: “Ben bu tereddüdü bile fazla bulurum. A- rap (aha) nn adımı (Errami) (o lâkabile birlikte zikrederler ki (Errumi) Türk—Ana- dokulu demektir. Esasen fıkralarm çoğunda tamamile mutabakat o vardır., (Cuha) mın (Hoca) kelimesinden malklâp olduğu da ha- tıra gelebilir. Yazi heyeti, Hariciye müsteşarı Hariciye müsteşarı Numan Bey, dünkü trenle Ankaradan şehrimize gelmiştir. Numan Bey, bayram tatilini bu- rada geçirecektir. : Iktısadi Haberler i Ye me Rusyada a semra semen. ni bir yasak Evlenmek te yok, boşanmakta .. Rusyada bir evlenme memuru kadın Deyli ekspresin Moskovadan al- dığı malümata göre Rusya hükü - meti bütün evlenme ve boşanma dairelerine bir emirname tamim ederek bütün evlenme ve boşanma muamelâtının durdurulmasını is - temiştir. Bu emrin verilmesine sebep Rus yada yapılacak tehcirlerdir. Teh - şire tabi olan eşhasın evlenerek ikamet hakkımı kazanmamaları için bu tedbir alınmıştır. Bu suretle şehirlerde mukim o- lan bir çok ahali, memleket içleri- ne sevk olunacaklardır. Bundan başka bu sırada Rusya dahilinde bir tasfiye ameliyesi de yapılacaktır. Son tetkikler esnasın da amele arasında 140 beyaz, 250 sabık Kulak (arazi sahibi), 200 va tandaşlık hakkından iskat olun - muş adam, 260 sabıkalı bulunmuş Bütün bunlar Moskovadan çı - karılacaklardır. Napoleonun Moskovadan ric'a- ti hâdisesi tekerrür etmiş gibi bin- lerce Rus vatandaşı Rusya içlerine kaçarak hükümetin teftişinden kaçmak istemişlerdir. Buğdayın temizleme işinden dolayı şikâyet 19 Sene evvel Mr Keli bir cüretkâr ;. Arnavutlukta kırallık eden bir serseri Bu adam beş gün süren hükümdarlık devrinin hatıralarını yazıyor Avrupa gazeteleri, Berlinde açılan bir dava vesilesile garip bir maceradan bahsediyorlar. Yazılanlara göre, Hamburglu bir tabile, Vitte isminde bir al - | man sahne artisti arasmdaki bu i dava, bir tazminat davasıdır. Da- va, Hamburglu tabiin bastığı ! “Hatıralar,, dan çıkmıştır. Vitte, | bu kitapta vaktile Arnavutlukta nasıl krallığını ilân ettiğini, sal - / tanat sürdüğünü anlatmaktadır. Gene yazılanlara göre, kendi- si, Arnavutlukta bir müddet sa - hiden kral olarak tanınmış, ira « deleri yerine getirilmiş. Macera, şöyle başlamış ve bitmiş: 1913 senesinde, bir gün Dıra- | ca bir telgraf geliyor, “Arnavut - luğa kral olarak seçilen Türk prensi, yoldadır. Karşılamak için icap eden hazırlıklarm yapılma - Bim O sırada Arnavutlukta böyle bir vaziyet bekleniyormuş. Dola - yısile herkes vaziyeti tabii bul - muş, derhal hazırlıklar başlamış. Telgraf, telgraf üstüne ve niha - yet, sahte prens, başlan aşağı sır- malı üniforma giyinmiş olarak Diraca ayak basıyor. Tantanalı bir istikbal merasimi ile karşıla - nıyor, dört bir tarafa selâm ve - rerek, yüksek iltifatlar yağdıra - rin en mükemmel binasına yerle- şiyor. Vitte, bu rolü sahne üzerinde- ki rollerinden daha büyük bir meharetle oynuyor, vaziyetin bü- tün güçlüğüne (o rağmen, herkesi aldatmıya muvaffak oluyor, Ar- navutluğu idare edecek prens ol- duğu kanaati, o kadar kat'iyetle ve kuvvetle besleniyor, ki cür'eti artan sahte prens, krallığı res - men ilân etmekten hiç çekinmi - yor. Krallığı ilân için 15 şubat 1913 günü tesbit ediliyor, yeni teşkil edilen Arnavutluk ordusu | ve memleketin nüfuzlu adamları Ankaradan gelen bir haberde! day ve arpa tacirleri ve Anadolu - hazır bulunduğu (halde, o gün Eskişehir ticaret odasınm buğday temizleme işinden dolayı İstanbul ticaret ve zahire borsasmdan şikâ yet ettiği bildiriliyordu. Dün bu hususta alâkadar bir zat şunları söylemiştir: — Bu bir sene evvelki bir mese- ledir. İstanbul Ticaret ve zahire borsası heyeti buğdaylarımızın ve arpaların temiz olarak ( İstanbul borsasında satılması ve harice de | böylece temiz olarak sevki için ka- rar vermişti. Bu karar Ticaret Odasr umumi heyeti tarafmdan kabul edildi, Ik- tısat vekâleti de bu kararı tastik etti, Yılbaşından itibaren kararın tatbikma başlandı. Fakat bu kararda eski vaziyetin değişmiş bir şekli yoktur. Yalnız malların daha temiz olması için bazı kararlar vardı. Bu karar da şu dur. Mallarda çıkacak topraklar - dan yüzde 3 ve nihayet yüzde dör de kadar olanların bedeli fiatına göre verilecektir. Yüzde üçten fazla olunca bu fark iki misli ceza ile almacaktır. İlk evvel borsadaki bir çok büğ- si bl lin İM eza id LL İM ki İLİ an şi nun muhtelif taraflarmdaki tica * ret odaları bunun kabiliyeti tatbi- xiyesi olmadığını söylemişlerdi. Fakat bu bir aylık tecrübeden anlıyoruz ki, bu çok güzel tatbik edilmiştir. Evvelce bir o vagonda yüzde dört beş nispette toprak bu- lunurken şimdi bu fark birdenbire azalmıştır. Gelen mallar çok temiz dir. Bu çok pahalı ve zor bir şey ol madığından tacirler mallarını sevk etmeden evvel bir kere kalburdan geçirtiyorlar Bunun neticesinden gene tacirler istifade ediyorlar. Çünkü Türk hububatınm temiz olduğu günden güne etrafa yayılı- yor. Havaların soğuması ve zahire fiyatları Havaların soğuması üzerine pi- yasadaki zahire fiyatları yükselmi ye başlamıştır. Bir kaç gün evveline kadar 11 kuruşa satılan nohut dün öğleden sonra 17 kuruşa kadar satılmıştır. Buğday, arpa fiyatlarmda deği- krallığı ilân merasimi yapılıyor. Mızıka selâm havası çalıyor, toplar atılıyor, bütün hazır bulu- nanlar, sırasile biat ediyor, on « dan sonra mükellef bir ziyafet! Rüya görürmüş gibi bir hayat | sürmiye başlıyan artist, kurnaz ve cüretkâr olduğu kadar müteyak - şiklik yoktur, Kereste ihracatımız Tutulan istatistiklere göre 1932 senesindeki kereste ihracatı 1931 senesine nazaran bir buçuk milyon lira fazlalaşmıştır. Bunun en büyük sebebi gümrük tarifelerinden sonra Romanyadan memleketimize kereste ithal edil - memesidir. Evvelce İzmirdeki üzüm ve in - cir sandıkları için Romanya keres- teleri kulanılıyordu. Gümrük tari- felerinden sonra yerli keresteler kullanılmağa başlanmıştır. ,Bun - dan maada kerestelerimizden bir | kısmı da Suriyeye ve Filistine ihra İca başlanmıştır. rak, kendisine tahsis edilen şeh « |' kız ve ibtiyatlıdır. Çok geçmeden kendi hakiki hüviyeti o hakkında | bazı kimselerde, bilhassa zabit « lerde şüphe uyandığmı seziyor, derhal ne yapmak lâzımgeleceği - ni düşünüyor, ilk tedbir (olarak hüviyeti etrafında dedikodu çrka- ran zabitleri kendisine karşı asi vaziyeti aldıkları (noktasından, tevkif ettiriyor. Kralın bu irade- sine karşı, iradeyi yerine getir - mekten imtina eden olmuyor, za- bitler, hapsediliyor. Fakat, bir taraftan da dedikodu artmakta - dır. Vitte, bu vaziyeti görünce, | - kinci tedbir clarak ne yapabile « ceğini düşünüyor. Tevkif ettirdi- ği beş, on kisiden başka, gene bazı kimseleri tevkif (o ettirmesi, dedikodunun önünü alacak mı? Buna ihtimal vermiyor. Düşünü « yor ki, nihayet günün birin'e tevkif emirlerini yerine getirecek maiyet bulamıyacaktır. Onların da tevkifi icap ederse, bu işi yalnız başına kendisi mi yapa * cak? Mümkün değil. Hususile memleketteki bütün ahalinin ya- vaş yavaş aleyhine dönmesi ihti « mali, kendisini kuşkulandırıyor. Neticede, bir an evvel, işin içinden sıyrılmıya karar vererek kıyafet A-ğistirin bir sece haksız van kıyafetinde hududu geçiyor. Şimdi, beş gün süren saltanat devrine ait “Hatıralar, mı Al- manyada yazan ve neşrettiren ar- tistle kitabımı basan tabi arasın - da para meselesinden çıkan ihti- lâf, Berlin mahkemelerinden bi « rinde tetkik olunmaktadır. Avrupalı devletierın Amerikaya borçları; WASHİNGTON, 26 (A.A.) — İngilterenin borçlar meselesine da ir vermiş olduğu cevabın M. Roo- sevelt tarafından kabul edilmesi bekleniyor. Mumaileyhin borçlar meselesinde yapılacak her türlü tadilâta mukabil borçlulardan bir, takım fedakârlıklar istemekten ibaret olan kararını değiştirmesi « ne ihtimal verilmemektedir. Resmi mahafil, M. Rooseveltin. İngiliz notasına cevap vermiyece- ğini, meseleyi mart ayında İngiliz lerle Amerikalılar arasmda müza- keratın başlaması zamanına kadar muallâk bir halde bırakacağını söy lemektedirler. İngilterenin cevabı noktasmda Fransa lehine dermeyan edilmiş o- ' lan ihtirazi kayitlerin aşılamıya « cak bir mania teşkil etmiyeceği be yan edilmektedir. Borçlu devletlerle şarta bağlı bususi bir takım itilâflar aktine te- şebbüs edilecektir. Nihai itilâflara gelince: Bunlar için cihan iktisat konferansının iç » timai davetine intizar olunacak » tır. Hatta icap ederse bu maksatla 15 haziran tarihine ait taksit için muvakkat bir moratorium ilân edi. lecektir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: