13 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

13 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ria e ey Sİ rt 193 W VAKIT'ın Edebi Tefrikası: W 18 Bir Yastıkta Kocayın .. — Eğer tesadüf yardım ederse ve... Yanınızdaki küçük hanı - mın müsaadesi olursa, görüşürüz. Şimdilik... Biraz durdu, sonra ilâve etti: — Hürmetlerimi sunarım hanı- mefendi! Biz, Lâmia ile beraber uzak - laştık, Ortalık kararınıştı. Karanlık - ta, kaybolmıya başlıyan (Nazif Beyin gölgesine bakıyordum. Bı - raktığımız yerde durmuştu, kı - mıldamıyordu. — Bedia teyze, bir şey söyle - miyorsun Neden konuş muyor- sun? Darıldın mı? Sesi munis, tatlı, rekik. — Neden darılayım? — Neden olur mu!... Nazif Be- ye kur yapmanıza mâni oldum. Biraz kızar gibi oldum; — Sen pek âlâ bilirsin, ki ben ne Nazif Beyle, ne de başka kim- seyle kur yapmam. — Siz belki yapmazsınız ama, 8x “'s kur yapmak istiyor. — Vek canım! — Wofile inkâr etmeyiniz. Bu - nu sz de pek âlâ biliyorsunuz, ki “w yapıyor... Ama ben size bir >» sözliyeyim mi? — Söyle bakayım? — Beni dinlerseniz, Nazif Be- ye müsaade etmeyiniz... Size kur yapmasın... Bu fırsatı ona verme- yiniz... — Neler söylüyorsun Lâmia! Hayretle yüzüne bakıyorum. Yanımda yürüyor ve bunları söy- İ Jerken yüzüme hiç bakmıyor. Ben bakıyorum ve yüzünün ha- şin bir sertlik aldığmı görüyo - rum, Lâmia, o anda bir genç kız değil, Halinde bir kadınlık var. Daha ciddi davam ediyor: — Bırakınız da, size düşünce- © mi söyliyeyim teyze... Ondan son “| ra ng isterseniz onu yapınız, bil diğiniz gibi hareket ediniz.. Ben Nazif Beyi... Oldum olasıya tanırım... ye evimizde görüştüğüm gibi, başka yerlerde de görüştüm... Onun na- sıl konuştuğunu bildiğim gibi... Onun hakkında söylenenleri de bilirim. Onu pek iyi tanırım. A « kıllı, zeki bir erkektir ve istediği zaman kendini osevdirmesini de bilir... Hattâ, bazı yerlerde ve ba zı şeylerde ona emniyetim < bile vardır... Meselâ onunla istediği yere, yalnız, başbaşa giderim. Yapılmıyacak hiç bir şeyi yap * maz ve söylenmiyecek hiç bir şe- yi söylemez. Çünkü beni çocuk - ken tanıdı ve ben onun için hâlâ çocuğum. Beni baka gibi sever... Duraladı. Ben de bir müdet sustum, fakat | onun konuşmadığını görünce sor- dum: — Ben Lümia? — Sen kadınsın... Tam kadın- #m!,. Seni her erkek arzular.. He- le senin, bu arzulara karşı koydu- ğunu da görüyor... Bunu gördük- Çe arzusu artıyor... Senin etrafın: da döneniyor... Bilmezsin o ne a- adamdır Muvaffak olama Mayı, izzeti nefsine yediremez... Sırf dediği olsun, istediğini yapa- diye senin peşinden ayrıl- yor... Bunun için onu senin ya- görmek istemiyorum... Se - “konuşurken bunu düşüne - kendi keyfini yaptığın: dü - kızıyorum. ie Yazan: Mediha Münir — Kızacak ne var?. — Korkuyorum.. — Korkacak ne var?. — Seni üzecek teyze.. Hattâ le- keliyecek... — Lâmia, böyle bir sözü nasıl söylüyorsun?. — Doğruyu söylemekten Oben hiç bir zama nçekinmem.. Onu bı- rak, genç dansözlerle, aktrislerle, bar kadınları ile düşüp kalksın, onların peşinde dolaşsın, o, sana lâyık bir erkek değil Bedia.. Onun düşüp kalktığı kadınlar, senin tır- nağın olamazlar... Hemen cevap vermedim; vere remedim. İçimde bir ses var.. Ku- laklarımda bir ses çınlıyor. o Bir ses diyor ki: “İnan!,. Bu çocuğun hakkı var.. Doğru söylüyor!.,, Ben de, Lâmianın doğru söyle- diğini biliyorum.. Fakat bu biliş neden beni üzüyor.. Kalbimi sız « latıyor.. Beni yeise düşürüyor?.. Acı bir sesle dedim ki: — Dehşetsin Lâmia!.. Tevekke- li değil, Nazif Bey, daima kendi aleyhinde bulunduğunu söylerdi .. Bundan sonra bu sözünü cerhede- miyeceğim.. — Etme. . — Peki amma, Nazif Bey, an nenle de, tıpkı benimle konuştu - ğum gibi konuşuyor. — Konuşsun.. Annen feleğin çemberinden geçmiştir.. Hayatta binbir tecrübesi var.. Halbuki sen tecrübesizsin.. Sen aramıza yuva sından düşmüş, henüz uçmasını bilmiyen bir kuş gibi geldin.. Ka - natlarımı oynatmağa başlayınca derhal fırladın.. o Havalardasm, zannediyorsun, ki gök yüzü senin- dir. Hayır teyze... Etrafta çaylak - lar vardır.. Yan gözle Lâmiaya baktım., Neler söylüyor?. Bu sözleri söyleyen on sekizini bitirmiş bir kız mı, yoksa yaşinı başımı almış bir kadın mı?. Mırıldandım: — Daha çok gençsin Lâmia... Anlayamazsın. Ben çocuk deği - Tim... Lâmia güldü, başını salladı: — Hakkınız var teyze.. Yaş me- selesini ortaya korsak, ben senin yanında knudakta bebek sayılı - rım,. Bnim de sana bu sözleri söy- lemem gülünç... Güldüm: — Sahiden öyle Lâmia... — Amma, biz harp sonu nes- liyiz teyze. Biz, sizin devrinizde - ki genç kızlara nispetle çok ihti - yar sayılırız.. Sakın sana nasihat ediyorum zannetme.. Yalnız bil - diklerimi ve hissettiklerimi söylü- yorum.. Bu hissim de o kadar kuvvetli ki... — Evet, o kadar kuvvetli ki.. Devam et.... Yüzüme baktı.. Gözlerinde de * rin bir sevginin, şefkatin ışıldıla - rını gördüm... Devam etti: — O kadar kuvvetli, bula gitmeni istiyorum.. Biraz sustu, yutkundu: (Devamı var) ki, İstan Otobüsleri teftiş Taksim ile Büyükdere arasmda işliyen otobüsler iki günden beri sıkı bir teftişten geçirilmektedir. Fazla yolcu alan, süratli gidenler hakkında zabıt tutularak ceza alın maktadır. ) de ii İM e İL Mr 17 yeni kelimenin Türkçe karşılığı ve kullanılışları Dünkü 16 kelimeye karşılık olarak gönderilen iki listeyi basıyoruz T.D. T. Cemiyetinin, karşılık- ları bulunmak üzere tebliğ ettiği onaltı kelimeyi ve bunlara bul « duğumuz karşılıkları dünkü sayı- mızda basmıştık. Bugün ayni vasıta ile gelen 17 kelimenin karşılıklarını da yazı - yoruz. Okuyucularımız bu kelimelere buldukları karşılıkları bize gön - derirlerse dilimiz sütununda yer bulur. Nitekim bugün muharrir arkadaşlarımızdan Mehmet Nu - reddin Beyin ve okuyucularımız - dan (K. L) Beyin buldukları kar- şılıkları koyuyoruz: 17 kelimenin karşılığı Bahil — Cimri, pinti Onu bırakmız, cimrinin biridir. Pinti Hamit piyesini seyrettiniz mi? Bahis — Sözleşmek, anmak Bu at üzerinde sözlekştik. kırdı arasında onu da andık. Bahusus — Hele, kaldı ki Bu türeye bütün yurttaşlar, he- le genç olanlar bel bağlamalıdır. Baht — Baht Bahtım kara, saçım ak Ne hale girmişim bak Orhan Seyfi Bâis — Sebep Bu işe sebep olan sensin! , Bâki — Ardakalan Yer yüzünde bizden ardakalan ancak iyi işlerimizdir. Bakire — Kız oğlan kız İhtiyar olduğu halde evlenmek için kız oğlan kız arıyordu. Balig — Ergin Artık oğlunuz ergin sayılabilir, Batıl — Köksüz, boş Bu boş, bu köksüz sözlerle kim- senin fikrini çelemezsiniz. Becayiş — Yerdeğişme, yerde. ğiştirme İki polis komiserinin yerleri de- giştirildi. Bedbin — Kara görücü Kara görücülük gençlere yaraş- maz. Bedel — Karşılık Aldığımız malın karşılığını son kuruşuna kadar verdik. Beden — Gövde Gövdelerimizi jimnastikle kuv- vetlendirmeliyiz. Bedevi — Göçebe Çölün ötesinde, berisinde göçe- be çadırları vardı. Bedi — Güzel Ne güzel bir görünüş bakın! Bedihi — Apaçık Bu, apaçık bir hakikattir, inkâ- ra gelmez. Beis — Zarar (1) Ne zararı var, siz de geliniz. Mehmet Nurettin Beyin bulduğu karşılıklar Adap — Türe, üyenek, saygı Türemiz böyle davranmamızı ister. Saygısızlık etmeyiniz. Üye - neğe yakışmaz işlere kalkmama - hıyız, Aferin — Hay yaşıyasın Çocuğum, yazin: beğendim, hay yaşıyasın. —————. (1) Bu kelime her ne kadar aslen Apap- Ça ise de halk diline inmiştir. Onun işin BEİS kelimesine kargılık koyduk. Lâ- Afet — Uyun, yosma O köylü kızı ne yosma idi. A- merikada yer sarsılıyor, o ne kor- kunç bir uyun! Agâh — Uyanık, sezer, uyak Çok uyanık bir gençtir, olanm bitenin sezeridir. Ahenk — Düzen işe bir düzen vermek lâzım. Alâyiş — Gösteriş, pohpoh Gösterişi sever, pohpoha me- raklıdır. Alet — Avadan, avadanlık Avadanlığını beraber getirdinse şu tulumbayı tamir ediver, Amade — Bağınban Dediklerimizi yapmak için ba- Zınban olduğunu söyledi. Aman — Aman Aman kardeşim, ne yapıyorsun? Amir — Buyurgan Buyurganımızm — buyruklarını canla, başla dinlemeliyiz. Asayiş — Dirlik, uygu Şehrin dirliği bozulmasın. Evin uygusu yolundadır. Asude — Ençi Ağaç altı, su kenarı ençi bir yer Ati — Gelecek Geçmiş değil, gelecek! Ayin — Ayin Kilisede dün bir ayin yapıldı. Ayna — Gözgü Kadın değil mi, gözleri gözgü- den ayrılmıyordu. Azade — Kaygısız, Sıyrı Kaygısız bir hali vardı. gucutulardan sıyrıyım. Okuyucularımızdan (K.L.) imzasile Adap — Biçim, türe Aferin — Yaşa, varol Varol oğlum! Afet — Afat Agâh — Uyanık, bilen Agâh ol, uyan! Ahenk — Düzen, uygunluk, düzgülük Alâyiş — Gösteriş Alet — Takım, düzen Marangoz takımını aldı geldi. Düzensiz iş olmaz. Amade — Bekliyen Aman — Dirlik Amir — Buyruk İki kanat bir kuyruk, başlı ba şına buyruk. Asayiş — Düzen Asude — Kaygusuz Ati — İleri Ayin — Şenlik Ayine — Ayna, gözgü Eğer su damenin tultum revan, Bütün döndürdü yüz benden! Veğer gözgüden ummdüm sıtk, aksi müddea gördüm. Füzuli Azade — Kurtulmuş Vilâyete gelen tebliğ Türk dili etrafındaki çalışma hakkında başvekâletten dün vi - lâyete şu tebliğ gelmiştir: Türk dili tetkik cemiyeti reisli- ğinden 8/3/933 tarihli yazılan 40 sayılı tezkerede ötedenberi di- limize giriş olup yazımızda ve ko- nuşmamızda bugünde kullan - makta olduğumuz yabancı keli - melerin bir an önce karşılıklarını Tahripçilerin idam MOSKOVA, 12 (A.A.) — Tass ajansından: ; Devletin siyasi odepartımanı kollejinin o Menjinski imzali bir tebliğinde kollejin 11 mart tari - hinde burjüva sınıfına mensup ©- lan devlet memurları ile, ziraat | halk komiserliğine ve devlet çif - liklerine mensup bulunan arazi sahiplerine ait meseleyi tetkik et- miş olduğu bildirilmektedir. Bun - lar, Ukranyada, Kafkasyada ve Beyaz Rusyada köy iktısadiyatını mukabil ihtilâl hareketlerile — “ rip etmiş olmakla itham ediln tedirler. Kollej, teşkilâtın başlıca men- suplarmı traktörler ve ziraat ma- kinelerini tahrip etmek, köylülerin vaziyetini vahimleştirmek ve | memlekette kıtlık cıkarmak mak- sadile tohumları bozmak, bunla - rın harman yerlerine sevkedilme yi lerine ve dökülmelerine mâni ol- mak töhmetile idama mahküm etmiştir. j 35 kişi, idama mahküm veli dam edilmiştir... 22 kişi 10 ile 18 sene arasında değişen hapis ce - zasına mahküm edilmiştir. j MOSKOVA, 12 (A.A) — Ukranya, Kafkasya ve Beyaz i Rusyada memleket iktısadiyatı » nı bozsak suretile mukabil ihtilâl hareketi lehinde bulunmakla maz nun 72 devlet memurunun muha» kemesi yapılmış ve bunlardan 35 i idama 22 si 10 ve 18 i de sekiz sene hanse mahkfüm olmuslardır. 4 Davet C. H.F. Şişli nühiyesi Meşru. tiyet Ocağmdan: Ocağrmızın aylık toplantısı 14/3/933 Salı günü saat 20,30 da yapılacağından Ocağa kayıtlı a- zamızm o saatte fırkanın Rumeli sokağındaki Şişli nahiye meskeni ni teşrifleri rica olunur, İstanbul “ol ddelmmmı liği p. den: Kumkapıda Nişancı Mehmet « paşa mahallesinde 34 numaralı hanede sakin iken bir müstantik - liğe tayinini istiyen Mehmet Veh- bi Bey halen mazkür adreste bu lunamadığından ve Ezine müs - tantikliğine tayin kılındığından as cele memuriyetimize müracaatı, muson sar Sas sna Bent saanmenet 2: sena enanan aman #09 KaarAMENE ve cemiyetin çalışması kurultayca gönderilmiş yollarda yürümekle beraber bir taraftan da bu anke- tin Şemsettin Sami Beyin Kamusu | Türki adlı lügetinden almacak Arapça, Farsça kelimelerden her gün 10 - 20 tanesinin gazete, rad» yo, ajans yollarile halka bildirile- rek karşılığının istenileceği ve C. H. Fırkasile Halkevlerinin de üç ay kadar sürecek olan bu işe yars dım edecekleri, ileriye sürülecek | İ kelimelerin bir taraftan gazele * yazıcıları tarafından günlük ya - zılarında kullanılarak öteki taraf- tan cemiyetçe seçilen kelimelerle i Osmanlıcadan Türkçeye karşılık ' klavuzlar yapılacağı bildirilmiş ve hükümetin, cemiyetin bu ça - | lışmasında her vakitki gibi yar «" dımda bulunmaları için bütün (- dare kollarına buyurüuk verilmesi istenmiştir. Bu işin başarılması” için bütün idare kollarının ber za- manki gibi yardımda bulunmala « rı icra vekilleri heyetince tensip edilmiş olduğundan lâz:m gelen yardımın yapılmasının bu daire » bulmak ve yapmak için ge lere ehemmiyetle bildirilmesini bir anke e kefeni. id vi e . RR e z Şİ İ mi ed se im idi

Bu sayıdan diğer sayfalar: