13 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

13 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

il alkan Devletleri ne halde ? İda Bir nefeste verdiğim bu ceva - muhataplarım şöyle diyorlar- ki nankörlük ediyoruz.Yahut çok — fazla şey istiyoruz. Fakat o sizde bir iyilik edince, bunu pek sessiz sadasız yapıyorsunuz. Böyle sü - cüti yapılan şeylerin akisleri de çabuk unutuluyor. Hem kimsenin © haberi olmuyor. Buna (mukabil, 5 hoşa gitmiyen şeyler derhal bü * | “yük akisler yapar. Mağlâübiyetten sonra Bulgaristana tatbik edilen “ bütün beynelmilel | kontrolları © Fransızlar yapıyor. Askeri kon - trol Fransa tarafından, mali kon- irol Fransa tarafından yapılıyor. — Fransızlar, Bulgaristan için Ak-| vam Cemiyetinin jandarması va- — siyetinde: oldular. Bundan başka hafta geçmez ki, bir Fransız « muharriri, Bulgaristan; Sırbiye i- le tehdit etmesin. Yazık. Fakat - hepsi bu kadar değil. Size içimi © dökeyim, Biz, nihayet, bütün ih- © tirasımıza rağmen az bir şey işti- “yoruz. Değil yalnız yaşını başını “ almış Bulgarlar, en müfritlerimiz “hattâ bizzat Mihailof bile hudut- İarın yeniden tashihini istemiyo » Tuz. Bu işten vaz geçtik. Biz, Bal- — kanlarda, Slâv milletleri arasında lir anlaşma vasıtasile sulhun te- rainini istiyoruz. Bu sulh hepimi- ze lâzım bir şey. Bunun için ne istiyoruz? Yugoslavya Makedon - için daha liberal bir rejim, radaki Bulgarlar için istedikltri, .an'anelerinin icap ettirdiği gibi i mak hakkı, kendi dillerile © ana dillerile konuşmak hakkı Siz, Yugoslavyanın hâmisi ve biraz da vaftiz babasısınız. Halbüki Yu - oslavya bu istediğimizi vermiyor. Bunu temini için ise iki O çare İkna veya cebir. İkna mese - bize sade Fransa yapabilir gibi geliyor. Halbuki Bulgarlar, izin bunu istemediğinize kailler. > Ö zaman, gelip kulağımıza öteki o usulden beksederek fısrldryanları “ dinliyoruz. Vakia bunlar henüz bizleri ikna edemediler amma, şu mu da söyliyelim ki, bazılarımız bu sözleri dinlemiye başlamışlar» “dır. iy a © Burada iki noktaya işaret et - © mek isterim. Evvelâ, ben Bulga - — ristana Makedonya hakkında bir anket yapmıya gelmedim. Kim — haklı, kim haksız? Bu suali kendi » kendime bile sormaktan kendimi e menettizr. “Anket, imin esası © Bslkanfarda sulh n? © İtalyanm açıktan açığa söyle» “diği arzuları, Macaristanın talep- leri meydanda. Bunlar malüm ol- duğu halde, Bulgarlar me istiyor- lar? Muhtelif ufuklardan o gelen i bir çok reyler ayni noktada birle. “şiyor. Bu yollar üzerinde karşı - karşıya hareket bir kaç lokomo « © tif var. Bu lokomotiflerin kazan- ları yanmış mı? Harekote hazır © mudırlar? Frenleri var mı? Ben “ bunları arıyorum. Manevi bir me- > sele ile değil mihaniki bir mesele ile meşgulüm. © İkinci nokta şu: Gayri mem © nunlar, İtalya, Macaristan ve ülgaristan ayrı ayrı veya hep be- raber cebir istimalini düşünebi « Jirler, Bu hâdiseyi de sadece bir şudur: tehlikede mi? “© tehdit olarak kullanmak iktimalis ni de düşünebiliriz. Bu taraflar. — Şüphesiz hakkınız var. Bel - | N Yazan: Edovrad Helsey da teneffüs edilen kava tehlike ile doludur. Pazarlık mı? Harp hazırlığı mı? Bu suale cevap ve » rebilecek kimse, her halde par - makla gösterilecek bir kimsedir. Bütün Balkanlarda ve Yugoslav- P n Belgrat üzerinde müessir olabileceği fikri çok ya - | yada dar yanlış veya doğru olabilece - İ ğini aramıyalım, Şu noktaya da işaret o edelim. | Tamamile hususi mükâlemeler * de, dürüst görünen kimseler, ba * na seslerinde hakikaten samimi heyecanlarla “dikkat ediniz,, de- diler, Daha az hararetli görünen başkaları da, beni temin etmiye çalıştılar, Birinciler, gözlerimin içine ba- karak, ve ekseriya ( telmihlerle konuşarak: — İyi bakınız, dikkat ediniz, kulaklarınızı açmız. Ve 915 deki kargaşalıkları, haberiniz olma - dan gözlerinizin önünde halka halka bağlanan Bulgar — Alman zincirini hatırlayınız.,, Dediler, Bir çokları da neşeli gülerek: — Biz mi, bir harpmacerasına gireceğiz? Yaptığımız iki acı tec- rübzeden sonra mr? Hem bu va - ziyetimizle? Haydi canım, tuhaf- sınız! İtalyanlar mı harp istiyor? Kabil mi? Burada epeyce- faali - yette mi bulunuyorlar? Ne çıkar? neşeli © | Sadece iktisadi ve ticari mesele- ler için. Dediler. Her iki taraf beni ik - na işin çalıştı. Bir çok kere de. fazla gibi görünen ısrarlarla, İtal yan sanayii mahreç arıyormuş, hepsi bu kadar. Makedonya ve Arnavutluk arasından, kendisine, lehine olarak bir ticari - cereyan açmak istiyor. | Selâniğedöğtu iniyor. Gayet tabit. Fakat bu yollara ordular değil, sadece mühendisler, ban - kerler komisyoncular gönderiyor. Bazan bü muvaffak da olamı « yorlar. — Meselâ, diye anlattılar, ge - genlerde, İtalyanlar, Newilley mu ahedesinin tesisine müsaade etti- ği bir barut fabrikasını almak i « çin cok uğraştılar, Harbi düşünen bir millet için bu fabrikanın siya- si ve askeri ehemmiyetini düşü - nünüz, Bir çok #onra, fabrika; münakasaya ko - nuldu. İtalyanlar münakasaya gir mediler bile, Muhakkak olan bir şey var. Bulgaristanın resmi beyanatın - dan, mali ve iktisadi vaziyetini, mazideki dersleri bahane ederek, elini kolunu bağladığını ve sulh taraftarı olduğunu #adece sulba inandığını ve her ne olursa olsun sulhtan ayrılmıyacağını şüpheye koymak doğru değildir. Mösyö Muşanof bana, kendisi - ne bu husüsta bir sual bile sorma - dan dgdi ki; — Gizli mushedelerden, erkâ - v1 harp anlaşmelarından, bir mu- ahededen falan bahsedildi. Fakat bunlar hep saçmadır, hep saçma! Bu sözler bügün için kat'idir. Fakat yarın için?, Nezaretten çıktım... Sobranya koridorlarında gezmeğe basla - dı.. Kendilerine sualler sorduğum başka adamlir banâ “araymız.. İder gibi baktılar. Ve yahut; saf birer yüz takmarak sordular: — Fransanın siyasetini değişti» yi yılmıştır. Bunun ns dereceye ka - | Çin 4 ğini ha Çinliler Jaçon teklifini kabul edecekler mi? TOKİO, 12 (A.A.) — Kupei- ku boğazının düşmüş olmasına râğmen vaziyet müphemdir. Tchang Kai Chek'in mukabil bir taarruza kalkışmasına ihtimal verilmemektedir. Salâhiyettar pon mahafili böyle bir intihar saymaktadır. Bu mishafil büyük seddin şimsli Japonlar ta- râfından işgal edilmiş olduğun *| dan dolayı vüçuda getirilmesi su- retindeki Japon teklifini artık ka- bul edeceklerini farzetmektedir - ler. Bu mahafil, Çinlilerin Yeholi geri almak maksadile Çinin şima - linde asker toplamağa devam et- mekte olduklarmı ve Japonların vaziyeti kurtarmak için tekrar ha- rekete geçeceklerini ilâve etmek « tedir. Japonya Milletler cemiyetinden çekiliyor TOKİO, 12 (A.A.) — Kabine, dün öğleden sonra tonlamıştır. Bu toplantıda Japonyanm milletler cemiyetinin terkedeceğini, mezkür cemiyete bildiren nota projesi tas- vip edilmiştir. Milletler cemiyeti umumi kâ - tipliğine tevdi edilecek. olan teşabbüslerden ! proje şekle ait bazı tadillerle ka -İ'kazandığı muvaffakiyet yüzünden | niyâtağını zari bul edilmistir. Bu proje, pazârtesi günü impa- ratora takdim edilecektir. Müşas rünileyhin meclisi hâsı toplaması muhtemeldir. redeği sahi mi?. İtalya ile anlaşa - cakmış öyle mi?. Bunları sorarken hepsinin göz- leri parliyordü. Sonra, Yugoslav- ya krallığının dahili bahsettiler, — Galiba Hırvatlarla anlaşıl - mıyor. Orada yeni bir şeyler ha - zırlanıyor, galiba.. Bazıları, bir köşeye çekiyorlar ve bir şey tevdi eder gibi .şunları söylüyorlar: — Eğer yakınlarda veya bir-iki seneye kadar Adriyatik sahillerin- de bir şeyler olursa, biz bitaraf ka- lacağız. Harp istemiyoruz. Yalnız, şunu da hatırlayınız ki 1915 senesi baharında da bitaraftık. Henüz kat'ileşmiş bir şey yoktu. o Sırp erkânı harbiyesi, müttefiklerine, bize, ihtiyati bir tedbir olarak hü- cum etmek için yalvarıyordu. Sonraları (Obırakmadığmız . için bundan dolayı size epey sözler de söylediler.. Anlıyorsunuz yas “E - ğer. Sofyada üzerine yürürlerse, kendimizi müdafaaya mecbur ka: lacağız, Ve yahut bir başka birisi.. Fa - kat bunlar söylemekle biter şeyle: değil. Ve daima, öç beş söz konuş tuktan sonra, mükâleme. Male - donyaya dönüyordu. Orada ihti - yar ve zavalı Bulgarlara yapılan mezâlimden, toronunun Ziyaret etmesini mennettikleri zavallı bü yük annelerden bahsediliyordu . Hanâ. komiteci tahrikâtından nsfretle bahsedenler bile, onuzla- rını silkerek ilâve ediyorlardı: Her halde, buğün veya yarm bu Makedonya meselesini halletmek icabadecek., Bu mesele hayatımı - gı zehirliyor.. Nihayet biraz İibe - ral bir rejim Sıtplarişin bir feda- işlerinden kârlık değildir ki, İşte, Sofyanmi bugünkü hali.. Edouard Helsey Cevdet Kadri, Darülbedayi reji-| Nefez nofsze: — Üstadım, dedi, Selma deha —Üğelmemiş, halerin olsun! i Rejisör kaşlarını çattı: — Ne diyorsun!.. Saatini çızarıp baktı: — . On dakika sonra başlıyo ruz halbuki,, Cevdet Kadri, endişssini ken - di kendine konuşur gibi mırıldana rak belli ediyordu: — Sakın başına bir felâket gel- miş olmasın? Rejisör güldü: — Müellifler hep böyledir &a - ten! Piyezlerinin oynanacağı ilk akşam, en küçük bir meseleyi bir felâket haline koymağa kalkışır - lar. Merak etme Cevdet... locasına bakalım. Eminim ki, Sel « mayı orada bulacağız. Kalktılar, artistlerin localarma giden koridora saptılar. Cevdet | Kudret, endişesini tekrarlamaktan çekinmiyordu: — Düşünüyorum da,. Ya bir oto Kadınlara H sörünün odasına kaşa koşa girdi.| Gidip | N.1 Tİ Sm perde açılma saati geçeli on beş dakika olmuştu. Halk, sabırsızla * nıyor, fakat kayretinden, sabırsız- lığını gürültü ile ifade edemiyor * du, Bununla beraber, kimsa, bu g3. cikmenin sebebini bilmiyordu. Loğasm4a, Cavide, uzün kirpik lsri gözlerindeki neşeyi saklıyarak makyajımı yapıyordu. Ars sira, i tahneye mahşüs bir iç çekişle: — Zavallı Selma, diyordu, in « şallah başına bir kaza gelmemiş * tir; Cevdet Kadri, artık Selmadan ümidini kestiği için, gelmiş, onun tolünü oyniyacak olan Cavidenin yanına oturmuş, onu heyecanlan » dırmağa çalışıyordu. —Cavide, bak, bu akşam büyük “| bir tali eseri olarak, mühim ve bü- İ yük bir rol oyniyacaksın! Böyle şans, insana her zaman gelmez. Sa lon dolu, bütün İstanbul seni sey - redecek, Ceszur ol... Korkmiyor * sun ya?. ; Cavide gayet sakin bir sesle ce- vap verdi: ii mobil kazası oldu ise? Selma, pi - yesin ruhu! İki hafta evel Ali Fet- hinin “Zencirli kadın,, piyesinde İ salon dolu. Herkes onu bu yeni rol de ne yapacak diye merakla bek - liyor. — Evet. Bu kadar kalabalık bir akşam doğrusu az gördüm. Vali burada, Bütün münekkitler, Selâ - mi'İzzet, Nurullah Ata, Refik Ah- met burdaa.. Ahmet Hidayet bile gelmiş. Polis müdürü de varı“. | Selmanın Jocasma gelmişlerdi, Kapıda, bir hizmetçi şaşkın şaşkın bakınıp duruyordu. Rejisörü gö - rünce: — Efendim. dedi. Selma Hanım daha gelmedi. Cevdet Kadrinin rengi sarardı: -— Gördünüz mü? Bu aralık, koridordan bir yükseldi: — Beş dakikâya kadar başlıyo ruz. Hazır olunuz. Rejisör ciddileşmişti: — Derhal Selmanın evine biri - ni gönderin. (Hizmetçiye) sen de git, Cavideye haber ver, hazırlan- sın. Selmayı o “remplacer,, ede - cek. Allahtan olacak, rolü ikisine de ezberletmiştim. Cevdet Kadri, alnından akan terleri siliyordu: — Selma oynamazsa, piyesim mahvoldu.. Evet, mahvoldu., Rejisör muavinin sesi tekrar yük seldi: — Beş daltika sonra başlıyoruz. Hazır olunuz! Rejisör odasina dönerken: — Bana haber vermeden, dedi; perdeyi açmaymız. Selmanın gelmeyişi, yavaş ya - vaş etrafa yayılmağa boşlamıştı. Artistler, buna ne mana verecek - lerini bilmiyorlardı. Her halde, Sel maa, © akşam oynıyacığını unut « muş olamazdı. Acaba hastalanmış mıydı? Böy le olsa herhalde haber verirdi. O halde? Geriye sadece bir kaza ih- | timali kalızordu. Bir hademe, derhal bir otomobi» le ztlamış, Selmanın * Taksimdeki evins koşmuştu. Rejisör, onun dön mesini büyük bir sabırsızlıkla bek liyordu. Dartilbadayide çok fazla ve kıs kanç bir itina ile hürmet edilen si iğ ii aki seir — Neden korkacakmışım? — Neden mi? Her halde bu ro- lü böyle birderibirâ, hazirliksiz oy“ notmiyordun ya? | Hem pekâlâ biliriz ki, insan böyle iğreti rollere ö kadar ehemmiyet " vermez, candan repetö etmez. — Azizim Cevdet Kadri Bey, | şuna emin olunuz ki, benim için ro lün iğretisi filân yoktur. ğ Başkasının yerine oynamak için ihtiyaten hazı;ladığım rolleri bi * le, kendi öymiyacağım roller kadar; | sanataşlı ve itinası ile hazırlarıpaz! Müsterih olunuz., Hazırım. il — Her halde, ikinci perdenin son sahnesindeki büyük tirat'ta bir şey unutacak filân olursanız, suf- löre haber verdik, size... —.. Emin olunuz, bir şey unut < mam, — Tabii, Tabit, eminim. Cevdet Kadri, Cavideye hayret * le bakıyordu. Bu kadar itimat?.. Bir aralık, genç artistin yüzünde memnuniyet, büyük bir memnuni* yet görür gibi oldu. R Fakât, piyes ile fazla meşgul ok duğu için cldırış etmedi. —Ben, dedi, rejisörün yaaın gidiyorum, halka meseleyi nastlğ | bildirmek lâzım geldiğini görüşe * İceğim; i Benim rolü hazırlıksız yaplığı mı, daha on beş dakika evveli « *| kadar hiç bir seyden haberim olmas! dığını, seyircilerin müsamahasın" rica ettiğimi ve bilhassa, Selmanıf gaybubetinden dolayı çok müte: sir olduğumu söylemeği de unutm* yınız. A (Dovanı yar)! Sultanahmet Üçüncü #sh Hukuk relraliğin den Mide Andon o Apsryiz Müddsanleyh Gu'atadn Helvâcı 68 Aysa: lokanta” ik Ma hanede satin Sinaniş aleyhine ikame ettiği (200) Meali cak davâsmın cari muhsltamasinde! ( Sinemis Efendinin sermti meçhule tiği şerkile dava arsubali tilâtebliğ ade edildiğinden miş ve yevmi muhakeme olan SÖ. tarihinde o muhakemede irat vücüt © memiz ve gıyabında mübiikeme iv i karâr verilmiş ve müddel vekili teklif eylemiş olduyunden yemin et Üzere. eankieme günü öan OS Pazartesi mani (ii) de zaybakemedd- patı vücut etmediği * Eskdirde yel sükül ve vakzaları ikrdr etmiş bacağına dar işbu gyap karani nan tebliğ olunur. Tfondi leman teblizat

Bu sayıdan diğer sayfalar: