26 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

26 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

o Memleket Habeleri İT en AKAN Amb. (LAN AA ENA BNA e Mp0 EANENE EE | Eskişehir şeker fabrikası Kokain teşkilâtı bitiyor Şimdiden 40,000 dönüm yere pancar © ekildi, bu yıl 100,000 dönüme ekilecek ESKİŞEHİR, (VAKIT) — Ya- sınzade Mehmet Ali Beyin köprü başındaki büyük otel binası şeker fabrikası idare binası olarak isti -| car edilmiştir. İdarenin eylül, teş- rinievel, ayları içinde tam kadro- sile bu binada faaliyete geçeceği © o söylenmektedir. ik Şeker fabrikası işletme müdür- lüğüne Kâzım, muhasebe müdürlü ii ğüne Baki, dosya şefliğine Meh - | O met Beyler tayin edilmişlerdir. İnşaat mühendisleri Asım, Ga- lip, Nadir Beyler de inşaata neza- ret etmektedirler, e Şeker fabrikası meclisi idare a- | o zasmdan Şükrü Bey dün Eskişeh- © re gelerek inşa edilmekte olan | | | z hi : fabrikayı gezdi, getirdiği memur- | “| ları işletme müdiriyetine yerleşti rerek İstanbula döndü. Şeker fabrikasının inşaatı gün geçtikçe artmakta, amele adedi de | | her gün biraz daha çoğalmakta - 'dır. Fabrikanın temelleri pek ya'- | kında bitirilecek ve nisan bidaye- | tinde temellerin atılmasına barla - nacaktır, Şeker fabrikası etraf köylere pancar tohumu dağıtmaktadır. Bu sene Eskişehir ve (o mülhakatında 100000 dönüm araziye pancar ek- ürilmesine çalışılacaktır. Şimdi - den 40,000 dönümden fazla ara - - ziye pnacar tohumu atılmıştır. Halkevinde Halketleri temsil şubesi kurban © bayramında Büsraya kadar bir — tenezüh tertip etmiştir; o seyahat © ört gün devam edecektir. Tem - > Mİ subesinin Bursada temsil ver - mesi de muhtemeldir. Gidecek ka- ki file yirmi kişiden ibarettir. Kafi E | | | i leye temsil şubesi reisi Faruk Bey riyaset edecektir. 2500 kilometrelik bir bi- siklet yürüyüşü Sporcu gençlerden bir grup Halkev'eri spor şubesi himayesin- ide orta ve garbi Anadoluda 2500 kilometrelik bir bisiklet seyahati hazmlamaktadır. Teşvik yürüyüşü- ne temmuzda başlanacak ve yü - rüyüş bii ay devam edecektir. (Do laşılacak vilâyetleri ve grubun i « simlerini seyahat sıralarında yaza- cağız.) Yeni hükümet binası liseye verildi Yeni yapılan hükümet o binası liseye verilmiştir. Hükümet daire - leri temyiz mahkemesi Ankaraya nakled'linde temyiz binasına taşı- nacaktır. Muallimler birliği kooperatifi Tasnrlanmakta olan Eskişehir muallimler birliği kooperatifi ni - hayet teşekkül etti, Sermayesi bin liradır. Birlik kooperatifi dünden itbaren muallimlere erzak dağıt - mıyu bışlamıştır. Erzak Oambarı birlik binası altındadır. Birlik kooperatifi azalıklarına Nazmi, Kemal, Tahsin Beyler se- çilmişlerdir. Fakir çocuklar Eskişehir ilkmektep talebelerin den 200 fakir çocuk < Muallimler Birliği tarafmdan himaye edil - mekte ve kendilerine her gün öğle yemeklerinde sicak yemek veril - mektedir. Bu yavruların bayramda giy - dirilmesinin de teminine çalışıla - caktır. Şevket - Bir köy evine baskın yar bir kadıncağızın bir hırsızla © girmişler, evde buldukları eşya - i ları kaçırmak istemişlerdir. Oda - ; ların birisinde yatmakta olan evin — ihtiyar kadını ayak seslerini işi - dince dışarıya fırlamış, hırsız ile k karşı karşıya gelmiştir. Bu vazi - yet karşısında kalan ihtiyar ka - dın hırsızın üzerine atılmış, fakat altmda kalmıştır. sız, kadını öldürmek için kama - sına sarılmış, fakat kama kınile birlikte çıktığından kadını öldü - ememiştir. Kadın bu ânda diğer odada yatan oğluna (o bağırmışlır. — Anasının bağırmasını duyan oğlu, hemen tabancasını almış, dışarıya © fırlamak istemiştir. tam bu sıra - da dışarıdan atılan bir el silâhla - zavallı ihtiyar kadın vurulmuş, b öldürülmüştür. SALIHLI (WAKIT) — Üç gün evvel beş kişilik bir eşkiya partisi Bu sirada hır - Emre köyünde gece yarısı bir eve | - boğuşması: Kadın da öldü, eşkiya da. Anasınnı vurulduğunu, evinin muhasara edildiğini anlıyan genç köylü tabancasile anasının yanın - da olan hırsızı öldürmüş, diğer birini de yaralamıştır, bunun üze - rine köyde müsademe başlamış ve neticede diğer üc eşkiya yarala - nan arkadaşlarını da beraberle - rinde kaçırmışlardır, ölü eşkiya simdi Salihlidedir. Bu adamı ta « nıyan yoktur. Jandarma diğer eşkiyaların peşinde takibata devam etmekte - dir. Küp içinde altın Mersinde, Nüzhetiye mahalle - sinde oturan Anton Akil isminde birisinin temel kazdırırken küp i- ginde altm ve birçok kıymetli eş - ya bulduğunu ve bunu gizli tuttu- ğunu Mersin gazetesi yazıyor. Kaçakçıları Izmirde nasıl yakayı ele verdiler Gümrük kaçakçılığı ile müca - dele bürosu, İzmirde kokain ka - çakçılığı yapıldığını ve bu kaçak- gılığa, Tepecikte kahveci İzzet is- minde bir şahsm devam etmekte olduğunu haber almıştır. Sivil olarak İzzetin kahvehane- sine giden gümrük memurları, bir müddet oturup kahve içtikten son- ta İzzetıe temasa gelmişler ve giz- lice kokain almak söylemişlerdir. İzzet hevesli görü nen muşterilerini memnun etmek! kalkarak! için hemen yerinden kahveden çıkmış, bir az sonra, bir kâğıda sarılmış ufak bir paket ge- tirerek göstermiş ve 16 buçuk lira istemiştir. Memurlar, istenilen pa - rayı vetmeğe hazır olduklarını ve ancak üzerlerinde o kadar para bulunmadığını ileri sürmüşler, İz zetin ilimat edeceği bir oadamın yanlara verildiği takdirde yarım saat sonra parayı gönderecekleri- ni bildi mişlerdir. Kahveci İzzet, müşterilerine Hasan ismindeki a damı vermiş, paranm bu adama verilmesini tenbih etmiştir. Memurlar kokaini (aldıktan sunra Tepecikten ayrılmışlar, bir arabaya binerek doğruca gümrüğe gelmişlerdir. Ne olduğunu bilmi yen İzzetin adamı Hasan, resmi bir dairenin kapısından içeriye gi- rerken saşalamış, fakat iş işten geçtiği icin muhalefet etmemiştir. Tutulan zabrt varakası tarafından imzalandıktan sonra derhal zabı - taya haber verilmiş, kokain kaçak. çısı İzzet, Tepecikte yakalanarak getirilmiştir. İzzet, hiçbir şeyden kaberi ol madığını söylemiş, cürmünü inkâr etmiştir. Her iki kaçakçı, lâzrmge- len iptidai tahkikat © yapıldıktan sonra adliyeye teslim edilmişler, o- radan da hapishaneye sevkolun «* muşlardır. Bu iş hakkındaki adli takibata başlanmıştır. Bombalı Haydutlar ! Ihtiyar zengini öldürecek- lerdi, önüne geçildi İzmir civarında Kasaba kaza - sını Urganlı köyünde bir tesadüf- le bir cinayetin önüne geçilmiştir. Urganlıda zenginliği muhitin de herkesçe bilinen ve tek başına | yaşıyan bakkal Aptullah Efendi, gece geç vakit kahveden evine dönmüş, kapısını açıp sessizce içe- riye girmiş, fakat içerde kimse bu* Junmaması lâzım geldiği halde odalardan birinde kibrit çakıldığı- nı görmüş, ses çıkarmadan © geri! dönerek gidip jandarmaya haber vermiştir, Jandarmalar Aptullah Efendi- | le beraber tekrar eve gelip sessiz- ce içeri girdikleri zaman evde iki silâhlıyla karşılaşırlar. Jandarmalar silâha (davranıp birinin elindeki bombayı alırlar ve her ikisini de tutarlar, Tutulanlardan biri Gökkayalı Ali Efe ve diğeri de ayni köyden İİ istediklerini | Mart 15 — MISYONERLER Mektubun gayet sarih olduğu - nu ve mahiyetini tenvir için hiç - bir vesikaya ihtiyacı (oOolmadığını bilmekle beraber bu hususta - hiç kimsenin şüphede kalmamasını te- min için ayni cemiyetin neşriyatın- dan olan “Gols Planin Sex: Allahın cinsiyette plânı) isimli ki- tabın son sayıfasında (Şeref ittifa- kı nedir?) serlevhalı bir yazıyı a- şağıya dercetmeyi münasip gör - dük. “Şeref ittifakı saf ve temiz bir ömür sürme mefhumunun fayda ve zaruretini hissederek bunun a - ralarında ve arkadaşları arasında intişar ve idamesi mak$adile biri birine bağlanmış gençler ve yiğit ler cemiyetidir. Bu insanlar ah - lâksızlığı ve günahkârlığı bais o - lacak şeylere karşı durmak ve fe | nalıklarla lekelenmemiş bir haya tın asalet ve şerefini tatmak eme- lindedirler. Böyle bir cemiyete ih- tiyaç tarif ve tavsif olunamıyacak kadar büyüktür. Vaktinde icap e- den ikazlarda bulunulmadığı için binlerce genç ahlâksız bir ömrün mahzun hasadını hayatlarınm da- ha ilk safhalarında biçmektedir - ler. Bu insanlar hayatm neşesini kaybetmişlerdir. Erkekçe bir kuv- vetin güzelliği yerine kendilerin de ruhi ve bünyevi zaaf görülür. Gençliklerinde arkadaşça ve vefa- kârane nasihat ve ikazlarla kurtu- Tabilirdiler. Şimdiyse başkalarma ve kendilerine yaptıkları fenalık - ları tashih zamanı geçmiştir. Maa- mafih allaha hamdolsun İsaya bah şetmiş olduğu lütuf ve inayet sa- yesinde nedamet ve af zamanı he nüz geçmiş değildir. Şeref ittifa - kı arkadaşlarını maruz kaldıkları günaha meyilden kurtarmak isti - yen bir genç admalar cemiyetidir. Onlar yukardaki uçurumun etra - fına bir set çekmenin aşağıda has- ta arabası bulundurmadan daha i- yi olduğuna kanidirler. Bütün is - tedikleri bu değildir: “Ayni zaman da, erkeklerin kadmlara karşı şö- yalyevari bir vaziyet (almalarını | tamim ve kendi hemşireleri için a- İ Giz tuttukları biraderane alâka ve kıskançlığı bütün genç kadınların iyiliği için onlardan da sakmma - malarını ister ve her şeyden üstün olarak kendi saflarında bulunan herkesin hazreti İsanın hizmet kârlığını en büyük şeref addeden lerden olmasını arzu ederler,,, “Kadınlar kısmı için elimizde bulunan bir broşürde de şu yazılar ! i vardır: İmam Nuri isminde biridir. e Ali Efenin | mazide bir takım haydutluk vak'a- ları olduğu söyleniyor. Her ikisi| de cürümlerini itiraf etmişler ve! Aptullah Efendide külliyetli pata olduğunden | , bunu O gaspelmek maksadıy'a gizlice eve girip giz *| İlsndiklerisi ve yetaklarının da l Urganlıdan Nazi' söylemişlerdir. Bunlardan Ali Efendinin çiz - mesinin içinde keskin bir emil ile keskin iki küçük lâz bıçağı bu: Tunmuştur, Elinden bombası alı - nan bu adamdır. Ali Efenin eniş * tesi, biraderi, ve adamı Hamzanm savuş o'duğunu evlerinde taharriyat yapılmıştır. / ) d M ökse ri ella vi limanları nasıl hris- Dz ettiler ve ediyorlar? Muharrirleri » Muhittin Abdurrahman ve Mecdut Sait “Bu cereyan nedir?, N “Bu cereyan mümkün olduğü kadar yüksek bir ahlâk seviyesi tutabilmek temiz bir kadınlık v€ kızlık hayatı geçirebilmek ve bi temiz hayatı bozacak arzulara kaf şı koyabilmecek şaşmaz bir imar kurmak, sözünde ve işinde azim * kâr bir hayatın şeref ve güzelliği" ni sürmek emelile biribirine bağ * lanmış bir kadınlar ve kızlar kum” panyasıdır. Böyle bir teşekküle ih tiyaç çok büyüktür: Birçok kızla” rrımız ve genç kadmlarımız afif ve güzel olması icap eden hayatları ne yazık ki ekseriya kirli ve kayıt” sız bir ömrün dumanlarına bürü * nüyor, “Bu teşekkül hemşirelerine ha» yat mücadelesinde marüz kaldık * ları günah irtikâplarma karşı koy“ mak hususunda yardıma fevkalâ * de hahişker bir kadınlar ve kızlar cemiyetidir. Bütün emelleri bu de“ ğildir: Kızlar ve kadınlar arasın * da evlenmenin, akrabalığın ve ev hayatının kutsiyetini tamim büyük gaye iffet ve ismete hizmet etme * yi öğretmek ve her şeyden üstün olarak hazreti İsanm daha iyi mu- akkipleri meyanında ölmayı revaç- landıramk emelindedirler.,, Her iki izahın beraberinde de ce“ miyete âza kabulü için birer mat * bu müracaatname vardır. l Gene Bülten namını verdikleri mecmuadan münferit bir yaprağa malikiz, Sayıfa numarası olarak 49 ve 50 rakamları okunan bu yaprağın üç sütunu “Türkiye, ser * levhası altında Türkiyeye ( tahsis edilmiştir. Çok dikkate değer ma * lâmat veren bu yazınm ne yazık ki son kısmına malik değiliz. Eli * mizde bulunan kısım aynen şöyle“ dir: “Müdür muavini veya piskapof naibi Lee Vrooman türkçe neşri * yat hakkmda İstanbulda Dr. Mac calum ve Rev. J. Kingsley Birge tarafından gönderilen bir rapor © kumuştur. Bu raporun bazı kısımı * larmı aşağıya dercediyoruz: ! “Türkiyedeki neşriyatm vaziye” tini anlamak için iki hakikatin ha” tırda tutulması icap eder. Birinci" si bilcümle tahsil ve terbiyenin lâ“ yık bir mahiyet almasıdır. Her ne" vi tedrisat bilâistisna bütün mek * teplerde kat'i surette memnudur. Sade dini tedrisatın ilgasile iktifs olunmuyor, mektep kütüphanele * rinde de dini eserlerin bulundurul” ması da şiddetle menediliyor. Ha * tırda tutlacak ikinci mühimme de geçen teşrinievelden iki sene ev * i vel vukubulan harf . inkılâbıdır. Bugün bütün tedrisatın yeni harf” lerle yapılması mecburidir ve A” nadoluda mahalli memurlar bU kanunun öyle bir tarzda infaz edir? | yorlar ki mekteplerimiz kütüpha * İsli eski yazı ile hiçbir kita bulunduramıyor. Dahildeki halk | okuma odaları da sade yeni harf * lerle kitap bulundurmıya mecbüf tutuluyorlar. Maamafih İstanbul * daki okuma odalarımızda mel olarak bulundurulan arap harfle * rile matbu kitaplara ses çıkarım” yor, zmevaymı vari

Bu sayıdan diğer sayfalar: