30 Haziran 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

30 Haziran 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ip 'VAKIT'ın Tefrikası : 44 3 MAYIS GECESİ.. Ayşe bunu öyle sert syölemişti, ki Neriman korkarak geriledi. Ayşe sordu: — Korkuyor musun?. Neriman, itidalini muhafazaya çalıştı ve yavaşça cevap verdi: — Neden korkayım? Yalnız ri- ca ederim bu mantoyu çıkar, 80 * Yun, seni bu kıyafette görmek is - temiyorum... Kuzum Ayşe soyun.. — Bu kıyafet, aradığın ve bul- mak istediğin kadının kıyafeti.. j — Ne?.. Ne dedin?.. Bu kıya- feti nereden buldun?,. Neden, bu kıyafete girdin?. — Nihayet tanıdm!., İşte 3 ma- yıs gecesi, o kadının üstünde bu manto, bu şapka, bu mavi eşarp vardı. — Ayşe! — Bak, dikkatli bak, dikkatli bak, kolunda bir leke var.. Şu düğ- menin yanı da lekeli.. Ve birdenbire cebinden men - dili çıkardı: — Ya şu mendil.. Şu mendile bak... Şüphe etmiyorsun değil mi? | Anladın değil mi?.. Bu mendile kanlı ellerimi sildim. Neriman balmumu gibi sarar - mışlı, — Ayse, rica ederim böyle fe na şakalar yapma., Hasta mısın! Bu râanto nsdir?. — Benim eski bir mantom. Ge ce giydiğim manto.. — Hangi gece?. 1 — Neriman, anlamameazlıktan N “çelme, Filvaki bu hoş bir şey de “Oğul, İakal bakacak. «Hakıkate goz Yyummamak lözrm. | Neriman cevap vermedi. Göz leri bir noktaya saplanmıştı. Ben zi uçmuştu, sendeliyordu. Ayşe: — Biçare Neriman, dedi, üze - rine fenalrk geliyor, bayrlacaksın. Heyecan seni berbat etti. Otur şu raya. Sana olup bitenleri anlata - yım. Neriman bir koltuğa çöktü... Ayşe ona lokman ruhu (Okoklattı. Nihayet konuşabildi: — Anlat bakayım. — Bugün bana söylediklerini dinledim. Odama çıktım. Düşün - düm. Nahidenin sana tarif ettiği | kadının ben olduğumu anladım. — Ayşe, böyle bir şey nasıl söylüyorsun? — Beni dinle. — Dinliyeyim, fakat böyle şey- ler söyliyemem. Ayşe, gördüğü rüyayı, evden na» sıl çıktığını, Kerime hanımı nasıl | öldürdüğünü, Müfide anlattığı gi - — Bana ne söyliyecek?. — Mantoyla mavi eşarpın ki - me ait olduğunu pek âlâ biliyordu. Bugün de kaybettiğim tabancanın | nerede olduğunu biliyordu. Hem! artık onun çok şeyler bildiğine Şİ minim., — Şimdi sen, gece, uyurken, sokağa çıktığına beni inandırmak mu istiyorsun?. Bunun imkânı var mı?. — Ben bir şeye inandırmak is- temiyorum. Yalniz bana bu im - kânsız gelmiyor. Bu gördüğüm rü- yaya, bugüne kadar (ehemmiyet vermemiştim. Bana söylediklerin beni altüst etti. Mesele değişti, — Ne dedim ben! — Nahide masumdur dedin. — Buna eminim. — İşte görüyorsun ya.. Madem ki o masumdur. — Peki?., — Şu halde katil, Kerime ha - nımın odasında gördüğü kadın - dır.. Safa da, o esnada seni gör * müş, daha doğrusu, sana benzet - miş... — Safanın gördüğü sen miy » din?. — Bilmiyorum. Fakat olabile - ceğini itiraf et.. Yalnız ortada bir hakikat var: Eğer Kerime hanım Vebley tabancasile öldürüldüyse, ben öldürdüm demektir. — İmkânı yok Ayşe, böyle şey söyleme. — Manen masumnm. Amma mad deten... ne olsa katilim. Ancak ci- nayetimin derecesini ölçmek iste - sim... Uykuda yaptığımız şeyler - | den mes'ul müyüz /. iier haide ©s- | babı muhaffefe var, — Ayşe, sus diyorum sana! — Susmaktan ne çıkar?, Tev - kifhanede bir masum yatıyor di - ye, biraz evvel müteğssir olmu - yor muydun?. Bir an evvel, asıl katilin o yakalanması o masumun kurtulmasını istemiyor musun? Katil diye ortaya ben çıkmca, a - falladın, Artik o masumun mah - küm olması istiyorsun değil mi? Sen de Müfit gibisin. — Dur, heyecanlanma, haksız- Irk etme. — Haksızlık etmiyorum, doğ- ruyu söylüyorum. © — Senin söylediğin sözler sa « hiden rüya. Hayale kapılıyorsun. Ayşe sabırsızlandı: Neriman devam etti: — Sen her zaman böyle olmr- yacak şeyler düşünürsün, acaip rüyalar görürsün.. — Pek âlâ, böyle olsun. Farze- delim, ki hulya görüyorum. İnşal- lah böyledir. Sen, Müfitle beraber, bi anlattı. Neriman, olduğu yerde donmuş gibi, kımıldanmadan duruyor, bir tey söylemiyordu. - , — Ne dersin?. — Ne mi derim?., Neriman derin bir göğüs ge - çirdi, içini çekti. Sustu. Biraz son- ra başını kaldırdı. Ayşe baktı ve tekrar haykırdı: — Ayşe, allah aşkına şu man - İ "izünü göreyim, bakayım ciddi mi| “aöylüyorsun. Bunu anlamam için, yüzünü görmem lâzım. — Hayır, soyunamam. Böyle giyinikken cesaret buluyorum. Da ha rahat anlatıyorum, Gördüğüm | rüya uydurma değildir. İstersen sor, ona da aynen böyle an latmıştım. O sana söylesin. ) o kadını aramıya devam et. Siz © kadını buluncaya kadar, bakalım Nahidenin başma neler gelir, — Peki, ne yapmak istiyorsun? — Ne bileyim ben. o Mantoyu parçalar, yakarım.. Fakat evin içi- ne koku yayılacak, Hizmetçiler, u- şaklar ne der?.. Bu tehlikeli, Bana bu hususta yardım eder misin?! Senin odanda yakalım. iç Bunları söylerken, aklın ba -| ettikten sonra devletçiliğin memle- | saat dokuz buçuğa kadar kaldık -| » toyu çıkar, şu mavi eşarpı at.. Yü-| $mda mı diye düşünüyorum. Şa- | ketimizde tarzı tatbikini, bu yol -| tan sonra İsmet Paşa kız enstitü -| ka etmenin hiç sırası değil, (Devamı var) Göz Hekimi Dr. S.' Şükrü Birinci Sınıf Mutehassıs Babıali (Ankara caddesi No. 60) ımı Dil ı Z 2inci kısmın listesi 103 numaralı Liste ANKARA, 29 (A.A.) —T.D. T. Cemiyetinden: Karşılıkları aranacak arapça ve farsça kelimelerin 103 numaralı listesi şudur: 1 — Sarahaten 2 — Delâleten 3 — Zimnen 4 — İrticalen — Bilbedahe, bil- irtical — 5 — Mütevaliyen — Alettevali 6 — Mutemadiyen — Alette - madi, aleddevam, dalma — 7 — Kâffeten 8 — Mükerreren 9 — Cidden 10 — Hakikaten 11 — Hükmen 12 — Kasten — Ankastin — 13 — Aliyulâlâ 14 — Estagfurullah 15 — Seferber Muhtelif mektep mual- limlerinin buldukları karşılıklar 20 irçi liste 7 inci mektep; İlga: Ortadan kaldırma, bozmak — İl - ham: İçe doğma — İltiyas: Yanlışlık — İlti- fat: Ağırlama — İltihak; Katılma, alabmn — İltimas: Tutma, kayırma — iltizam: Üze- rine alma — İmkân: Olabilme, olabilecek — İmtihan; Yoklama, depeme, sınama — İzti- yazı Üstünlük — İmza: Adımı yazma, kalıp basma — İtina: Özeame — İtiraz; Sözü geri etme — İtiyat; Alışma, huy, Bakırköy 1 inci mektep: Mir; Bozma — İlham; Yüreğe doğan — İi- tibas; Belirsiz olma — gitifat; Tanişır görün- me — İlhak; Katiln,, — İltimas; Koltuk « Inma — İltizam; Gerek edinme — İmkân; O- katilim sem İmtihan: Sinama — İmtiyaz; A » dımı yazma — Ilna; Üğünme — İtiraz; Güç Hik çıkarma — Hiyat; Alışma, Yeşilköy mektebi: Mign; Kaldırma borma — İlham; İçe do - ma — İltifat; Gönül alma, Yüze gülme — fi. tihak; Katilma — İltimas; Gözettirme — İ- tizam; Bir yanı tutma — İmiş; Olabilme— İmtihan; Deneme — İmtiyaz; Diğerinden a - yırma — İtina: Özeeme — İtiraa: Çürütme. #e kakma, Gazi Hz. mektep, ve imtihanlarda (Baş tarafı 1 inci Sayıfada) li eserler, Türkiye Cümhuriyetinin kuruluşundaki €saslar, hilâfet ve saltanatın ilgasındaki sebepler ve esaslar, inkılâp ©serlerimiz O ve müesseselerimiz.. Coğrafya imtihanlarında sor - dukları suallerden bazıları da şunlardır: : Türkiyede şehirlerin seyrisefe - re müsait bir hale getirilmesi için ne yapmak lâzımdır? Sulama iş - leri? Ziraat, memleketin nerelerinde teksif edilmelidir? Orta Anado- luya niçin ehemmiyet veriyoruz? Medeni bilgiler dersine ait su - aller: Devletçilik, devlet sosyalizmi nedir? Gazi Hazretleri bilhassa bu son sual üzerinde durmuş, lisenin 11 inci smıftan Ankaralı Aydın Efendi, devlet sosyalizmini (izah WE —— da nasıl bir çok teşebbüslere gi - rişildiğini, bu teşebbüslerin bil - assa devlet demiryollarına na - sıl iyi neticeler verdiğini (söyle - miştir. Reisicümhur Hazretleri bu ta - lebeyi çok takdir etmiş ve Maarif | önce Vekili Reşit Galip Beye: “— Bu çocuk çok iyi düşünüyor. 5 Bir tepede, yıkık | | (Baş tarafı 1 inci Sayıfada) siyah elbiseli üç kişinin girdiğini taşlıkta yanan lâmbanın ışığında farketmiş: — Kimsiniz? Diye sormıya kal! İ madan iki kişi üzerine atılmıştır. Ellerinde tabanca ve bıçak bulu - nan iki kişi ihtiyarın hemen gırt | lağına sarılarak: | — Sus, bağırma sakın! Parala - rın yerini göster! Demişlerdir. İhtiyar evvelâ parasının olma - dığını söylemişse de baskın yapan adamlar: — Haydi, biliyoruz, sende para | var, diyerek ihtiyarı (o yerdenyere| yalvarmıya başlamışlardır. f İşin fenaya varacağını anlıyan Şerif baba parasının yatağı altında olduğunu söylemiş ve çıkarıp ver - miştir. İhtiyarın verdiği para 500| liradır. Buparayıon beş sene zarfında toplamıştır, Baskıncılar parayı aldıktan son- ra gene ihtiyarı tartaklamıya, ba - şına tabanca sapile vurmıya de - vam etmişler: — Söyle, sende daha çok para varmış, söyle! Demişler, yerlerde yuvarlamışlardır. Gelin hanım anlatıyor | o Hâdisenin bundan sonrasını Şe- rif babanın karısı Halime Hanım- dan dinliyelim! Halime Hanım di- yor ki: “Dalgın uykuda bulunuyordum. Bir aralık bir el yüzümü okşar gi- bi oldu. (O Uyandım, oğullarımın sinemadan geldiğini zannettim: — Oğlum Salâhattin O terledin mi? Mendil mi istiyorsun? De - dim. Bana birisi şöyle cevap ver - di: — Sus, sak sesini çıkarma! — | Bu ses yabancı bir sesti. Kork -| tum ve hemen yatak içinde doğ - İ ruldum. Karanlıkta iki kişinin yer- deki yatakta yatan Şerif babanm i boğazımı sıktığını gördüm. Ko - | cam parayı verdikten sonra gene | | dövmiye başlayınca feryadı ko -| pardım ve yataktan indim. Ka - pıda duran üzerime atıldı. Ben de onun üstüne atıldım. o Firsat- tan istifade ederek pencereye ye - tiştim. Avazım çıktığı kadar ba - İ gırdım. Cam kırıldı. Bunun üze - rine üç kişi beni altlarına aldılar. Ellerindeki tabancalarla ve bıçak- larla başıma, ellerime © vurdular. Artık bir zaman geldi ki, bende ve ihtiyar kocamda da hal kalma- dı. Fakat bir aralık nasıl oldu r.aaarraraseeersesen 1 10nenaneen0as verene ae, Adetâ bir hocadır,, Demişlerdir. Reşit Galip Bey Büyük Reisi - mizin bu takdirini talebeye ayrıca bildirecektir. Maarif Vekâleti; Gazi Hazret - lerinin hazır bulundukları bu im - tihanlara ait numara cetvellerini, muallimlerin tahassüslerini, talebe ye sorulan sualleri yazdırarak in - kılâp müzesine koyacaktır. Gazi Hazretleri erkek lisesinde süne gitmişler, saat on bir buçuğa kadar kalarak imtihanları henüz bitirilmemiş bulunan 23 talebenin imtihanlarını bizat yapmışlardır. Reisicümhur Hazretleri bugün! de Ankaradan hareket © etmeden hukuk fakültesine gitmiş, hukuk tarihi imtihanında bulunmuştur. — VAKIT 40 Har'ran 1933- - i 5 bir evde hırsızlar Bir kurabiyeci ihtiyarın evine 5 kişinin baskını * bilmiyorum. Birdenbire odadan | fırladılar, odadan çıkıp gittiler.,, © Şerif babanın gelini Hâdise esnasında evin üst ka » tında bulunan Şerif babanın gelini Kevser Hanım diyor ki: “Dün gece dalgın uykudayken aşağıda bir gürültü işittim. Uyan - dım. Aşağıya ineceğim bir sırad > karanlıkta karşıma eli taban bir adam dikildi: — İnme, burada kal.. Sana bir şey soracağım, dedi. Olduğum : yerde kaldım. Fakat alt katta fer yatlar, gürültüler devam ediyor - u. Tahammül edemedim: Z — Beni bırak, gideyim. Aşağı - da kayınbabamı öldürüyorlar, se ni tanıdım. Canını yakalım, de « dim. Aldırış etmedi. Gene etti. Hemen aklıma bir hile gel di. Etrafı biraz dinler gibi oldu! n ve sonra: “ — İşte bak, kocam kardeşleri! geliyor! Diye bağırdım. Bu bağı * rış üzerine başımda duran adi m. — dit | kendisini merdivene attı. Ben de fırsatan istifade ederek pencereye koştum. Camı aç — Can kurtaran yok mu? Adam öldürüyorlar, diye bağırdım. " Sokakta siyah bir gölge dola; p yordu: öz — Amca, amca, dedim. Çab ik kaçmıya başladı. Bu sırada merdis ven başma giden adam da pal I küldür aşağıya indi, Ve hepsi bir likte Maslak yoluna doğru koşup gittiler. o Feryadıma konu, kom » şular yetiştiler. Biraz sonra d kocam ve kardeşleri geldi. Fakat 500 lira gitmiş, kayna « nam yaralarımı kayınpederi! fena halde dövülmüştü.,,, Baskın hâdisesinin tafsilâtı bundan ibaretir. Baskını yapan - ların çilek . tarlalarında o çalışa Lâzlar olduğu tahmin edilmekte « dir. Şüphe üzerine dün dört yakalanmıştır. a Bunlardan biri Kâmil ii minde bir Lâzdir. Kâmil vaka gecesi sani ikide Emirgân karakoluna gitmiş yatacak yer istemiştir. milin hali şüpheli görünmektedir. E İhtiyar Şerif baba da Kâmili ta nımiştır, ; **9 Evde bir kasket ile bir gömlek ve bir pantalon parçası b tur. : . .. Seyrisefaindünc .|. “ ; itibaren tarihe karıştı ! (Baş tarafı 1 inci Sayıfada) © ler arasında müdür umumi mua vini Tahir, zat işleri müdürü El mi ve muhasebe müdürü Beyler de vardır. Öğrendiğimize göre idare meclis? tasfiyeden sonr. sarruf sandığı meselesile olmuştur. İçhatlar (Akay) — Dünd baren sabık Seyrisefain idaresi İstanbul baş acenteliği binası olaj Köprü başındaki binaya t miştir, ai Verilen emre göre | İstanbulg bulunan, evvelce Seyri f-0 ai yatlar ld 0) d resine raptedi!

Bu sayıdan diğer sayfalar: