28 Eylül 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

28 Eylül 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ken&isine rasgeldiğim zaman rip sordum: © —Neo,ne oldun böyle Peya: mi yoldaş?. © Babrâli yokuşunun yarı pehli - van ,yarı atlet yazıcısı “Yoldaş, © diye anıldığı zaman, nedense, bü- tün öfkesini bırakır. Bana döndü: © — Vay sen misin?. dedi ve sö- © ünü uzattı; — likanlıya rasladım. Beni görünce © Şu cılız romancı Nâzım Hikmetin © Kullandığı selâmla beni selâmla - — maz mı?. “Hay yaşıyasın!,, diye mı? Bütün kanım bey- sıçardı. — Hay yaşıyasın! Bu cümle, bip müddettir, bir çoklarının'dilin. de dolaşıyor. Meyhanede rakı içer- ken, matbaada gündelik fıkra ya - © zarken, Meserret kahvesinde ro - — man müsveddesi hazırlarken, ve — daha ne bileyim, giderken, gelir - ken, otururken, kalkarken hep bu cümleyi fıslryorlar: — Hay yaşıyasın! Ben de bu acaip selâmı işitince , küplere biniyorum. “Hay,, la baş- İsyan selâm olur mu?. Bizim bildiğimiz bu nida © başlıyan cümleler, “Hay allah iyiliğini versin", i “Hay allah rrüstahakını ver - o sin!, : “Hay allah belânr versin!,, — “Hay, ne diyeyim, dertten kur- tulma!,, “Hay musibet hay!,, “Hay kör olası!,, j Gibi, yarı beddua, yarı küfür ç manası verirler, Bu sözlerle birisi beni selâmladı mı, buna benzer cümleler birer birer aklıma geli- yor; sinirleniyorum. İşte demin delikanlının birisi © bu im yabana selâmı tekrarla- — Yyınca tepem attı. Onun ii im için böyle Sordum: — Kimdi o selâmı veren?, Peyami cevap verdi: — Canım şu Sadri Etem... Bi- lemedin mi?. Hani geçen ay ken. le san'at ve edebiyat hakkın- ile “e “. ii o yinli,, “ “Kapitülâsyon « adamcağız. münakaşada bir âlemdi ya. İleri | sol bütün bir dünyanın “cemiyet :in,, ve “Propagand. indir,, di - . ye kabul ettiği san'atı hâlâ bu a - sırda “San'at san'at içindir,, diye k a çabalıyan bu genç müs- tehase, bütün jeoleji mütehassıs- i yepyeni bir nümune olacak — değerdedir. Sen o yazılarımı okumadın uydı?. Birincisinde an'atmak is - a tedim ki cemiyet içinde ferdin va- R fes cemyete kalbolmaktır. Ede - biyatçı ve şair de cemiyete kalbol- mak zaruretinde birer fert olduk- Jarı için sübjektif duygulardan vü. da getirilmiş satırlara edebiyat © ve san'at çerçevesi içinde bir yer veremeyiz. Delikanlı anlıyamadı ve bana hâlâ Fransız ibtilâlinin getirdiği öhne fikirlerden ilham a'arak ce- » vermiye kalkıştı. düşünceli, | ; ZN © ye temas ettim. Fransız ihtilâlinin i Behçet Ef. nin im — pek sinirliydi. Yavaşça koluna gi- — Ne olacağım? Demin bir de | İkinci makalemde demokrasi «| etirdiği bu geri yolu, bu asırda | bırakmak ve çiğnememek mecbu- ! nomiye geçtim. Aziz Şevket Süreyyanın kadrosuna yaz tına ne yolda tesir'er oyapmakta olduğunu anlatayım dedim. Gene anlamadı. Beni: — Komünist propagandası ya- pıyor! diye jurnal eder yollu ma- kaleler yazarak, sözüm ona, ce - vaplar verdi. Şimdi, bütün * bunlar yetişmi- yormuş gibi Babıâli yokuşunda ar- kamdan okşarak: — Hay yaşıyasın! diye bağır- maz mı?, Sen benim yerimde ol da sinirlenme! Sirkeciye gelmiştik. Kendisine: — Peyamiciğim, dedim, sen çok sevdiğim yazıcılardan birisi - sin. Fakat bir eksiğin var: Akşam- ları şöy'e bir, iki tane atmıyorsun. gazete patronları i Halbuki için Peyami Sata Bey mürekkep, kâğıt, rotatif makine, entertayp makinesi, kurşun ne ka- dar lüzumlu ise, muharrirler için de birkaç kadeh rakı o kadar lü- zumludur. Bu lüzuma sende bir defa inansan bize daha parlak sa- tırlar okutacağına eminim. Peyami bu sefer bana da içerle- di: — Bırak sen de, dedi, sen de ferdiyetçiymişsin de haberim yok! | Bir ferdi sarhoş et ve eline kalemi ! ver; ne olacak? Haydi kabul ede- | i lim ki yazıcı için, 'san'atkâr için | içkiye lüzum vardır. Ben bir fer «| © da münakaşa etmek betbahtlığına | dim; benim çakır keyf olmamla | — katlandığım delikanlı. Şu “Osman | ne çıkar, Eğer senin söylediğin! hı kafalı, “Yarı müstemleke be - | doğruysa bütün bir milleti sarhoş * etmeli. Birkaç kadehin dimağda | | parlattığı uyanıklık san'at için bir rm da o kadar sarhoş, yahut m keyf olması lâzım. Harpten sonraki telâkki, ede - biyatı da kooperatifler gibi bir te- şekkül haline soktu. Edebiyatta | — — yazandan ziyade okuyanı düşüne. ceğiz. Peyami, daha uzun uzun söyli- ecekti. Fakat birdenbire ak'ına bir şey gelmiş olacak ki, iri ve kıl. | Ir bileğine enli bir kayısla sarılmış | olan saatine baktı. — Vakit gecikmiş, dedi, b idmnlarıma geç kalıyorum. Bu akşam klüpte bir buks egzersizi yapacağım. Bu dinamik asırda san atkârın infilâka hazır kalbini ör ten adaleler bir dinamit kapağı kadar sert olma'ıdır... Ve ceketinin altında kütür kü: İdü, gitti...., Peyamiden bu yolda bahset - i mek de mümkün olabilirdi.. Toplu iğne riyetinde bulunduğumuzu bütün; delilleriyle söyledim. Sonra eko - arkadaşım | dığım birkaç yazıyı hulâsa ederek | devlet sosyalizminin san'at haya * | fayda yaratıyorsa onu okuyanla yi tür öten adalelerini gererek yürü. | İ TAKVİM Perşembe Cuma 28 Eylül 29 Eylül 7 Cemaahir o8 Cemaahir Gün doğuşu âi 348 Bugün ISTANBUL 14 — 19 Gramofon, 19 — 1945 Cegmet HM. , 1945 — 2890 Mazim tarafından karagöz . 20.59 — 21,30 udi Salâhetiin Bey ve komani Nubar Efendi refakstiyle Hami yet Hanım — 21,30 — 22 ramufon . 29 den | itübaren Amade bursa haberi, saat, ağını VİYANA: Siğil m — | 1250 plân meşhur bentezârların eser eri 13 konsre — 14.10 — 15 konserin deva mı, — 16.55 plâkin sesli tilmlerdeki bazı ha konseri Alois Pa- yalar — 1945 orkestra yerneçin eserleri, 2125 opera. BUDAPEŞTE: 5505 m — 13,03 Balalayka ie konser — 14,40 plâk . 1830 cazbant — 1945 çiçan havaları — 21 şiirler — 21,30 opera erkesirnsi tarafından Ba arada (Şehrazad) Sölü. konser « BÜKREŞ- 14 hafif musiki — 18 radyo örkestensi , Offenbah, Merena ve Linkenin eserleri » 1915 Konserin devâm — 20.20 Senfonik imi siki — 21 Nikolas Radulesko piyano çalıyor. | 3145 Elüt konseri » M2 m — | VARŞOVA! Miz — 15.55 plâk — 1605 en son yeniliklere da- ir haberler — 17 hafif konser. 18,15 konser — 1110 Varşova filarmonik orkest - "lo İ Fasinın konseri —23 ünns musiki —28.2 spor haberleri — 2840 dans havaları BELGRAD: 481 m — 12 plâk — 13.05 Bemser — I3.A& radyo 23.20 dans plâklar. ROMA: dizim — 2145 (Wahtezi) isireli kömedi, #Ambranm eseri — 2215 sew Könseri — 22.00 plhkla senfonik © konser — 38.50 dans musikisi, PARİS: 3282 m — 20 plâk, haberler — 2030 komser — *1.35 temsili — 25.50 pe dans örkestrası, Lwelye Bu | Beni TÜRK Sinemasında Saat 9,45 de âleminde * misli görülmemiş Sinema bir deniz filmi Demir PENÇE Silik Keşif Kolu filmini Yapan rejisör bdi muizzam bir an Elimi Edward Robinson » Zita Johann « Richard Arlen 2 kesııelik könedi Rövü Mâveten “ temin ediniz Yerlerinizi Telefon : 40590 sansi 4815) ISTANBUL BELEDİYESİ Dzri' bedayi Temsilleri Te rn gevv A ii TM ij ni | Pergünt | in 5 PERDE Yazan: Mei rik İt Best yen E, Seniha Bedr Dikkar 18 tam sant dlokuzda başlana; çpıldıktan govra he men k Biletler şim- diden gişcdr savimakta'ır. Alti yaşından aşağı olan çocuklar «yar Toya kabul şüimezler, vi orkestrası — 17 komser — 2089 konser —| | yerlerde menşeler hakkında kolay İİ tetkikler yapılabilir. Meselâ Fran il sada halis mublis Aile isimlerinin mahfuz kaldığı Fransızların, Fransızca olmıyan isimlerine sık tesadüf edilir. Misaller arziie müd denyi takviye edeyim: Meşhur Fransızlardan İngilyiz isimliler: Reisicümhur Mac Mahon, siyasi - lerden Waddiügton, o vükelâdan Thomson; İtalyan isimliler: Edip Zola, meşhur Buonaparte, vatan - perver Gamketta; Alman isimli - ler: Başvekil Waldeck — Rous » scau, Spüller, müverrih Schlumberger; muhtelif: Vükelâ- dan Bokanowski, ceneral Bourba» ki, şair Heredia ve saire. Fransız isimli meşhur bir Felemenk âli - mi: Dobois — Raymond; Alman isimli meşhur bir ingiliz âlimi: Max Müller. Bu misaller saymak- la tükenmez. Şimdiye değin işin menfi tara » | fından bahsettik. Irkın milliyette esas olmadığı anlaşılmasın. Irk, yani eski ve ana milliyet, yeni mil | liyette bir esastır. Tarihin devamı müddetince menşedeki iştirak mil * nazır Venizelos Başmakaleden Detam başvekili sıfatiyle iptida Ankara- ya gelmemiş bulunsaydı üç sene evvel temeli atılan Türk — Yu - nan dostluğunun bugün tahakkuk etmiş olması çok şüpheliydi. Bu, bizim için sadece şahsi bir fikir değildir. o Türkiyede umu - mi bir kanaat halini almış bir ba- kikattır. Onun içindir ki Türk — Yunan münasebatmda ve tarihin» | de M. Venizelosun şahı unutul - maz bir insan olarak (kalacaktır ve daima hürmetle anılacaktır. Hulâsa M. Venize'osun, Lozan sulhüne kadar Türkiye aleyhinde takip ettiği siyaset ile gerek Türk lere ve gerek Yunanlılara yaptığı fenalıklar ve zararlar ondan sonra ki siyaseti ve ile tarih sayıfalarında silinmiş sayılabilir. Bununla beraber şunu da inkâr etmemelidir ki M. Venizelos hiç bir vakit Türk — Yunan dostlu - ğunu kendi şahsi eseri gibi göster“ mek istememiştir. o Muhalifi o » lan fırkaların, kralcıların da bu | fikirde kendisiyle beraber oldu - ğunu iki sene evvel İsmet Paşanım Atina seyahatinde çok açık söyle - miş, hattâ bizzat — başvekil paşa | nın muhalif fırka (o reisleriyle| bususi surette temas etmelerine fırsat ve imkân hazırlamıştır. Bu tarzı hareket ancak büyük devlet adamlarına mahsus meziyetlerden dir. M, Venizelosun iki sene evvel Atinada Türkiye başvekiline ver - diği teminatın doğruluğunu a lamak için uzun seneler bekleme- 3: hacet kalmadı. © Kendisinden sonra iktidar mevkiine geçmiş o - lan Çaldaris hükümeti ile arkadaş ları Türk — Yunan dostluğunda biraz daha ileriye gitti, bu suretle yeni Türk — Yunan misakı imza landı. Bu netice Yunan milletinin si. yasi tekâmülüne de bir misal ola- rak gösterilebilir. Zira” dahili işlerde aralarında büyük ihtildflar bulunan Yunan fırkala harici | siyasette bu derecede birlik Ül 1 ri gösterebilmesi milletler haya » tında nadir görülen vatanperver - icraati PUMA ANNA 'D Devlet ve Meclis Siman man 2 AMP Muharriri: Celâl Nuri * Cenevre 20, Ne da # Sofa 34, 50) 8 Yukanama 4 — » Amsterdam #6, | * Alan —— ll mi, « Meldiye “ — | * Stokhö m (o 39, —İ #makeor t#9 — a liyetin teşekkülünde esaslı bir â- mil olmuştur. Asli kütleye bir çok ihihaklar ve iltisaklar oluyor. Lâ- kin bundan sarfı nazar, milletin çoğunda bir menşe göze çarpmak” tadır. Meselâ, İtalyan milletinde, bunca ihtilâtlardan sarfı nazar, lâ tinlik bariz bir noktadır. Kadim kütle asli seciyeyi daima birlikte götürebiliyor. Fransız des nilen modern millete pek çok mil- letlere ve muhtelif ırklara mensup fertler karıştığı halde Gaule ve Romalıların hasletleri, seciyeleri onda tebarüz etmektedir. Hasılı, iki türlü ameliye (olu * yor: Asli kütle umumi seciyesini mülhaklara veriyor; buna muka « | bil mülhaklar da asli kütle üzerin de bir tesir yapıyorlar. Hangi kısım kuvvetli ise (o yeni milliyete hâkim oluyor. Orta As- yadaki binlerce senelik şanlı ve kuvvetli bir şrkın asli seciyesi mo- dern Türk milletinde; bunca ilti » saklar ve tesalüplerden sonia, ba- ki kalmış ve hususile siyasette, as kerlikte daima kendini göstere - gelmiştir. devam var) BORSA | Hizalarında yıldız işaret olanlar Üzer | | lerinde 27 Eylülde muamele olanlar: | dır.| Ras amlar kapanış fiyatlarını gösterir | Nukut (Satış) « Vhasa * Madrit * Berlin -| # Varşova » Rudapejte Nüuseş * Löndra * Nevşork * Fa * Vilâne *» Brüksel Atina oi, SA) şa, <sİ “0, - 0 | ———————ğ—ğ—ğ e Çekler (kap. sa. 16) Tomi Ol e siniholm v0) 8 Nevyork (azil Vira 40014 İl * Paris 1206 (9 Madri Sm * Yilaşn Ç KUR (9 Perin 19784 » peahsal | (S8S73İe Varşova 453“ « Atina s200- | e Kudapeşte 38078 evre PAMSTSOİ « Vükret 10,615 3 Salya bi 0725) eteişrat 2400 | İç Amstrla, 4 Yakahama Çâ8 4 Moskova ( 109375 — ———— 1s osu) terki 2220) Sümeni a8 1178 e 225) Ünen Dev m e Hylye “ürk Der 1,28 Tramvay aa.) Paya 2m U. Sigora 1040) sark m za 203 Bomonu “"— Telefon — — ———— istikrazlar tahviller 4 31da Wekiriz — stikrazldu. Trarsvay 31,30 Ergani 18, — M0/ laham ia Sİ Anatole* « Anadolu 1 44 Mümessil lik nümünelerindendir. Yunan fırkaları arasındaki müs cadele vaziyetine gelince, bu hal tamamen dahili Bu itibarla Tür. Yunanistan için bir meseledir. kiyeyi doğrudan doğruya alâka » dar edemez. oOM. Venizelosta karşı gösterdiğimiz şahsi dostluk M. Çaldaris o hükümetine (karşı hürmetimizi değiştiremiyeceği gi- bi M. Çaldaris ve arkadaşları ile olan samimi münasebetimiz de M. Venizelos ve arkadaşlarıma karşı olan hürmetimizi asla eksiltemez. Bu açık hakikati Türkler kadar Yunan milleti ve fırkacıları pek güzel takdir ettiği şüphesizdir. Mehmet Asım

Bu sayıdan diğer sayfalar: