18 Ekim 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

18 Ekim 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“iğ Anadoluya bitişik bir sahada Türk tarihini de » aydınlatacak mühim keşifler ! 33 asırlık bir alfabe ile yazılan yazılara göre, Ademle Havvanın Anadoludan çıkma birer tarihi şahsiyet | anlaşılıyor ! oldukları İnsanların ihtiraları içinde işle- rine en çok yarayanı, hiç şüphesiz, | alfabedir. Bununla beraber bil - mediğimiz bir şey varsa, o da al» 1 © Fabeyi ilk önce kimin ihtira etti “| idir. Yakın zamana kadar âlim- | ler, Fenikelilerin alfabeyi ibtira et | yor. © tklerine kani idiler. Son zaman - | ti füilini inkâr ederek bütün çölle- larda keşfolunan Girit hiyeroglif i . leri, Sina kitabeleri bu kanaati; sarstı. Nihayet 1929 da Suriyenin riyat ile ortaya çıkan 33 asır - alfabe, bu köhne kanaati sö- attı. tu sahada, 1930 — 1932 ye ka- dar devam eden hafriyat neticesin de çivi yazısı ile yazılan bir çok levhaların ele geçmesine saik ol - muştur, Bu Jeshaların tetkiki ile Ras Şamranın civarında eski ve çok mühim bir şehir keşfedildi. Arke- oloji âlimleri çoktanberi bu şehiri arıyorlardı. Ugarit adını taşıyan bu şehir, vi Rai Şamrada yapılan | b hem mühim bir ticaret merkezi, | hem de bir ilim ve irfan kaynağı | yâğmağa başlıyor. idi. Ele geçen levhalardan, Ugarit- 5 te 33 asır evvel büyük muharrirler ia d Zaten kıssanın hissesi de genç- | ile Havvadan da bahsedilir, ve filosoflar yetiştiği anlaşılıyor. Bu yazılar arasındaki bir dastan, Ugaritli muharrirlerin Homerden yüzlerce yıl evvel ilyadaya benzi: | isbat ” yen eserler ibda ettiklerini etti. Bu eserlerin biri Taton na - © — munda bir kahramandan bahsedi- yor. Taton, Finike panteonunu dolduran ilâhlarlardan bazıları - nın gözdesi idi, Taton, bu ilâh - lar arasında vuku bulan muhare - belerde bir kısmının tarafını tut - tuğu için ilâhların bir kısmı ona düşmandılar. Kâhlar harbi: İlâhların ihtiyar babası EL'di. Müellif ona MLKal - sum, yani Melek, Moloh diye anıyor. Bu kelimenin manası “yıl padişahı, dır. İlâhların bu babası, zürriyeti arasında sulh ve müsalemeti temin için uğraşıyorsa da muvaffak ola- mıyor oOve kendi arzu ve © İradesine (rağmen lâhuti ka - rist Ove deniz ilâhesi Aşe- rat'ın sözüne kapılıyor. Aşeratm 70 ten fazla oğlu vardır. Kendisi bunlardan dazılarını seviyor, ba- zılarını sevmiyor. OBu yüzden ilâhlar saltanatında kavga ve mü- vi - cadele eksik değil!. © EL'in, yani yıl padişahmın en kuvvetli hasmı, genç “Bâl, dır. Mâhlar saltanatında mutlak haki- miyet sahibi olmak istiyen Bâl'le arasında harp başlıyor ve uzun bir İuyor. ğin ihtiyarlığa galebesidir. Mot ile ALein kavgası: Ras Şamrada keşfolunan lev -| tabı mukaddesin cennetine gok| biri de Mot mahsul veren benzer. — haların abin, i resmeden ilâh, yağmur ve rüzgira hakim olan ALein ara- sında vuk> bulan kavgayı anlatı - | esk! vesikadır. ii yor. İ dirması için insanlar Günsel) cakları hakkındaki o kararı bugün zaman devam ediyor. Genç Bâl.| disi insanlık için en yüksek ve en in muzafier olması ile nihayet bu | asil nümunedir. ğü için insanlar ilâhlara şikâyet e- diyorlar. Kuraklık her tarafı ka:| sıp kavurmuş, aç ovahşiler çehirle rin etrafını sarmışlardı. OÖldürü- "en yağmur ilâhinin hemşiresi A- nat, Mot'u hesap vermeğe çağırı: Fakat Mot, irtikap ettiği ka- ri yeşil ovalara çevireceğini söylü- yor ve harekete geçiyor. Mot'un bütün teşebbüsleri boşa ! gittikten başka onun yağmur yağ: | ! vuku bulan bütün niyazlar, tak - dim olunan bütün kurbanlar adak- : lar bir netice vermiyor. Met'un bu düzenbazlık'arından sabrı tü «| kenen Anat, eline bir orak alarak onunla Met'u öldürüyor, onun vü- cudunu yakıyor, yahut bir kısmını yiyor, gerisini tarlalara savuruyor. Bunun neticesi olarak Mot, insan- ların, ekmek yapmak için orakla | biçtikleri mahsul olmuştur. Mot'un intikamını almasından | sonra Alein ölüler arasında kalk- tığı için yağmurlar da yeniden Bu mücadeleye Finike panteo -| nunu dolduran ilâhe ve ilâhlar da karışmakta ve her biri kendine gö- re bir vazife yapmaktadır. El - Hokmot, yani hikmet ilâhi, fanilere sabır ve mukadderata tes- limiyet tavsiye ediyor. İ Adon, yani Finike Adonisi, hal- kı aşk ve güzellik zevki'e heyecan landırıyor. İlâhe OAnat, öleh - rin annesi kudretli Aşeratı'in hiz- metçisidir. Onun vazifesi insan - ların evler ve mabetler kurmala - rını temin için onlara tuğla ve ker- piçin nasıl yapıldığını öğretmek - tir, Bâl'in kendisi, insan'arın en zi- yade korktukları yedi başlı yılan - la kavga eder. Ras Şamrada bu- lunan metinde buna “Ltn,, deni- yor. (Gerek ibranide, gerek Fini- ke lisanmda Sait kullanılmaz.) Kitabı mukaddesin İşa kitabın- da (1:27) de, ve Mezamir'in 14:74 inde aynı Ltn kelimesi lev- yetan şeklirie kaydedilir. Kintabı mukaddesin “Danyal, ismindeki peygamberini tanırız. Danyalin ismi Raş Semra metin - lerinde de Din - EL şeklinde geçi- yor. Bu kelime “Allakın adaleti, şeklinde tercüme olunabilir. Adem ile Havva: Din - el, zaifleri himaye eden, mazlüm arın imdadına koşan, dul- ları, öksüzleri koruyan bir ilâhtır. Merhamet ve şefkat onun her hal ve hareketinde tecelli eder, ken- Ras Şamra kitabelerinde Adem Bun lar şarkta muhteşem bir bahçede ! yaşıyan bir çifttir. Bu babçe ki- Ras Şamrada bulunan metin'er. | cekler ve mili kütüphanemizin İ ilmi eserlerle zenginleşmesine ça - ' suretle yapılacağına dair maarif ,iyyetle hatırlıyamadığını söylemiş Adem i'e Havvadan bahseder -” Kitabı mukaddes, ancak Meri Kale ALein'i öldürdü-| ca sonra, bunları insanlığın pe İyi Telif ve tercüme Vekâletin .stıyeceği telif ve tercüme eserler Üniversite kadrosu yapılırken dârü fünün kadresuna dahil olan eski profesörlerden bir kısmı telif ve tercüme işlerine ayrılmışlardı. Bu eski profesörler, üniversiteye lüzumlu olan ilmi eserleri yaza - caklar, dünyanın büyük merkezle. | rindeki ilmi neşriyatı tercüme ede- bsacaklardır. Telif ve tercüme » islerinin ne vekâleti tarafından bir talimatna- me hazırlanacaktır. Sabık maarif vekili Reşit Ga ip bey, telif ve tercüme işlerine ayrılan profesör - | lerden bir kısmını Ankarada çalış- tırmak fikrindeydi. Maarif vekâletinin telif ve; tercüme heyeti azasının İstanbul - da mi veya Ankarada mı çalışa -| i lerde tebliğ edilecektir. Üniversite işe başlar başlamaz te'if ve tercüme heyeti de çalışma» ğa başlıyacaktır. Haber aldığımıza göre vekâlet, telif ve tercüme heyeline ayrılan zevattan her üç ayda bir, bir ter - cüme, altı ayda bir, bir telif eseri istivecektir. Rayıştag yangını davası Berlin, 17 (A.A) — Rayiştağ yangını muhakemesi şahitlerinden birisi Van der Lubbe'ü 27 —2 — 33 tarihinde saat 14 raddelerinde Rayiştag etrafında dolaşırken gör- düğünü söylemiştir. Van der Lub » | be'den bu hususta, ve sual kendi - sine Hollanda lisani ile tercüme e- İ dildiği halde bile 'bir'sey kopar vga mak kabil olamay)ştır.” ye Sonra şahit Torgler'i tramvay istasyonunda Cumartesi günü mü, Pazartesi günü mü gördüğünü kat” tir. Şahit, Torgler ile Van der Lubr- | be'ü beraber görmediğini ilâve et- miştir, ve babası olarak kaydetmiştir. Ugaritli müellifin yazışma gö «| re, Adem, bir milletin, Canan Se- mites'lerin müessisi idi.. O halde Adem, en eski kabile reislerinden veya hükümdarların biri idi. Bu itibarla Adem, be'ki de tarihi bir şahsiyetti!. Havvanmn tekâmülü: Ademi iğfal eden Havva İse, kitabı mukaddeste anlatıldığından daha başka bir tıynette taşvir o- luruyor ve son derece zalim ve ka tı yürekli gösteriliyor. Ugaritli müellif, Havvayı bütün ilâhelerin en zalimi saymakta ve onu küçük Asyadan akın eden fa- tih ve müstevli yabancıların kra - ! liçesi olarak göstermektedir. O| halde, Havva da, tarihi bir şahsi- yet olabilir. Ras Samrada bulunan bütün yazılar tetk'k olurmadan bu huzu- sa dair fazla söz söylemek doğru elmsz. Rununla beraber Ur de yapılan ivat neticesinde mu- kadder kitabın tufan halkında | i ma'öpsatm wenkibelerden | ibaret olmadığını ve tarihi hadi - selere istinat ettiğini göstermiş »« tir, Ras Samrada yapılan hafriyat ise her Uzarit sehrinin hem de! eski bir vazınmn ba'line saik olmus tur. Bu vazı saves'nde eski tari- j hin bir çok karanlıkları aydınlana caktır, ömer Rıza Gelecek harplere karşı hazırlık Havahücumlarıkorunm? cemiyeti beyannamesi — VAKIT 18 8, teşrin 1YIİÜĞ o—— i m Kimyevi silâhların Hava hücumlarından - Korunma cemiyeti teşekkül etmiştir. Bu ce su beyannameyi neşretmek- tedir: Saygılı yurtdaşlar, Ulu rehberimizin cihan sulhunu istihdaf eden ve bütün © insanlığa refah ve saadet yetirmeğe matuf o lan yüksek siyasetlerini bütün bir | i tâzim ile yâd ve hükümetimizin i « şaret buyrulan yollardan yürüye - i rek varmak istediği mukaddes ge! yeye ulaşmasını derin bir hürmet- le temenni eden Hava Hücumların dan Korunma Cemiyeti de, bütün ' dünyaca bir iman haline gelen: hazırlık yapmak, harp aramaktan ziyade sulh istemek demek oldu - ğu, düsturmnu kendine rehber bil- diğinden sulh gayesile ayni nurlu yollardan ve ayni mukaddes hede- i fe yürüyen bir varlık olduğunu bü tün yurtdaşlara büyük © saygılarla arzetmeği herşeyden evvel kendi- sine bir vecibe tanir. Hepimiz biliriz ki, ezelden beri insanlar düşmanları ile karşılaş» | ca, &n keskin silâhlarını kullanır - lar; hele düşmanlarını gafil avlar- larsa, bir anda ve pek kolaylıkla dileklerine ermeği isterler. Bu şaşmaz kaide göz önünde tu | unça, amansız bir harp vasıtası olduğu büyük harpte tecrübe edi- len zehirleyici gazlarm gelecekte | de kullanılacağına, hattâ savaşla - rın tamamen “kimya harbi, şekil ve suretinde yapılacağına büküm | vermekte hata ve mübalâğa yok tur, Kimyevi silâhların tesirieri Araştırılırsa, bir çok sebepler | dahi bu kimyevi silâhların kulla - nılması lehindedri. Meselâ: 1 — Hasma karşı kullanılması kolaydır, 2 — Maddi ve manevi tesirleri | diğer silâhlardan çoktur, 3 — Fazla telefat verdirici ve | safı harp harici bıraktırıcıdır, 4 — Hazardaki kimya müeşse « selerinin harpta az zamanda zehir | leyici gaz yapabilecek hale vel bilmesi iktisaden faydalı ve ehem- yeri — Hele sulh ihtiyaçlarını tat ir perdesi altında kimyevi istih- salâtı düşmandan gizliyebilmek mühim bir noktadr, 6 — Hususile, zehirli gaz bom-| balâr atecak hava kuvvelerini ha» zarda ticari şekil ve mahiyette a - leddeyam ve kolaylk ile (o çoğalt - mak itibarile, 7 — Ve hassaten bu noktaları göz önünde tutarak hasmin yapa » cağı hesapların neticesi olarak ci- hanın bugünkü vaziyetinle siyasi mahiyette bir çok faydalara hiz - met etmek bakımından değerlidir. İşte bu kabil mülâhazalar bütün milletleri haya kuvvetlerini ve kim ya sanayiini inkişaf ettirmek yo» lunda sonsuz rekabetlere gittikçe artan bir çekişle sürüklemektedir. Nihat zafer icin Ve gene hepimiz biliriz ki, bu - günün muharebe usullerine göre, düşmanın yalnız ordusunu ezmek ! diğer silâhlara fal ikıyeti, düşmanı yenmenin yeni şar | veya düşman yurdunun bir P sını koparmak ile nihai zafer © edilemez, Böyle nihai bir Uhdaf eden düşman için, m ket dahilinde ordu besliyece” savaşı uzatacak canlı cani varsa, hemen yok edilmek sinde muvaffak olmak lâz“ : ki, bu da anenk, düşman yurd” | tamamen hâkim ve ear i | İl i mağa kadir bir üstünlük & j mekle mümkündür, İşte bu çok belli sebeplerle W mileşen kanaata göre, denile” | ki, düşmanm hava kuvvetleri olarak memleket içinde > ' şehir ve kasabalara ve hattâ lere varıncıya kadar anudan€ * dıracaklardır, Eğer buna karfi ha hazarda iken tedbirler ali” mış, hiç olmazsa lâzım olan iler edinilmemiş ise, büyük mukadderdir. 34 Bu görünür tehlikenin bütü” ' rafiyle kavranıldığı memleket" de, en yüksek makamlardan 9 İryarak adım adım şehir ve K balar belediyelerine kadar mahalli ve idari koruma teşki. & İ yapıldığı gibi bizzat halkın N di © selâmeti için alacağı kor, | ma tedbirleriyle alâkadar 0“ di üzere hususi ve milli teşekkö” | de vücude getirilmiştir, Mi | iss Bunlara bakarak aziz “yer g muzda da hava tehlikesine #“. korunma tedbirleri almakta ” İmuza öğüt vermek ve elbirliği / yapılacak hazırlıklarda yaf i mek maksadiyle “Hava Hü rından Korunma Cemiyeti t* | kül etmiş ve işe başlamıştır. Her müşkülü sarsılmaz bir” man ile yenen ve bütün milleti” | takdir ve tahsinlerine mazhar © asil balkrmızın o başaramı hiç bir zorluk yoktur; yeter Ki? pılacaklar ve yapılması lâzım ? s | lenler bilinsin ve bu hedef et da yurdumuza ve yuvalar! ui” gi | doğala bir sevgi ile top” n. “Hava Hücumlarından İma Cemiyetinin, teşekkülü” esas maksat ta yurdunu ve nı seven yurtdaşlara bu bilgiyi 4 bu birliği temindir. 10 008 NK " Gazino ve meyhanel€ İstanbulda mevcut gazi”? i meyhanelerin geceleri açık b nzcağı müddetler zabıtaca "© i edi miş ve muayyen sa fazla gazinolarm açık bulu! menolunmuştu. di Son günlerde birçok gez” i meyhane sahipleri kapanma “ lerine itiraz ederek bir çok “i4 da bulunmuşlardır. B* tesbit edilen saatlerin pek 33” ğunu ve erkenden dükküânl 4 kapa'mak yüzünden büyük ra uğradık'arını ileri sürme ler. Bu şikâyetler ait olduklar” kamlarca nazarı dikkate al”. tır. Gazino ve mm di panma saatleri etrafında ma müddetlerinin biraz Ö tetkikatta bulunulması ve tılması muhtemeldir. a

Bu sayıdan diğer sayfalar: