1 Şubat 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

1 Şubat 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gİ Ladam O Kamelyayı ilham eden kadın “VAKTT,, ın bayram günü bi-| © Marie bir aralık meşhur Liszt ten romanı ““Kamelyalı Kadın,, , | ile, haniya şu Rhapsodie : Hong- Fransız edebiyatının en güzel ve | roise adlı o Macar , milk e yüksek eserlerinden biridir. Aşa-! serlerinin bestekâri ile yaşadı. ğıki makale, bu roman ve tiyatro | Almanyanm, Avusturyanm kibar hakkmda değerli bir tetkiktir: Lâdam Okamelyanın kiyme- tini-yapan, eserin, hayali olmama» sı, cidden yaşanmış romantik bir vak'ayı tasvir elmiş bulunmasın” dadır, . Aleksandr Dümafis, asıl adı Marie Duplessis olan bir zevk kı” zının hakiki romanını. sahneye nakletmiş ve fakat M. Düval hâ- disesini hayalinden ilâve etmiştir. Bu kız asrının meşhur (O husu- siyetlerindendi. | Kendisi süfli ve fakir tabakadan yetişmişti. Tali yoluna zengin bir deri taci- ri çıkardı. Herif melek gibi gü- zel olan bu kızı çıldırasıya sevdi. Kendisine. bir apartman döşedi, oraya yerleştirdi, tahsil ve terbi- yesine ihtimam etti. Çok geçmeden Fransanın pek tanınmış bir familyasına mensup bir Dük, kızı tacirden aldı, daha büyük bir hayata soktu. Marie o zamandan itibaren beş altı sene mütemadi bir çalışma ile edebi- yat, musiki ve sanayi nafiseyi âdetâ tahsil etti. Mektupları e- dibane olduğu gibi kitaphanesi de pek zengin. imiş. Aleksandr Döğer e NevuU e de — Darville gibi ediplerden naklen Marie Dup lessis yani Lâdam Okamelyı'nın bir eski tercümei hali de yazılmış» tır. Kendisi gayet tatlı piya- no çalarmış!.. Bundan sonra meşhur oldu. Salonu bir zevk ve zerafet nümu- nesi halini aldı, o kadar ki Fran- sız asilzadeleri Jockey Clup aza- sı Marinin salonunda bir kere görünmeyince lüks ve kibar âle- mine girmiş sayılmamağa bat ladılır. Bilhassa tüveletleri, atı, arabası Romantik edebiyatında mühim bir yer tutmuştur. Teop- hile Gautier, Theodore de Bar- ville gibi meşhur edipler, şair- — ler bu kadının yüksekliğinden, be- dii zevkinden her vesile ile bahse- derlerdi.. Denilebilir ki garp © debiyatımdı bu kadın kadar yer $utmuş âlüfte yoktur.. Dükler, prensler Lâdam Oka- melyanm teveccühünü kazanmak için malikânelerini feda etmişler- dir. Tiyatrodaki locasına biri sini kabul etmesi, o vakitlerin sosyete hayatında mühim bir bâ- dise sayılırdı. Bu kadın romancı Aleksandr Domafisi cidden sevmişti. Uğu- runda zengin ve kibar âşıklarını bıraktı. Bir müddet birlikte yaşı” | dılar. Fakat Dümasfisin babası #meşhar Aleksandr Düma (tarihi romanlarile oğlundan fazlı şöhret kazanmıştır) bu aşkın oğlu için iyi neticeelr vermiyeceğini anladı ve Dümasfisi aldığı gibi İspanyaya uzun bir seyahate çıkardı. İşte o vakit Margöritin ıstırap- tarı başladı.. Ondan sonraki ha- âlemlerinde en esilzade sarayla- rında vakit... geçirdiler. Orada İ bir çok şair ve bestekârlar bunun ! İ için hâlâ söylenen şiirler, çalınan besteler yazdılar. Mari artık has- | talığınnı son devrelerini yaşıyor- du. Bir taraftan da pek safiyane bir aşkla sevdiği Aleksandr Dü- mafisin hasretine dayanamadı. Bestekârı bırakarak Parise dön dü. Fakat Dümafis hâlâ seyshat- teydi. Mari bü sırada eski kibar zengin âşıklarının tekliflerini ret- tetmişti, Eşyasını satarak ölümü bekliyordu. Son sözleri Aleksandr Dümafiş için oldu. Ve genç yâşın- da iken öldü. Aleksandr Dümafis hatıratın- da der ki: “Marinin öldüğünü Pa- rise geldiğim günü öğrendim. Evi- ne gittim. Defnolunalı üç dört gün olmuştu. Alacaklıları eşyası; nı mezat ediyoralrdı. Kendisi ufak, ince bir gerdanlığı vardı i bunu ara sıra evinde yalnızk takardı. Bunu alabildim. Gar tir ki o bir sıra ufak taneli Oi gerdanlık bana neden bil” ! Marinin ruhunu, nefesini koli #r. Bir ilk hissin #asirile wan bir şey yazmağa karar verdim velâ piyesi hazırladım.,, ue Aleksandr Dümafisin kezibir nutmuş olduğu ve öldükten s aşkınm tazelendiği anlaşıl' Piyeste birinci ve sonuncu p ler vakidir. İkinci, üçüncü p” leri hatıratından ikmal ed ve M. Düval vakısı ki piyesir,. güzel yerlerindendir, muhayyelfi le yazılmıştır. Bu eser hâlâ oynanıyor. Faka Margörit Gotye rolünü bihakkın Oynıyan azalmıştır. Son defa ymnase tiyatrosunda gene bü- yük bir şöhret temin eden ve . en maturel oynıyan artistlerden far- zolunan Paby Morlay'in şimdiki artistler içinde bu role en yakışan olduğunu Paris gezeteleri yazıyor lardı. Piyeste mühim iki şahsiyet var. dır, biri Margörit Gotye, ötekisi de Armanın babası olan M. Du- | val'dir. Bu iki rol çok mükemmel i ve yüksek rollerdir. Ve eseri bun lar kurtarırlar.. Arman rolü aşağı yukarı klâsik jonprömyelerdendir. Kuvvetli bir artist üstesinden gelir. Öteki- ler ise utilites denilen sıra vazi- felerindendir. Figüvarsyondan bir numara yüksek şeyler... “La dame aux Camelia,, aynı zımanda meşhur İtalyan kompo- zitörü Josef Verdi'ye “Traviata,, gibi bir şaheseri ilham etmiştir, © Hasbi , | Yeni bir mecmua çıkıyor Muellim ve şair Kâzım Sevinç Bey tarafından “İz,, isimli haftalık Yatı damimi ıstırap hayatıdır. Pi- | bir ilim ve san'at mecmuası imti- yesin $ ünel perdr..i #rrf Marinin | yazı alınmıştır. Mecmuanın ha- sadakatsiz Aşıkına yazdığı mek-| zırlıkiarı bitirilmek üzeredir, ya- Üzerine tertip olunmuştur. | kmda çıkarılacaktır. Tiyatce Istanbul Efendisi oynanıyor İstanbul Şehir tiyatrosu, iki ay- danberi Ekrem ve Cemal Reşit Beylerin “Lüküs Hayat,, isimli o- peretlerini oynuyor. Şehir tiyat- rosu san'atkârları bir taraftan da Musahip zade Celâl Beyin “İstan- bul Efendisi, isimli eserinin pro- valarını yapmaktadırlar. “Istanbul Efendisi, Musahip zade Celâl Beyin, mevzuunu eski hayatımızdan yazdığı eski bir ko- medidir. “İstanbul Efendisi,, 1908 meşrutiyetinin ilk senelerindenbe- ri Benliyan kumpanyası ve Istan- bul Operet heyeti ve diğer muhte- lif heyetler tarafından (oynan mış çalgılı bir piyestir, şimdiye ka- dar iki yüz doksan dokuz defa 0Y- nanmıştır. İstanbul Şehir tiyatro” su bu piyesin üç yüzüncü temsilini verecektir. “İstanbul Efendisi,, İstanbul ka” dılarınm belediye işlerile iştigal et- tikleri sıralarda çarşı, pazar haya tını, bir esirci kadının şeytanlığile biten bir aşk vak'asını anlatır. İçin- deki şarkılar iki yüz *-*Wx evvelki Keseli, yanleeyepvden içeriy. girerken gören Muhtar Bey deli olacaktı: — Aman hanım, dedi. Bune kadar eşya, sen beni deli edecek- sins. — Merak etme, hepsini bir o tomobile yüklettim ayrı ayrı oto- mobil parasi © vermemek için sa- balıtan akşama kadâr aynı otomo- bille dolaştım. Epeyce tasarruf et- tik... Amerikada talâk ! Amerikalının birine sormuşlar: — Neden sizin memlekette bo- Şananlar çoktur?. Şu cevabı vermiş: — Evlenenler çok ta ondan.. — Teklifin kanun nağıje gelebilme . si için lâzım gelen muameleye de- vam olunmaktadır. Teşebbüs mu- vafafkıyetle neticelendiği takdir - de postanelerde mektupların üzeri ne posta pulu ile birlikte bir de muhtaç san'atkârlara yardım pulu Yapıştırılacaktır. Bu puldan elde edilecek basıla- tm ehemiyetli bir yekün tutacağı tahmin ediliyor. Istokholm'da plan müsabakası İstokholm ticari merkezi mühim tâdilâta lüzum gösterdiğinden bu tâdilatı yaparken takip edile» cek plân için beynelmilel bir müsa baka açılmıştır. İçlerinde İsveçli» lerle beraber Berlinli (o profesör Mansen ve İngiliz milli terbiye ne- zareti belediye Projeler müfettişi Pepler bulunan bir jüri komisyonu teşkil olunmuş ve İngiliz, Amerika lı, İsveçli mimarlara o mükâfatlar verilmiştir. Alman ve İsveçli o mi- marların verdikleri üç projeye de beş bin koronluk mükâfat tensip olunmuştur. Projeler şimdi İstok - holmde teşhir olunuyor. Fakat hiç tir, * 7 A gm ya Sehiccitik Modern yeni şehir meselesi pek mudil- dir; Nevyork gibi yükselerek, yahut Lon- dra gibi genişliyerek tevessü edebilir. O vakit mühim bir miktarda insan nispeten küçük bir sahada birikmiş © oluyor. Bir Modern şehirlerin estetiği.. Etyal meydanının birleşmeleri gayet de- ğişik ve beklenilmez şekildedir. ... Newyork tamamiyle güzel bir şehir de- ğildir. İhtişamı vardır. Bu sıfat mimar. beldenin bütün hayatı bir adamın lüzu- İlik noktai nazardan ittihkar edilecek mu halinde yürüyerek © kat'edebileceği|şey değildir. Manhatan karşısındaki hay- bir sahaya tekâsüf eder. Bu büyük şehir-retimizi anlatır. Akşam yüksek bir per- lerin merkez kısmındaki seyrüsefer im-İde görülünce havai ve gayri hakiki bir kânsızlığı denilen ölümlü tehlikeye bir)siiri vardır. Fakat plânı hem sade, hem devadır. Londra ve Paris merkezleri bo-|de karmakarışıktır. Sokakların dama salarak muhitlerinin kalabalıklaşmas iş-|tabtası gibi oluşu noktai nazarından çok tidadmı gösterirler. Dış caddelerde otu- sadedir. Binaların gayrimuntazam yük ran bir adam için Londrada Pikadil mey-)selişleri biribirine uymıyan üslüpları bu danını ve Pariste Opera meydanını bul-Jkadar küçük mesafede fazla tekösüfleri Iması çök güç bir teşebbüstür. Nevyorkta|noktai nazardan ise karışıktır. R (bilâkis temerküz lehine bir teşvik vardır. .... j Orada Vana tan bla BEYİ stat Biyul.| Acaba ssl deva vaktiyle mimar Lö ding ve Rokfeller gibi büyük müessese-| Korbüzyenin Paris için teklif ettiği gibi ler yapılır, bahçelerle “Göğe baş uzatan,, ları telif kk etmek mi?. Lö Kerbüzye'nin yaptığı bir. Acaba bu yukarı doğru genişleme bir estetik hal midir? tik X paşam SALAN öeliği vi abii ve sıhhate muzır evlerde oturan halkı nazardan tam bir intibam ani sürette an-)iskân için sekiz “Göğe baş uzatan, bina aşılması dersek olmesma göre bu iki su. yapılacaktı. Böylece husule gelecek gi alin cevabı biribirine uygun düşmelidir. kiz muntazam kule arasında kalan 7 de de parklar yapılacaktı. yg .».. RİN Şunu ikrar edeyim ki, her gelişimde Wi Nevyorkta aldığım intiba bir güzellik) Acaba Londranın “Siam,, ları ve Nev. intibardır. Filhakika “Göğe baş uzatan yorkun tenement'leri yıkılacak olursa inalar içinde çirkinleri yok değildir. En| onların yerine de böyle taş dağları ile | pekilerinden başka cesametteki binalara boş mesafeler mi koymalı?. Zannetmem. | yakışacak tezyin şekline büyük bir rağ-|“Göğe baş uzatan, iskân inin bet vardır. Eğer bir “Ticaret katedral, | mantıki bir bal çaresi değildir. İçeri inin otuz ikinci katında Yunan mabetler) esi güçtür. Bakımsız halk © çocukları rine has sütunlar veya ojiv şeklindekiliçin tehlikelidir. Yegâne mevcudiyet se» kemerler yapılacak olursa çok çirkin &ö-|pebi i olduğumuz veçhile bir ömür. Hisler Biyuldingin tepesi 1000İv9k hizme kizük be SİL Seni senesi Paris yer altı şimendiferinin gam-|mesidir. Fakat eğer boş kalan lı üslübunu hatırlatır. Fakat bu hatalar Belim ki, Erapir: Stat gibi yüksek bina- sarın hoş bir manzara vermek için kâfi İgörülmesi lâzımdır. Ve temerküz buna »*. . duk #fak tekâmül Zamanımızın en iyi Alman mimarı 0-| diyor, Şehir inmaleesmm yeralmaş üre lup şimdi Almanyadan çıkarılmış bulu na tabiatın süküte gittileçe fazla Hizm. nan Erik Mendelson bana doğru olduğu-| olacaktır. Fakat j nu zannettiğim bir nazariye anlattı ve) yian olmadan güzellik aramamalıdır. dedi ki: “On üçüncü asrın adamı ese) Kimbilir belki de müstakbel şehir ken sında gayri müteharrik bir adamdı. Ol-İdisini yukardan seyredecek olan peyzaj dukça küçük bir şehirde . yaşardı. Seriamatörlerinin keyfine göre yapılacaktır. nakil vasıtaları yoktu. Hayatının büyük Andre Morva bir Iısmı işsiz geçerdi. Bir “Katedral ve —————————— ana kilise,, önünde durur ve onu uzun Hüseyin Rahmi Beyin müddet yukardan aşağıya süzerdi. Bu- . ; â nün için © zamanlarda âmudi hatlara hikâyeleri ; > yerilirdi. Fakat yirminci serm a-| o Üstat Hüseyin Rahmi Bin muh. di sabuk yaşar ve otomobille “Evlerin| telif gazete ve mecmualarda inti- boyunca, yol “alır. Şu halde ufki hatları şar ettikleri zaman büyük bir lez - tercih eder,, Ve bana, kendi yapmış ol- duğu ev grupları gösterdi. / Filhakika bunlardan ufki ve uzanmış güzel hatlar geçen adama rokafat ediyordu. ... Kabul delim ki, modern “Göğe baş uzatan, bu şekildeki mebaninin en güze- lidir. Acaba böyle güzel mebaniden mü- yekkep bir şehir güzel olur mu?. Bu mu- hakkak değildir. Bir roman oldukça mu- vaffakıyetle yazılmış birkaç parçadan olur, ayni zamanda tam olm. yan bir roman olabilir, Her san'at €sari ayni zamanda bir nizam ve bir kül olma. İıdır. Parisin merkezi bana © şehircilik moktai nazarından güzelliğe bir misal gi. bi gözüküyor, Çünkü dört cepheli man. zarası ile Konkordiya meydanı kadar “anlaşılır, bir meydan tasavvur edile- a Diğer tarafta Vandom voli sokağı, Konkordiya meydanı, meydanı yel hanemiz için bir kazançtır. zet ve alâka ile okunan küçük hi. kâyeleri, İbrahim Hilmi kitaphane si tarafından toplanarak güzel bir seri kitap halinde neşredilmeğe başlanılmıştır. Üstadın “Şeytan | işi,, isimli büyük hikâyesi, evvelce bu serinin ilk eseri olarak çıkmıştı. Üstadın bu seriden üç kitabıda | son günlerde çıkmıştır. Bu. kitap: lardan birisinin adr “Iki hödüğün seyahati,, , ötekisinin “Namusla açlık meselesi, , üçüncüsünün adı “Katil puse,, dir. İçlerinde bir çok eğlenceli, değerli, güzel hikâyeler vardır, Hüseyin Rahmi Beyin şura da burada kalmış olan hiktyele. rinin toplanması edebiyat kütüp «»

Bu sayıdan diğer sayfalar: