14 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 11

14 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— VAKİT Hakikatleri buluğ" ortaya koymak bu- (Evinde masasının başında lanlar için bir iftiha rvesilesi olamaz mı? Kahirede çıkan “Elbelâğ,, ga” zetesi, ikinci Türk dili kurultayın- da Konya mebusu Naim Hâzım Beyin söylediği tez münasebetiyle bir başmakale yazmıştır. Hatır- larda olduğu üzere . Naim Hâzım Bey türkçenin samit diller üzerin- deki tesirinden bahsetmiş Ove a- rapçanm. bir çok kelimelerini türkçeden aldığını söylemişti. “Elbelâğ,, gazetesi Naim Hâ- zır Bey tarafından söylenen tezin beğenildiğini'anlattıktan sohra: “Bizler, ne dilimizin eski bir — Türk kaynağından alınmış olma- | “ sından zerre kadar teessür duya- Tiz, ns türkçenin arapça ile başka lisanları doğurmuş olması yüzün- den seviniriz,, diyoruz, Bunu pek tabii bulduklarında şüphe yoktur. Ancak bunun şöyle veya böyle olması hiç bir kimse için öğün- mek vesilesi teşkil etmiyeceğini | söylemesi niçin? Anlamadık. Eu vadide söylenen, yazılan ne Varsa şimdiye kadar bir düziye Tüik ve Türkçe aleyhine iltizam ediliiğ; kanaatini verecek ka- | dar ilmin kapalı tuttuğu! hakikat- leri “taya koymak içindir. Bu akikatleri bulup ortaya koyanlar duysalar yöri olduğü & Wi çıkan hakikatte de bir ırkım, bir di- medeni dünyanın bütün dille- Fine kaynak olması da o dili ilk Tâyatanların nesline şeref ve ifti- har vesilesi de sayılsa yeri değil midir?,, Elbelâğ muharriri “insanlık bü- tün cinsleriyle, bütün milletleriyle şok eskidir.,, diyor. İşte Türk ta- rihinin ve Türk dili tarihinin asıl aydınlatacağı noktalardan biri de bu eskilerin veya eskiler eskisinin ngisi olduğudur. Milletler ara- #mda mübadele ve karışma ol MAZsa yaşamıya imkân olmadığı Kütüphanesinde satılacaktır. Gm lii Selânik | Serihay'aği: 30. « Türkiyedeki 14 EYLÜL 1934 Dil kurültağının akisleri “Elbelâğ,, N.Hazım beyin tezinden bahsediyor biortaya' in i KM “Tesis tarihi: “İdare merkezı : bugünden ziyade yarın bir haki- kat olacaktır. Elbelâğ gazetesi işte böyle mu- kaddemeden sonra misal olarak İngiliz âlimlerinden birinin de in- gilizcede iki bin arapça kelime bul duğunu, ve daha araştırmaların arkası alınmadığını söyledikten sonra Türkiyenin, Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin rehberliği al tında varlığını kurtaran, bu varlı- İı sağlamlaştırmak için her şeyi yaptığını anlatıyor ve makalesine şu şekilde devam ediyor: “Münakaşaya - girişmekte hiç bir fayda görmediğimiz için biz ona cevap vermek istemiyoruz. Türklerin bütün maksadı; milli dilleriyle öğünmek, milli dil- lerini özleştirmektir. Bu da, çok bu yüzden, tebrik etmek gerektir. yüksek bir maksattır. Türkleri 'Türkçe kökleri, kaideleri ve be- yan tarzı itibariyle yalnız diller- den tamamiyle farklı ve onlardan müstakildir. Onu özleştirmek ve temizlemek türkçe için fayda ve- Yir ve başka hiç bir dile zarar ver- mez. Türkçenin özleştikten, ya- bancı kelimeleri attıktan, * ve asıl özünü hâkim kıldıktan sonra, da- Bununla beraber Türklerde medeniyet ve tarakkinin icabatı- na tabi olarak kelime yaratmağa, iştikak tarikiyle kelime üretmeğe, $u veya bu şekilde başkalarından da kelime almağa mecbur olacak- lardır. Fakat asıl dil öz, ve temiz türkçe kalacak. Onun için Türk- lerin yaptığı iş doğrudur, ve gaye- leri çok şereflidir. Yalnız her şe- yin aslını Türk göstermekte mü- balaga vardır. Bü mubalaga Türk- leri sevindirebilir, fakat kimseye de zarar vermez. Onun için Türk- lere de, bize de Allahtan muvaf- fakiyet dileriz.,, iÇ Bankası 1888 000. 000 Frank ISTAN BU L Şubeleri: : —| mış, şüpheli görülen bazı şahıslar S| hemen tevkif edilmiştir. Tahkikat İstanbul ( Galâta ve Istanbul yizmir. l Adana Samsun . Mersin . Yunanistandaki Şubeleri “. Selânik. Kavala .: Atina. Pire ilümum Banka muameleleri; Krâdi mektaplâri. “Cari hesap ları Zel Esbam ye Telvilir kasalar icarı, z dilmediği, yolda Temyiz âzâsı Şükrü Bey ölü olarak bulundu Eski bir teftiş heyeti reisi Tem- yiz mahkemesi azası Şükrü Bey, üç gün önce, senelik mezuniyet müddetini bitirerek şehrimize gel- miş, evine gitmiş, ve - birdaha kimseye görünmemiştir. Şükrü Beyin arkadaşları, üç gündenberi kendisinin göze (görünmeyişini merak etmişler ve pazar günü, bir defa evine bir hademe gönderme- | gi düşünmüşlerdir. Şükrü Beyin ailesi henüz İstanbuldan dönme» diği için, rahatsızlık yüzünden dışarı çıkmadığı tahmin edilmişti. | Fakat giden hademe uzun boylu kapıyı çaldığı halde içeriden hiç | bir cevap almamış ve sokak üstün- deki bir odada elektrik limbası - nın da yandığını görmüş, hemen âmirlerine haber getirmiştir. Bu - nun üzerine Şükrü Beyin arkadaş- ları, polise müracaat o etmişler, Şükrü Beyin evinin açılmasını tek- Wif eylemişlerdir: Pazar'günü öğ - leden sonra &v polis © marifetiyle açılmış ve Şükrü Bey, mesai oda - sında, masasının başında, başmı iki elleri arasrna almış olduğu hal- de ölü olarak bulunmuştur. Şükrü Beyin odasında, elektrik lâmbası- da yanmaktadır. Bundan merhu- mun, akşam tireniyle İstanbüldan döndükten sonra, lâmbasinı yak- tığı, çalışma masasının o önünde oturduğu ve orada fücceten öldü- Şükrü Beyin bü suretle ölümü, bü- yük bir teessürle - karşılanmıştır. Sükrü Beyin öldürülmesi gibi bir ihtimalde hatıra gelmekle bera- ber, daha ziyade, bir kalp sektesi yüzünden, ani olarak öldüğü mu- hakkak sayılmaktadır. Merhumun cesedi derhal memleket hastanesi- ne alınmış, doktorlarca muayene yapılmıştır. Polis hadise hakkm- da, tahkikat yapmaktadır, Şükrü Beyin kederli ailesine candan ta « ziyetlerimizi sunarız. — m Bir adam öldürüldü Eskişehirde köprü başı ile itfa- iye arasmda bir genç yedi yerin - yy ya den biçaklarla yaralanmış ve ölü Vakıt gezintisinde: Hususi fotoğrafçımızın bugünkü gezintimizde çekeceği fotoğraflar “cumartesi gününden itibaren“ VAKIT olarak bulunmuştur. Akşam geç vakit o civarda otu- ran aileler, bir kişinin “Anam öl. düm,, diye haykırdığını ve bir ta» kım kimselerin koşuştuklarını gör- müşlerdir. Gece yarısmdan sonra yede çamurlar içinde serpili duran ceset, bekcinin gözüne ilişmiş ve hadise hemen polise haber veril « mistir. Vaka mahalline (koşan polisler, gencin kanlar içinde ve ölü bir halde yattığını görmüşler, derhal tahkikat ve takibata başla” pore Bu gencin işretle meluf olduğu, o akşam, bir kadın meselesine kur» ban gittiği ilk tahkikatla anlaşil « - z derinleştirilince, bu adamın bir - | kaç arkadaşı ile birlikte, bir ran- arkadaşlariyle dövüştüğü o meydana çıkmıştır. Tevkif edilenlerden bazıları tah- liye olunmuş, asıl vaziyet meskük bulunan bir şahıs ii alm kğ e d Şehir içinde e lr Etrafa koku saçan müessesenin kaldırılmaması için -tesbih “çekenler. varmış! Denizli, (Hususi) Denizli vilâye- tinde sıhhat cephesine de son dere - eelerde ehemmiyet verilmiştir." ge- rek merkezde gerek kazalarda sihhi hizmetler pek kuvvetlidir. Vali Bey hâlkın sihhati uğrunda hiç bir feda- kârlıktan : geri, durmamakta, bunun içinde bütçelere kâfi mıktarda para koydurmaktadır. Sihhat işleri Memleket hastahanesi hastalar için ne kadar şefkatli ise onun bulunduğu havadar mevkiiyle çiçekli ve havuz - Tu başçesi de okadar gönül açıçıdır. Sihhat ve içtimai müavenet mü- düörü Cevdet o Bey bu hastahane ile çok yakından alakadar olarak onun poksanlarının ikmaline muvaffak ol - muştur. Hâstahanenin evvelce mev- cut olmıyan etüv dairesile termösi - fonlu banyosu, mutfağı, ve çamaşır. banesi de onun Zayretile ikmal olun- müştür. Hastabhanenin © kalöriferi, &- lektirdiği ve su tesisatr gibi konforla- ri mükemmeldir. Yanlız bir noksanı varsada oda ka- pi ve pencerelerine tel geçirilmedi - ğinden dolayr kara sineklerin hastala. ra / verdikleri” rahatsızlıktır. Eshabı hayırdıdan biri daha çıkıp ta hastaneyi teller içine almış olsa memlekete © pek büyük bir hizmet yapmış olacaktır. Ağır bir koku Şehirde ağır bir koku vardır! bu pis koku gerek sokaklarda ve gerekse evlerde his olunmaktadır. Bu koku, dibağhaneden yayılıyor. Bu dibağ - hane, şehrin en şerefli ve en işlek bir yeri olan hükümet caddesi üzerinde- | dir. işin asıl garip olan çiheti de bu- a e e mi dairelerin ve hususiyle memleket hastahanesiyle Halkevi ve Gazi mem- tebinin o bulundukları oOen e buluya © rüzerinde (o bulunan ” mikröp've taaffün deposunun le kadar (etrafına Omüzarefat © saç - masına nasıl (Omüsaade edilmiştir.? her gelen vali bunu o kaldırmağa te- şebbüs edince kıyametler kopmuş, an- aneye tecavuz iddia edilmiş, yukarı makamlara baş vurulmuş. Yeni vali Fuat Bey geldiği gün- den beri bununla uğraşmış, sihhat mü- dürü de ayağını diremiştir. hissedar- lardan bazı başı sarıklılar gece gündüz evrat ve tesbih» sarılarak vali ile sih- | manda İrfan efendi, hat müdürünün buradan gitmelerine dua ediyorlarmış! Maamafih inadından bir'inlimi geri; dözmüyen' veli Mep mikrop yuvasını kaldırmağa muvaffak olacaktır. Bütün balk bu icraata dört gözle -müntazırdırlar. Borsa Vilâyet borsası, 926 senesinde ve- killer heyetinin kararile açılmıştır. Bu - rada İstanbul borsastnın talimatna - mesi caridir. Borsada alelumum hu - bubat, afyon; üzüm, yapağı ve ipek ko - za Üzrine muamele olunur. İlk zaman- larda borsanın mali vaziyeti - iyi iken buğday fiatın düşmesinden dolayı varidat sıfıra inmiştir. memurların üç aydan beri maaş alamadıklarını tees - süfle işittim. Ticaret odası Eski çarşıdaki (Borsa binasının içinde buluman ticaret odasınıda gör- düm. Vilâyetin başlıca ticareti buğ- day unu ve deri dibağı üzerinedir. Burada 14 un fafbikasi Yay dördü çalışmaktadır. bunların çoğu ile işlediğinden is0'*-al masrafları az- kumacılık memlekette çok inkişaf « miştir. senede orta hesap dört beş mi yon lira vilâyete girmektedir! Dokumalar Dokumaların standarize edilmes için vali Halit Bey zamanımda ticare odası heyeti bu işe büyük bir eken miyet vererek bir kararname imzala mışlardır. Bu karar O Kadıköyüne d tatbik edilince onlar, ( standarizey. çok ehemmiye* vermişler, bu sayed seri bir terakki ve inkişafa mazhar ol muşlardır. bunu gören diğer dokum. merkezleri o karar mucibince esnaf ce miyetleri ve kotröl usullerini kabu ederek çalışimağa başladıklarından vi lâyet mensücalında ani olarak bir in kişaf husule gelmiştir. Bu sebepden do layı esnaf cemiyeti azaları bu cemiyet lere kuvvetli bağlarla haglanmışlardı en ufak bir arızanın vuku bulmama - İ st için bütün mevcudiyetleri ile çalış: maktadırlar. Bu kontrol ve bu teşkili sayesinde bura dokumaları hakkında» ki siparişler malların ismile yapılmak. tadır. Bu yüzden husüle gelen inti- zam, terakkınm en birinci amillerin. dendir. RaaıpHemal Menemen cinayet Arazi meselesinden çıkar kavga ölümle neticelendi Menemenin Günerli köyü ci- yarında Ulucaklı Emin hoca oğlu Mahmudu tabanca kurşunu ile öl- | düren Mahmut oğlu Şakir hakkm- daki tahkikat neticelenmiştir, Ka- til hakkındaki evrak İzmir ağir ce- za mahkemesine gelmiştir. Tah» kikata nazaran hadisenin o şöyle olduğu anlaşılmıştır: Menemenin Günerli köyü civas rmda Hacı Rüştü Bey evlâtlarına ait araziden bir kısmı İrfan efen- di isminde bir zatın istcarmdadır. Hacı Rüştü Beye ait olan arazinin diğer bir kısmını Emin ve Mahmut efendiler icarla tutmuşlardır. Bu sene mahsuller kemale er « miş; Emin ve Mahmut efendiler tam mahsulleri satacakları bir za» bu mahsul. lerin kendisine ait olduğunu söyli- yerek hisse istemiştir. İrfan efendinin hissesini ayır « mak üzere Hüseyin ve Sakir isim» lerinde iki kisi harman başına git- mişler; Mahmut ve Emin efendi » ) leve, mahsulleri tamamen teslim İ etmesini istemişlerdir. Aradaki anlaşamamazlık; hiç de hoşa gitmiyen bir münakasaya yol açmış, bunun neticesinde Şakir tabancasını çekerek o Mahmut €- fendiye ateş etmistir. Mahmut e- fendi aldığı yaradan müteessiren ölmüstür. : —am—— Cellat gölü f İzmir civarındaki Cellât gölü İ bataklıklarındaki tetkikat bitmiş» İtir. 937 senesinin mayısına kadar , müddeti olan bu kurutma işine pe len 10 gün sonra baslanacaktır. z Bu işi taahhyt eden eskiRize | dır. ve buğdaylar da iyi cins oldukları | mebusu mühendis Osman Bey, iz “ için talipleri çoktur. Vilâyetin asıl ticareti dokumacılık üzerinedir. halkın büyük bir kısmı yerli malı kullanlırlar. İstanbul ve Ka. ra deniz havalisine ve dahildeki vilâ- * yetlerimize sevk olunurlar. Vilâyet dahilinde altı yerde &snaf ve doküma. cılar cemiyeti vardır, Bunlardan baş- | ka Ayrıca ri ey ticaret oda- mirde bulunmaktadır. Osman Bey bir muharrire sum- i ları söylemiştir: — Tetkikatımız bitmiştir. On i güne kadar filen ameliyata başlar n yacağız. Makinelerimiz tamam - di lanmıştır. Bu kurutma sinide | her am dicle sibi > s1

Bu sayıdan diğer sayfalar: