29 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 13

29 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mmm mmm ER A | | | adan onu onuncu yıldönü « | ima en büyüğümüzün | g tün yurda söylediği | Pad, bela deyini; Arikaradan | le biz tün köşe, bucağma çar- | ya Vi damarlara gibi “yayılmıştı: kül. Ya İ san'atlar i için savaş! Ründür içimizde bu ye- a Min hızını taşıyoruz. Ka gün bir başka yer » T gibi Türk davasının yi nü, Ki toprağının ulus- iş içinde başlı başına | idi; İr icinde in bütünlüğü ve bu zbeyliğimiz kazanıl » arTâaraşındaki yerimiz rildr, ülke içindeki ya- pi düzeltilmesi yolunda başarılması için uğ- Öylece Türk, yeryüzüm lardaki üstünlüğünü e yoluna yönelmiştir. VA sonunadek soysal ve 1 ve öyle kalması Mim de sağlam, 1 bu alandaki verim- Ki üllcesinir, çevresi dışına «Mrarası yeri almalıdır. Bümüzün geçen birin- unda Ankaradan ir bucağa elettiği İ say İZİ bunun içini kültür ny "du vatlar yolunda savaşa İN dağ RO mn bu savaşın ilk Nalan Ağustos 1928 deki | ie Kn kazanmak En VR — TEA li dö İZ # 7 Ee J£ £ Pe yiz e verilmiştir: elini temiz » ade amlaştırmak, bunun ürk dilinin yazılışı- e m mai, kul layla ştırmak! u kol çük ni yazı, bu Mümru okunuşu - büyüğümüz, il er çağ mr kr lm *n alman par- er” b ndan bini Yaran Tü rk soy» v *debiyar 5 iğ ve ,Kü iltür savaşı! On birinci yılın koynunda taşıdığı yüksek da Yazan: Refik Ahmet Arkörü; Halk eyi Ankarada Büdünevleri çevirgenlik yeti bu yüzden öğrendik. Gene o Ulu Önderin gösterdiği yolda yürü - xerek çalışmıya başlayan “Türk dilini tetkik cemiyeti,, dilimizin acun dillerine ana olmuş yüce var- lığını ortaya koydu. 26 Eylül 1932 de ilk toplantısını yapan birinci Türk dili kurultayı en çok dilimi» zin eskiliği, yüceliği ve öteki dil » lere kaynak oluşu yolundaki araş- i tırmalardan alman ünlü verimleri | belirtti; bugün konuşulan dilin a- rınması için yapılacak işler de bu kurultayda ortaya konuldu. Türk kültür savaşınm en ileri gelen işi olan dil temizliği, böyle- <e Cumurluğun ilk on yılının s0 « nuna doğru ortaya çıktı, yönünü buldu, hiz aldı. Cumurluğun on birinci yılı, kinci Türk dili kurultaymı koy - nunda taşıyor. Cumurluğun on bi- rinci yılı bu yüzden ünlü ve onur- ludur, İkinci Türk dili kurultayı, ondan önce geçen iki yıl içinde dil için yapılanları gözden ge - çirdi, beğendi ve bu işin dil ala - nında bir özbeylik ve kendi başı - nâ buyrukluk işi olduğunu bir gez daha belirtti. İlk dil kurultayının ilk toplanış | günü olan 26 eylülün her yıl dil bayramı olarak kutlulanması için söz kesilmişti; Cumurluğun on bi- | dil bayramının | rinci yılı, ikinci taşkın bir istekle dagördü. yeli;, nin âdro gün “Türk dili a- raştırma kurümü,,na çevrildi ve kurumun başkanı Saffet Beyin İs- tanbul'radyosunda salt öz türkçe sözlerle! söylediği deyim : yurdun ber yanımda dinlenildi; içindeki yeni sözler öğrenildi. kutlulandığını Cumurluğun on birinci yılr, “Türk dili tetkik cemi | görülüyor ki bu işte çok verimli olmuştur. Bu güzel verimlerin en yü müzün Ankarada İsveç büyük prensinin gelişinde yemekte söy - lediği öz türkçe deyimdir. İçinde ki öz türkçe sözler gün- delik gazetelerde, günlerce ayık- lanıp belirtilen bu parlak deyim, bü yıl, bu yoldaki en özlü ve de: gerli iş olmüştür. | © “Cümurlüğun on birinci * yılmı süsliyen kültür işleri arasında Bu- dun evlerinin sayisının seksene çi- karılmasıni da ayrica söylemeli « yiz. Budun evleri Türk ülkesinde, Törk budunu arasında sağlık, sağ- ilerileme atılışları yayan kurum - lardır. Bunların yurdun dört bu - cağmda çoğalıp yayılmasını se - vinçle karşılarız; onlar (o “iyiye, güzele, doğruya,, gidişimizin sa * yılı varaklarıdır. Cumurluğun on birinci yılın « da kltür savaşı yolunda © yapılan iyi işler arasında birisi de İstanbul da Şar tiyatrosunun iki ayrı bölük olarak çlaışmıya Bunlardan biri çalgılr, türkülü o - yunlar oynıyacak, ötekisi ise ulus- ların ilerilemelerinde dokunaklı olan duygu (ve düşünce değeri cek.. En #on “Maarif Vekâleti,, nin “Devlet mektepleri, nde ve bu arada en çok üniversitede yaptığı lerimizi öyle bitirelim, Cumurluk — Cümhuriyet, Deyim — Nutuk. Yön — Cephe. Ulusluk — Milt, Çevre — Hudut, İ hayat, daha si, en kutlusu da en büyüğü: | | lamlık, uyanıklık ve günden güne | başlamasıdır. | ! tölâsyon) ları ihsan etmişti. yüksek acun oyunlarını göstere - sıkılığı ve temizliği de yazıp söz- | Gi hkelmm ilik det 13 — VAKİT 29 Teştimlevvel TöĞü ez 7 inci yıldönümü münasebetile Cumhuriyet sözünde “durdu mu? On bir yıl oluyor ki Gazi Haz- retlerinin reisliği altnda çalışan heyet, Türkiyede, Osmanlı dev» letini, İslâm halifeliğini yıktı, bir cümhuriyet, * yeni bir rejim ilân etti ve bu münasebetle, bittabi, ge- rek vatandaşlara, gerek dünyaya karşı bir takım açrk O vaatlarda bulundu. Gazinin, İsmet Paşanın nutuk- larını tekrar okuyacak, ve, fırka programlarmı, “fırka kararlarını, kongrelerde ;leriye sürülen temen- nileri gözden geçirecek olursanız anlarsınız ki Cümhuriyet, birkaç kelime'ile ifade edilmek istenirse, Türklere Osmanlı devrinden ziya- de refahiyet, istiklâl, . insani bir fazla bilgi, konfor -ve- âleme de sulhperver bir siya - set vadediyordu. On bir sene geçti; on ikincisine | varıyoruz. Acaba bu vaitleri tuttuk mu? Osmanlı (devrinde, tabirimi İ lâtfen mazur görünüz, bir mezar- lık hayatr geçiriyorduk. Onun için cümhuriyet ahdinin icraatını, im - paratorluğun filiyatı ile mukaye- se etmek terbiyesizliğinde bulun- miyacağım, Yeni devlet, eski devletin ih- mal ettiği bir usulü takip ediyor, yani istatistik tutuyor. Muntaza- man basılan cüzleri açınız; okuyu: hüz; kâfi! Eskiden "Türk, Türki - yede ecnebiden de, vatandaşı o - lan hıristiyandan'da aşağı bir va- Ziyette idi. Memleketin mahcur bir sahibi! Yahut yetim bir vatan- | daşı! Iktısat başkalarının ellerinde! Hatta banka memürlükları © bile Türkler için “Mıntakai memnüa,, idi. Daha evelleri “Türkten dek - tor olur mu?,, sözü dillerde dola- şırmış. o Cümhuriyet, Türkiyeyi Türklere iade © etti. Türkiyenin Türkten başka şayfan mutasarrıf - | Bu irili, ufaklı. şayian | ları vardı. mutasarrıflar artık zeval bulmuş- lardır, Türkiyede modern hayat ancak cümhuriyetten sonra başlıyor. Şu Tİ senede, dünyanın cehen- nemi cihan buhranına rağmen, ne kadar demiryolu, yol, mektep, bi- na, fabrika yapıldı! Şu 11 senede ne kadar yeni fikir ortaya atıldı. Şu İl senede O maneviyatımız ne kadar yükseldi! Fatih Sultan Mehmet İstanbulu almış. Doğru. Fakat facir İstanbulu vermişti. mıyalım. İstanbulu yedi düvele karşı a - lan Mustafa Kemaldir. En şevketli Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman (Kapi - Sultan Mehmet Bunu unut » Lâkin kağpu muahedesi ah- “Özbeylik - — İst Budunlararası — Beynelmilel, Yönelmek — Cephe almak. Ulus — Millet Soysal — Medeni. Alan — Saha Önder — Rehber, Acun — Dü Armmak — Temizlenmek. Ünlü — Şerefli, Gez — Kere. Kurum — Müessese, Başkan — Reis. Varak — Merhale, Şar — Şehir, İ ponya teceddüde koyuldu. Yazan: Celâl Nuri kâmını devletlere dikte eden Ga» zidir ve onu imzalıyan sevimli İs- met Paşadır, Cümhuriyet her vadini tutmuş, fazlasını da yapmıştır. Harici politikaya gelelim: Os- manlı devleti, dünyada ve Avru pada bir İntan kaynağı idi. Müte- affin bir ceset ki daima harp savururdu. (Kendisinin bir karha olduğunu unutur, enperiya- niza ve İ lizme sapardı. Türkiye cümhuriye- ti ise, 11 senedir, cihanda-bir sulh âmili olmak üzere çabalamış, öy- le tanınmış ve o sıfat ile dostluğu ve ittifakr devletlerce aranmıştır. Osmanlı devleti, 1920ye değin bir ölüm timsali idi. Türkiye cümhuriyeti ve ona ta- kaddüm eden milli hükümet, 1920 denberi bir dirim ve umut heykeli- dir. b e Fakat, ey muhterem okuyucu» lar, bilmiş olunuz (ki insanların içinde (Hal) den memnun olmı - yan, maziye omütehassir kalan zümrelerin bulunması zaruridir. Bunlar vakaları eşerler, tenki- de değerlerini ayırırlar ve avazla- rı çıktığı kadar bağırıp her rejimi, her devri muahaze ederler. Dün- ya kuruldu kuruları bu bakil in - sanlar gelmiş, geçmiştir Türklerin oObabacan bir eski edibi (Veysi) âlemin yaradıldığı gündenberi hadiseleri bir bir İ gözden geçirip her birinin sonun da: “O zaman mı dünya mamur ve abadan idi?,, diye soruyor Evet itiraf ederiz, dünya hiç bir vakit (Veysi) merhumun istediği gibi mamur ve abadan olmamış - tır. Mahiyeti itibarile yer yüzü bir cennet olamaz. Elbette her noktada pürüzler vardır. Asıl mesele pürüzlerin mikdarı ve nisbetidir. Cümhuriyet 12 inci yaşma ancak bugün bası- yor. Hangi rejim, Avrupada ve A- merikada (hattâ Japonyada) bun- ca harici güçlüklere, şu mislini ta- rihin görmediği iktısadi ve içti « mail (hattâ siyasi ve askeri) buh- rana râğmen bu derece kemal gös- terdi? 11 senede Türkiyede yapı» lân işler 1789 dan, yani büyük in- kılâptan sonra Fransada yapıla - mamıştır. 1776 da Amerikanın is- tiklâli ilân edildi. Ondan on sene, Ton bir sene sonra Birleşmiş devlet- ler henüz hiçbir canlılık göstereme mişlerdi. Japon tarihini pek ya » kından takip ettim, 1869 de Ja - Emin olunuz ki bu memleket 1878 de (93 muharebesine tesadüf eden günler) Obizim bugün göster- diğimiz intizamdan mahrum - du. Şu iddinları tarih kitaplarına istinaden yazıyorum, Bütün bu feyzi Gaziye borç - luyuz. Gazi, milletine, dünyaya, tari- he karşı sözlerini tutmuştur. Gazi efsani Herküllere yakı » şacak bu icraatında sözlerinin ka- dir ve ehemmiyetini anlıyacak ve onları yerine get'recek sadık ve gözü açık bir fırka ve bir millet de bulmuştur. Gazi, umumi tarihin pek bah- tiyar bir adamıdır. Gazi'nin en güzel heykeli Tür» kiye cümhuriyetidir. Şu yıl dönümünü VAKIT in a- ziz okuyucularma tebrik ederim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: