19 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

19 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 19 Haziran Bugünden Yarına KARAKAK AAA İllâllah! bıktık artık! Dün kadıköyünde Süreyya sinemasındaydık.. Filimin en he- yecanlı yeri.. Birdenbire beyaz Perdedeki şekiller karardı.. vses | durdu.. Sinema salonunun içi zındana döndü.. Ne olmuş? Sorduk soruşturduk.. Şehrin elektirik ceryanı kesilmiş bir- denbire.. * İstanbul şehrinin 700,000 nü- fusu var.. Bu 700,000 nüfusun hiç olmassa 500,000inf zanne- dersem, geceleri Vaydmlanmak için elektirik şirketine tabidir.. Aydınlık, ışık, su gibi, ekmek gibi havayici zaruriyeden maduttur.. Suyu kesilirse, zehirlenirse bir felâketse, aynı suretle işıği ke- | silirse bir çok felâketlere sebep olabilir . . * Elektirik şirketi İstanbul şeh- rini . aydınlatmak — işini üstüne almıştır. Bu suretle büyük bir Mmes'uliyet kabul etmiş demek- tr, Binaensleyh üstüne aldığı Mes'uliyetli işin ühdesinden gel- Mmeğe mecburdur . - Hem elektirik şirketi bir ha- Yir mücssesesi değildir. Kâr et- Mek, para kazanmak için kurul- Muştur. kazanmaktadır. Buna mukabil treyan kesilir., Şehrin inzibatı Bozulur . . Hatta bu yüzden a- meliyat masasında, sokak baş- larında insanlar ölebilir.. * * — Diyorlar ki dünyanın her ye- y içtinabı. kabil — olmuıyan — gebeplerle elektrik cereyanı ke- tilirmiş. Olabilir. Fakat bu hâ- (dise her halde o yerlerde bir lstisnadır. Halbuki İstanbulda bir hâdise haline geliyor.” * Diyorlar ki ibtiyat motörünü, tarbini mi, yokmuş şirketin.. Yoksa getirtsin ! Getirmeğe mecburdur ! Ama böyle ihtiyat bir maki- ne getirmek pahalıya mal olur- muş ! Bundan bize ne? Üzerine kâr etmek için, mes- tliyetli bir iş deruhte eden bir Hirket o işi sonuna kadar başar- Mmağa ve vatandaşların istirabatı ve hayatlarıyla oynamamağa mec- UP... * * Tefrika No: 54 Ve kâr etmekte para | ikide birde | Teftiş! Beîşl(ın! l Okturuva F42cemı;yetin|hesa-ş Tavan arasında Yalnıziıaıı;ipektenğ bına bakılacak — kömeste lavantalı | Şehrimizde bulunmakta olan esnaf cemiyetleri ve bunlardan bazılarının teşkil eyledikleri ko- | operatifler ticaret mıntaka mü- | diriyeti tarafından önümüzdeki hafta içinde sıkı bir teftişe tabi tutulacaktır. Çünkü bu gibi ce- miyetlerin bir kısmında Bu gibi esnaf cemiyetlerinin ekserisinde nüfuz sahibi zevatın adamlarının bulunduğu da ayrıca kaydedilmektedir. Bundan başka bazı esnaf ara- bakılırsa bunlardan bir kısmın | para işleri bundan evvel teftiş | edilmişse de bu teftişler hakkıyla ! | olmamıştır. Şehrimizde elyevm 42 esnaf cemiyeti kısmı ayrıca kooperatif şirketler teşkil etmişlerse de — he- men bunlardan hiç biri muvaffak | olmuş ve piyasada kendisini gös- | termiş değildir. Bu hususta da esnaf evvelce kooperatif şirkete para verdiğin- | den ve bir faide görmediğinden şikâyet etmektedir. Bu da bu teftişat dolayisile ayrıca kontrola tabi. tutulacak! Bu teftişatın senelerden beri devam eden sul istimallerden bir çoğunu meyda- na çıkaracağı tahmin edilmek- tedir. Yangın —rranin İplik fabrikasıııın[ binlerce lira zararı var ! Eyüpte Bostan iskelesinde iplik ve pamuk fabrikasından yangın çıkmış 12000 İiralık ma- kine 600 liralık pamuk kâmilen yanarak harap olmuştur. Yangının işleyen makinele- rin üstündeki inelerin diğer ine- ler üzerine temas etmesinden ileri geldiği anlaşılmıştır. Fabrika mühim bir meb- lâğ mukabilinde Güneş sigorta şirketine sigortalı olduğundan bir kasıt olup olmadığı anlaşılmak üzre müddeiumumilikçe tahkikata hı_ı)ınılııınır. 19 Haziran 1980 Ankarada bir macera aralarında gezerek küçük çocuk- larının mini mini elleriyle çalı- ':" taşlayıp kertenkeleleri ür- k:'l:——l seyr ediyorlar, bir va- kendisinin koluna girdiği gibi, Handan kocasının koluna dıyıı'ırılı tatlı tatlı gülüyor, güneş ,batarken evlerine dönü- yorlar. Ah, belki de dolğun a- ğaçların mahrem - gölgelerinde kendisinden diriğ edilerek sakı- milan ilık ve yumuşak büseler teati ediyorlardı . Feridun daha kâbilde —iken muhaberelerinin birden bire inkıtamın esbabını an- lar gibi oluyordu : Demek ki Sa- : bey memuriyetten ticaret yatına intikal ettikten sonra Yazan : AY HAN karşılarına çıkan genç mühendisi evine davet etmiş, Handanla ta- nıştırmış ve onlar az bir müddet zarfında evlenip baş göz olmuş- lardı. Sevişmiş olmaları da muh- temeldi. Demek ki Handan bun- dan sonra mektuplarını kitaltma- ya başlamış, ondan sonra büsbütün kesmişti. Fakat bu bidayelte Handanın epeyi tereddüt Beçirmiş olduğunu da gösterebilirdi pek âlâ, Ne de olsa, netice de ken, feda etmiş değilmiydi ? Cenç adam, en ziyade, ken- disinin Ankarayâ avdeti haberi- nin Handan üzerinde yaptığı tesiri anlaya bilmek merakiyle yanıyordu. Kim bilir, Sami bey para | işlerinin dogru gitmediği söyle- | ! nilmiştir. Karanlıkta kalan bir şehrin | tusuz kalan bir şehirden pek te , farkı yoktur. Ve nasıl bir şehrin â vardır. Bunlardan bir | kddlnlar ve 2 tüC" | mali kuvvei karibeye gelmiş bu- | lunmaktadır. Encümeni emanet | , elyevm bunun tatbikatına car bulundu | Evvelki gece Taksimde Par- | mak kapıda oturan — meşhur randevuculardan Sadiye hanımın ce taharri edilmiştir. Sivil memurlar evin içinde | evvelâ bir şey bulamamışlarsa da evinde gizli kadınlar bulunduğu | haber alınmış, polis müdüriyetin- | üst katta tavan arasında örüm- | cekler içinde esans kokulu üç kadın ile bahçede tavuk küme- sinin içinde saklanmış, iki İeanlı Ohalı taciri ve iki şık vesikasız kadın yakalanmıştır. Sadiye hanımın evi polis ni- | miştir. Evvelce bu fabrikalardan | zamnamesi mucibince seddedile- | ! gektir. K. birliği Menafii um | ye hadim cemiyet | oldu umumiye-, | latasaray İisesi kampa çıkmış- Kadın * birliği idare hey'eti * dür birlik merkezinde içtima et- | miştir. ı(ç(lmı reis Latife Bekir | H. riyaset etmiştir. Dün, idare proğramı müzakere edilmiştir. mesai | ! Kabataş lisesiyle Darüşşefaka da Bundan başka birliğin menafil | i hey'etinin bir — senelik | umumiyeye hadim — cemiyetler sırasına geçmesi için vaki olan vilâyete bildirmiştir. | ce biletlerinde menafii umumi- ye amele görecektir. Vilây tin buna dair birliğe gönderdiği tezkere birlik idare hey'etini son derecede sevindir- miştir. Kadın — birliği bu müsade üzerine bir deniz tenezzühü yap- mağa karar vermiştir. Tenzzüh yakında yapılacak- tır. Şimdiden bir hazırlık hey'eti | seçilmiştir. Kadın birliği bu sene- ki mesal programını çok geniş | tutmuştur. Programı arasında şimdiden ifga edilmeyen mühim teşe »büs- ler olduğu tahmin edilmektedir. oakşam göşke gittiği zaman kendisine tesadüfünden — nasıl bahs etmişti? Aceba Handan ne yapmıştı” annesi memnun ol- muşmuydu? tabii kendisini bek- lememiş olacaklardı. Böyle Ankaraya geleli bir buçuk ay olduğu ve Sami begin- de okadar israr ettiği halde bir dafa bile onları arayıp sorma- mış olmasını kim bilir ne suret- le tefsir etmişlerdi? Feridun en ziyade ümit edil- medik bir yerde onlara tesa> düf etmekten ürküyordu: israr edip kendisini alarak evlerine İlgötürürlerse diye korkuyordu. üHandan gördükten sonra, ondan & k endişesi kalbini ge- miriyordu. Benelerin üzerini ku- rulaştırıp küllendirdiği bir ateşin hararetlenip canlanması ehtimalı pek çoktu: O zaman elim vaziyete düşecekti. Hem ©o Tevlenmiş çocuğuda Birlik badema yapacağı mü- | samere ve tenezzüh gibi eglen- | hadim cemiyetler gibi mu- | , Buda bir fikir! alınacak! Okturuva talimatnamesinin ik- ait talimatı tesbit ile meşgul bulun- | maktadır. Bu talimatın da ikma- linden sonra talimatname heyeti umumiyenin tasvip ve tasdikine arz edilecektir. Yeni okturuva talimatname- sinde dahili mensucat temamen okturuvadan muaf tutulmakta ve emanet varidatından âzami fe- dakârlık yapmaktadır. Krep döşin fabrikalarının okturuva mükel- | lefiyetide pek çok hafifletil- | hariçten gelenler misilli alınmak- ta olan okturuva resmi yeni ta- limatname mucibince yalnız ham ipek üzerinden alınacaktır. Kamplara Mektepliler akını başladı İstanbul Erkek lisesi ile Ga- lardır. İstanbul lisesi Paşa bahçe üzerinde Sütlücede Galatasaray Kilyosta kamp kurmuşlardır. | yiyecek dün Pendikte kamp kurmuşlar- dır. Erkek mualimim mektebi * we Feyzi ati lisesi de bu gün Kil- teşebbüs müsbet olarak neticelen- | miş ve Dahiliye vekâleti keyfiyeti | yosta kamplarını kuracaklalardır. Eytama maaş 928 den matlübu olan mütekaitlere tediye emri geldi, tebliğ ediliyor Zat maaşları muhasebeciliğin- den: Bütçesinde tahsisat mevcudu olmadığından tediye edilemiyen mütakaldini askeriye ve mülkiye ile oytam, eramil, avwkeriye ve mülkiyenin 928 senesi düyunun- dan olan matlubatlarının tesviyesi için tediye emri gelmiştir. Esha- bı istihkakın müracaatları lüzu- mu ilân olunur. Vehbi bey geldi Ticaret odası umumi kâtibi Vehbi bey dün gelmiştir. olmuştu. Kendisine düşen işleri | bir an evel bitirip başını alarak çekilip getmekten başka bir şey olamazdı. Senelerle iztırap çekmiş , uzun ve kimsesiz onun hatırasını kalbinden çıkarıp sil- miye hasretmişli. Şimdi onu “görerek yeni baştan dertlerini tazelemekten — içtidap ediyordu, Zaten işleride bitmek üzre idi. Mahkemede küçük bir ilişikten başka bir şeyi kalmamıştı. Amcasının bütün hesabatını tasfiye etmiş, borçlarını vermiş, Alacaklarını toplamıştı. Netice- de Feridunun eline, mühim bir yekün tutan büyük bir servet geçmişti. Artık Ankarada bir kaç günlük işi kalmıştı. Bu ilişi- gi de kestikten sonra, — çiftliği köylülere terk edecek, elindeki külliyetli para ile İıvlçı.y. gide- cek, yahut İstanbulda Büyük a- dayı tercih edecekti : Adada Mazhar Osman beye cevap! “Akşam, gazetesinde bu ga- zete muharrirlerinden — birinin listelerine dair Doktor | Mazhar osman bey ile yaptığı mülâkat münderiçti. Bu yazıya göre Doktor Mazhar Osman bey az yiyenlerin ömrü uzun oldu- ğunu hatta İngilterede az yemek yediği için bundan sonra o mem- lekette yüz yaşından evvel kim- senin ölmiyeceğini İngilizlarin iddia etmekte olduğunu - söyle- mektedir. Refah içinde olmayanlar, se- falet çekenler hanği milletten olursa olsun her yerde ne bulursa onu yer, bulamazsa açlığa idman eder. Fakat refah içinde olanlar | nazarı dikkate alınırsa dünyada en çok yemek yiyenlerin lnılllı— ler ve Almanlar olduğu mey- | dandadır. Günde beş def'a muhtelif şeyler yiyen bu iki milletin mü- reffeh efradı iklim ve saire farkı aramaksızın her yerde aynı su- retle bol, bol tagaddi ederler. Binaenaleyh doktor Mazhar Or-? man beye atfedilen bu ifadede bir yanlışlık olsa gerektir. İşin esasına gelince tabiatın insanları diğer mahlukattan temyiz eyle- diği hassalardan biri de zaikadır. Yiyeceğinin zaikasını hoşlandır- masın da arar. Doktor bey çok iyi bilirki gıdanın vücuda en iyi yarayanı temiz ve leziz olarak hazırlanan ve şevk ve neş'e ile yenen şey- lerdir. Muasır medeniyetin bu günki telâkkileri ferdi ne — vasıta ile olursa olsun hayatından bher su- retle istifade etmeğe, hayatın zevk ve şehvetini çoğaltmağa sevk ediyor. Halbuki çok münevver - bir zat olan doktor Mazhar Osman beyin bu hakikatten gafil ola- mayacağına göre me'hazleri ne olursa olsun yemek İistelerinin tarzı neşri memleketimizin bu günki buhranlı ve elemli darlı- gında hayatlarile pençeleşen za* vallıların haline acıyarak mah- rumiyet ve sefaleti tevsik — ve mahrumlar ile açları tesliye et- mek istediklerini gösterir. Mamafi kulakların işitmek , gözlerin görmek, yüreklerin duy- mak ve acımak hassalarını yitir- diği zamanda mahrumiyet ve sefaleti tesliye de çok büyük ve mukaddes bir iştir. Kör Hasan oğlu şöyle bir evciğez alırım. Bir kö- şeye çekilerek kimse ile temas etmem. Diyordu. Parasmı elli | gene üzerine taksim etmişti. Buna bankanın yüzde altı faizinide inzimam edecekti. A- dada da satın almak istediği üç oda ve bir salondan ibaret evde, yalnız ihtiyar bir hizmetçi bulun- durmayı düşünüyordu. Mükem- mel bir. kötüphanesi olacaktı. Yeşil mobileli bir salon döşeye- cekti. Servetinin faizl ile sene Üzerine ayırdığı kısımdan artanı Umuru hayra sarf edecek tema- men münzevi bir hayat sürecekti. Bu ler, Feridunun asa- bının ne kadar bozulduğunu is- bat ediyordu. Genç adam, bitmiş sayılabilirdir. Onu, bu inziva ve merdümgirizlikten — kurtararak hayat adamı yapabilmek için çok kuvvetli iradelerin nufuzu altın- da kalmasına ihtiyaç vardı.«Gün- (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: