15 Mart 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25

15 Mart 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sen, ilk gördüğüm dakika.. notlarından başını kaldırdığın zaman gözlerime çarpan ilk bakışınla gönlüme girdin, Sen, yıllarca bekliyen, özliyen ruhu- mun, yaratılışta eşi idin, Sen, uyuşturulmuş hislerle dolu olan kalbime, görünmeden önce girmişlin. Sen, çocukluk duygularımda, gençlik rüyalarımda, gözlerimin daldığı her güzel şeyde yaşıyan, baş veren sevgili idin. Seni bulmak bana dünyanın en büyük sevinci- ni verdi dersem yalan olur Çiğdem. Çünkü bu güzel, sevgili, ince genç kıza ben.. zavallı ben., nasıl el uzatabilir- dim? Sevgili çocuk. astasın, ateşler içindesin, hastalığın korkulu değil pek. Fakat bir damla üzüntü, bir damla çarpıntı seni yere vurabilir. Bu satırları yazarken deli gibiyim. Sana bun- ları söylememek, hep susmak, hep dilsiz olmak belki bir borçtur; fakat bunu ya- pamiyorum. Vicdanım yaniyor. Keşki o gece yine seninle başbaşa kalmasaydım. Geceden gelen kuvvet, senden gelen heyecan beni sarmasaydıl.. Ve ben, yıllarca kafasını yığın yığın kitabın verdiği bilgi- lerle besleyen bu adam; sendeleyib, zaafa düşüb sana, seni sevdiğimi söylemesey- dim. Keşke bir taş olsaydıml!.. Keşke sevgili ayaklarının ücünda yer- lere ve bir daha dirilmeseydim!.. a her şeyimi, geçmişimi, benliğimi, büvirelini unutturan büyük sevgine da- yanamıyarak sana, seni nasıl sevdiğimi söylemeseydim. Di in mim gözlerin benim için ağlad seg aa iz inanarak kal- dio Giğdani bu mektubum uzun, çok u olacak, Ona otuz iki yıllık ömrümü ii yacağım. Sevgili ayaklarının altına ataca- 1m. Onu bil, onu tanı, fakat ona acı.. ve sakın çiğneyip geçme sevgili, sevgili Çiğ- em, JgVo.: Ben bir köy çocuğuyum. İzmirin küçük, şirin köylerinden birin: e doğmuşum. Annem ve babam toprakla uğraşırlardı. Birkaç tarlamız, küçüçük bir evimiz vardı. Dört yaşında iken bu küçük evle.. buğday, arpa tarlaları.. karpuz, ka- vun bahçeleri arasında dolaşmağa başla- ii Öğleye kadar evde iş yapan ânnemin, verdiği sepeti tarlada babama götürür; sonra ya bir saman arabasına gömülerek, ya buğday çuvallarının üstüne oturarak eve dönerdim.Köyümüz küçük fakat temiz- di. Günün birinde okula girme yaşım gel- di. Beni yazdırdılar. Şimdi benim de bir pi kisem, alfabem, kalemim, defterim ardı. Küçüklüğümde kuşlara, böceklere, ke- lebeklere pek meraklı idim. Onları gözle- rimle kovalamaklan çok zevk duyardım. İş zamanı tarlada, yağmurlu günlerde okul- da çalışıp gidiyordum. Öğretmenimiz çok iyi yürekli bir adamdı. Benim herşeye aklımın çabucak erdiğini görünce, bana önem vermeğe başlamıştı. Anneme, baba- ma sık sık başvuruyor: «Tarla işi için du çocuğu Dean alıkoymayın, yazık aliyor » diyi Üç yıl e RE Ben artık okuldan çıkacağım diye üzülürken; birgün köye güzel bir müjde yayıldı. Köyün temizliği, güzelliği, çalışkanlığı yüzünden okul beş sınıf oluyordu. Yakın köylerdeki çocuklar da buraya gelip okuyacaklardı İşte ilk sevinçli günüm bu gün olmuş- ur, Beş sınıfı yüz akı ile bitirince öğret- menim yakamı bırakmadı, Annemin, ba- bamın işleri de iyi gidiyordu. Üstelik evi- mize babamın ölen kardeşinin kızı da gelmişti. Şimdi benim yerime o çalışıyor, tarlaya yiyeceği o taşıyordu. Ben, öğretmenimin büyük dileği ve ça- lışması ile şehirde bir orta okula yerleş- tim, Artık okumanın tadını almıştım. Ga. zete, kitab, mecmua, derslerimin & elime ne geçerse okuyor, bir tarı fransızcaya çalışıyordu kol, tütün a sağlan bir babanın; gürbüz, renkli, sıhlığ ananın çocuğu idim. Sıhhatli yeğ sözlü idim. Öğretmenlerimin kısa d kazanmış; istekle, | z a sevgilerini çalışıyordum. Köye gelen şehirliler, arada iğ doktor, sağlık işyarı falan hep iğ fikrini çelmişler, beni okumaktan 5 mamasina çalışmışlardı. Orta okulu? trince ben dayandım. İyi bir sina? rek parasız liseye yazıldım. İiseyi & gim zaman, evimizde benim yüğ belli başlı bir kavga çıktı. Okumuz rattığı kafamla, köy hayatına gi uyduramamakla beraber, hiç * anamı, babamı unutacak, Köyü görecek kadar değişmedim Elimde lise şehadetnamesi ile köf evime döndüğüm zaman olan oldi. Babamın kardeşinin kızı küçük büyümüş, serpilmiş, güzel bir kız «ls Çok tatlı huyu vardı. Annem üstü riyor; bamam, kardeşinden kal: an b cik armağanı, güldürmek, me: e, okulunda okulmg şimdi benimle evlendireceklerdi. B8 çalışması, annemin yuvasına dörl © rlişi; onlara çok kazandırmıştı. Şist pılarında adamları bile vardı. Küğ çiftlik almışlar, tam bir köz hayahığ yorlardı, Ben Zehra ile evlenecek, 8 yeni usullere göre, kitap karıştırsığ virecek, tarlaları makine ile işlese Babamda son yıllarında ocağın bişi EN kaygusuzca köpüklü kahvesi Bu, görünüşte güzeldi! fenâ bei gildi. Zehra bir Anadolu kızı, kö ti zel bir çocuktu. İyi bir anne, tatli g k kadını olurdu. Fakat benim iii ie kafamın, kalbimin kadını o ân yoktu, Onu eşim gibi dinl

Bu sayıdan diğer sayfalar: