15 Kasım 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 18

15 Kasım 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Biraz ilerle dim. Sol tarafa baktım. Her zamanki koca lökali idare eden bay Faruğu çalışırken gör üm, Onunla ke nuşmadan evvel, kendi kendime Fotoğrafları Foto Rekor nın-bilhassa Bey. oğlundakilerin İSTANBULUN ai Neş'esini Kimler Temin Ediyor? Çağlayan gazinosu sahibi Bay Faruk “ Yüzelliliklerden bir çerkes, diyor ki: hem he uz ioleti: yordu. Cumhu- riyetten sonra bu sahaya atılan Türk gençlerinin en başında gelen gözümüzün önünde adam vurdu. Po- lis katili yakalayacağı yerde, masum bir vatandaşı yakaladı!..,, 5 © caddesinin gözleri kamaştıran bol ışık şelâlesinin altından, bıncabınç dolu Çağlayan gazinosuna girdim. Eski ismi (Mulenruj) olan İstanbulun bu büyük gazinosunun ismini, iki senedir müstecirliğini yapan bay Faruk, Türk- çeleştirmiştir. Türk musikisinin her sahada tanın mış sanatkârlarını sahnesinde foplıyan, ve yeni ismile bir Türk gencinin ida resive geçtiğini müjdeleyen bu Jökal, son iki sene zarfında birçok yeniliklere maz olmuştur. Buraya, gündüz yorgunluğile gelen her ferd, üzerine bir kâbus gibi çöken leğen urtulmakla beraber, anda neş'elenir ve eğlenir Ee en büyük eşli da biri de, İstanbulda güzel, canlı eğlence yerlerinin olmayışıdır. Burada tam manasile gülüp eğle- nenleri görüyorum w baklı siki vale, en doğru cevabı ia Çağla yan gâzinosunun sahibi Faruk olabileceği aklıma geldi. Buraya gel- mişken onunla bu mesele hakkında ko nuşmak acaba nasıl BŞ ir en de buraya biraz içip, yüksek vulty e aka ez ll el pileyer orgunluğumu arzulardan vazgeçeri 16 mumide Almanyaya tahsile gitmiş, ve orada benzin ile müteharrik bilcümle motörler mütehassısı diplomasile mü- tareke senelerinde (o İstanbula üstü mada benim ayakta dur. duğumu gören bay Faruk, büyük bir misafirperverlikle karşıdan sesleniyordu. #* dön. nun, size anlatmak istediğim ter- cümeihalini, gelin kendisinden dinliye- lim. Birçok zorluklar ve hadiselerle mücadele eden bu gencin hayatta mu. vwaffak olmak için geçirdiği mücadelele- rin birer kıymeti vardır. — Almanyadan bir motör mütehas- sısı olarak döndüğünüz halde neden bu işle meşgulsünüz ? Bir arı kovanı gibi işleyen büfe ve kasada umum servisi idare ederken, bu zamansız sualime cevap veremiye- ceğini tahmin ediyordum. Bir Amerikan iş adamının zekâsını sönük bırakacık kadar gözleri neş'eli ve e do Tu olan mubatabım güle — Buda, nereden Gi geldi ? dedi. Süküt ettiğimi görünce beni kırmak bula geldim. İşsizlikle karşılaştım; * bü. yük bir iç çekerek - koyu istibdat, bu iŞ mabrum ettiğinden; san 'atımda Çün aşabilecek ne bir fabrika, ne bir atelye bulamadım. İşsizliğimin neden olduğunu gören üzülmememi tavsiye ederek, Mesleğimle hiç alâkası olmıyan in şaat işlerine başladım. Biraz para ka, zandım Vatanın kara günleri, milletin milli ıstırapları gün geçtikçe çoğalıyordu. memleketin işgali bize işi değil, hayatı bile haramediyordu, yine işsizlik baş gös- terdi. Benim meşgul olduğum bu mes. lek kömilen yabancıların eline geçti. Ne iş yapayım? diye düşünüyordum. Sesimin biraz güzelliği ve musikiye olan aşkım beni, sahneye attı, sene Beyoğlunun muhtelif sahnelerinde icrayı sanat ve taganni ettim. on beş sene zarfında bütün iş- lerim gazino ve gazinocularla idi. Bu işleri, bir patron sıfatile idare edebile- ceğime kanaat getirince, eski bir gazi. nocu ile ortaklığa başladım. Şerikimden gazinoculuk mesleğinin ne olduğunu, pisikolojisine kadar öğrendim. Ondan aldığım büyük tecrübe ders lerine güvenerek Beyoğlunun en büyük, en lüks ve en temiz bir gazinosu olan ulenruju ve yazlık bahçeşi Belvü gu: zinolarını tuttum. Fransızca (kırmızı de, öirmen) manâsına gelen bu yabancı atarak yerine Se Türkçemizden dağa la a mini um. u ismi in bu işlerde ihtisası olan birçok kimseler itiraz ettiler: «Faruk! sen çıldırdın mı ? Mulens ruj ismi kaç senedir reklâmını yapmış. şimdi alm ismi KOyaRAkE rk zarar edersin? dedile den b : «Hayır. Madem ki ben Türküm. Burası Türk memleketidir. İşlettiğim gazinonun da ismi Türkçe olacaktır)! diye cevap verdim. isimle iş yapamıyacağıma inanan» lar sonunda aldandılar. Bütün müşte riler Mulenruj ismini atıp “Çağlayan ismini koymamdan doğan memnuniyet lerini, her fırsatta izhar ediyorlardı. Şimd di a « Belvü» ismine gelmiş: tir. Bu ebeni adı da söküp atmak lâ ml. Me olur siz oraya uygun bir isim blasl diye ricada bulundu. ? Yazan : NİYAZİ ACUN *

Bu sayıdan diğer sayfalar: