1 Şubat 1939 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 8

1 Şubat 1939 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAN'AT SIHHAT Yazan ; Enver NACİ anat ve sıhhat).. İşte biribirile alâ- kası pek az olan iki kelime. Sıhhat, iç ve dış yaşayışın muyazenesidir. Yani tabilliğin ta kendisidir. Sanat ine ek- seriya tabiatın dışında ve üstündedir. Latince bir atalarsözü vardır : « Sağ- lam dimağ, sağlam vücutta bulunur » derler. Bir topluluk için, büyük bir kütle için bu söz pek şerindedir. Fakat herkes gibi yaşamıyan, yaşayamıyan sanatkârın sıhhatı sanatının yanında mevzuubahs bile değildir. Görüyoruz ki büyük sanatkârların çoğunun sıhhatı bozuktur. Belki sanatkâr çok tabii ve tam sıhhatlı olsaydı, yaratıcı bir varlık olamıyacaktı. Sıhhtsızlığın ruhu kamçı: lıyan bir münebbih tesiri yaptığını inkâr edemeyiz. Üzvi kusuru, ruhi intibaksız- lığı sanatkâri hilkate isyana, cemiyet- ten uzak yaşamağa sevkeder. Bu iki hissin birleşmesi “ yaratmak , olur. Sanatkâr uzvi sıhhatı yerinde bir insandan daha çok iyi idrâk ettiği halde hastalığından şi- kâyetçi değildir, belki de memnundur. Halbuki başı hafif ağrımağa başlıyan aslan gibi bir insan muvakkat ve ehem- daşamıyan iki kelime iken “sanat ve ıstırap , biribirini tamamlıyan iki ruh kudretidir. i Sanatkâr ıstırabını içinde yaşar, eser halinde yaşatır ve sevimlileştirir. Fakat uğursuz talihin kendisine hazır ladığı işkenceye son demine kadar ta- hammül etmiş sanatkârlar ekseriyeti teşkil ettiği halde, artık tahammül ede- miyecek bir hale gelerek şuurunu kay- betmiş olanlar da çoktur. Fakat garip- tir ki, cinnet halinde iken eser veren sanatkârların şuursuzlukları, eserlerin- den hiç te belli olmamakta, zihni has talığı bilinmese, norma i fasından ve elinden çıkmış hinsini ver- mektedir. İşte ıstırabına büyük bir me- lânkoli ile tahammül eden ve dayanma hududunu aşan sanatkârların hayatın- dan bir İkaç satır: Fyodor Dostoevsky babasının öldürülmesi üzerine saraya tutulmuş, bütün hayatınca bu hastalığı çekmiştir. Verem © sar'a nöbet- İeri arasında ölmüştür. Paul Verline, çoğu serseriyane ge- çen hayatının sonuna doğru hastahane hastahane dolaşmıştır. Lord Bayron topaldır. Milton hayatının uzun bir kısmını âmâ yaşamıştır. Bethoen'in hırçın bir mizacı olduğu, sonraları kulaklarının duyma hassasını kaybettiği malümdur. Charles Baudlaire, ömrünün sonuna kadar iç sıkıntısı ( Spleen) hastalığına mübtelâ olarak yaşadı; ölümünden iki sene evvel de hafızasını tamamile kay- betti, kötürüm oldu. 46 yıllık ıstırap ve ruhi buhran dolu hayatı böyle bitti. Paskalın beyninin yarısı kanserden harap olmuştu. Şairlerin babası, İlyade ve OÖdise yaratıcısı Homer'in de iki gözünün kör olduğu söylenir. “ Michelangelo ,, çok sinirli, yalnız- lığı sever, sert bir adamdı. Bir gün Vatikanda çalışırken, bir hiyanetten şüphe ettiğinden, bulunduğu odaya gi- ren Papayı başkası sanıp üzerine bir masa fırlatarak kovduğu meşhurdur. || Garabet timsali bir yaradılışa malik olan Öscare Wilde de zaruret içinde menenjitten ölmüştür. Benim hatırladığım bu kadar.. Şüp” hesiz bilmediğim bildiğimden pek çok” tur Edgar Poe Edgar Allan Poe (1809 — 1849) 1846 da yoksulluk içinde karısını kaybetti. Şair, genç karısının ölümün- den sonra ço aşamadı. Bu kısa ha- yatı cinnete yaklaşan humm İarla geçti. Esrar dolu hikâyeler, şiirler yazıyordu. Çok garip ve serseriyane yaşamağa başladı. 1849 da Baltimor de hezeyan halinde bulundu. Hastaha- neye kaldırıldı, dört gün sonra da öldü. Yazılarında bir dehanın çılgınlıkları, (9) İtalyan edebiyat tarihi * Nüzhet Hüşim. Torguato Tasso (1544 — 1595) Şair otuz bir yaşında içinde lirizm, aşk ve din bulunan Gerusalemme Li: berata (Kurtulmuş Kudüs ) adlı eserini yazmıştı, Fakat dinle aşkın bir bulunması orta devrin Dogmatisminden henüz tamamile kurtulamamış bir de- Şair bu kor- u rine, hattâ Papa vekiline bile gösterdi. akat her fikir danıştığı, eserin en liri ve kuvvetli taraflarını çıkartmağı tav- siye ediyordu. Şair, pe sevdiği bu şaheserin bir din kitabı gibi çıkmasına Bir gün meçhul bir el tarafından öldü- rüleceğini vehmediyordu. 1576 da bir saray adamı eski bir gayzından dolayı şairin başına bastonile vurunca Tasso büsbütün zivanadan çıktı. Artık sık sık delilik eserleri göste riyordu. Hattâ bir gece ken isini gö- zetlediğini sandığı bir uşağa bir bıçak ta savurmuştu. Şairi bir manastıra kapattılar, bir n kaçtı. Serseriyane dola” şarak, dilenerek Sorrento'ya kızkar- deşinin yanına geldi. Biraz düzelir gibi oldu. Yine geldiği yere döndü. Artık hiç sebepsiz gittiği yerlerde bir türlü duramadı. Oradan oraya kaçtı, gezdi. Sant Anna timarhanesinde yedi sene kaldı. Romada şairlik tacı giydirileceği sırada öldü. : Nicolas Gogol Bu büy Rus romancısı ve tarih cisi 1836 da Rusyadan çıkıp İtalyada yaşadığı sıralarda kaleme aldığı (Mar- turiya Duşi) - Ölü Rublar - ı yazarken ruhan pek yorgun ve hasta idi. Yine de yazmaktan kendini alamıyordu. Acı ve keder dolu mustarip ruhu son eserlerinde | “İtiraf, ve “Dost larımla muhabereler ,, | esrarengiz bir sezişle anlatılmıştır. Çok yazmaktan bitâp düştüğü halde “Ölü Ruhlar ,, 1 bırakmıyordu. 1848'de Kudüste cinnet getirdi. Fevkalâde bir eser olan: “Ölü Ruhlar,in bir kısın müsveddelerini yırttı, attı; bu mükem mel eser bu gün elimizde bu yüzden eksik olarak bulunuyor. Guy de Maupassant Bu meşhur Fransiz hikâyecisi ve romancısı da genç yaşında cinnet g€ | tül tirerek ölmüştür. insanlığın üstünde bir yaşamak ne gıpte edilen ve erişilemiye? bir hayattır | müş dişle F

Bu sayıdan diğer sayfalar: