15 Haziran 1939 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 24

15 Haziran 1939 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DALGALARIN DiRİLTTİGİ SEVGİLİ ücudumu saran ılık ürperti, uzun kış gecelerinin derinleştirdiği deniz hasretini çırpıntılı sularda eritti. Dört yanımda köpüklerle oyalanmış küçücük dalgalar genişliyor. Endişelerimin, üzün- tülerimin üstüne çıkan çocuk sevinciy” le doluyum. Sevincimin yanıbaşında, karpuz kabuğunun suya düşmesini bek- liyerek bu saadetten mahrum olanlara acıyan bir bis var. z güneşiyle ışıklanıp saçlarım da titriyen damlalar, yanaklarımda sen” deliyerek yarı açık dudakları mı ıslatır yor. Boğazım yükselen yosun da, dişlerimin arasından kokulu bir tuzluluk Uyuşan o kollarımın genişliyor.. Kafamda Yüzüyorum... adaleleri açılıp tanımadığım fikirler kımıldanıyor.. Vü- cudumda yabancı duygular karıncalas şıyor. Toprak üstündeki insana biç benzemiyorum. Yahut, kendi kendimde doğan yeni bir hüviyeti karşılamağa hazırlanmış gibiyim. man gemileri devirecek, ufacık kayıklara Okyanoslar aşırtacak, köpü- ren dalgaları susturarak uyuyan deniz' leri çılgınlaştıracak kadar kudretli bu luyorum kendimi. Bu inanış o kadar basit, yapılması o kadar kolay bir iş gibi sarıyor ki içimi; yeni bu kudretin hemen arkasın tanıdığım daki küçü- dim, şaşkınlığı içinde büs- bütün kayboluyor. Hatırlıyorum... Ben bu kuvveti ço cuk günlerimde de duyardım, Bana dağları inleten kahramanların hikâye- İerini anlattıkları zamanlarda da, küçük kafamda isimlendiremediğim kımılda” nışlar, küçücük vücudumda dünyayı yerinden kuvvetleri vehmeder; bu inanışla başka bir âle- me daldığım beyaz yatağımda denizleri cük * oynatacak dev karıştırır, dağları sarsar, insanları deh» şete düşürürdü Düşünen kasli hükmeden be şeri aczi hiçe sayarak dünyaya meydan okuyan bu hissin nerden geldiğini araştırmazdım. Yalnız, böyle anlarda, tam saadeti tanıdığımı, toprak üstün den göklere doğru yükseldiğimi, içimin yepyeni duygularla hafiflediğini duyar- dım. Buna, uçsuz denizlere hükmeden İerin duyduğu mütevazi guturu da ka- rişirdi- Bugün de, kollarımın kuvveti önün. de duramıyarak arkama yuvarlanan her dalga, beni biraz daha öteye ulaştırır. ken göğs ümün, kayıtsız coşan bir kor. genişleyip siştiğini Fenerbahçe açıklarındayım. İçimin âkim sevinci dudaklarımı tasasız bir gülüşle süslüyor... Taşmak istiyen duy» gularımın kaynayışı yosun kokulu tuz» luluğu çiğniyen dişlerime çılgın bir balıkçı şarkısı takıyor. Etrafımda kim- se yok. Yalnız ve mesudum. kıyılardaki gürültüler, denizin hafiflikle kotradan kotraya insânların çığlığı, bana gelinceye kadar damlaların ördüğü ince bir musiki gi- bi sularda eriyor. Bu mesut de luluğun ne olduğunu arıyorum. Göz“ lerimde pırıltılı sularla çizilip ortanca çiçekleriyle işlenen mesut bir yaz şe- killeniyor. Bu yaz içinde, birçok gölge kımıldanıyor.. Muhayyelemi kopuk ko» puk saran birçok manzara gelip ge- çiyor. İçim öyle dolu kil. Karanlık sularda heybetlenen taka- larda, petrol lâmbalarının sarı ışığiyle çizilen balıkçı laklarım biribirini eriten sesleri ayni silüet'eri titriyor. Kur- anda tekrarlıyor. Sevgisini misralarla çi- zen sıcak bir sese, yaprakları dikenli, renkleri soluk fundaların, ötesini berisini örttüğü kayalıklarda boğulan silâh ses- leri karışıyor.. Bu uğultunun ardında, çınar ve akasya işli bir yol açılıyor. Yapraklardan sızan mehtap biribirine sokulmuş iki sevgilinin saçlarında oy» nıyor. Renkler yine değişiyor.. Şekil- leri yine kaybediyorum. Şimdi, gölgesi- ni dalgalara içiren harap bir surun kar şısındayım.. Ortasını b gibi v bırakarak yükselen bu surun kaideli çatlağında iki a kıllar . Biri, siperi havaya kalkmış bir kasket taşıyor. Üstünde cuket yok. Biraz sonra, iki eliyle dumanları tüten bir tencereyi ikisinin ortasına yerleşti- e farkedilecek Okadar uzaktan parçalanmış Şaşıyorum.. Bu ardında, muhayyelemin bir dakikada yarattığı yepyeni bir âlem canlanıyor. Büyük bir tehalükle tencerenin içinden ilk lokmasını alan kasketi arkaya itil miş olan genci, ilk lezzetin verdiği neşe ile işaret ederek bizi de davet ediyor... Benim içimde acı var. Halbus ki o, kasketinden taşan saçlarının can. duvarların landırdığı güler yüzü ile mesut gözü- küyor. Yaşlıcası durmadan yiyor. Genci halâ gülerek bizi çağrıyor. Dalgınlığımı Yazan: Muazzez KAPTANOĞLU gören arkadaş, harap surların mesut sâkinlerine sesleniyor : — “* Bereketli olsun delikanlım|., açları alına dökülmüş; kasketi havaya eN delikanlı cevap veriyor. mu bilmem.. Çünkü yere e mebtapsız bir gecede, bilmediğim uzak. lara doğru süzülüp aktığını ğim bir vapurda yım etrafı çepçevre ışıkla örülen bu gölgeli su, < bilmiyorum ne den * bana kuyıtsız bir deniz bissini veriyor. Çift uskurun köpüklerde be ğulan sesi yakamuzlanarak ardımızdan sürükleniyor. Çok yakınımda sıcak bir ses fıslıyor. Fakat me söylediğini anlamadan bu hayali de kaybediyorum. Yine, bükün vücut hissettiğim sulardayım. Suyun kalan Oomuzlarım güneşten Hırçın dalgalarda, benimle beraber çır- ınan sevgili bir insanın, yüzünde tik riyen damlalarla çocuklaştığını görüye rum. Serin suların verdiği neş'e bu anki saadetle kucaklaşıyor... zannetti. dumda serinliğini dışında yaniyor, Birden, yakınlarımda büyük bir çü: rültü duydum. Ne olduğunu anlamağı vakit kalmadan, burundan çıkan bir sandal hayallerimi dağıtarak dudakları mın tasasız gülüşünü gölgeledi. Sandı | lı dolduran yaygaracı kızların manasız çığlıkları mes'ut yalnızlığımı parçaladı. nlerinden Ooçekilmeğe hazırlanırken, yıllarin arkasından gelir gibi, birbirini tamamlıyarak kafamı karıştıran tanıdık sesler, sıcak samimiyetlerile beni 5x şırttılar: — “ Sularımıza hoş geldin kaptan |, — “İnsan geleceğini bildirmez mi ?. — “Çocukluk günlerinin hatırıda: mı yok. “Biz insanı böyle yakalarız işte.. Sandalın görünmesiyle içimi doldu. duran çan sıkıntısı çılğın bir sevinçle kanatlandı. Yalnızlıktan bunalan bir insan tehulikile bağırdım : — Dalgaları sizden çok özlediğim için beni mazur görün çocuklar.. Yanı ma geliiade barışalım. ,. Neş'eden başka bir şey tanımadı ğım günlerin, parça parça saatlerini paylaşan seyi kıyının sakinleri, henüz urumayan re renk mayolariyle su lara atlıyarak yanıma geldiler. Dalgalr n arasında sarıldık. Hasreti, sevinci, | kinayeyi anlatmak istiyen birçok kelir Bu çılgın kafile nin duyurdeığu neş'e içinde, daba des min; » Mes'ut yalnızlığım » diye isim

Bu sayıdan diğer sayfalar: