2 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

2 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahte tüccağâ mücadele!|Büyükada Komisyoncular ; muvazaacıları takip için 2 gurup teşkil ettiler ! Türk ko- msiyoncular birliği dün öğleden son- ra — toplan- mış, idare hey'etine bir- lik reisi Ha- san Tahsin bey riyaset etmiştir. İçtimada Galata — ve İstanbul güm- rüklerinde yolsuziş ya- B. panların takibi için iki gurup teşkiline karar vermişlerdir. Bu guruplar mütemadiyen konturol — vazifesi görecekler, gümrük komisyoncuları kanunu haricinde muamele — yapanları meydana çıkaracaklardır. 164 azası olan komisyoncular İbirliği bu meseleye fevkalâde ehemmi- yet vermektedir. Tüccar olmadı- gı halde ticaret adamlarını iğ- fal ederek kendilerine süsü — verenler mühim A Komisyoncular Re, Hasan Tahsin tüccar bir İ öer | ve yekün tutmaktadır. Bu sahte tüccarlar gümrüklerde muyazan suretile iş yapmaktadırlar. Komisyoncular birliği reisi Ha- san Tahsin | bey, komsiyoncular hakkında bir muvazaacılar | muharririmize şu şözleri söyle- | miştir : Muvazaacıların kazançlarına mukabil komsiyoncularımızın al-j dıkları para hiç mesabesinde- dir. Biz muvazaacılarla müca- dele ediyoruz, muvaffak olaca- ğız. Bunları takip için tep- kil kettiğimiz guruplar — hile- kârların yakasını bırakmayacak- tır. Ticaretle alâkası olmayan bir takım adamların ticaret — odala- rından Tüccar vesikaları almala- ri pek fecidir. Bunların kısmıa- zamı tücer geçinerek binlerce lira kazanan gayri müslimlerdir,, Konşimentolarda alakadar ol- mayan eşhasa cirolar yapılarak- da gümrükten malların çıkarıldı- ğını haber aldık, Bu tarzda mu- mele yapan bir Ermeni hakkın- da tahkikat yapılmaktadır. Hapishane bir verem ocağıdır_! SALDKIRM) D Hapishanede vereme tutularak ölenler 40 dan fazla mı? srerml Iaa Mahkümlar Adliye Vekâletinin nazarı insaniyetine müthiş şeyler ifşa ediyorlar İmzası bizde mahfuz bir mah- kümdan dün şupek şayanı dik- kat mektubu aldık : 28-5-030 Tarihli nüshanızda öyle bir hakikate temas ettinizki insan olan bir insan için mevzu üzerinde' saatlarce tavakkuf et- mek çokta bir şey olur. Açlıktan intihar eden bedbaht arkadaşımız 15 seneye mahküm Pirlepeli Mustafadır. Bu zavallı Manisa hapisha- nesinden 100 kişilik bir (kafile ile gelmiştir. Yalnız bu kafileden burada vereme tutularek lerin mıktarı kırktan - fazladır. Ve hastanemizde de ölüme nöbet bekliyenler çoktur. İstanbul —umumi — hapisa- nesi mevcudu — tahmini 500 kişi —isede — bunların 400zü taşra — hapisanelerinden birer vesikayla gelmiştir. burada şayanı dikkat. bu noktaya temas etme- den geçmeyelim: Manisadan ge- len bu 100 kişilik mahküm ka- filesinden bir — çoklarının an- lattıklarına — nazaran — içlerin- den — yalınız. iki — kişi suç- lu, Mütebakisi hapishanelerde adet olduğu üzre şunun bunun keyf ve tesirile memleketlerin- den buralara atılmışlardır. Ben- denizde izmir — hapishanesinde 10 ktşilik bir kafile ile geldim. içimizaen 6 kişi hiç kabahatsız âarz ettiğim — şekilde buraya gönderilmiştir. İçimizde ömer akay — namında — bir — arka daşımız vardır, buraya geldiği- mizde 90 kilo gelir, yüzü kıp kırmızı bir lasandı. Şimdi malum ölüm yuvasının ratıp ve öldü- rücü duvarları arasında bu za- vallı da solmuş ve yürüyemez bir hâle gelmiştir. Bu da ölüm « ölen- i nöbetcilerinden ve suçsuz gel- miş mahkümlardandır. Bu yazılarımdan iştibahı olup- ta bunları tahkik etmek ve öğ- renmek isteyen bir makam var ise lütfen bu betbahtlar ve zaval- hlar kafilesine müracaat etsin aç mezarı olmaz ve yoktur derler. İşte ben bütün insanlığa muhterem — gazeteniz vastasile söylüyorum: İstanbul hapisane- sinde son zamanlarda 100 den fazla vatandaşımız açlıktan öl- müştür. Hepimizde öleceğiz ve bizlere bir kuru ekmek bile çok görülüyor. Bizler biliyoruzki mücrimiz, fakat mücrim olduğu- muz kadar menfur değiliz. Bir gün gelecek bizlerde bu mem- lekete faideli olacağız. Çünkü Türküz insanız. Adliye vekili beyden rica e- diyoruz, bu zavallıların hayatla- rının kurtarılması için memle- ketleri hapisanelerine gönderil- melerine müsade edilsin.Türkiye cumhuriyetinde kanunlar ve ni- zamlar birdir, burada bir mah-fj kümu islah eden bir hapishane nizamnamesi bir başka memle- kette de islah eder, çünkü aynıdır. Bunun tatbikında aciz gösteren bazı hapisane müdürleri maka- matı aliyeyi taciz ve niha- yet içinde bulunduğumuz vaziye- Uihdas etmekten başka ne ya- parlar. Bir vatandaşı Türk kanunları ıslahı hal ve nihayet tedip için hapis hanelere koyar, ölmek için değil. Bu halimizi ait oldu- ğu Mmakama bildiriniz. bunu, sizden açlıktan ölüm bekleyen yüzlerce vatandaşınız namına yalvarırım. rezaleti —lmrte— 23 Nisandaki rum mektepleri nüma- yişinde mesul yok mu? Türkiyenin en dilber yeri olan Büyükadada — Yunan harsının kiliseler ve mektepler vasitasile hâlâ — yaşatıldığından — şikâyet etmeyen yoktur. İstanbulun — koynundaki bu güzel adalarımızın. bir Yunan kolonisi manzarası göstermesi oradaki Türklerin müzmin bir yarasıdır. Gençlerin hususi te- şekküllerinden mada hiç bir te- şekkülun bu ecnebi hars ile mücadele etmediği de bir hakı- katdır. Son zamanlarda bu Yaziyelin | bât Gir hale — gek deldiği anlaşılmaktadır. Ora- da kendi harsımızden ziyade Yunan harsına Mümaşat etmeğe bile mecbur kalındığına hükm etmek lâzım geliyor. Geçen 238 Nisan milli bayra- mımızda bütün adaları dilhun eden çirkin bir hadise olmuştur: O gün sanki adalarda mera- sim ve tezahürat yapabilecek mektepli evlâdımız yokmuş gibi yalnız bir rum Mmektebi parlak tezahüratla Büyük adanın en ka- labalık yeri olan iskeleye geti- rilmiş ve fevkalâde bir itina ile ispor. oyunları ve nümayisleri yaptırılmıştır. Bayram günü iskele meyda- nina yığılan halk karşısında nü- mayişe hariçten, mektepl# hiç bir alâkası bulunmıyan rum at- letleri ve ısporcuları da — iştirak ettirilmiş, koşular yaptırılmıştır. Böyle pek münasebetsiz ve pek manidar bir programla yapı- lan nümayişler derhal adalar türk nahafiline yayılmış, şiddeil bir asabiyet ve teessi muçip olmuş; gençler mahfeli şiddetle Bizharı teessür etmiş ve bu müna- sebetsiz hadise bir rezalet ola- rak tavsif edilmiştir. Garip ve şayzmı teessürdür ki 0 günden bu güne kadar bu programı, bu kadar münasebetsiz bir emri vyakii hazırlayan ve şu rezaletin mesulu olması lâzımgelen, fakat bir takım zevatı aliyeye mensu- biyeti iddia edilen adam bütün Büyükada gençliğinin intizarına ragmen mes'ul edilememiştir. Buna ne buyurulur! yapılacak Güreş hey'etinden: 6—6—930 cum'a günü C. H. F. Beyoğlu kaza merkezindeki mıntıka idman salonunda tec- rübeli güreşciler arasında mü- him bir musabaka ylıpıllcll(lıı'_ 1 — Kulüpler, İmusabikla- rın isim ve sicil Dumaralarını muhtevi cetvellerin musabaka- dan evel göndermelidirler. 2 — Baş hakem Ahmet Fikri beydir. Hakemler: İsmatl Hakkı Dürrü, Seyfi, Kemal, Fuat, Raşit beylerdir. 8 — Tartı on ikiden ikiye kadardır. Musabaka tam saat ikide başlıyacaktır. 4 — Tartı müddetinden sonra gelenler musabakaya giremez- ker. Futbol Nihal'ın bulduğu fikir ve ver- diği karar ne idi ?.. » Kendi gibi Necmi ve Kâmi'- | de, sporcu ve asil ruhlu genç- | lerdi.. Nihal. bu iki gençten biri ile evlenecekti... Evlenek- ti amma, onların arasında na- * sıl bir tercih intihabı yapabile- cekti ?. Bu nasıl olacaktı ?! Nihal büunu yapmıyacak, ya- pamıyacaktı!. Bütün bir gece düşündükten sonra keşfettiği fi- kir, düşünceyi verdiği karar çok orijinal, çok romantik buluyordu.. Bu dahiyane bir keşifti. Esatiri olmaktan ziyade | çok asri ve yeni bir buluş idi. Şen, kibar bir tenis maçı ter- tip edilecek ve bu müsatakalı, şakalı maça Necmi ve Kâmi ile aileleri, kendi ve kendi ba- hası ile annesi, sabahları bah- | çede beraber spor yaptıkları genç kızlar. Tanıdık, bildik ki- bar aileler de geleceklerdi. Maçta Nihal, Kâni ile ve Necmi de kız kardeşi ile beraber karşılaşacak, oyniyacaklardı.. Maçı hangi taraf kazanırsa Nihal otaraftaki genç sporcu ile evlenecekti.. ve Bir yaz sabahı idi. Nihal, eksersizlerini bitirmiş, küçük beyaz temiz topları ile raketleri almış, ve otomobile atlayıp erkenden maç sahasına gelmişti.. “Altın ışık, kulübünün 'ida- resi altında bulunan geniş temiz sahası o gün genç sevda oyuncu- larına tahsis edilmişti.. Nihal - otomobilden indikten sonra, sahaya geldi.. Topları, raketleri “file,,nin önüne bıraktı.. Ve etrafına bakındı.. Tel örgüle- rin arkasındaki bir ihlamur ağa- cının gölgesinde, (Çelleri keten ceketinin cebinde olduğu halde gezinen bir sporcu gördü.. **Bu onun #spor muallimi doktor Necmi idi.. Necmi, genç kızdan evvel; kararlaştırılan aşk maçının yapılacağı sahaya gelmiş ve ihlamur ağacının gölgesine, çekilmişti.. Nihal onu görünce, şen bir kahkaha ile ihlamurun gölgesine doğru koştu,. Birden Necmi'nin karşısına çıktı . . Ve onun ellerini, elleri arasına alıp sıkarak; — Nasılsın Necmi ! dedi.. Bu tabah benden evvel büraya ge- leceğini hiçte tahmin etmiyor- dum .. Maç hakkında ne düşü- nüyorsun Necmi ? . Benimle bir bahsa tutuşa bilirmisin ?. Bu yeni ve modren aşk partisini a- caba kim kazanacak !? .. Genç doktor. Nihalin mani- kürlü, ince parmaklarını dudak- larına götürdü ve; — Seni seviyorum Nihal ! dedi. Kâmi çok kuvVvetli, atılgan ve büyük bir sporcudur ! fakat İr tenis maçında kaybedeceğine Yüzde yüz emin bulunuyorum. . Bunun böyle olacağına seninle hsa tutuşabilirim!.. Nihal hafifçe — gülümsedi.. Necmi'nin tekrar elini sıktı, ve ; —Şimdilik susmalıyız hocam! dedi. Maçlar hakkında, evvelden pek kat'i hükümler vermeğe | oynayacaktır. maçı ! 4 Yazan ; Hasan İlhami gelmez! Sen bu maçta banâ karşı oyniyacağını unutma! bte” nim sana olduğu gibi seninde bana karşı zaafın olduğunu bi” lirim. Ancak kuvvetli bir amatör dediğin Kâmi, zaafın manasını bi! anlamiyan bir sporcudur.. Ve bu, oyunda benimle beraber sana karfi Onun — o müthit: emsalsiz şütlurini hatırla. Fetbol ında şampiyon olan Kâninin | bacakları kadar raketide kuvvt” lidir. Onun raketinin de bu şutlar” dan her an için birini yapabi mesi ihitimali olduğunu düşün!-* Nihal ile Necmi, gölgede do” laşır ve konuşularken; Necmi'nli kızkardaşı Selma ile iki gencili aileleri, dostları, tanıdık ve bild” dikleri, spor meraklısı gençle, ki” bar aileler ve Nihal'in birlikte ek“ sersiz yaptığı genç kızlar,. Bir çok sporcular.. - Hattâ kulüpler — takımların, meşhur sporcuların menacer ve antre” nörleri.. Denici sporcularda bi” rer ikişer sahaya gelmişlerdi-: Bu esnada tel örgülerin ar” kasında, bayrak direğinin ya" nında küçük bir oto durdu.. Ve sporcu gençlerin alkışları arasın” da bizim meşhur sporcu Top-ataf Bey de sahaya geldi.. Ve kala” balığın içinde; ıhlamurun gölgesi” ne çekilen Nihal ile Necmiyi gördü,, Yanlarına gitti.. Sami- miyetle ellerini sıktı.. Artık ha" zırlıklar bitmişti.. Nihal'in - tertip ettiği bu yeni usul ve mödern aşk partisi baş” lıyordu.. “Altın işık, kulübünün se“ vimli kaptanı “fila, nin yanında tiz bir düdük çaldı.. Bu sporcu maçta hakem mevkiini alacak, oyunculara işaret ve gealiplere puvan — verecekti.. Sporcular- davetliler, seyirciler.. Genç kız” lar ve bütün kalabalık sahanın etrafını kuşatmıştı.. Hatta bir kaç fotoğrafçı ve sinamacı da enstantane ve film — çekmeğe başlamışlardı.. Hakem “file, nin ortasında durmuş oyuncuları ayıran İşaret hatları da çekilmiş: Nihal ile top — atanKâmi çizginin sağ cihetinde ve — Necmi ile kardeşi Selmada sol- da mevki almışlardı.. Beraber ve karşılıklı — öyniyacaklardı.. Nihal ile Kâmi, Necmi ile Sel maya hasim olarak, muhacim olarak oyniyorlardı. j Raketler ellere alındı.. topla çizgilerin önüne bırakıldı.. O* yuncular vaziyet aldı.. Hakem düdüğü öttü.. ve şert bir işaret verildi.. Maç başlamıştı.. İnebolu kaymakamı maznun! İnebolu kaymakamı Nuri bef de dahil olduğu halde 27 memtf maznun bulunan o'man sulisi davasına Kastamoni ağır cesf mahkemesinde başlanmıstır. Ahşap inşaat yasak! Yeni belediye kanunu mu€!” bince şehir budutları dabilin' her nevi ahşap inşaat men edik miştir' 4 Başlanıpta yarıda kalanların da ikmaline müsaade edilmiye” cektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: