18 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

18 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

44. a B Poliste c!ayak Vaktiyle köprü parasının kalk- ması, daha evvelleri Beyazıt ha- vuzu yani o zamanki tabiri veç- | hile ( dairei faside), dün de bu- gön de yangınlarda terkos mutr- luklarının — susuzluğu — ve saire meseleleri gibi geçmişte, hali hazırda bir sürü müzmin dert- ler vardır... Bu dertler, bu has- talıklar, bu meseleler etrafında gazeteler yazar durur, kahvelerde halk konuşur, şikâyet mektupları gelir, bağırılır - çağırılır müte- madiyen... Bu meseleler etra- fında yapılan neşriyat, söylenen sözler ancak aylar, seneler geç- tikten sonra ya tesirini gösterir, yahut göstermez.. Ve bu işler eski hamam eski tas devam edip giderler. * Geçen gün gazetelerde bir havadis vardı : bilmem hangi karakolda şoförün birini ayak- larından, telefon telleriyle mi ne, bağlamışlar. Ve zavallı adamı canı çıkıncaya kadar dövmüşler. Karakolda polis efendiler, bir yatandaşı, teşkilâtı esasiye ka- nunü mucibince hür doğan, hür yaşaması lâzım gelen ve şahsı taarruzdan masun bulunması icap eden bir insanı dövmüşler yine. * Karakollarda, polis müdüri- yetinde, dayak atıldığı ve hâlâ mütemadiyen dayak atılmakta | | | | | | devam edildiği son günlerde gaze- ş telere kadar intikal eden hadise- ler, müddei umumilige yap-lan şikâyetlerle sabittir. Minareyi çalan kılıfını hazırlar | derler. İşte bunun gibi, ekseriya polis dayak attıktan sonra, bü büyük cürmünü saklamak için bir sürü çarelere baş vurabilir . . Meselâ, dayak attıktan sonra, dayağı yiyen biçarenin vücudun- da kalan yaralar, çürükler bu meş'um, vahşi fiilin izleri ve de- lilleri oldüğu için, bu yaraların berelerin geçmesini,kapanmasını Operal < rlmmşee — GÜNÜN HABERLERİ | Tamim | Cinayet! Şehrimizde yeni bir san'at Esnafın mali vazi-. teşekkülü Haber aldığımıza göre şhri- mizde musiki şinaslardan ve sa- n'at muhiplerinden biriçok zevat yeni bir san'at teşekkülü vücude getirmektedirler. Konservatuvar muallimlerinden, derülfünun mü- derrislerinden, tiyatro muharrir- lerinden, Türk ve ecnebi musiki- şinaslardan bir çok kimseler bu teşekkülle alâkadardırlar .“O pera cemiyeti,, ismini taşıyacak olan bu teşekkülün maksadı me- mleketimizde garp musikisini ta- mim etmek ve bir opera vücuda getirmiye çalışmaktır. Bu maksadı temin için kon- İtalyan operaları asıllarından ter- cüme edilmek suretile opera ever- leri vücuda ğetirilecektir. Ce- miyetin resmi müsaadesi istihsal edilmek üzeredir. Opera cemiyeli mütevazi bir programla işe başlamak bir onera teşekkülüne imkân vermek için uzun müddet sessiz ve saburlu bir sayile hazırlanmak niyetin- dedir. Tahkikat ba;şîadı Arnavut köy gazinosunda zev- kı için silah atan polis ikinci şube müdür muavini Şakir B. hakkında adliye tahkikata baş- lamıştır. ——0 ...—— | Muhtelit mahkeme baş kâtibi değişti Türk — Yunan muhtelit mah- ı kemesi kâtibi umumiliğine Pa- bekler. Ve ancak bundan sonra, * işkence gören vatandaşı dışarıya * çıkarır veya müddelumumiliğe gönderebilir.. Bu suretle, gel de i ! çıkmazdı, kovulmazdı. Saniyen, dayak yediğini isbat et bakalım.. * Tahkikat evveliyede, polisin tahkikatında işin içine işkence dayak, yani vahşet karışırsa, mahkemenin bu tahkikat üzerine riste Fransız Alman mahkemesi şube — geflerinden İsviçreli M. “Raocul de Veck,tayin edilmiştir. omums netten çıkmadır derler, Evvelâ iyi bir nesne olsaydı cennetten Türkiye cümhuriyeti vatandaşla- rını, hiç bir kimse, karakollara | eti senin kemiği benim diye tes- lim etmemiştir. Karakollar cen | netten çıkma dayağı tekrar cen- istinat etmesi ve adil bir hüküm * vermesi mümkün olur mu? Karakollarda, müdüriyette da yak faslına karşı çok müteyak- kız olmak lâzımdır. Dayak cen- Tefrika No: 58 Sabık müsteşarın verdiği izahata göre zavallı amcası fücceten ve- fat edivermİşti. — Bir cuma akşamı. Dedi kederle içini çeken Sami bey.. Telefonla aramıştım. Mühimce istifadeli bir iş içindi. Telâşla hizmetçilerin doktor aramağa koştuklarını söyledilerdi. Yıldı- tımla vurulmuşa döndüm Feridun bey. Bir otomobile atladım, yetiştim. Kapıdan çıkan doktor sükunetle vefat - etmiş ! Dedi.. Sizi temin ederim ki bidayette bir latife sanmıştım. Olur şey de- gil modşer. O, dağ gibi adam a- pansızın gidivermişti. İçeriye a- tıldım * Merhumu bir kanape ü- nete, ebediyete, iade etmek istiyorlarsa, adliye, müddeiumu- milik ve makamatı aidesi bu iade keyfiyetinin tahakkuku için ciddi tedbirler almalıdırlar. verler verilecek, opara san'atkâr- ları — yetiştirilecek, — başlanğıçta . yeti soruluyor! İstanbul ticaret müdiriyeti İstanbuldaki umum küçük esnaf | cemiyetlerine bir tamim gönde- | rmiş ve yeni sene İstatiskle- | rini yapmak Üzre cemiyetlerde- | ki âzâ mevcudunu ve cemiyet- | lerin vaziyeti Maliyelerini sor- | muştur. Yeni iktisat programı mucibince küçük esnaf himaye ve yardım maksadiyle bu tamim- ler neşredilmekte olup ticaret müdiriyeti bu suretle cemiyet- | lerin vaziyetlerini anlamak is- temektedir. Bu cinsten olmak üzre ayak- kabıcılar cemiyetine gönderilen bir tamimde de küçük esnaf hi- maye edileçeğt bahsile on maddelik bir isti zahta bulunulmuştur. Bu maddeler şunlardır. 1 — İstanbul — mıntıkasında şubet sanatınızda kaç müessese vardır. 2 — Bu müesseselerde çalı- şan kaç usta kalfa ve amele var- r. 3 — Bu Işçilerin geçindirdi- ği aile adedi. 4 — Usta kalfa amele yev- miyeleri miktarı. 5 — İmalatın cins ve miktarı ayrı ayrı 6 — İmalatın fiatı ve bir se- nede imalat mecmu kıymeti, 7 — İmalatın nerelere sevk edildiği. 8 — Ecnebi imalatına karşı vöziyeti fiat ve nefaset itibariyle farkları. 9 — Mevaddı iptidaiye ne şekilde tedarik ediliyor bunları toptan bir şekilde tedarik daha> mı faideli olur. 10 — Amele ve ustalarınızın mesleki tahsilini temin için ne düşünüyorsunuz? Bu şekilde bir meslek mektebi tesisi ayrı netl- celer verecekmidir? i Gireson fındıkları Giresonun — fındık - rekoltesi yediyüz bin kantar olarak tesbit edilmiştir. Bir nevi taksi Emanet bu sene zarfında bir nevi taksi usulünün tatbik edi- leceğini ümit etmektedir. | kahvecilik Bir pehlivan cerh ve katledildi! Evvelki gece rakı ve esrarın kuvveti yine bir cinayete sebep olmuş ve bir hiç için bir can kurban verilmiştir. Vaka şudur: Davutpaşada Çöp iskelesinde eden esrarkeş Hüs- nü pehlivan evvelki gece geç vakıta kadar rakı ve esrarın te- 5. Nisan Emanet taksim meydanıiçin ga- yrete geldi! — oe Emlâk şirketile uyuştu hane sahiplerine emir veriyor Taksim meydanı son şeklini aldıktan #sonra ortaya yeni bir i mes'ele çıkmıştı. Talimhane mey- ı danının etrafındaki duvarların, eski, ve biçimsiz bina ve dük- kânların güzel bir şekle ifrağı. Hatta bunun için Emanetle, em- lâk şirketi arasında uzun ve sirile kendini gaip etmiş, Yoldan Mmünakaşalı bir muhabere cere- gelen bir olomobilin önüne çıka- rak bir nara attıktan sonra: — Otomobilci dur!'? Demiştir. Şoför böyle'geç vakit önüne çı- | kanın, kim olduğunu bilmediğin- | den, otomobili durdurmuştur. Otomobilin içinde bulunan Galatada “Ömer Abit, hanının | odabaşısı Ali ve Niyazi efendiler otombilden inmişler, 've karan- | | yan etmişti. lımım' e göre Emanet ve | emlâk şirketi uyuşmuşlardır. Şimdi taksim meydanının et- rafındaki binalar üç kısma ayrıl- maktadır : 1 — Emlâk şirketine ait. 2 — Hususi emlâk. 8 — Şehremanetinin malı Emlâk şirketi kendisine ait lıkta bir gölge gibi sallanan Hüs- | olan binaları boyatacak duvarları nü pehlivana: — Ne istiyorsun, bizim yolu- muzu neye kestin, Demişlersede * gece kahramanı: —Bana Hüsnü pehlivan der- ler, ben sizin otomobilinizide, sizide bütün kâinatıda durduru- rum. Deyince, iki yolcu pehlivanın üzerine giırtlak gırtlağa boguşmaya baş- lamışlardır. Kavga arasında heriki tarafta * atılmışlar, dövüşmeye | tamir edecektir. | Hususi emlâk sahiplerine de emanet birer teskere yazarak ! meydanın güzelleşmesi için harap | kısımların tamirini ve bu suretle ! gehrin bedii manzaralar alması- | ma yardım etmelerini rica ede- | cektir. En sonra emanetin kendi | malları kalıyor ki, bunlar da en | seri bir suretle tamir edilecektir. ——rerottecece— huslarıni, yanemediğiaden biçk: | Yeni Ranunda.. Bu mahuf kavga kaldırımların üzerine serilmiştir. Zabıtaca ve müddeiumumi- tahkikata — başlanılmış, likçe arasında Hüsnü pehlivan karnından, kal- binden ve kasığından üç müthiş ' cerhile yaraladığından “ben vu- ruldum diye bir kan gölü içinde < komtee— askeri memür- ların istikraz haddi tesbit edildi Son kabul edilen bir kanuna nazaran zabit ve askeri memur larla Ordu mensupları hususi | * Zabit ve Hüsnü pehlivanın eski sabıkalılar- Yaridatları karşılık olarak yapa- dan olupevvyelce bir katil mes'ele- sinden on beş sene hapisanesinde yattığı ve daima esrar kahvesi tutarak yakit geçirdiği anlaşıl- mıştır. ——.oraa— 'Kandillide cami yapılıyor | ,, Evkaf kandillide betondan | bir cami yaptıracaktır. | Bunun için 17 bin lira tahsi- ; *at kabul etmiştir. Ahmet B. tahkikatı Defterdarlık muhasebe mü- dürü Ahmet beyin açığı hak- ';;lıkl tahkikat devam etmek- cakları istikrazlarda, bankalar- dan kredi üzerine alacakları meblâğ müstesna /olmak üzere, bir senelik maaşlarının yarısın- dan fazla borca giremiyecekleri bibi vazaif ve memuriyetleri ile alâkası olan iş sahiplerinden istikraz da dahi bulunamıyacak- lardır. Selçuk mektebinde serği Selçuk kız lisesinde bir elişi serğisi açılmıştır. Bu serğide mek- tep kızlarının bir sene zarfında vücuda getirdikleri eserler teşhir edilmektedir. ——— ——— ————CCCĞCr ——— ———— ——— 18 Haziran 1930 , Yazan: AY HAN zerine uzatmışlardı. Yüzü limon gibi sararmıştı. Sağ eli kanape- den aşağı sarkıyordu. Çenesini ipek mendille çekip bağlamışlar- dı. Feridunun gözleri yaşarmıştı. Hıçkırarak sordu : — Bunun sebebi ne imiş bey- fendi ?.. — Azizim o gün çifliğe gitti- gini, akşama kadar meşgul oldu- ğunu öyrendik.. Feridun mırıldandı : — Zavallı amcam... — Sizden başka kimseleri yoktu değilmi Feridun bey? — Aileden bir bendeniz he- | disini tanıştırmaktan büyük bir yattayım. | ! | | İ İ | f | | İ — Merhumun mek tasavvurundasınız. —Henüz verilmiş bir kararım yok beyim. | Sami bey ellerini uğuşturduk- | tan sonra zile bastı. Feridun tit- | riyen ellerinde keten mendiliyle ri giren kopıcısına iki İlmonata | söyledi, Feridun döndü: | İnşallah Ankarada kalır> i sınız artık Çiftliği yabancı ellere | kı bırakmağa gelmez monşer sonra | merhumun bir çok ılrkıll.!d"î' alakası da yardır. Mesela Bera- | bere iş de yapabilirdik. Gerçi | sermayeye ihtiyacımız yoktur bi- | zim.Fakat amcanızdan gördüğüm | | insaniyetlerin, | Feridun cevap vermek istemedi. | Ayağa kalkarak müsaade talep etti. Sami bey damadı ile ken- zevk ve şeref duyacağını mırıl- servetini Ve | metrukâtını ne suretle idare €t | dlııyııı—d.ıı. Feridun çok mütees- | Fahatsız edeceğini söyliyerek ka- Piya ilerledi. Sami bey arkasın- dan hala söyleniyordu: — Refikam işitirse çok mem- | Pun olacaktır. Handan eminim | Hize ziyafet verir. (Dikmen) de | gözlerini siliyordu. Sami bey İçe- | #akin, havadar bir bağımız var. leriz Feridun bey... Mutlaka Amna... Feridun merdivenleri dolanır- en, yukardan söyelnen Sami sözlerini bir uğultu gibi itlüyordu. Kaldırımlar üzeirnde derin bir nefes aldı. gözleri su- ti bogazına bir yumru tı- kanmıttı. Alnında biriken teri silerken, ayakları gayrı ihtiyari ! sokak içindeki otelin küçük ve * , karanl'k odasına doğru sürükleni- yordu. Orada kimsenin kendisini göremiyeceği odada bol bol düşü- — nebilmek için... Ki ğ Feridun son kırk gün içinde çok zalflemişti. Çekik ve süzül- müş gibi sarı yüzünde gözleri ka- ranlık birer çukur gibi görinüyor- du. Otuz sekiz gün oluyordu ki Sami beye bir daha tesadüf etme- mişti. Onlardan kaçmak ve göze görünmiyecek yelerde dolaşmakta kendisinde bir hak görüyordu. Hem zaten ortada bir sebep te yoktu. Senelerce evvel muhabere- lerinin kasten kesildiğine süphe , bulunmayan bir aile ile tekrar münasebette bulunmak elim bir şey olacaktı. Esasen Handan evlendikten sonra, bir atmaca gibi mes'ut ajle yuvasını Vurup dar- ma dağınık etmek Çok feci ola- “ gaktı. Handan babasının söyle- ( diği gibi, mühendis. kocasiyle belki de bahtiyardı. Onlar ihti- “amal her akşam kol kola - bağ sir olduğunu, başka bir gün için * x , (Devamı var) K Ü per a

Bu sayıdan diğer sayfalar: