27 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

27 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bagtıl kumandahının kesik k;a;sı : hebir Daha dün, atının sırtından Parise ve Parislilere yüksekten bakan bu magrur baş.... D4 Üstünde kenarları yırtık ancak diz kapaklarına çıkan bir eteklik vardı. Yalnız göğsü Yuvarlaktı. Fakat bu yuvarlaklık korseyle, Yelekle şıkıştırılıp, kabartılmak- tan gelmiyordu. Bu, açık göm lekten, bütün sertliği, dikliği ve esmerliği görünen bir çift sıh- hatlı memenin yuvarlaklığıydı.. Zabit, bileğini git gite daha kuvvetle ezen dişlerin, acısından | kurtulmak için kadının boğa Ziha sarıldı. Kadm zabitin çenesine 'kuv vetli bir yumruk aşk etti. İkisinden biri mutlaka ölece- ktı. Birbirlerini birbirlerinin bellerine sarıldılar.. Git gide kulenin kenar burç- larına doğrü yaklaşiyorlardı. Kadın landı yere, Zabit onun üstün- bunun da öldürmek — için birden bire yuvar- | © herkese | Şimdi | ateşli birer nazar toplanmışlardı. Onların arasında © da vardı. Jüliyet, kendisini sesinin ira- desiyle ölümden kurtaran deli- ligile Bastil kalesinin tepesinden cevap verdi. - Pier Buradayım!.. Bastili zapteden Paris'liler kale kumandanının kafasını bir sırığa geçirerek Belediyeye doğ- ru sür'atle ilerilediler Daha dün takımları altın ve gümüş işlemeli atının üzerinde | bütün Paris'e ve Paris'lilere lâ- | kayt nazarlarla yüksekten bakan bu mağrur baş, gımdı. İhtilâlcı Paris'lilerinu cuna geçirdikleri u- | zun bir sırık östünde gidiyordu. Aradaki fark şu idi ki, evvelden gürürla — bakıyordu. ise bütün Paris'liler bu kesik başa, nefret ve gayzla | fırlatıyorlar- dı.. deydi şimdi. Ve bu kadını burçtan aşağıya yuvar- lamak — için bir küçük hare- ket kâfi gelecekti. Aşağıdan, bir kuyunun dibinden gelir gibi ses- ker, uğultular, haykırışmalar yük- teliyordu. Bırdenbire yukarıya, Bu tesydi.. — Jüliyet.. Jüliyet diye bağı- rtıyordu.. Bu ses bir mucize gibi tesir etti Jüliyete. Birden silkindi. Öyle bir kalın bir ses fışkırdı erkek kuvvetle silkindi ki, bu ani ham- | leyi beklemiyen zabit düştü yere. Bir tekme.. Sarayın zabiti, bir taş parçası gibi boşluklarda kayboldu. Kadın baktı arkasından.. Aşağıda bir sürü insan, kardan düşen zabitin yu- etrafına İzmir hapisanesinden (4 nci sahifeden devam ) parçalarının sayılmasını ve mah- Ekümlar tarafından alınmamasına dikkat edilmesini gardiyan Hilmi efendiye tenbih etmiş ve onu ustalara nezarete memur miştir. Hapisanede elektirik tesisatı yapılmaktadır Hilmi efendi bir nezarette — bulunduktan gidip yatmıştır. Sırrı Bey teftiş — esnasında gardiyanın uyumakta olduğunu görmüş ve kendisini uyandırdıktan sonra : Sana verilen vazifeyi böyle mi ifa edersin ? Diyerek tokatlamağa başla- mış ve hapisaneden kovmuştur. Hapisane — müdür Nekilinin Hapisane — içindeki dükkânların icar bedelinden ve saireden (800) küsur lira alarak yediği Müdde- lumumiliğe ihbar edilmiş ve tah- kikata bııluııııı.ı:ı_lm" eyle- müddet sonra altındaki | | huy arasında yuvarlanan | akan (kesik baş, müthiş bir hay nihayet Belediye | dairesine varmıştı... Varmışlardı, varmışlardı am- ma, geçtikleri yapmışlardı, ne büyük bir hızla kanlıya, göysünün bütün geniş- | Kafile ve ellerindeki kanları | | | | | | | l ellerinde teneke calan serseri- 3 lerden tutunuz da birbirlerinin omuzları üstünde nutuk söyliyen mahalle — horozlarına, kadınlara, ağızlariyle boru ça- lan muzıka takımına kadar her cocuklu | cins insan vardı bu gürühta. Bir gürühu lâ yüflihun du bu. 500-1000 - metroluk bir — irti- fadan düşen korkunç bir sel gibi hızla, belediye meydanına gelen insân akını bütün şiddetiyle ka- palı kapıya çarptı.. Kilit falan dayanırdı buna?. Aylardır, aç yaşıya yaşıya kaditleşen, ade- ta korkunç bir iskelet haline gelen bu insanlara ani bir kuvvet, | demirleşen, gerilen adelere kor- l kunç — bir sanki!.. kudret — gelivermişti Bağırıyorlar, haykırıyorlardı. İnceli, kalınlı çıkan seslere ba- kılırsa bütün bu hareketlerin sebebi bir baştı. Bu baş; onlara silah mes'elesinde çok acı bir oyun | dişlerimizle söl sokaklarda neler | gelmişti bu adamlar!.. Rast geldikleri asılzade ara- | balarına mı hücum etmemişlerdi? | Önlerine gelen mağazalarımı yağ- | ga etmemişlerdi ? , | — Görmek lâzımdı bu hay huyu. | Sanki yerinden dünya oynuyor- du.. Sanki yer insan çıkıyordu.. yarılıp yarılıp | Kaleden, Bastil'den çıkışla- * rında ufacık bir baldırı çıplak gurubu olan bu kafile, bu ihti- Iâlcı kafilesi evlerinden tarasını, nacağını kapıp iltihak edenlerle © kadar büyümüştü ki birden.. o kadar büyümüştü ki... | gibi işte bir | göründü... Belediyeye vardıkları zaman, | SRARARARAMARAAAR ADK ) İBirinci sahifeden devam | | | miş ve ilk hamlede eşkıya tenkil) rafına firar etmslerine mani ol- mak için İran hükümeti de ken- di hududuna asker tahşit etmiştir. Avrupa gazetelerinin verdik- leri bu haber Ankaradan teyit edilmediği için tavzihe muh- taçtır. Mamafih Anadolunun her tarafında olduğu gibi, bilhassa şark vilâyetlerimizde mamile temin edilmiş olduğu malötndur. Yalnız 5000 metro irtifamda, ve Anadolunun yüksek, en sarp dağı olan An:: dağına,ğbazı eşkiya döküntüleri- nin tahassun etmiş olmaları muh- temeldi. Bu dağ, yalçın kayalar. dan ibaret, yolsuz olduğu gibi kışın karlarla muhattir, Şurada gizlenen eşkıya, her türlü taki- battan kurtuluyor, fırsat bulduk- ça, gizlice civara inerek çapul- culuk yapıyorlardı. Hatta bir gün takibat sıkışınca İran tarafına kaçıyorlardı. asayiş te- Hükümet kuvvet sevketti ! | | | oynıyan Flesel'in başıydı.. Ağızlar sanki bir makina ile işliyordu. — Flesel.. Flesel.. kırtlağını | eğiz.. — Flesel.. Yeyeceğiz etini Flesel,yeyeceğiz. Pencerelcamları olduğu gibi atılan | taşlarla yere iniyor. Kapılar kı- | rılıyor.. Mümanaata yeltenenler parça parça ediliyor.. Ve etle- | | rinin her parçası mızraklara ta- kılıyordu.. | Koca belediye dairesinin boş | salonları boru ve teneke sesiyle | inim inim inleyordu.. Nihayet Fleseli bir dolapta | kıstırdılar.. Nihayet fare bir sü- rü kedinin eline geçmişti.. Ve dakikasında Fleselin ka- fasıda kale kumandanının başı mızrağın —ucunda (Devamı var) Eğer, Tahrandan Avrupa ga- zetelerine çekilen haber doğru ise, hükümet şarki Anadoluda edilmiştir. Bu eşkıyanın İran ta- | kalan bu eşkıya yatağını temizle- meye muvaffak olmuştur.(Akşam) r baketek | TİYATRO VE SİNEMA L LA SORENANI Yenişehir MANGASAR tiyatrosunda | Milli dıram kumpanyası Müdür Rejisör Aram Elmas Karakaş BU GECE Babalar-ı.: günahı Dıram komedi 4 perde Narlıkapu ŞAFAK teyatrosunda | BU GÜNDÜZ | Arşın Mal Alan Kafkas opereti 4 perde | Sabık Nümunel irfan Mek- tebinden aldığım Şahadetnamem zayı olmuştur. Yenisini çıkarta- cağımdan cskisinin hükmü yok- tur. Fatih İNişanca bakkal zade sokağı No. 10 da Kemal. | tekzip | kikatı | tık Revanş maçı' Bu gün Fener bahçe ikinci defa ola- rak Macarlarla karşılaşıyor İstanbul Şampiyonu Fenerbah- çe bugün takılm stadyomunda | saat 5,80 da Macarlarla Revanş mahiyetinde olan ikinci maçını yapıyor Macar gençler milli takı mının Cuma pazar günkü oyunla- rını gördükten sonra bilâ tereddüt bu takımın şimdiye kadar şehrimize ' gelen diğar ecnebi takımlardan aşağı olduğunu, hatta şehrimizdeki belli başlı kulüplerden teknik iti- | barile dun olduğunu söyliyebiliriz. | İçlerinde kalecileri ve merkez | muavinleri müstesna, lâyikiyle | bir oyuncuları yoktur. Bilhassa ilk devrede iyi oynıyorlar ikinci devredetek kale vaziyetine gi- | yerek 45 dakika bocüladılar. Ba | noktayı gördüğümüz iki | ları teyit eder. | Hal böyle iken İstanbul şam- piyonundan galibiyet beklemek makul olur zannındayız. Kaldıki Fener bahçe takım teşkilile sahaya çıksın. Fener bahçe takımı nasıl te- tekkül edecektir? Bu hakikaten mucibi endişedir. Fikretin üst üste yediği tek- oyun- iyi bir Tekzip edeceğinize... (i inci sahifeden devam) tekzip — edildi. — Vali vekili Fazlı beyi — alet ederek tek- | zip edilmeğe yeltenilen havadi- | simiz bu gün resmen tahakkuk etmiş bulunmaktadır. Bu vaziyet karşısında bir hicap duymak icap Keder ümidindeyiz. İkide birde tekzip etmeğe mesleğine havadislerimizi yeltenenler ve meslekdaşlarına hürmet et- meği öğrenmelidirler. Kendi gazetecilik kusurlarını evvelâ | örtmek için vali vekilinden alel- usul bir beyanat alarak “Yarın,ı ! edenler hakiki gazeteci tahkikat — yepmalıydılar. taktirde hem mahcubi- | hem de | ruhile Bu yetten kurtulurlar | bir gazetenin izzeti nefsiyle oy- | namak küçüklüğüne düşmezler- di. Tekzip edilen hadisenin ha- | şadur : Kesik baş facla- | snda fail olarak yakalanan Ö- mer; Bakır köyünde dövülmüş ve ateşte kızdırılmış demirle ayak parmaklarının arası dağlanmıştır. Ömer umumi hapisane hasta- | nesinde Aayağı kangran olarak | ölmüştür. Doktor Zati beyin raporu vekili Fazlı beyin ugzından ya- zılan sektel kalp efsanesile taban | Hapisane ser tabibi. | vali | tabana zıttir. Zati bey raporunda Ömerin vücudundakı dayak le- | tesbit etmiş, ölümün | ayağındaki — şişlerden ve kangı- renden olduğunu zikretmiştir. Cesedi muayene eden tabibi adli Enver bey de bu raporu ve ârâzı kendi raporiyle teyit etmiştir. Diğer taraftan Tinci müstan- işkence yapan — jandarma Hüsnü pehlivan hakkında tev- | kif müzekkeresi kestirmiştir. Hadisenin geçirdiği safha bu- dur. Bu hadiseyi gizlemekte hiç bir menfaat yoktur. Bilâkiş ka- nunun — vazifesine dır. e Mücrimin cezasımı vermek ne kelerini | | tecavüz var- | tebeddül | ettirecektim. meler bugünlük kendisini oyna- tamıyacak hale getirmiştir. Ay- bozuk rıca Firuzan ve Sadinin | oyunları nazarı dikkate alınırsa takımın teşkili çok güç olacaktır. Mamıfih Fener bahçe müdafaa ve muavin hatları, geçen haftaya nazaran daha kuvvetli bir surette teşkil olunabilir. Rıza, Kadri, Ziya Şekip, Cevat, Reşat Mühacim hattına Fikretin yerine Beşiktaşlı fi koymak, ve yahut yapmak lâzın geliyor: Alâettin, Muzaffer, — Zeki Şaban, Niyazi. Bu takım, Fe- nerbahçe için hiç şgüphesiz müş- kül vaziyette çıkarabileceğlen iyi bir. takımdır. Bu takım hey'eti umumiyesi itibarile iyidir ve iyi bir netice alabilecek bir vaziyettedir. Macarların şehrimizden bir mağlübiyetle ayrılmamak, ve Fe- nerlilerin geçen seferki mağlubi- yetlerini telafi noktasından maç cidden ehemmiyetlidir. muvaffakiyetler gelince : Eşre- şöyle bir Fenerlilere temenni ederiz. İDayak Ankaraya da sirayet etti |Birinci sahifeden devam| bizim ailelerimizle hadiseyi seyr- elttiğimizi görünce 82 numaralı fedakâr memurunu bizim üzeri- mize gönderdi. Heyecanla — üze- rimize gelen memur bizi oradan koğdu, gitmedik, lsrar etti. Git- medik ve (bu hali gördük. İfade- mizi alınız) dedik (almayacağız !) dedi. Ben kucağımdaki çocuğu vab- desine verdim ve şehremanetine koştum. Nöbetçi doktorunu alıp kdayak yiyen zavallıyı muayene Doktoru bulama- dım ve derhal polis mudiriyetine giderek nöbetçi komiserine mü- racaat ettim. Zabıta doktorunu istedim. Meseleyi izah ettim. — Hacı Bayram merkezine gidiniz, ifadenizi alsınlar, zabıt varakası tu! diyerek Hacı Bayram merkezine telefon etti. Serkomiserin odasına — girdim, Yalnız bir kâğıda ifadelerimizi değil, adresimizi aldı ve : — Biz sizi isteriz, şimdi gi- un, | diniz ! diyerek atlattı. Dayak yiyen zavallının oka- dar israrına rağmen onun da ne ifadesi alındı ve ne de zabıt va- rakası tutuldu. Bu hal ne vakte kadar devam edecektir ? İnsan- hk namına reca ediyorum. Da- | yak yiyen zat Adliye vekületi memurlarındandır. Sabık Ayaş müstantiği CAHİT SAHİR | polisin, bir şahsın haddi değildir. Müc- | rime ceza vermek hakkı yalnız kanunundur. * Bakırköy jandarm» kuman- danı Aslan bey dün müddetumumi muavinlerinden Ragıp bey tara- fiından isticvap edilmiştir. Kendisi vaka günü karakolda olmadığını söylemiştir. DKĞKT a a öti ĞA Sit el el Bağ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: