22 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 7

22 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KŞ Brezilyanın Türkiye sefiri geliyor — Yeni sefir ne diyor? Her Türlü ticari ve iktisadi müka- velelerin ikişafına çalışacağım Paris' 29 (A.A.) — Brezilya hükümetinin Türkiye cümhuri- yeti nezdindeki yeni sefirzi M. Bimentel Brandas, Ankaraya ha- reket etmezden evvelHavas Ajansa şu beyanatta bulunmuştur: “Dünyanın şimdiye kadar gödüğü içtimat islahatçılardan en büyüğünün şek ve idaresi altında, busule getirdiği muazzam içtimai ve siyasi eserlerile bizi son derece alâkadar eden bir memlekette Brezilya için çalışabileceğimd.n dolayı kendimi bahtiyar addediyorum. — bizim gibi — harici — ücaretle- rile günden güne büyüyen, zengin ve müstahsıl memleketlerin dikkat ve alâkasına lâyık her türlü ve iktisadi imkânların ânkişafına çalışmak olacaktır. Avusturyada kabine buhranı Viyana, 20 (A.A.) Sosyalistler bir temcıküz kabinesine gir- mekten imtina ettikleri fiçin M. Seipel elyevm ekseriyeti teşkil eden bloka dahil fırkalarla' temas ve müzakerata - girişmişsede Alman ittihadı taraflarının muhalefeti karşısında hiçbir neticeye varmamış'ır. Kendisi vaziyeti Reisicümhura anlattıktan sonra yarin tekra: fırka liderile temasa girecektir. #şesesanesecAAAEAAARAAAAEAAAAALASAA AAA SAA AAA LASARARAA AAA Günün Meselesi B Hiyanet Zihniyeti Falih Rıfkının Neşriyatı, hiyanet mantığından başka birşey değil! (Birinci sahifeden devam) < Tarh, bu zihniyetin tach ve tacauz kahramanlarile do udür. Fakat, bu kahramanların hiç birisi de'ne halka, ne de insaniyete yarayan bir eter bırakmamışlardır. Çünkü, her gün daha ileri giden hayat, “yeni fikirlere mubtaçtı. — Bir kahramanın kıymeti, mazisini basamak yaparak yükselmek-: le değil, günün işlerinde ki kudretile ölçülebilirdi. Kendi tarihimizden de misaller bu- habiliriz: Fatih ve Yavuz, bü- yük birer kumandandı. Fakat, büyük birer idare adamı ve iktısat mütehassısı değillerdi: Napoleon gibi, ceneral Primodi Rivlera gibi v. « No çareki, bunların biç bi- risi de ihtisasları dahilinde kab mak istemiyorlar, bir şubede büyüklük göstermek ile her şeyi bilen birer altâme oldukla. rına kani bulunuyorlardı. Her şeye karışıyorlar, her şeyi ken- dileri yapmak istiyorlardı. Şüp- hesiz, her şeyi yanlış yapıyor- lar, hem zaferlerinin semrelerini boşa çıkarıyorlar, hemde cemi- yete yanlış bir hareket vec. hesi veriyorlardı. Bunlara karşı iliraz etmek hiyanetten başka birşey değildi. Halbuki, bir cemiyetin zaferi, içinden — bir şahsın eseri değildir. Belki, © cemiyetin bilğisinin eseridir. Bunun içindirki, ,bir haroke- tin kumandanını, — serdarını, kahrımanını meydana çıkaran cemiyet, © hareketin mali, ik- tisadi, ideri, siyasi şahsiyetle- rini de yaratmış, demektir. Yalnız, bunların — vazıfelerini işğal edebilmeleri için saha- nin açık olması şarttır.Hakkı- fetih devirleri, bu sahayı açık bırakmıyordu. Amerika ihtilâ. H, İagiliz ve Alman feylesaf. ları, bu sahanın açılması için “tenkit fikrini, yarattılar. Bu fkir, Avrupa —Âmerika hal- kına yerieşdikten sonradır ki, bu günki dimamik medeciyet tessüs eltli. Bunun içindirki, eski büyük Molteks Almanyada;Başvekâle. te gelmedi. Gene bunun için. dirki, ne ceneral Foş Fransada, me ceneral Hayig nîıııılleudo. ne de ceneral Persing Ameri- kada Başvekil olmadı, Fransa- mın, İuilnmlı ve Amerika- mın idari, siyasi, iktisadi meşe- lelerini idare etmeği akillarına getirmediler. Fakat, bu millet. lerden hiçbir fert, kendileri için büyük kıymetlerini inkâr etmemiş, namlarına zafer abideleri dikilmiş, heykelleri yapılmıştır! Bu kumandanları yetiştiren cemiyetler, bunların eserlerini idare edecek mali, iktisadi, ticari, siyasi şahsiyet- leride yetiştirmişlerdi. Yalnız bu şahıslar, bu işle- zi idare edebilirlerdi. Çünki, iktisad, ticaret, idare tahsil- etmemiş bir ceneral Persinig, Amerikanın iktisadi, ticari ve mali hayatını idare edemezdi. Bu zihniyet, bu günki dün- yayı idare ediyor. — Eski cemiyetler, bu zihniyeti inkâr ettikleri için birer birer kay- bolmuşlardır. Avrupa — Ameri. ka cemiyeti, bu zihniyeti ka- bul ettiği için ebedileşmiştir. Türkiye, bu iki zihniyetin hanğisini kabul etmelidir? Falih Rıfkı beye sorarsa- nız, (| Dümlüpınar ve Lozanı yapanlar, — başımızdadır, ya- şamaktadırlar, gençdirler ve başımızda kalmalıdırlar.| Bu zih- niyet için, on dört milyon Türk- ten hiç kimse birşey — bilmez, bu memlekette iktısadi, mali, idari, siyasi ilimle mücehhez kimse yoktur, her kes, süküt etmelidir, susmamak, hiyan- ettiri?. Bu zihniyet, tenkit fikrin- den evvel moda idi. Bütün tari- himiz, bu zihniyetin facıalari- le dolu değil de nedir? Ne Dumlupınar kahraman- larını inkâr eden var, ne de Lozan muahedesinin kıymetini takdir etmeyen insanlara te- sadüf olunur. Biz, günün kud- retlerini miyar tutarak kıymet verenlerdeniz. Bunun — için, Dumlupınar — kahramanlarını, Dumlupınardaki eserlerile ebe- dileştirmişizdir, Lozanı da öyle! Türkiye aklı selimi, F. R. nin bir intakı hakkı olan: *Onlar, kendi mazilerinden bahsedilmesini istemezler ve iktidar için yalnız bu günkü kudretlerinin meyar tutulması- a: isterler., şeklindeki — düşüncelle — ha. reket eder, tddiasındayız.'Bugün ise, türkiyenin iktisadi. Mali, işleri vardır. Ancak, bu mese: lelerdeki iktidarlarla hükmet: mek mecburiyetindeyiz. Bizim kansatimize göre, türkiyenin iktişadi ve malt işleri bir Inki- şaf devrinde değildir. Halâ tanzimatı hayriye devrinin mülki iktisadi ve mali zihniyetile hareket ediliyor. Türkiyenin içtimai — hayatı, “Avrupanın bu günkü hareketi e AA MMM(MMBneMW’ Kooperatifçiler Darül- fünun rolü yoktur Her yerde kooperatıfçı'ık umumi, ticari,iktisadi terbiye semeresidir (Birinci sahifeden devam)” Darülfünun, — kooperatifle alâka ve münasebeti varmıdır, yok mudur? Anketimize, dün Nizamet. tin Âli ve Muhsin B. ler covap vermişlerdi. Bugün de Doktor Abdullah Cevdet B. in müta- leasını yazıyoruz: Abdullah Cevdet B. ne diyor ? Kooperatif fikri ilk defa İngilterede — ve İngilterenin “Rochdale, ehrinde doğmuş- tor ve bu 1844 lariblerine doğrudur. Ve ba kooperatif | Şirketi 2030 sene — Zarfında akıllara hayret verici derecede | tevessü etmiştir. İlk birkaç sene zarfında “Rochdale,, ma- gazası büyük bir inkişaf göz. terememiştir. İlk senesinden 32 İngiliz li- rası temettü bırakmıştır. Fakat bu temettüün yüzde iki buçu- ğununda terbiyeye tahsis edil. mesine kimse muhalefet etme- miştir. (Bu terbiyeden muradı- mız mektebi terbiyeye değil sırf kooperatif işlerine ihzar” terbiyesidir. Bir iki sene soüra temettü ,bin İngiliz lirasından zivadeye çıktı. Birkaç yüz lira ile işe başlı» yan bu kooperatif şirketi aza- hri büyük bir süratle arttı. rılmış ve 12 milyon İngiliz lrası sermaye ile iş görmeğe başlamıştır. ve kârı da kendi- lerine ait oluyordu. Kooperatif ücarette bir ubuvvet Felsefesi teşkil eder. Bu “Rochdale, şehrinde te- şekkü! eden kooperatif şirketi ilk iki senesi zarfında 250 diğer kooperatif şirketlerinin Vvücut bulmasına sebep ob muştur. Bu Anglosakson pra- tiklik şimesinin en nefi ve parlak bir mahsulüdür. 1901 tarihinde, sermayesi 62 mil- yon İngiliz lirasına mal ol muştur. | Bu cemiyetin tevessüünde İngiliz zihniyetince göre Sor- yalistlik fikrinin büyük tesi- ri olmuştur. İagiliz sosyalistlik fikrinin diyorum : — Sosyalistlikte bir dinden ve ayni dinde millet- lere göre başka tecellileri ol duğu sosyalistliğin de millet- lerde bünyevi zihniyetlerine göre yürüyüş alhr. Fransada sosyalist amele patronu yıkmak ister. Anglo- sakson — memleketlerinde ise sosyalist amele kendisi pat- ron olmak ister" Mevzuumdan uzaklaşmıya- hm, İngilterede ve sâir mem- leketlerde kooperatif cereya- mı ancak umuümi terbiyel ti. cariye ve iktışadiye semere- ) Ğ& sidir. Yoksa Darülfünunun, meselâ Tıp, Hukuk, İlâhiyat Edebiyat fakültelerinin mah- sulü değildir. Bu fikre Ticaret mekte- binin, tiçari ve mali tedri- satın tesiri olabilir. Ban yal- mız — kooperatif hakkındaki fikrimi söyledim. Ticari ve mali bir sistem olan koope- ratif cemiyetlerile Darülfünu: Bun a'âkası olmadığı kanaa- tindayim. DaşUarALAREAEREREASanLaLaAREAA el ERDeSiNNERAn aLAEAREr ee sAreLaRELErLEr a saRnİN TÜREKÜYE ESNAFI NE İSTEYOR?. Berberler işi büyüyor! Eski reis kolonya işini tekzip ediyor fakat eski heyet azası mısırdır Bir. ııphkı meselesinden sabık berberler cemiyeti reisi İsmail Hakkı bayle, Berber esnafı arasında bir ihtilâf hu: sule gelmişti. Dün bu hususta haricinde kalmıştır. Bunlar gibi daha bir çok meseleler vardırki, bu güakü iktidar fır. kasının muvaffakiyetsizliklerile neticelenmektedir. Bu mesele. leri münakaşa etmek, yeni iktisadi sistemlere — müstenit bir türk cemiyeti tesis eyle. mek için fırka yıpmık doğ: rumudur, değilmidir? Bu iddiaya hiç bir zaman Dumlu pınarı, Lozani inkâr etmez, Tenkit, şahısları değil, prensipleri istihdaf eder. Iu_ raf da ederiz ki, bugünku ten- kit cereyanı da Dumlupınar ve Lozan kalıramanlarının inkilâp hareketlerinden kuvvet alarak meşvünüma buluyor! , » Fakat, Falih Rıfkı — gibi şahsiyetten başka bir mevzu: dan bahsetmek için bilgisi ol: maiyan, hiç bir ilimde muta; hassısı bulunmiyan — parazit politikacılarla karşılaşmak mec- buriyetinde kahyoruz. Halk fırkası bu gibi para: zitleri sahasından çeker çek- mez, tenkit fikrinin yaratıcı kuvvetile karşılaşır. Bu mem: lekette de fikrin hâkimiyeti teessüs eder. t Cemiyetler, tenkit fikri ile yürür. Bu realiteyi inkâr, boz. gunculukdur. — Türklüğe — bir hiyanettir. t Ülküdarda kâdın ve erkek berberi Ali Riza bey bir mu- harririmize şu malümatı ver- Mmiştir: 338 senesinden itibaren yedi sene müddetle Riyaşet mevkilinde — bulunan — İsmail Beyin ispirto meselesi vardır. Hakkı bey berberler namına her ay kilosu 120 kuruştan 500 kilo ispirto alıp bunu, bariçte 400 kuruştan sattığını haber almıştık. Keyfiyeti — meclisi- ida1e arkadaşlarına — bildirdik. Ve heyeti idare içtimaında İsma- il Hakkı beyden sorduk : Ben selahiyettarım. İspirto berberler namına alınmışsa kendi paramla alınmıştır. Mü-" dılıhyı hakkınız yoktur. Der mişti. Bunun üÜzerine müna- kaşa uzadı. Azadan — İsmail Ef, ademi itimat takriri verdi. Ve iİstifaya davet etti. Azadan Derebolu Mustafa Efendi, sahibi takrir İsmail Efendiye: Bir iş olmuş, Cemiyeti balta- lTamiyalım. Reis Hakkı kasasına 5 li arakıyor. Artık meseleyi kapayalım, dedi. O zaman heyeti idare Rels muavini buluuvan Süleyman Beyle, Fatih Altay berberleri Raşit Beyde şahittir. Bunun üzerine biz. Üskü- dar — Berberleri bir birlik ihdas — ederek — cemiyetten rabıtamızı ka! Azadan İsmatl Iıy de istifa etti. Mesele de bu suretle ka- pandı. İki üç ay evvel de Beşiktaş berberlerinden Kemal Beyin Tiyasetinde teşekkül eden he- Sporcular hazırlanın Sizi Yunan muhteliti karşısında da muzaffer görmeliyiz Yunan muhteliti geliyor. Bu pek yeni bir havadis de- ğil. Bu haber daha Olimpiyakos şehrimize geldiği gündenberi söyleniyordu. Şimdi ise tamamile tahak- kuk etmiştir. Bu sene Leviski müstesna diğer ecnebi takımlarla yaptı- ğımız bütün maçları kazan- dık. Fakat şimdi düşünmeliyiz. Acaba Yunan muhtelitini de yenebilir miyiz? Ne evet ve ne de hayır. Çünkü daha bu maçlar için bir faaliyet göstermedik, Ya- pılacak maçlara bir aylık bile vaktimiz kalmadı. Esasen mevsim futbolu çok- tan terketti. Böyle yazın en sıcak bir zamanında mütemadi yorulmakla haddinden fazla ebemmiyeti olan bir maça nasıl çıkılacak ? Evet bu bir ay zarfında mükemmelen çalışılır ve iste- diğimizden alâ .bir şekil elde edilir. Lâkin bu bir ayin iki hafta- 81 gill maçlarile geçecek, geriye pek dar bir zaman kalacaktır. Şiltk maçları ise en haretli bir safbaya girmiştir. Galatasarav, Fenerbahçe gibi en güzide takımlarımız Yunan maçlarından evvel bu şilt kupası için — karşılaşacak ve azami — kuvvetlerini sarf- edeceklerdir. Bu maçlarda ihtimal hiç arzu elmediğimiz hâdiselerle de karşılaşacağız. Belki birkaç kıymetli uz- vumuz Yunanlılara karşı oy- mıyamıyacaktır. Söylemek istediğimiz, bu şilt maçlarını Yunan maçla. rından sonraya bırakmak ve yahut Yunan maçlarını — bir müddet için tehire uğratmak- tır. Şilt kupası için azami kuyv- vetlerinl sarfedecek olan genç> ierimiz hiç olmassa bir hafta istirahat etmek lüzumunu hise- edeceklerdir. . Halbuki bizim takımlarımız bir. kere — olsun — mühtelir halinde — oynamadan Yu- manlılarla karşılaşmak mec. buriyetinde kalacaktır. BDaha çok olmadı. Eintra- eht'a karşı Galatasaray lik maçlarında — sakatlanan — iki oyuncusundan mahrum ola- rak çıkmıştı, ve bu yüzdendir ki ancak bir sayı farkla galip gelebilmiştir. Arzumuz, temennimiz hep vaktinde ve muntazam çalış- mak'a şerefli bir galibiyet lıı— zanmaktır. Biz bir kaç satırla ııxl)_ anlattık. Gerisini alâkadarlar düşünsün. A. Ridvan İcra kanunu (1 inci sahifeden devam) &. küçügüne kadar yaptıkları kusurdan. mes'uldür. Zarar ve ziyan davası, mütazarrır. tarafından öğren- diği günden bir sene ve her hal- gde zararve ziyanı mucip fiilin vukuundan 10 sene geçmesile mü-ürü zamana uğrar İcra hâkimleri ve iflâs ve icra memur ve müstahdemleri datrelerince takip edilmekte olan bir şey hakkında kimin- le olursa olsun kendi hesap- larına bir akıt yapamazlar. Şikâyet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten 5S gün içinde yazı ile yapılebilir. Şikâyet tetkik merciinde kabul edilirse şikâyet edilen muamele ya bozülür, yabhut düzelir. Şiküyet tetkik merciince karar — verilmedikçe — icrayı durduramaz, Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilâm üz- erine borçluya hemen bir emir kâğıdı tebliğ edilir Hiç bir talep evvelki talep- ten önce ifa edilmez. Alacaklı ikametgâhımı de- ğiştirirse, takibin yeni oturduğu yakın bir icra dairesine nakli- ni isteyebilir. Lâyıha Meclise sevkedil. dikten sonra mevaddı umuml- yeşi uzerinde Adliye vekili Yu- suf Kemal Bey izanhat vere- recektır. Lâyıhanın yeni daire açıp memur alınması hakkındaki maddesi yeni bütçe ve kadro meşelesi ile alâkadar bulun- duğu için bu madde itirazı mucip olacaktır. yeti idare azalığında bulun- muştum. Heyeti umumiyeye: — BSabık heyeti idarenin merkeze davetle devir. mua- melesi yapılması. 2 — Mabiye 350 lira tu. tan masrafın tenkıs ve vari- dedilen — berlerler W* ı':y:ıııı bir defter lel"" tesbiti. ö İ : Madamı dövmemiş Evvelki günkü gazetemizde Madam Adolf Poli isminde bir kadının, tühafiyeci Kostan- tin tarafında — dövüldüğünü yazmıştık. G Kostantin Efendi gönderdiği bir mektupta hâdisenin başka şekilde cereyan ettiğini bildir: miştir. — Kadın — dövülmemiş İş arıyorum Yeni ve eski türkçeyi iyi- cebiliyorum. Sabab saal 9 dan akşam 7 ye kadar çalışmak için müessesat ve tÜcaretha- nelerde ayda 39 lira maaşla çalışabilirim. Sıhhatim — tam olup henüz askerliğimi yap- madım. Her iş elimden gelic, Beni kabul edecek — zevatı muhteremeyi memnun edece. sözümle temin ederii ılıılSıılııı Ahmet Al.—îı sineması yazıcısı M. Kadri Müracaat 'if'“l#l Azi- ziye caddesinde 13? numaralı dükkânda Asım Beye mü. racaat, Zayi Askerlik şube- ılud?ı almış olduğum İhtiyat mulâzım ,:ıl_dru' "j;,“" yenisini a! €skişinin bükmü yoktur. 226931 Terme muüallimi İkrılılı rarlarda 'MT:;:)! irilm m keen- SN R L yinae aZ dan 2012931 tarihinde tica. ret müdiriyetiae mufassal hir raporla keyfiyeti bi'dizdim. Reisi ıı::. İsmai!' Hakla beyde mat ai şunu söylemiştir: 93 geneak Böyle şey olmamıştır. Bu kolonya — meselesi —yalandır 4 — Şimdiye kadar müs- | dedi. vedde halisde kalıp defteri mahsusun eçirilmiyen mukar-| berberin iddiasım Dün beyanatta belanen diğer bir rerat behemhal deftere geçirilip| berber ve heyeti Idareden bir hüsnü muhafazası hususunda teklifatta bulunmuştum. Hat- Zat teyit ve tas'ik etmiş'erdir. İsmail Hakkı bey buna tâ, 301-931 tarihindeki ka: udlyue!ıî

Bu sayıdan diğer sayfalar: