3 Temmuz 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

3 Temmuz 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e B * Şehrimizde - bir A ge . tanassur hâdisesi (Birinci sayfadan devam) Orta tahsili içinde yine kadıköyünde Moda İtalyan kız mektebine girmiştir. Son sınıfa kadar akumuştur. Fakat — bu mektepteki tahsil müddelinin neye müncer ol- duğunu ararsak, o zaman vazi- yeti anlarsınız! Dün, Nedime Arif Hanım daktilo makinasının üzerine kapanmış, İncecik 'rarmakları mekik gibi işlerken gördüm ve dedim ki:) — Affedersiniz. efendim, Nedime Arif Hanım sizmisiniz? Sebebi ziyaretimi yanımdaki foto muhabiri arkadaşımdan, anl miış olacaktı ki: — Evet bendenizim, fakat, 4 sene evvelki Nedime. Şimdi ise “Giçilya, yım dedi ve ken- disini katolik olarak takdim etti. Bu genç fakat, tahsil ci- hetinden değil, sin cihetinden tecrübesiz olan kızım katolik dinine mensup olmasına ve Giçilya ismini almasına hayret ettim. Henüz daha hayretimi top- hyamamıştım ki: —Niçin, niçin saştımız?..." Mademki tanassurun kanunda veri var, ohalde garip gör- memelisiniz dedi. Bende: — Bu noktayı münakaşa edecek değilim. Siz, yalnız bana cereyanı vak'a hakkında malümat veriniz, dedim. — Estafurullah efendim, estafarullah, diye söze başla- yan bizim Neditle Hanım, yahut Katoliklerin Matmazel Giçilya () « gözlerini sabit bir noktaya dikti ve: — Hiç bir Rahip ve Sö- rün propaganda ve tahtı te- sirinde hıristiyan olmadım. Kendi arzu ve kendi ka- naati — vicdaniyemle — İsanın dinini daha yüksek ve daha sağlam bulunduğu için tanassur ettim. Binacnaleyh 927 sene- #sinin nisan ayının 27 inci pazar gününden bilitibaren bu güne kadar tamdseneüç aylık bir katolikim, Bu müddet zar- fında fırsat buldukça Kadı- köyündeki Tıbini kilisesine gi- der ibadetini icra ederim, yal- Biz yortu günlerini icra edemi- yorum, çünkü, o günlerde vazl- fe başındayım. Bununla bera- ber düne kadar da ailemden dinimi saklıyordum, faka bil- mecburiye, dün itiraf ettim. İşte bu itirafım üzerinde tanassurum çüyu buldu. Ailesi ne demiş ? Ailesinin bu husustaki fik- pinin neden ibaret olduğu sualime cevaben de: Sonderece kızıp kendisin tek- tir ettiklerini işi — zabıtaya akattireceklerini söylediler, dedi. Merasim nasıl olmuş? Bu söz üzerine tanassur Merasiminin icrasını sordum. Cevaben : — Biraz evvel söylediğim tarihte Eadıköy Tubini Kato- Hik kilisesinde toplanmış yüz- lerce Katolik arasında mera- timi mahsusam yapılmışlı. Kilisenin içinde ne kadar mum ve elektrik varsa yan- miş, içerisi donuk, haçı çıkar- dim. Yani tapımdım. Bundan şonra evvelâ Ra- hipsonra kilisede bulunan din- aşların beni tebrik ile dini» me muti ve merbut kalmak- lığımı kutlz dılar. Diyerek tözünü tamamladı Ve çu suallerinde çöylece ce- Vâp vermeye başladı: — Sizi hiç kimso iğfal et- medimi? — Hayır. — Haagi âsarin talkikinde bu ketolik — dinimin sağlam ve kuvvetli olduğuna kanaa! getirdiniz? —© KaDE —Ömrümde dine ait bir tek kitap okcumadım desem eaizdir. Şu halde bu katolik dini- nin kuvvetli olduğunu ağzından " Gaz fiatları ucuzlaya bilirken Fahiş ihtikâr var! Ticaret odasına resmen soruldu, Kolza hilekârlığı da yapılıyormuş Tüccar bu işe bir çare gösteriyor .ğılırı'ıııı'ı;l;:ı' sevkiyat üy;;ıılan gaz Jepolcrır Gaz fiatleri bir türlü, memleketin her — köşesinde ayni fiatle satılamıyor. Vakıa, fiatlerde geçen se- neye nazaran kilo başına (1) kuruş noksalık — vardır. Bu tenezzülde, gaz kumpanyala- rının rekabeti amildir. Fakat kumpanyalar reka- bet sahalarının haricinde fahiş fiatle satış yapıyorlar. Böylece kilodaki (1) kuruşluk tenez- zülü fiatın bolbol acısını çe karıyorlar. Meselâ İstanbulda (350 ) kuruş olan bir teneke benzin Trabzonda (480) ku- ruşa satılıyor. Amma, bir rakip zuhu ederse teneke başına ( 50) hattâ (80) kuruşa kadar Hat kırıyorlar. Nitekim, (350) ile (480) rakamı arasındaki (130) kuruşluk azim fark İklisat ve kâletinin nazarı dikkatini cel- anlamış olacaksınız değil mi? »«« Hayır, fakat! Biraz dinledim... — Kimlerden dinlediniz? — Şundan bundan! *« Yani, Rahip ve Sörler- den öyle mi? *- Evet amma, çok değil! — Rahip ve Sörlerden az dinlediğiniz. halda hemen veçabucak katolik oldunuz, ya çok dinleşmiş ve de çok propaganda edilmiş olsuydınız acaba ne ne olacaktınız? — Hiç, yine katolik" yine katolik olacaktım. — Hayır, hayır Katolik değil zannederim İsanın kızı!. —Şimdi de İsanın kızıyim Muhammedin değilim kı. senin bilecek bir -0 işin fakat, frazımuhal — buya sen Kâtolik iken bir müslü- man — dininden olan genç size gelip desti izdivacınızı ta- lep etsene cevap verirsiniz ? Bidayette daha evlenme- meğe karar verdiğim için he- men ret — Şu halde sizde bir ke- şiş ve bir sör olmuşsunuz öy: lemi? — Hayır, fakat evlenmi- yeceğim Dedi ve yazı makina- sına pari anı götürdü. Bu genç kıza artık ne so- racak sualim nede alacak ce- vabım kalmıştı. Şapkamı elime aldım ve: Rahatsız ettiğimden dolayı affınızı rica edrim bizim, ne zaman olsa gene bizim olacak elan Nedime ve katoliklerinde *Giçilyası, oruvar dedim. Bu #sözüm üzerine güldü ve oda bana: — Kısmet fakat, bakalım. diyere kapıya kadar geldi ve sulanan gözlerini gözlerime dikerek işlediği büyük - bir hatanın yakında tashih ede- ceği haberini andıracak bir ba- kışla bektı. İşte bu cahil ve kösrpe biryavrııyu din bazirgânı olan papas ve Rahiplerin propa- ganda sayesinde elde ettik- eri ap aşikâr ve kabili inkâr değildir. Bianenaley zabıta- mauzın bu hususta nazarı dik- katini crlbeder. dasına resmen keyfiyet soru- muş ve tahkikata başlanmıştır. Gaz ve benzin kumpanya- Tarının meydanı bu kadar boş bulmalarının saikı şuduri Transit depolarının ellerinde olması! Benzin ve gaz fiat- lerinin ucuzlaması için alâka- dar tacirler şu mütaleayı yü- rütüyorlar: Ahkâmı kanüuni- yeye riayet şartile, birinci sı» nıf gümrük maballi olan iske- lelerde Transit suretile mal celbine müsaade edilmesi! Kolza hilekârlığı Bu meseleden maada kolza hilekârlığı da şayanı ehemmi- yet bir şekil almıştır. Defterdarlık kiloda(8)kuruş resim vermek için tacirleri sı- kıştırınca, Romanyadan beyaz kolza getirilmeğe başlanmıştır. Ticaret odasının bu mesele ile yakınen alâkadar olması icap etmez mi? Fırkaya Müsaade Edilmedi (Başmakaleden devam ) bir teşekkülde, artık öyle bir maksat ve gaye aramak bey- hude olmaz mıydı? Anlaşılıyor ki, - programın idari, adli, mülki, mali ve iktısadi kısımları bazı vehim. lere sebebiyet vermiştir. Türkiye Cümburiyetinin demokrat bir Cümhuriyet olduğuna nazaran, bu Cümhuriyette idari, mali adli, mülki idare tarzlarının şu veya bu şekilde dahaiyi olaca. ğına dair serdedileck pren- siplerin hükümetin - daha doğ- rusu * devletin şekli hazırın. dan kastedilen esaslara taallu- ku olamazdı. Cümhuriyet um- delerinden birincisi, vatandaş- ların memleketi el birliği ile idare etmeleriydi. Bu'da ancak fırkalarla — olabilir, — onların mevcudiyeti ile temin edile- bilirdi. Halbuki, Çifçi ve İşçi fırkası programında böyle bir şey yoktu. Mali siyaset böyle olur, Ad- M siyasette şu yol takip edi- lir, ziraat işlerinde falan ve filân istikamette gidilirse, da- ha iyi olur. Binenaleyh, Fırka şu programla hareket edecek- tir. Programı benimseyen her vatanı Ti esaziye Bizden söylemek Hikâyecilikten romancı: lığa, romancılıktan piyes telifine geçen Salâmi İz- zelt Bey işi son zamanlar- da politikacılığa döktü. Hikâye, roman, piyes yazmak, geniş bir hari: kaya lüzümundan fazla hayelprestliğe — delâlet eder. Mevzuu tellendirmek,pul- landırmak içinroman mü- harrirleri olanca gayret- lerile çalışır ve muhayyel | Spor yerleri için bir karar Spar yerleri hakkında bele- diyenin mevcut talimatnamesine zeylolarak — şunlar ilâve edil- * Mülştir. Stadyomlarda, alelitlâk spor ve futbul mahalerinde bir Dok. tor, bir İmdadı whhi cantası ve iki slidye bulunduru- rulacaktır. Bu nevakısın ikmalinden buraları tdare edenler mes'ul olacaktır. A Eylülda Balkan binicilik müsa- bakaları vâr Eylülda Sofyada Balkan milletleri arsında binicilik mü- sabakaları yapılması takarrür elmiştir. Bu — müsabakalara Türkiye, Bulgaristan, Yunanlıe- tan, Arnavutluk ve Romanya binicileri Iştira edaceklerdir. Balıkçılık Yeni bir münakaşa başladı Balıkçılar cemiyetile, ba- hıkcılık mütehassısı M. Veber: man arasında şiddetli bir mü: nakaşa başlamıştır. Cemiyet azaları, mütehassısı bizim de- nizleri bilmemekle itham et mektedirler. Tapuda Tapu müdürü, tensikat yoktur, diyor Tapuda yeni memur tensi- katı olacağı hakkındaki riva- yetleri tahkik — için Tapu müdürü hacı Mehmet B. 1 gö- ren bir muharrimize mumalleyhı — Bizim dalrelerimizde yapılmış veya yapılacak me- mur tensikatı yoktur demiştir. Hizmetçiler İçin Belediyenin tamimi Belediye müstahdimler ta.- Timatnamesi mucibince tescil- leri iktıza eden hizmetcilere ait defterlere müracaat eden hizmetkârların tescil edildiği yazılmıştı. Bu munasebetle Belediye kaymakamlıklara şu temimi göndermiştiri * Hizmetçilerin — tescilini , mahalle heyeti ihtiyariysenin re'sen yapmaları icap ettiğinden bir an evvel heyeti ibtiyarl- yenin bu meseleyi bittahkik ikmali., Otuz dört milletin Darül- fünun, Ekademi, Enstitü mu: rahaslarının davet - edildiği *Kollej dö Frans, ın “400, üÜncü senel devriyesi müna- sebetile yapılacak muazzam merasime bizim Darülfünunu- muzda ilk defa olarak davet edilmişti. Buraya Darük fünunumuz namına M. Raşit B. gitmişti" Dün Fransadan bu büyük merasimin hitamı münasebe- tile şehrimize dönen M. Raşit bey muharririmize — şunları anlatmıştır: — Merasime 18 haziranda *Kollej dö Frans, ta başlandı. Akşamı * Otel dö vill , - şeh- remaneti - de bir ziyafet ve« rildi, nutuklar söylendi. Ertesi günü Sorbonda bü- yük *Anfiteatr,da Reisicüm- hur M. “Dümerg,cenaplarının, Maarif nazırı ve yüksek zeva- tın iştirakile merasime bap landı. Arada tebriknameler tevdi Sığrı Timanı Liman şirketinin teessüsün: den sonra İstanbul limanının faaliyeti tamamen felce uğra- dığı malümdur. Limana ait bütün tahmil, tahliye ve tran- sit muamelâtı içinden çıkılmaz bir balde buluna gelmiştir. Liman çirketinin aldığt diz. barkolar, supalan işleri, gemilere tatlı su tevziatı, velhâsıl lima. na alt bütü mesail halen yü: çekler acısı bir vaziyettedir. Bu bususta vâsl ve hakikate bihakkin tercüman olan malâ- matından İstfade ettiğimiz Ma- wnacılar şirketi muhasebecisi Hüsamettin bey muharririmi- ze dün de şu izahatı ücrmiş. Hirt — Vapurlar ihrakiyelerini alırken — İiman şirketine fahiş fiat vermeğe mecbur tutulu- yorlr. Çünkü, bu inhisar şirketi Ticareti bahriye müdiriyetinin riyasetinde teşekkül eden ko- misyon tarafından tesbit edilen ücretleri keyfemayeşa tefsir ediyor. Binvetice limana uğrayan vapurlar fazla fiatten diğer limanlara, meselâ Pireye kaçıyorlar. Netekim İstanbul limanına yeni bir rakip te çık- mıştır. Bu yeni rakip, Yunanlı- ların Midilli adasında tesis et- ———— kanununun 70 inci maddesi mucibince fırkaya iştirak ede- bilir, deniyordu. Cemiyetler — kanununun üçüncü maddesi, halihazır şek- lile durdukça, bu memlekette fırka yapılmasına imkân kal. mamış olacaktır, demek olu- lor. n O cihet bilinmiyor değik di. Fakat, Cümhuriyet devrin- de Cümhuriyetçi ve sol fikirli adamların teşebbüslerine mü- manaat edileceği batıra gel memişti. Buna ilâve edilecek başka bir şey yoktur! Arif Oruç vak'alar icat ederler. Halbaki siyaset bambaş- ka bir şeydir, uydurmaya gelmez. Şu halde, sen gel de “Ak, şam, gazetesinde siyasi kanaatler yürütmeğe kal- kan romancı Selâmi İz- zet Beyin siyasi kanaat- larını - Fikirlerin. İster dinle İster dinleme 1 I | Kollej dö Frans merasimine iştirak eden Darülfünun emini Pa- risten döndü Muammer RaritB. milletlerin iştirak ettiği merasimi anlatıyor olundu. Bütün — murahbıslar kendi memleketlerinde giydik leri kisve ile bazır bulundular. Akşam “Klariç, de Kollej dö Frans tarafından bir ziyafet verildi. Yine bir çok zevat ve bütün murahhasla tarafından — bittabi ben de — ” nutuklar iradedildi. Ertesi günü “Fontemblö,de Kollej dö Frans müessisi bi- rinci *“Fransuva, nn — şatosu ziyaret edildi. Akşamı “Ko- medi Fansez, de murahaslar Şerefine bir oyun oynandı. Daha ertesi günü Relsi cümhur tarafından resmi ka- bul ve Gardanparti. 22 akşamı Fas müstemle- kesini ihya eden Mareşal “L- yote , Mmüstemlekât sergisini gezdirdi. Murahhaslara Darük fünunların muhtelif şubeleri gezdirildi.,, Bu suretle merasim 5 gün devam etti ve çok güzel ol- du. M. Raşit B. seyahatten ) biraz rahatsız dönmüştür. Tehlüke karşısında ne tedbir alınıyor ? Istanbullimanının ikinci rakibi karşısındayız! İstanbul müthiş rekabetle nasıl öldürüyor limanını tikleri kömür depolarının bu- lunduğu Sığrı limandır. Sığrı limanda aynı zamanda su depoları da vardır. Bu liman- dan — vapurlar ihrakıyelerlini ve su ihtiyaçlarını tedarik eimektedirler. Çünkü — Sığrı gerek Akdenize vn gerek Karadenize giden vapurların yolu üzerinde bulunan bir ie- keledir. İşte, mezkür rekabet hareketine kargı, liman çirke- tinin tedabir ittihaz etmesi lâ- zım gelirken, bu yapılmamış tır. Bilâkis, ücretler tenzil edik mek söyle dursam, kömür ve gular istenildiği —vakitte vapurlara verilemiyor. Hak bu ki, — geminin — limanda zaman kaybetmesi, bilâ sebep starya masrafının çogalmasını intaç ediyor. Vaziyet bu mer- kerde olunca, ecnebi vapur« lari İstanbul limanına yalmız dumanlarını bırakıp gidiyorlar!, el gaa aa A Mübadillere verilen bonolar ne kadar? Mübadillere verilen müd. det hitam bulduğundan, maz- bataların — tanzimine devam edilmektedir' Sonradan müracaat eden olmamıştır. Mübadillere verilen bono miktarı 200 küsur bin lira tut- maktadır. Romen Kıralı ve Ford —e0 Romanya Kıralı ve refakatinde Prene Mihal, Bükreş'te icra ve şehrimizde imal edilen Ford otomobili ve kamyonları büyük resmi geçidini ziyaret ederken alınmış bi resem

Bu sayıdan diğer sayfalar: