14 Ocak 1939 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6

14 Ocak 1939 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan : R. İRRFAN GÖKSEL 23 gubat 19. (Paris - Soir) gazetesinin ikinci| #ayfasında, bu feci kazamın kısa ha- Yadisi vardı: (Dün gece saat yirmi dörtte, Şan- zelizedeki (.) sinemasından çıkan tücar Mösyö Robert'le metresi Ma-| 'dam Jülyet, tüyler ürpertici feci bir| otomobil kazasına kurban — gitmiş. lerdir. Şoför ağır yaralıdır.. vas. v. ). S 22 Şuşat 19. Gece, Saat on iki. Yağmur.. bar- daktan boşanırcasına yağıyor.. Şan- zelize daccelerini gündüz ışığına bo- Şan, nurlü elektrik ışıkları - henüz| kararmamış. (.) zineması biraz sonra bite- | cek. içeriden çıkacak kalabalığı, si 'nema kapısında yüze yakın taksi ve| hususi otomobil bekliyor. Yağmur gitgide, her dakika, her 'an hızını biraz daha arttırıyor. Si- 'nema kapıstndaki sönük bütün lârs- balar yandı. Bu sinemanın bittiğin> işaretti. Kapıdan boşalan insan seli, kirni) taksi ve hususilere biniyor, diğerleri| koşarcasına yağmurdan kaçarak, »" Jerine dağılıyorlar. Otomobiline ilerliyen iki “müşte- riye, müşambasına sarılmış, şapka- 51 gözlerine kadar eğik şoför kapıyı| açtı. Bu iki müşterinin biri erket, diğeri genç bir kadındı. Otomobil>, kuruldular. Şoför kapıyı kapadı. £ çerinin aşığını yaktı. Brkek, emreden bir sesle söylen- di Şoför.. bizi şehir dışında gez-| Otomobil hareket etti. Otomu afsalt yollarda uçarcasına koşuşu, foförün bu emri ifa ettiğini göste-| Tiyordu. Şoför belirsizce başını geriye çe-| virdi. Genç kadının sesi onu - derin| bir hayrete düşürmüştü. Tesadüf-. Bu sea. Kaybolan mazisinin ha: tıralarını gözlerinde birden canlan dırarak, yaşattı!.. Bundanı altı - yedi yil ” evveldi; ; Zengindi, o zamanlar. Hususi/ bir| İgirketin şefiydi. Şirketin iftüsı üze-| ine, bu yüksek mevküni tabil ola- Tak kaybetti. Günden güne maddi! vaziyeti - gitgide - sarsılıyordu. Son | kalan birkaç kuruşile kısa bir müd- det daha idare etti. Sonunda: Tak-| #i goförlüğü yaparak, karısı ve o za- Manlar heniiz iki / yaşındaki — oğlu| Hanrrinin iaşesi için çırpınıyordu. Bu zarüri fedakârlığı nasıl kar- #lanmıştı?.. Hiçi, Bu yeni işi, eski kârının çok uzak bir miktarını ancak temin - edebili-| yordu. Bunun için karısına, istedi.| # lüksü artık yapamıyordu. Henüz dört senelik evliydi. Kera| ile sevişerek evlenmiş, bu iedivaç, u aşkı daha küvvetlendirimişti. Ne yazık ki, onu anlıyamıyan ka- Tam, çocuğunu bir komsuya biraka,| Ernet titriyor, inliyor, havadaki Finlik ve rütubetten — şiklyet Ediyor, mantosuna daha kuvvetle sarlıyordu. Pedder, Deno hitaben: — Brnet'in hastahığını dikkate Jarak, aşağıda yemek yiyeceğiz. . er istenleniz, aşağıya inmeden bir kokteyi daha içelim, dedi. Fakat Nansi bu teklifi reddetti. Rut ve Den de Nansiyi taklid etti. ler. Bunun üzerine yemek salonuna inildi. Manuel hizmet ediyordu. Den tabakları saydı. Beş tane idi. “mek ki Reardon gelmiyecekti. Pedder gayet nazik bir ev sahibi azifesi görüyordu Yemekten evvel daima hüsüle gelen soğukluğu gi #ermek için lâkırdı bulmuya, eğlen. Geli sözler bulmiya gayret ediyor. Gu. Neticede, yemeğin ortasına doğ. TU neş'e ve sohbet vücud bulmaya, Nansi, Dene, ingiltere - bakkındaki Antıbalarını anlatacak kadar neş'e Tenmeğe başladı. “Yemek çok nefis, içilen şampan- yalar güzeldi. Küçük yemek sala Bunda abajurlar arasında yanan e. Tektrik lambaları etrafa tatlı bir zi. rak, aradığı lüks ve konfor için ânl) olarak, küstah bir gekilde bu bayat| mücadelesinden kaçmıştı. Genç erkek geç vakit evine geldi- #ğinde, kimseyi bulamadı. Karısı bir daha dönmemek üzere gitmişti. Genç baba karısını aramadı. Gü| ruru, bu bayağı hareki bir çöküşle karşıladı. Küçücük için, Hanrinin sevgisiyle bu hiç de) Hak etmediği acı darbeye katları - 4a Ve bu tahammil. Altı yılı doldu.| “ran günler, haftalar, aylar içerisin de, bu geceye, bu üna kadar sürüp | Bitmişti” | Şimdi.. verecekleri birkaç franga | zaukabil karısını, gayri / meşra bir| bağla bağlandığı, bir erkeği atosile taşıyordu. Sekiz yaşına giren oğlunun, evde | hizmetçi kadınla beraber uyuduğu-| mu düşündü. Masum yavrusunu | “kendinden- çok acıyordu. Bu elim sonuncun müscbbibi ka- Direksiyonu tutan gördü. Keder yüzünde derin çizgiler, gözlerinde mânalı uçurumlar açınışta! İçindeki derin kinin gözlerinde alevi vardı. Tütreyen dudakları: | — Kahbet. Kahbet.. diye sesizce| söyleniyordu. içinde bir (atikam) | | Arzusu uyandı. Başını bir. menge- 'me, bütün kuvvetile sanki sıkıyor-| du. Karısını, ona bütün bu / fer Jıkları yapan karısını, şimdi bile hâ- | Jü sevdiğini hissediyordu. iğrenerek, | nefretle karışık bir sevgiyle hem det. | Otomobil hızla koşuyor. Sür'ati- ni gösteren kilemetre işareti 100 120, 140 a yükseldiğini gösteriyor. Müşteri: — Yavaşla şoför!, ] Sabik karısı: — Güzel değil mi sevgilim?.. San- | Ki uçuyoruz!. Şoför bu sözlerin hiçbirini duymu- yor, işitemiyor. Gözleri bir noktaya | Sabit nazarlarla saplanmış. | Otamobil gene kaşuyor. Son bir| sür'atle.. Genç kadının boğuk feryadı için- de, bir boşluğa yuvarlanıyor. Ertesi gün, bütün Fransız gazetelerinin bahsettiği, bu üç kişi. nin ölümiyle neticelenen feci kaza, bilinmiyen bir cinayetin hakiki ma salıydı. R. irfan GÖKSEL Baş, Diş, Nezle, G Bemralji, kırıklık ve bütün (H H İcabınde günde 3 fan teknesine çarpan dalgaların gü- Tültüsü işitiliyordu. Den, kendisinde Mmukâvemet edilemiyecek bir yor- gunluk hissetmiye başlamıştı. Ame. dan faaliyet sarfeden genç adam â deta bu müddet zarfında uyumamış Bibi idi. Bu masa başında, muhitin Tahavet getirici bavası içinde yorul: mamak hususundaki enerfisinin kı: ılmış olduğunu farketti. Gözlerini kapamamak için cebrinefs ediyor d Birden âdeta nefes alamıyacak bir hale geldi. Yüzlnden ter dane- leri damlıyor, etrafındaki adamla. Nü Sözleri kulağına ninni - gibi ve hafiften geliyordu. Garsondan bir bardak su istedi. Ve ânide konuş. maların durdüğunu hiasetti, Nansi kendisine bir sual sormuş cevabını bekliyordu. Bu ne müdhiş bir ge di. Olduğu yerde yıkılmış bir hal eline tutuşturulan bardağı içmeğe galışıyordu. Kendisini beyhude yere toparlamıya çalıştığı bir sırada Pedderin: Sivas Kadınları İçin Ye- ni Bir Çalışma Yuvası Enstitünün Sıvas (Hususi) — Şehrimizin bu yil Berirci mevkünde yükselen A-| fatürk ilk okulu Kültür Bakanlığı | tarafından Akşam Kız San't okulu! haline ifrağ edilmiş ve dün büyük bir kalabalık önünde törenle açıl - anuştır. 'Törene okulun geniş bir sa-| lonunda kültür direktörü Cemai Gültekinin kıymetli söylevi ile baş-| dandı. Ezcümle, direktör söylevinde | (Açılan Akşam Kız San'at okulu- 'nun Sıvas kültür hayatında bir dö-| 'nüm noktası olduğuna işaret ede -| rek Türk kadınlığının ileri ve açı: Jan bu okul ile Sıvas — kadınlığının| büyük bir ihtiyacı karşılamak sure-| #iile lüyık olduğu kıymeti daha kuv-| vetlendirecektir) demiştir. Bundan| Sonra Akşam Kız San'at okulu di-| rektörü Kadriye Şahin - konukları| selimladi, teşekkürlerle - kargıladı. Neş'et Nafiz | .a | 4500 kişi postahane At, kamyondan | istiyor ! ürkünce | Atça, (Husust) — Egenin şirin — — Çeşme, (Hasusi) — Karamızın| bir nahiyesi olan merkezimizde ve civardaki kanalların ıslahına de vam olunmaktadır. bu sene 4000 dönüm, kadar arazi daha sulanacaktır. Halk bundan çok memnundur. Fakat; 1260 evli ve 4500 müfuslu| olan nahiye merkezimizde hâlâ bir 'Postahane,, olmaması halkı çok bizar etmektedir. Bu — münasebetle bütün balk muhtere mnafın veki-| limizden bir postahane beklemekte- | dir. rip, Romatizma, ağrlarınını — derkal kaşe almabilir. — Yat Klübde çok sert içkiler giliyor. İngilizler bizim içkilere Bamiyorlar bir türlü.. dediğini işit- ti. Sonra Rutun berrak ssi — Bulunduğum — bir toplantıda genç bir adamın fazla içmekten ö lerek yere yuvarlandığını gördüm. diye cevab verdi. Den gözlerini açtı, etrafını bul mik ve gaşkın nazarlarla süzdü, sa- lon durmadan dönüyordu. Başı öne doğru düştü, göz kapakları kapan, & Pedderin Yatağıma götürmek lâzım. En iyi ilâç uyumaktır.. diyen lükardıda, vi kulaklarına çalınan son sözler ol 4, KATİL ARANIYOR KİM ÖLDÜRDÜ YâNI SABAHIN POLİS ROMANI “ SAĞDU'Y a ni Bek eĞ Sabı ir a sela a dt Sireae a ayt ERESAM ee BEL M ee e aa S RSE İ BAK AD GD Be eee S l e Ban'lla e ae he aparle e d Kez ae aa alen Bd y ae e BAA Teztüin Dm ea Ka b geeti reb ada BZ ü GA bar Seğnertumda KEK V Diylra 24 Ka Kayalık mevkiinde bir kaza olmuş- tur. Şoför Reşat Diyarın idaresin 'deki Çeşme 8 numaralı - kamyon, tötün yüklü olduğu halde Çeşme den İzmire giderken Kayalık mev. inde beygir üstünde bulunan bir ihtiyar kadınla karşılaşmıştır. | — Birdenbire beygir, kamyondan| | ürkerek şahlanmış ve zavallı ihti -| | yar kadın attan yere düşerek 8l -| | müştür. Kadın, Nuime isminde 70 yaşın| da bir köşlüdür. Çalda satılamıyan inler Çül, (Hasüst) — Kazamz tt tün müstahsilinin yetiştirdiği tü < | tünlerden 200 bin Kilesu henüz sa. tılmamış ve elde kalmıştır. Müstahsil; alıcı beklemektedir. | 60 esnaf cezalan?ırıldı İzmir, (Hususi) — Pazarlıksız, Satış kanunu üzerindeki — belediye kontrolları şiddetlendirilmiştir. Bu Süretle son günlerde 60 mağaza ve düki Tefrika No, 4 Her sene çocukların tebdili &, ya başka bir mecburf sebeble, bir fürlü işinin başından — ayrılamıyan kocasından ayrılırken döktüğü göz, yaşları. ayrılığın sonunu — birincl gününden sayarak, hesablıyarı tevekkül ve ümidle beklerken geçir-| diği buhranlı ânlar.. her zaman ba. gini koyduğu genç, kuvvetli göğüs, örleyişler, onun kokusuna duydu hasret. Şimdi?. Ya gimdi ne yapacak? O| sevdiği kokuyu duymadan nasıl ya | #iyacak? Iztırab maddi bir şey gibi kalbi- 'ne batıyor, zavallı muztarib kafası felâketini - büyüttükçe büyütüyor.| du. Çocukları kim soydu? Kim yatır. ı? Bilmiyor.. Emel gece kaç ke uyandı? — Annem. diye tutturdu mu? işte bitişik odada hiçbirinin farkın- da olmadan gecenin karanlığına gömülmüş, bir divanın köşesine ili- gerek kavuşturduğu kollarile üşü- müş gibi büzüldüğü yerde sallana- Tak sabahi buldü.. Nebil hâlâ gel aedi. Bitişik odada olduğu halde yav-| tığı hatayı tâmire koşmuvor.. onu) böyle nasti ihmal edebilir? Em ufakc| bir kederi geçirmek için ber zaman| gözünün içine bakan Nebil, artık -| nan olmiyan Nebil; elini uzatsa onu dokunacak kadar yakındayken na- il uzak?.. Ne kadar uzak şimdi!, Saçlarını çekmek. tepinmek, camla. ı karmak, bir şeyler fırlatıp atmak istiyor.. ona koşup dizlerine - sarıl- mak: Birakma.. beni gilmeğe bırak- ma!.. Beni sevdiğim senden, - beni) yuvamdan uzaklaşmıya — birakma: asıl gimdi.. beni alıkoymmak - için. #imdi beni tokatla, saçlarını - çek, beni tartakla. birakma, diye yalvarmak istiyor, - bütün bu içinin istediği şeylerle çarpışan gu. ruru arasında benliği eziliyordu. Birdenbire garib bir- sükünetle rakibesini düşünmeğe - başladı. (A- caba kendinden çok.. çok mu güzel. dir) Avuç içi kadar memlekette bütün| bildiği, tanıdığı, bir defa gördüğü, yüzleri, vücudları getiriyor, hiçbirini bu un sene ü tünde işlenmiş âbideyi yıkacak ka-| dar küvvetli bulmuyordu. Zayıf tanınan veya güzel bulduğu| her kadının üstünde duruyor, kocn- Sile bunlar arasında birer birer aşk Sahneleri geçiriyor, ona akla gelme- dik kelimeler söyletiyor, — kocasını| gözlerinde - pek iyi tanıdığı - ihti Taslı işıklarla onların ” göğünlerii kapanırken tahayyül ediyor ve bir- | denbire dinen yaşların kupkuru bi | raktığı gözlerle bir sinema seyredec | Bibi tuhaf, acı, buruk bir lezzet x- bu manzarayı seyrediyordu. Göz yaşlarının membas mi kurumuş. | tu? Sabahın bu saatine kadar felâ. ketine alışıvermiş miydi? Şimdi i- çindeki bu ağrıyı deşmek, gözlerin- BEDİT ESEN den akıtmak, biraz sükünet bulmak ümidile ağlamak istiyor, artık bir 'damla yaş gözünden düşmüyordu. Yeniden bir şeyler kırmak, tepla- mek ve isyanını haykırmak isteğine kapıldı, fakat kanapeye mıhlanmış &ibi ne yerinden kıpırdıyor, ne kolu 'nu oynatıyordu. Bir an geldi ki ak- şamdanberi birbirine dolanan, ka- rışan mütcmadiyen itişip kakışarak hep birden zihnine hücum eden şünceler, fikirler, hatıralar birden. bire kafasını - bomboş . biraktılar. Şimdi hiç düşünmüyor, düşünemi- yordu. Garib surette mütemadi eznemek geliyor ve o; bu mâni olmağa çalışıyor, bunanlamayel ARŞÜŞMAZ Hateri arasında kendisine musallat olan, üdeta acısile alay eder gibi yürüne — lâkayt bir maske geçirmeğe uğr: #an bu esnemelere gittikçe bir hıra duyarak dudaklarını simsıki — kasi- yor, astl üzüntüsünü unutmuş - gibi ikinci esnemenin ne vakit geleceği- ni tetikte bekliyerek geçirici sebeb. ler araştırıyordu. Bir aralık bu haline güldü. Ve bu gülüş onu tekrar acılarının içine fır- İattı. Yeni bir buhran, eskisinden daha şiddetli bir. buhran - başladı. Farkında olmadan sabah. olmuştar. Hülk inanmadığı bir ümidle onu bek- fiyor, ondan artık af talebi değil - zar karışık bir teselli ve nasihat bek- Tiyordu. Camlarda ve ağaçların - uyuyan yapraklarında güneşin ışıkları tit- remeğe başlıyor ve o hâlü (gelmi: yeni) bekliyordu. Yavaşca çekilen sokak kapısının zildi, - ezildi. artık hepsi bitti. zihni — Bitti. diye inledi. (Tülün ve gözlerini kaplıyan, onu gözmez bir hale getiren ya van arkasından (0) nun Kumlu yol Jardan geçişini, bahçe - duvarınız köşesinden / kayboluşunu - parmak- Jarını asıra, isira. seyretti. Bu onu son görüşüm.. son gi ” Ayni borçlunun köylerdeki emlâ- kini tedkik için - tayin edilen heyet- le beraber - o gün erkenden yola çıkmıya mecbur olan Nebil, geçirdi. #i o uykusuz ve- perişan geceden #onra bomboş bir kafayla dağ bayır akşama kadar dolaştı. Ve geç vakit hurda, bitkin bir hal- de evine döndü. Ev sessiz, hareket- #iz ve karanlıktı. Otomobil - sesini duyan hizmetciler antrenin elektri. Şini yakarak onu karşıladılar. Hal- lerinde süt dökmüş kedi gibi. bir korkaklık, birbirlerine bakışıp sıvı- #ivermelerinde garib, uğursuz bir müna vardı 'Ne Müeyyed, ne çocuklar ortada yoklardı. Fena yaptım.. diye düşündü. Gidip onu yatağına çağırmalıydım. Yaptığım kabalık için af — dilemeti, okşamalı, gönlünü almalıydım. Bu kudar senedir hiç yapmadı; ( Devamı e: R. SAGAY XXIX Kendine geldiği zaman uzun bir uykudan uyamıldığı zaman hissedi len geyleri duydu. Anestezi yapıl-ış bir hasta gibi idi. Zaman ve mekâa hakkındaki her türlü bilgisini kay- betmişti. Nerede idi? Ne olmuştu? Saat kaçtı? Bu sünllerin hiçbirisi. 'e cevab veremiyordu. Yalnız muntazam bir - dalga gü rültüsü kulaklarını - dolduruyordu. Bulunduğu odayı gözden — geçirdi. Karanlık idi. Odanın içindeki derin sessizliği an- cak dalgaların gakırtısı ihlâl edi. yordu. Zihnini hâlâ toparlıyamamış. & Burası küçük, gayet Ayağa kalkmak istedi. “Başında duyduğu şiddetli bir acı aklını yeri- ne getirdi. Üstüste asılmış iki kar yoladaf altta bulunanda yatmış idi. Ayağa kalkarken de başını üst ta- Taftakine çarpmıştı. Eğildi, alnını uğuşturdu. Kalktı. Pakat kuvetli bir baş dönmesi kendisini tekrar otur. mağa sevketti. Bunun üzerine bü. tün hüdiseler zihninde toplandı. Ye mek, içki,.. ve.. ne kadar mahcub olacak bir vaziyete düşmüştü. Saa- tine baktı. Gece yarısını bir çeyrek Beçiyordu. Birden deli gibi yerinden fırladı. Üç, belki de dört saat müd: detle yatta, bitab, hiçbir şeyden har beri olmaksızın yatmıştı. Her halde Artarte'daki toplantı çoktan bit miş, Nansi ve arkadaşları dönmüs. lerdi. Ve Reardon da bu esnada..? Fakat hakikaten Renrdon gimdi ne- rede idi?. Den, şimdi normal olarak düşü- nüyordu. Bir, hayır, iki bardak kok- teyi, bir bardak şampanya kendisi. ni bu şekilde sarhoş edemezdi. Bap. ka bir şey de içmemişti. Ona mu- hakkak uyutacak bir ilâç içirlmiş. ler, bu hale sokmuşlardı. Yemekten evvelki konuştuklarını ve arkadaş. Jarının vaziyetini gözden — geçirdi. Kendisine mutlaka bir kokteyi ilke Tam için uğraşan Pedderin kibar tavırları ve söylediği kelimeler hatı Tına geldi. Ve Den, iyi bir tecrübe Sahibi hafiye, Ekotlandyardın. ifi har edeceği bir adamı, çocuk - git tuzağa düşmüştü. Bu olur şey mi Bir toplanlı esnasında — sızmak, Amerikada olağan işlerdendi. Hdi sat Peddere yardım etmişti. Yat Klübde Deni kokteyi içerken gördü. Bünden, bu sarhoşluğunu orada i tiği şeylere atfederek herkesi de buna inandırmış olacaktı. Bunları düşünürken, Den, bir ta- Taftan da cebindeki tabancayı araş. fardı, Tabil olarak silüh ortadan kaybolmuştu. Cebinde kalan yegüne şey, Nan- sinin eldiveni idi. Bunun üzerine ka: Piya doğru ilerledi ve ihtiyatla aç anıya çalıştı. Tasavvur ettiği gibi ka pi kilidli idi. Kulağını ince duvara Yapıştırarak dinledi. Hiçbir ses duy. madı. Manuel yatmış, Pedder. de Reardonu bulmya gitmişti. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: