21 Eylül 1934 Tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 4

21 Eylül 1934 tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eylöl 21 Aklı: selim Bir karlimiz yazıyor: “Birçok yazılarda “Aklıselim,, terkibine — tesadüf — ediyorum. Birinde : “Aktıselim sahibi in- ganlar, , diğerinde - “Aklıselim sahiplerinin kabul edemiyecek- Teri şum. İlâh, deniliyor. Bu gibi yazılarda tekrar edilen “Allı Selim, meyi ifade eder? Bunu izah etmenizi rica ediyorum, Cavabımız im, terkibini tahlil edelim : Akal, insanın idrak eden mu- hakeme eden kuvvetidir. Selim, bozukluklardan salim 've emin olan demektir. O halde “aklı selim, , bozuk olmıyan sağlam akıl demek alur. Sağlam ve ameli muhakeme ahibi Glan insanlara da, aklı sahibi olan kimse, kendi kendi- isbat eden, yani sübut bul. mak için başka. bir delile ik yacı olmuyan, her hangi ilirazı Vei İndatüize Uğramasına im- kân bulunmayan, insanlar tara- findan müştereken kabul olunan “ve hakikati ölçmek için en doğ- ra dürüst miyar olan fikir ve itikatları kabul edendir. Mese- İâ harici bir âlem vardır. deriz, Bu âlem; gözle gördüğümüz diş #lemdir. Her aklı selim sahibi, bu âle- in var olduğunu kabul eder, Hiç bir aklıselim sabibi onun " inkâr etmez. * Aklıselim, - tabiri İskoçya fehefesinde büyük bir ehem. güğetirdainlir. © İkopyarli Tezoflarindan — Tomas — Reid onunla uzun uzadıya meşgül ley Suphi Nuri/ Be le Lo- zan arasındaki engin farkı Lahlili bir mükayese ile kere dahia tebarüz ettirmek bir kitap neşretti. Bu mevzu, kırke altı değil dörtyüz kark allı sahifeyi bir siyaset hallesinin son perdesi “dir. O perde kapanıncıya, kadar koca bir “Avrupa' neler, ne zöller oynadı?Osmanlı İmparatorluğu ceh- dim, kuru ve kara bir. taassabun | serkiyle a rölleri natil teshil etti?.. Bunlar uzun bikâyelerdir. Sonra Lozan, yillardanberi eam . verme örü kürü devletlerin, © “ihtizarın cak tahla ve saltanata ait olup milletle alükası olmadığını haykı- ldir.. Ba İ kazandı ve © hakkkı li kendilerine mirax- paylaşan- l kabul ettirdi?. Buda uzun ve uzunlağu mibetinde şe K bir menkibedir. Sevr ile Loran kısa bir Gümle ilede ifade olunabilir ve ol nuyar'da: Sevr ölümdür. Lozan hayat. Suphi - Neri Bey, mevzuun de kira ciheti: nn ihtiyar et miş ve bu kitabı yazmıştır. Bugü: “nün kaymetini takdir edenler o kiye üza temin eden Loran in ehemmiyetini bir ke “rede bu eserden okurlarsa İstifade “Basan: Arkadaş Matbaası rin de fecaatini bir kere daha göz- den geçirmiş olacaklardır ki bu, herhalde faideli bir şeydi ler söylemek ihtiyacımı duyuyoruz. Meseli kitabın — başma - geç Tarih başlıklı yazıyı oraya biç te yakışır görmi Çünkü Sevr ile Lozan arasındaki forkı anlatmak ve anlamak için ta- tarihçilikle, ne,dereceye kadar telif olunur, bilinmez. Mevzu ile münasebeti &l bu moktalar bir tarafa tahlil kuvretlidir, ezer Taydalıdır. Suphi Nurl Beyi tebrik ve eseri okuyucularımıza tav- ederiz, Muzik ve sanat hareketleri Sanatkâr gençler tarafından çı. karı'mağa — başlanlan bu - isimli mecmunean birinci sayısını gördük, içinde müsikiye ve sanata dzir çok gözel yazlar vardır. Mecmuanın yaşamasını, muvaflak olmasını te- mendi ederiz, okuyucularımıza da . Ayni zamanda Sev. dim. Bir de küçük hiküye yördim. — Demek ki Mehlika/ Hanım, üm restüm beye göz diktir — bler gence Gdağu ve her Ürence olacağı aüi? — Suarat Bugünün Aşkları iyetle tavriye eyleriz. Tefrika No: 17 der Yalniz büsefer, Meklika Ha zimin zafer kazanmanı kolay göz rünmiyor. — Nlrden? — Nasiye. Hünimefendi de ha yekete geçti. Daktana resenmin kolunda aldığı vaziyete Sevinç görünü yanı başlarında dönen çifte döndürdü ve Naciyeni bir dam olmaktan. çıkıp firil dönen BU İştiha olduğunu gördü, içine bir zi düştü. İşte senete bağladığı erkek, Belmadan. çalıp POLİISTE Ellerini tutup bıçakladılar Evvelki gece Tophanede Ka- rabaş mahallesinden geçen dev- riye polisleri bir feryat işitmiş- ler, sesin geldiği tarafa doğru giltikleri zaman bir vaka ile karşılaşmışlardır. İki kişi bir adamın elini tut- gll iğerbisirdesla tulan ba adamı biçakla yaralar maktadır. Polisleri;derbal içer taziyek etmişler ve hepsini yakalamış- bütder. Elleri tutularak — yaralanan ölmü AA BELERLİ de biridir. Esadın ellerini tutanlar da ayni Semitle oturati Ekrem Ve Mustafadır, Ekremin — kardeşi Tkelaa Bi Ünir laaklgan lıyan adamdır. Polis Esadı te- davi altına “almış, diğerlerini karakola götürmüştür. Söşlelay beriiği nanilloşledi. yaptıklarını — söylemektedirler, Esat ise, bu adamların kendi- sine garezleri olduğunu, öldür. mek- istediklerini söylemekter dir, tahkikat yapılmaktadır. Yangın çıktı Eyüpte Otakçılarda Alaca çenile Gulderml B sunmrak arpacı Bedri efendinin evinden yangın çıkmış döşeme tahtaları yandıktan sonra söndürülmüştür. Tabanca ile oynarken Cibalide Haraççı Kara Meh- met mahallesinde Hısaraltı. kağında oturan Halit efendi tabancasıyle oynamakta iken silâh ateş almış ve elinden ya ralanmıştır, Tramvaydan düştü Maçka - Beyazıt hattındasey- rüsefer eden 148 mumaralı taramvay arabasında sahanlıkta duran Halit efendi, tramvay Tepebaşına geldiği sırada mü- vazenesini kaybederek düşmüş ve yaralanmıştır. Bir hususi otomobil kazası daha *Dün yine bir busust otomo- hil kaza- yaptı." Hu otomobil Torkum efen inde birine ait ve 942 numaralıdı t- Torküm efendi, bille Galatada — eski gümrük caddesinden — geçmekte iken Pangaltıda oturan Fethiye ha- mım izminde bir kadina çarpa. rak yaralamıştır. Kaza tahkikatına zabita ve seyrüsefer başmemurluğu vaz'ı. yet etmiş, Torkum efendi ya- kalanmıştır. Fethiye hanım da tedavi altına alınmıştır. dün otomo- kendine mületmek- istediği ressam, koluna giriyordu. Bu meden böyle aluyordu?. Seyinç kafasında uyanan sorgu işaretine verilecek cevabı da. bul- makta / gecikmi gençleri pe kırlar etrafında dönüp dolaştık. Jarını, korkal veya cesur kommş manlar yaptıklı mektuplar yazdıklarını ve sonunda bir olgun kadına bağlanıverdikler Pek seyrek görülem gönlük aşk oyunlarında hep. kadınlardı. bol Tikanın da, Naciyenin de evvelee bol iltifatını görmüştü. Hattâ bir aralık onun güzel dülla evlenecek. leri bile söylenmişti. Kendilerile bu saat içinde Akşehirin Silint Bilâl çavuşun reisliği altında köyünden yine merkür köyden ve akrabası Ali oğlu Mustafa şarki Karaağacın Doğanbey na- hiyesinden Ali ve Çatı köyün- den Süleyman oğlu Mustafa de dörk kişiden teşekkül 'eden bu çet isın Göllük nahiyesinde silâhlanmışlardır. Çete reisi bunu şöyle anlat- tar — Vaktile yanımda asker- lik yapmış olan arap Cemal na- mında birisi bize Ahmet efendi isminde bir basımnını öldürmemizi teklif etti, kabul ettik. Arap Cemal bizi şu gördüğünüz üç Yunan mavizerile silâhladı. Silâklanır silâhlanmaz; — arap Cemalin hasmını beyhude yere idürmektence —dağa / çıkmağı vesoygunculuk yapmağı Taştırdık. Altı yedi sene evvel koyun çobanlığı yaptığım Aydın vilâ- yeti hududunda o zaman zen- ginlikler.ni “tam kimseyi soymağı Eylülün onuncu günü Göllükten savuştuk. Dığdan, dağa atlıyarak Çi 'ne kazası hududüna girdik. İlk olarak soymağı tasavvur etti- ğimiz Yürükler köyünden mol- Ja hasamı takip ettik. Fakat gece almak üzere silâhları sakladığımız çay kenarına gel diğimiz zaman jandarma Ab- met tarafından yakalandık., 45-46 yaşlarında olan çavuş baş çavuşlük - yaptı ve hiç bir sabıkası olmadığını iddin etti isede zabıtanın tab- kikatına göre bu adamın — c zamanlarda da eşkiyalık yap- tağı anlaşılmaktadır. —— YY lal derece samimi bir. hayat geçiren Muzaffer, elbette onların içyörünü Haoş, bu içyüz, dışa da herkes ve herkes Neh- aai baç b salilardan seçtiklerini öğren miş balunuyordu. Öhalde fazla 10 gönmeğe İüzüm yokta, Dülendi aa. n ağtından kurtarmada savaş malıydı ? Bunün için ne yapılmak icap ettiğini vaziyet görteriyordul. Üçüncü dansı Bülent, yine Meh- zağmeye uydurmayı 'bile tuyorlardı. Çünkü Â danberi seviştiği Sevincin beli | kendi / kolunda — bulünürken — bile Bülentle metgul olduğunu görerek hırçınlaşıyordu. Beriki de, kadar giderek ve hayli” küçülerek senede. bağladığı erkeğin Nehlika bulunduğu: niyordu. Dam bazan | bu yaz | vvalye, gözgüze yelmiyorlardı. 17 — Dün Çine jan- | bir Dört şaki ığağa çıkar çıkmaz 36 yakalandı sürette kendilerini adım adım takibeden Jandarmamızn elinden kurtulmuş olsalar idi bir 'çak fecayle #ebep olacak- darı mubakkak. olan bu'şerirler vök girtlir ÜS ANRZ W janıları Mamısın 7 aa glersm vedeni sıki bir takibi neticesinde küçük” bir #aka: ihdasma bile firtat bulamaküzın yalalarını ağületin- pençesine “ kaptırınış bölümiyorları Dön ilk tahkikat hâkimi İz- zet hey tarafından — sorguya İahiesiliyiksE lerek. hapishane: vearielerlerdir Bi mlar & ye b İi Sialarma. lee v Madran dağlarını Cumhiziyet dettikdk Crnlimiyer bila Teneşeldi birker Ve akiğa Bar vındrammdığı bir daha ve pek haW olaak malirn. alayd Bu şerirlerin kendilerini tu- 'tan jendarmalerın “Smiri- Çine bameaaelerk AMAİA danı Osman çavuşla berabör Çıkmış bir tesimlerini gönderi: Şorum. En baştaki sükalı çete reisi Bilâl çavuştur. En sondaki çıp- Tak ayakik çetenin melikâreli ni yapan Bilâlın akrabası Mus: tafadı Köylü bir mektep yaptırıyor Bandırma 16 — Koçugöl kö- yünde bir mektep binası inşa. Sına başlanmıştır. Bu mektep köylüler tarafından maarif ida- resinin plânına tevfikan yaptı. HERkaI: B Bdi Waiti cami olmakla beraber kö- 'yüm €n güzel bivası olacaktır. Bu mektebin temel atma me- Fasimi iki gün evvel yapılmış: tır. Merasime riyaset cden kaya makamımız Ragıp bey güzel bir nutuk söylemiş, Şevket müdürü buna cevap vermiştir. Köy bu münasebetle coşkun tezabürata sahne- olmuştur. irine bağlanan / eller, © birlerine hiç birşey ifade etmiyorlardı. Oyun biterken Âdil kendini tu- tamadı, Sevincin kulağına iildi — Aşkımız, dedi, bitiyor, öyle miz Öbürü biraz karardı. tatsız itirafı beceremedi, nefesini zorl yarak tecahül gösterdi: — Neden ? — Yüreğinizdeki yerimi başka. çorsunuz. Bu, aşkımızın so. sizdeki yerim mahfuz İse sizin de benim yüreğimdeki ye — Alelâde birşey, ramıza yeni girdi, aarik görünmek İstedim, bir 'öz çüsterdi — Bu kadar mi2 Ona karşı büş- ka bir hissiniz, bir temayülünüz yokmu? — Bu zanaınıza/ teemüf ederim. Ayrıldılar, yerlerixe oturdular. Muğlada yarım gün ders Mağla 19(A. A) — İlkmek- teplere yazılma İşine eylüi 15 “inder buşlkmmaaylır. — Girün teşrinin birinde de deralere baş. Janacaktır. Mekteplere istek Şaktur. Merkez mekteplerinde açıkta — dalehe - kalmıyasaktır. Çok: çocuğıyle ünlü- marmarisı te bir mektep vardır. “Bü mel e çaçıldarı slapyor. Bi sa di ü Binden ötürü “bu sene de Çocuklara ö ai delekm d Bir yelken gemisi battı Tekirdağ 17 (Hususi) — Zih- ni kaptan - idaresinde - bulunan 've (200) çuval soğanla - yüklü olan bir yelken gemisi limanı- mızdan İstanbula hareket ede- ceği sırada dümen çivileri ka- rilarak içi su dolmuş ve der- hal batmnıştır. Gemi tekrar sa- hile çıkarılmış isede (200) çu val soğan telef olmuştur. Yol ve Bulvar inşaatı Kütahya 17 — Vilâyet na- Hasınca yapılmağa başlanan is- tasyon bulvarının tesviyeyi tu rakiye işine hararetle devam edilmektedir. Bu arada şehir stadı yapılacak yerin alt başın- dan Afyon şösesini bulvara ekleyecek — yolun da — inşasma, başlanmıştır. Valimiz Sahip Be- hiç Bey bu işlerle bizzat alâ- kadar olmakta ve hergünkü iler- leyişin seyrini adım adım takip etmektedir. Öğrendiğime —göre bu- yıl, bulvarım bir şose ve bir yaz indan ibaret ölan yarısı tamamlamıp gelip geçmeğe açı- İacak ve yetişilirse diğer, yarısı üzerindede hazırlıklar yapıla- caktır. Bu yolda bakaya ame- ledende azami istifade oluna- caktır. Geçen cüma, “Şol inşaatına sahne olan yerler, güzergâhi ve buradaki faaliyeti görmek ist yen sevinçli bir halk kalabalığı ile dolup boşalmiştır, Bir kaza Tekirdağ 17 (Hususi) — Şeh. rimizde feci bir kaza olmuştur. 12 yaşlarında bir çocuk elekte direği üzerine yuva” yapan kumrünün yüvasını yoklamak ve yayruları tutmak isterken iki tele birdem temas etmesi üzerine elektrik ceryanına ka- pılmiş ve direkten aşağı dü- şerek ölmüştür. Belma, bir kere bile kendisiyle, damsedemediği genç resamı çay içerken yanına - çekmeği tasarl maşti, b Ümüt ile neş'eli neş'eli hazırlık yapıyordu, hizmet bu aralık Kâmrana yanaşmıştı, üce hizmetin mut du Salm Beyle Mehlika' Burşmış hardı, Hüznü Beyi de yanlarına ala- lmanların son yaptıkları tayc ine münakaşa yürütü. v Müzaffer, İnci/ Hamımın de dürüyordü, *Manzum yave- ler, adiyle çıkan yeni bir eserin gölünç taraflarını anlatıyordu Âdille Mehtar, yavaş sesle birbirlerine dert yanıyorlardı. — Onların her sevgililerini elden kaçırmak teb' kesini sezerek ateşlenmişlerdi. Bel: ma Muhtarı, Seviaç de Âdili açık ihmal ediyorlardı. Devamı var

Bu sayıdan diğer sayfalar: