21 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vT | l < Niçin Asık Suratlıyız Ve Gü lemıyoruz? Z e Trae (a Prmr — v F SA UNU Senı 5 — No: 1495 Yazı içlui !olıfııu. —- — — CUMA — 21 EYLÜL MilletlerKonseyi Entrikaları Bir Fransız Muharriri, Girişimiz Hak- ! kında Şayanıdikkat Tafsilât Veriyor Fransız başmurahkhası M. Bartu'nun Milletler Cemigyetinin son iİçtimaında nutuk söylerken üç pozu — Milletler cemiyeti konseyine 52 milletten 48inin reyile seçildik. Pek yakın bir mazinin büyük, beynel- milel bir muvaffakiyetine İşaret eden bu vak'ada ittifaka yakın bir kabul tarzı görmemizin ehem- miyeti üzerinde bir parça dur- mak ister. Bunun için de uzun boylu teşrih, tetkik yapmaya lü- rzüum yok. Memleketimize karşı neşriyatını ekseriya dostane bul- madığımız bir Fransız muharri- rinin bu münasebetle yazdıklarını -— " | üç iskemle var. nakletmekle kanaat edeceğiz. Bu muharrir Saint - Brice'tir. Yazısı da dikkatle okunmaya değer. Cenevre, 16 — Umumi bir faaliyetsizlik var. Milletler cemi- yeti için bu hal, bir intihap ari- fesi demektir. Filvaki Milletller | cemiyeti umumi heyeti, cemiyet konseyinin intihapla ayrılan aza- lik bulunan Ispanyaya, diğeri de Panamanın yerini alacak olan Şi- liye — verilmektedir. — Vukubula- cak olan tek mücadele hararet doğuruyor. Bu mücadele Çinle Türkiyeyi karşılaştırmakla kalmıyor, Millet- ler Cemiyeti Konseyinid teşekkü- lünü mevzuubahs ettiriyor. ( Devamı 9 uncu ıayfıdı) Bunlardan ikisi daha evvelden tevcih olunmuştur. Bitisi tekrar intihap hakkına ma- Gençlerin Bir Derdi Onlar böyle ğl"ıüılirk.. bizim suratımız Niçin atak? Birkaç gün evvel ruühiyat profesörü âekıp beyin bir hitabımı Neşrettik. iymetli profesör, çok yaşamak için gülmek ve çocuklarımızı gülmiye alıştırmak lüzumundan bahsediyordu, Bu yazının intişarını müteakıp bize şu m'ktup gönderilmiştir. Bazı genç« ler niçin gülemediklerini ve gülmenin kendilerine gayri tabit geldiğini an- latıyorlar: “Üstat, “Dün birkaç arkadaşla otu- rürken, Son Posta'da “Çok yaşa- mak için kahkaha atınız!.,, baş- ı hklı bir yazı gözüme ilişti. Orta- da hiçbir sebep yokken ©o ânda kuvvetli bir kahkaha attim. Ar- kadaşlar ve etraftakiler hayretle yüzüme baktılar. Herkesin gözle- rinde aynı sual aksetti: — Niçin güldü?. Evet, niçin — gülebilirdim?.. Eğer bu sebebi kapalı bırakıp izah etmiyecek olsaydım, kimbi- lir benim için neler düşünülecek, ne hükümler — verilecekti? İşte bütün bu düşüncelere — meydan vermeden yüksek sesle anlatmağa başladım: — Kahkaha ile güldüm değil mi?. Hem görüyorsunuz ya hâlâ gülüyorum. Tabit hepiniz bu ani değişmeyi merak ediyorsunuzdur. Filhakika haklısınız. Ben on do- kuüz yaşındayım. Mübalâğa etmi- yorum. Şik»x!'iki gülüşümü topla- yınız, ve bunun için bir ölçü, bir terazi kabul ediniz. Göreceksiniz ki, bu günkü gülüşüm, şimdiye- kadarkilerden daha ağır gelecektir. Maalesef insanlığın en güzel anlarından — birini teşkil eden neş'eliliğin yerine asık “surata, daima düşünceli bir kafaya, ve her saniye ağlamak için vesile arayan gözlere maliğiz. Sebeple- rini Aaraştırmak İlâzım gelirse, kendi kanaatime göre bazı hü- kümler verebilirim: 1 — Eğer babalarımız büyük harp gibi bir felâket, daimi iş- (Devamı 9 uncu Sayfamızda) Lord Rotamer Dünya Va- zıyetım Nazik Buluyor Lordun bahsettiği genl tip Alman tagyarelerinden bir grup Paris, 20.(A. A.) — Marsil- yadan Cenubi Afrikaya gitmek üzere vapura binen Lort Rotamer, | matbuata şu beyanatta bulun- muşttir, Fransız halk kütlesi beynel- milel vaziyetteki tehlikelere etra- fiyle vakıf değildir.. Almanya geniş bir programla tayyare inşa- atına çalışmaktadır. Müthiş “Hein- kael,, tayyaresi mühim miktarda imal edilmektedir, ' Fransanın sulhu — muhafaza hususunda yapabileceği en büyük yardım, kendi hava ordusunun, yarın karşısında kalacağı vazi- yetlere karşı tamamile hazır ol- - duğunu bütün dünyaya güster- mektir. B Y ÜN Y NC ! ei a A çT Oöğon Pos:l:a 1934 İdara işleri tolefonu: 20203 Fiatı 5 kuruç Ufukta Yine Kara Bulut Var Yine “ Trakya Komitesi,, Selimiye Camiine Haç Ve Çan Koyacaklarmış! Trakya Hulyasını Kafalara Çivilemek İçin Komite Neler Yapıyordu ? Dünkü yazıda Bulgaristandaki “Trakya Komitesi,,.nin ne çeşit bir teşekkül olduğunu anlatmıştık. Dün gelen haberler, bu komitenin kendi kendisini dağıt- tığını ve bütün maksatlarını hükümete devreden bir de beyanname tanzim ede- rek hükümete verdiğini bildiriyordu. Bulgaristanda veya başka bir memlekette bir cemiyet kurulur, onu ya hükümet dağitır, yahut kendi kendisini fesheder. Bu, bizi alâkadar etmez. Bizim bü mülga komite üzerinde duruşumuz, onun iç yüzünü ve hakik) maksatlarını araştırmamız, komitenin yalnız ve ancak Trak- | yayı Türklerden almak emelile hareket eder olmasıdır. Komite, vaziyetin nezaketini anlamış olacak ki kendi kendini dağıtmak mec« buriyetinde kalmış. Gariptir ki dağılırken gayesini hükümete devretmiş! Biz Bulgar Hükümetini sulhü sever olarak bildiğimiz için Başvekil M. Yorgıyehn komitenin dağılma beyannamesini kâğıt sepetine atacağına, hattâ attığına inanı- yoruz. Diğer taraftan komite tarihe karışmakla beraber, biz dün başladığımız yazıya, komşu bir memlekette Türkiye aleyhinde kurulmuş mefıuh bir teşekkü- lün hikâyesi olarak devam otınıyı faydalı buluyoruz. * e Trakya komitesinin manzarası şöyleydi: Komitenin başında İnti- ' kam hisleri besliyen gözleri kanlı şahsiyetler vardı. Diğer mensup- ları da iki çeşitti. Bir kısım azası, mektep görmüş, hattâ yüksek tahsil yapmış münevver kimselerdi. Bu münvver zümre lçındı avukat, gibi kimseler vaı'dı Bunlar, ko- mitenin maksadını kafalarda'her- gün biraz daha canlandırmak, bu maksadı muhtelif yollardan anla- | tan yazılar yazmak, nutuklar söy- lemek, — konferanslar — vermek, hulâsa: Cemiyetin halk tabakaları arasında geniş mikyasta propa- gandasını yapmak vazifesini üzer- lerine almışlardı. Bu işlerle uğra- şan münevver zümre mensupları, komitenin fikir cihetinden faal unsurlarıydı. Bu adamlar zaman zaman ve icap ettikçe muhtelif kanallardan hükümetle de temasa geçerler, komitenin maksat ve karaftların- Wü!ga Trakya komitesinin hakkında yaveler savurduğu güzel Bdir1emiz- de Selimiye camii dan hükümeti haberdar ederlerdi. Hattâ bu kararların — hükümet tarafından ana siyaset — olarak kabulünü de temin etmeğe çalı- ( Devane: 11 inci sayfada ) | Değişmiyen Moda: Tilki Kürkü — Kadınlar niçin acaba boyunlarına tılki kürkü atıyorlar ? — Bence, kolay kolay çürük tahtaya basmıyacaklarını anlatmak İçin |..

Bu sayıdan diğer sayfalar: