21 Mart 1936 Tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 7

21 Mart 1936 tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dise bile “değildi. Ebediyeti âna sığdırmağa çalışıyor ve 18 Mart 1831 de Ekermann'a şunları söyliyordu: “ Ebedi hayatla ail Tfikirlerle uğraş mak kibarlara ve işi gücü olmayan gü- zel hanımlara yakışır. Lâkin yer yüzünde kendisinin bir şey olduğunu bilen yülesek insanlar, öbür âlemi kendi haline bırakır- lar. » Bu sözler onun mizacının tam ifade» siydi. Nitekim hiç bir tetkik ona, insan aklı- nın eremiyeceği şeylerle uğraşmak kadar boş görünmüyordu. Kayıtsız girip, küçük görerek ve alay ederek çıktığı bütün felsefe mektep- lerinden sonra, hayatına prensip olarak şunu almıştı: * Ânı yaşa / , Bu prensibe o kadar bağlıydı ki bir. ân aklından çıkmaması için, onu saalının kapağına kazdırmıştı: “ Vivere Mömenle ,,. XIX Lâkin, onun, ebediyet ile uğraştıkları için o Kader küçük gördüğü insanların ara- sında, kafusı kolay kolay her kuş tüyü yaslıkla uyuyamıyan riyaziyeci ve fizikçi Pascal gibi, dünyanın en derin rlihiyatçisi Dostoiewsky gibi adamlar da vardır. Ona diyebilirler ki : “ Copernic'in mazariyesinden ziyade su fikir üzerinde durmayı tercih ederiz: Dülün hayalla en mühim olan şey ruhun füni mi, ebedi mi olduğunu bilmektir. Zira bunu bilmek ahlâkı başlan aşağı de- Gişlirebilir. Bu bilmece ile uğraşmıyan felsefe boş yere nefes tükelir. Nilekim bu- nun için felsefe ile alay etmek halçiki fel-' sefe olur, Bir çukur, bir leş ve üzerine aldan bir kaç kürek toprak, insan bu mu- dur? Eğer Allah ve ebedi hayat yoksa, ne duruyoruz, yiyip içelim, zira yarın ülece ğiz. Biz bahliyar olacağımızı bildiğimiz içindir ki yer yüzünde bedbaht olduğu- muzu anlıyoruz. Biz ebediyellen değil ken- dimizden şüphe elmeliyiz. Ebediyelsiz ruh nasıl var olabilir? Bize verimiyeceğiniz şeyi almaya kalkmayınız. Dünyadaki bir günlük azap ve imlihandan sonra ebedi ferah bizi bekliyor. Ey dehası bir noklaya kadar kuvvetini AĞAÇ gaip etmiyen adam, ölüm saydığımıza hayat diyerek, hiç bir şeyin sürmediği bu dünyada, bizi hangi saadele hangi ânı yaşamaya ça- giriyorsun, Allahı inkâr eden her şeyi in- kâr eder. Allaha inanmıyor musun ? XX Böyle bir suale karşı Goelhe kendi fi- kirlerine tercüman olan Promethge'nin ağzın- dan, göklere yumruklarını sıkarak bağırabilir: « Ben bir Allah değilim. Böyle iken kendimi onlar kadar büyük sayıyorum. Namütlenahi, kadiri mullak.. Ellerinden ne gelebilir. Yerlerin ve göklerin geniş mesafelerini avucuma bir lop gibi sıkış- arabilirler mi? Beni benden ayırabilir- ler mi ? Beni bir dünya gibi yayıp açabi- lirler mir Başladığımı hanrlamıyorum ve bilmeye namzet olduğumu da zannel- miyorum. “ Son, u görmüyorum. Demek ki ebediyim, Zira varım... , XXI Bu sözleri işidince Pascal başını çe- virebilir ve “ sana her şey verildi, yalnız hiç bir şeyin durduramadığı insanlara kendisini veren Allahtan mahrum kaldın! Rabbim beni terketme !. İnsan kalbi ne boş ve ne kadar pislikle dolu...,, diyerek süsabilir, Lâkin ondan üç asır sonra gelen Andre Suares'in cevabi hazırdır : “ Pascal senin gibi zail olsaydı kuv- veline güvenecekli. Fakat kuvvetli olduğu için zafını ölçebiliyor ve her şeyi çiğneye- rek bülün varlığını tek imdadın yeleceği tara'a doğru gilmeye hasrediyor. ,, XXI Rivayete bakılırsa ilk (görüştüklerinde Napoldon ona “siz bir adamsınız Monsieur Goethe! ,, demiş. Hayranlarından biride “ o- nun fikirleri şiirlerinden ve hayatı eserlerinden yüksektir , diyor. Hayır Monsieur Napol&on; o, şair, mülte- fekkir, dâhi olabilir. Hatta sizin çamurunuz- dan daha bulunmaz bir çamurdan da yaratılmış olabilir. Lâkin, o bir“ adam,, değildir. Bir “a- dam ,, sayılmasına imkân yoktur ve hiç şüp- hesiz hayatı eserlerinin en kötüsüdür. Burhan TOPRAK

Bu sayıdan diğer sayfalar: