28 Mart 1936 Tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 11

28 Mart 1936 tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Plastik Sanatlar: AĞAĞ İSE BAŞLARKEN Bugünkü Türk fikrinin mümessili ve koruyucusu olmasını istediğimiz , Ağaç “ın plâstik sanatlar kısmının bana tevdi edildi- ği haberi, içimde, korku ile karışık garip bir his uyandırdı. Bu gün, bu mecmua ile, düşünen ve eser yapan Türk gençliği, can havlile atılmış yeni bir hamle ile, yıllardır sendeliyen ve bir türlü düşmiyen bir kaleyi devirmiye çalışıyor. Bu kalenin ismi ,, bilgisizlik ve kayıt- sızlık ,, dir. Bu işin büyüklüğü, bu idealin pürüzsüz cazibesidir ki, atlanacak uçurumlardan, aşı- lacak manialardan, kırılacak dikenli dallar- dan korkmıyan bir enerji veriyor. Sanıyorum ki “ Ağaç ,, fikir hayatımızda yeni bir çığır açacak. Bunu idrâk etmesem, benim neslimin davası olan güzel sanatlar davasını bu kürsüden müdafaa etmek, bana bu garip korkuyu vermezdi. Sanat ve mü» cadele hayatımızın en can alıcı dönümünde olduğumuzu hissediyorum. Avucumuzda sak- Nurullâh Cemal BERK ( Kendi eliie ) ladığımız en kuvvetli kozları, üstüste, ye- şil çuhanın üzerine sereceğiz. Son oyun oy- nanıyor. Plâstik sanatların dışında kalan saha- larda davalarını yürüten arkadaşlarımız her halde bizden çok bahtiyardır. Şu sokak ta- birini kullanmaktan korkmıyarak diyeyim ki, -nede olsa - bu arkadaşlar, memleket kültüründe yer etmiş, memleket toprağında izi belli bir saha içinde cevelân ediyorlar. En ileri gelenleri, hemen hemen bir ekol yapabilecek, taraftar ve düşman kazanabi- lecek kadar hayata malik bir tarla bulmak bahtiyarlığına kavuşmuşlardır. Edebiyat ve fikir âlemimizde - nekadar mahdut bir zaviye içinde olursa olsun - birbirile çarpışacak de- recede hayatiyet gösteren bu antagonist kuvvetler, ilerisi için birer ümit desteğidir. Edebiyat sahasında görülen bu izlerin bir eşine bu sanatlarda tesadüf edemiyorum. Davasını bu kürsüden göreceğim plâstik sa- natların bizdeki vaziyeti hakkında pek çok yazı yazıldı. Bu davanın yürekler acısı dos- yasını tozlu raflardan indirerek, küflü sahi: felerini yeniden birer birer çevirmek cesa- retini şu anda kendimde görmüyorum. Bu- nu ileride , Ağaç , için yapacağım. Şimdilik şuna işaret etmekle iktifa ede- yim ki, plâstik sanatlarımız tam bir anarşi içindedir. Bu sahada ne ayrılmış kıymetler, ne çizilmiş yollar, nede tesbit edilmiş in- kişaf noktaları vardır. Büyük halkın resim ve heykele karşı duyduğu kayıtsızlık, plâs- tik güzelliğe karşı olan hakiki bir alâka- sızlıktan ziyade, bu sahadaki keşmekeş için. de şaşırışı, bocalayışındandır. İşte, yolu izi belli olmayan bu girift ormanın içinde temiz yollar açmak, onların birbirile olan alâkasını göstermek ve bu yolları muayyen ve tek bir noktada birleş- tirmek emelimizdir. Yukarda işaret ettiğim korkuyu nasıl duymayayım ? Genç Türk artistinin omuzuna yüklenen vazifeler, bilmem, beşeri tahammülün çerce-

Bu sayıdan diğer sayfalar: