4 Temmuz 1936 Tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 11

4 Temmuz 1936 tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KLÂSİSİZMA VE KLÂSİKLER V İlk destan (İlyada) dır. Bu vasıfta altı destan daha vardır. Cihan şiirinin bu nevide yedi şah- eserini görürüz. İlyada ve Odise Omirosun eseri midir? Ömiros kimdir? Nedir? Nerelidir? Böyle bir şair hakikaten var mı ve hakikaten bu eserler onun mudur ? Bunları da uzun uzadiye tetkik edemiyeceğiz. Yalnız asırların vecd, taktis ve itina ile birbirine devrelliği bu eserin sahibi hakkındaki tetkikleri kısaca zikredip geçeceğiz. Evet bunlar hakikaten bugüne kadar vuzuhla bilinemiyen ve geçmiş asırların karanlıklarında kalan şeylerdir. Onu bir çok yerler ve belli başlı yedi belde benimser, bazıları daha başka yerlere maletmek ister. Netekim bunların içinde onun Mısırda doğduğunu, babası Damasgoras, annesi Eclareis olduğunu, onun Orusun kızı ve İris'in rahibelerinden olan bir rahibeden emdiğini iddia edenler, ilâhlardan doğduğunu, Apollon onun ceddi olduğunu söyliyenler var. Yalnız elde bulunan müspet menbalara, yani müdevven eserlere göre Herodot İzmirde doğdu- ğunu ve küçük yaş'ı yetim kalarak Mentes isminde bir gemicinin onu himayesine aldığını söylüyor. Bu suretle bir çok yerlere gitmiş kü- çük yaşla İtalyayı, İspanyayı görüp oraların hayat ve âdetlerini dikkatle tetkik etmiş, bir müddet de lthhague adasında kalıp Ülis'in ma- ceralarına dair bir çok malümat edinmiş, İlyada- yı telile de orada başlamış, sonra vatanına dön- müşse de bir çok rakip ve hasımların kendisini çekememeleri yüzünden orayı terkederek Ana- dolunun bir çok şehirlerinde eserini terennüm ede ede dolaşmış ve nihayet Sakız adasında yerleşmiş, evlenmiş, çocukları olmuş, birde mektep açmış. Âmâ olup uzlete çekildiği za- man Odisse'yi telile başlamış olduğunu, bu se- beple Sakızlıların asırlarca onunla iltihar etti- ini ilâve ediyor. Maamalih, buna rağmen yuka- rıda dediğimiz gibi onun hüviyeti etralında akla sığmaz yollara sapıldı. Ezcümle onu Me sıra maletmek için eserlerindeki ( Menderes) çayını Nile ve daha bir çok insan ve mekân adlarını başka şekillere çevirmek gibi tahriflere kadar varildığı gibi Hezyodun ve kendisinin Hollandalı, Belçikalı olduğu ciddi bir şekilde uzun uzadiye iddia edildi. Fakat nihayet bir 10 adam çıktı, kudretli ilmi, sonsuz tetebbuu, dü- rüst hareket ve doğru mütalâalariyle müspet neticeye varan buzat, mütebalıhir « Woli/» tu ve efsanevi Ömiros'un,mevcudiyetini inkâr etti, Çün- kü eserin mulhteviyatından ona varmak için kendisine mahsus bir usül buldu. Müspet tarihi usulü, ihatası ve geniş bilgisile bugünkü mev- cut hakikati ortaya koydu ve ispat etli ki Ömi- ros vardır, yaşamıştır, bu eserler de onundur. Fakat onları telif ederek değil, terennüm ede- rek vücude getirmiş ve o geçmiş asırlardaki şairler, halktan halka onları hafızalarile o naklet- mişlerdir. (1793) de Wolff'un bu husustaki neş- riyatı şöyle idi: O zamanki Yunanda, yani Ar- haik devrinde kilap yazma sanatı yoktu. Bina- enaleyh Ömiros bu eserleri telif halinde vücu- de getirmedi. O bunları şurada burada parça parça nakil, rivayet ve terennüm etli. Sonra bu parçalar toplanıp bir kül vücude getirildi. İlk toplayan Lyeurgue ve İskenderiye gra mercileridir. Yalnız bunların taazzuvlarından evvel Aristote İlyada'daki vahdete hayranlı- gını göstermiş ve onun (Heraklit, Tezeit) gibi kendinden evvel mevcut olan destanlara çok üstün olduğunu söylemişti. Bunda bir Epope için yukarıda işaret etti- gimiz bülün şartları ve vasılları âli bir şekilde buluyordu. Diğer bazı eserleri de Omirosa atle- derlerse de şüpheli ifade ve uslüpları da İlya- dadan farklıdır. Likürgün büyük bir himmet ve itina ile uzun seneler uğraşarak vücüde ge- tirdiği külliyata da dahil değildir. Bu hususta şu mesrudatı kısaca alalım. Likürg Yunan şiir ve sanatının beşiği olan Anadoluda uzun bir seyahat yaptıktan sonra Sakız adasına uğramış, İlyadanın vücude geli- şinden otuz dokuz sene sonra orada Ömirosla görüşmüş, gene ona ait bazı parçalar toplamış, bu eserler vücude gelmiştir. Bundan üç yüz sene Sönra Atina hükümdarı « Pisistrale », Solon, Hipark ve diger âlimlerle beraber Atinada vücude getirdiği umumi bir kütüpha- nede Ömürosun yeni bir külliyatını bulundur- mak için yekdigerile yarışırcasına çalıştılar. Haltâ bundan galat olarak Ömirosu inkâr eden- lerin bir kısmı, bu eserleri Pizistrat'a atlederler. Salih Zeki AKTAY

Bu sayıdan diğer sayfalar: