2 Ekim 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

2 Ekim 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Yeni bir elbise yaratırken ne ma- kas, ne de iğne iplik kullanan Coco Chanel'e terzı demek bir dereceye ka- dar doğru olmaz ama elli sekiz yaşın- daki bu moda yaratıcısının sanatı da inkâr edilem Coco Chanel in moda dünyasına intisabı da garip bir şekilde olmuştur. 1912 yılında kadınlar cicili bicili dan- telli elbiselere rağbet ediyorlardı. O ta- rihlerde Coco, halalarının yanında Otu- ran 16 yaşında kuçuk bir kızdı. Kıya fetine ehemmiy, erilmezdi. Halaları— nın dıktıgı baştan sagma elbiseleri gi- yerdi Bir gün, bu çirkin elbiselerden bi- rini giyeri n kadınların göründüğü at yarışlarına gitti stün- deki basit, dümdüz, erkek elbisesi gibi hayli güldürdü.. Fakat güzel kız alâ- kayı yine de toplamıştı. Erkeklerin dik- katini çekmeğe başlayınca kadınların gülmesi ve alay etmeleri merak ve ha- sede döndü. Bir müddet sonra bir çok şık hanımlar onun ebliselerini taklide başladılar. Işte tercıh edilen bu sade elbısele tayyör aldı, ve bır çok dının elbise dolabını işgal etti Yeni bir modanın yaratıcısı oldu- ğunu Coco Chanel de hemen farket- Bunu görerek kadın elbiselerinin gittikçe basıtleş esini, kibarlaşmasını arzu ederek sade elbısel r çızmege ve şeklindi mağa başla- sokağındaki moda atölyesinin direktö: olmaktan — geri kalmadı. — Atölyı sınde meydana gelen görülmemiş mod ller sayesinde kendine çarçabuk bir şöhret temin etti. Coco Chanel herkesle arka- daştır. Atölyesine, Montmartre'nin en kotu barlarında artistlik eden kadınla- gelmes bir çok leydi ve duşeslerın buray hatça girip çıkma: mâni olmamaktadır. Ona kızanlar oldugu ka- dar, yaptığını takdir edenler de vardır. azak modasım da 1914 yılında ilk olarak ortaya n Coco Chanel'dir. Ona bu ilhamı veren lımanda gezip do- laşan tayfalar olmuştur. Geçenlerde Atolyesınde bir ekspo- gibı yenılıkler duşundugunu açıklamış- . Onun n büyük yenilik her za- man içip sadelık olacaktır. Moda Küçük ressamın büyük sergisi K ara kaşlı, çekik çekik kara gözlü, kara saçlı 16 yaşında — böcek gibi mini mini bir hanım, Dil Tarih Coğ- rafya Fakültesinde sergi açtı.. Model sergisi. Sibel Çetin ismindeki bu küçük kız, sergısınde daha ziyade kokteyl ve gece elbiselerine yer vermiş. Modelle- rin arasında yalnız iki tane sokak elbi- sesi veya spor kıyafet diyebileceğimiz 24 elbise var. Ama onlar da bir hayli komplike.. Modellerin Sibel Çetin'in olduğu- na insan ilk bakı ta emin olamıyor Hemen hepsinin 18 yaşında hayalpe- rest bir çocuğun elinden çıktığı bellı Sibel, elbiseler kadar — modellere de ehemmiyet vermiş. Sanki hepsi bırer Ava Gardner veya Rita Modeller arasında bir de aynadan yap tığı kendi portresi var. Çocuk elbiselerinin hepsi birbirin- den şirin. Eldivenlerin orijinal olması- na bilhassa dikkat edilmiş. Hakikaten bunlar bir çok şık hanımların arayıp da bulamadığı eldivenler. i tane Neglije var. Fransız taş çıkaıtacak kadar Sibel Çeti Sadece bin modellerine arif ve hoş! en beğendiği mo- del, Kahkaha ısımlı bir gece elbisesiy- Ressam Sibel Bu da güzel ama... miş. «Ben yaptım ama ben de beğen- dim» diyor. «Lale», «Beni bekliyor» ve «Kelebek» isimli modelleri cidden çok güzel. Yelpaze adını taşıyan gece elbise- sinde de plisoleye yer v ok cicİ, çok degışık bir elbise. e üç tane gelinlik var. Bun- n 1kısı evlenecek — genç kızlara tavsıye edilir. Fakat uçuncuyu ancak defa evlenmiş bir kadın rengini degıştırerek giyebilir. elbiseleri- nin ekserisi Türk motifleri ile süslen- miş. Bu da Sibelin modayı adım adım takip ettiğini gösteriyor. Dört yaşından beri resim yapan Sibel Çetin ılk sergisini on bir yaşında 1ken açmış. Derslerini Cebeci Ortaoku- lunda resim öğretmeni olan annesin- den alan küçük sanatkârın ideali, Fran- saya gitmek u yolda ılerlıyebıl- mek. «Fakat imkân olursa» diyor. Çün- kü burada ilerlemesine imkân yokmuş. Sebebmı sorduğumuz zaman gülerek: h o matematik dersi» diyor. Sibel Çetın modern resimlerin bir numaralı düşmanı; hâttâ Van Gagh ve nim sevdiğim Tressamlar Vinci, ve o tarz esim yapan kimseler.» Bir de adını kendi pek beceremedi- ği bır ressamı söylü yor i Çetin sergisini açtıktan son- ra bir çok terzilerden teklifler ara işlerini henüz annesi, babası idare ediyormuş. Yalnız sadece Mme ismindeki eserini 35 li- raya satm Sıbel Çetın modellerini biraz da- ha mübalâğasız çizdiği takdirde bir müddet sonra inşallah ikinci bir Coco olur. Channel Güzellik Deri altı sutyen stetik ameliyatın terakki — ettiğini herkes bilir. Bilhassa kadınları ilgi- lendiren bu saha ffaki verilebilmektedir. kuçuk ve yatık göğüslere çare buluna- mıyo u cerrahi yeni olduğu için el- de edılen baş rıların yanında henü n rin umulduğundan daha mü- kemmel bir şekılde tatbikine başlanıl— mıştır. Bu fevkalâde buluşun göğüse kazandırdıgı en ideal şekiller, bir ka- dınd ömrünün sonuna kadar devam edebilecektir. Bu da ancak bir dokto- run deri altına takılan naylon sutyenler icat etmesinden meydana gelmiştir. Bu plastık göğüsler 25 santımetre uzunlu- ğunda naylon iplerden örülmüş ve bir askı 1le aynı maddeden mamul üçgen şeklinde bir torbadan ibarettir. Bu tor- banın ince naylon ipleri tamamen gö- rün haldedir. Fakat hareket esna- sında şekıl degıştırmemesı ve ameliyat esnasında göğüs yerine konulurken göz- le görülebilmesi 1çın bu maddelere ay- rıca bir nesiç ilâve edilmektedir. Bu icadı yapan, Dr. Gillette isminde bir Amerikalıdır. Doktor, bu mevzuda şun- ları söylemektedir: «Naylon torba, böylece göğüslere ıntıbak edmce baglı bulunduğu askı. köprüc serbest hareket imkânı yerecek bir hal- de bulunmalarına dikkat edilir. Diğer taraftan göğüsler arasında uygunluğun temin edilebilmesi için ikinci ameliyat tamamlanmadan birincisi dikilmemeli- dir. Bu işler sona erince göğüs derile- rinin hemen dikilmelerinden başka ya- pılacak bir iş kalmamıştır.» AKİS. 2 EKİM 1954

Bu sayıdan diğer sayfalar: