16 Nisan 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

16 Nisan 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Kalkınma Fedakârlık! Ne zamana kadar? İktisadi —durumumuzun gün geçtik- çe daha büyük güçlükler arzetmi- ye başlaması, — iktisatçılarımız ara- sında hararetli bazı münakaşalara sebep olmaktadır. Münakaşalar, bil- hassa, iktisadi gelişmenin temini ve garanti altına alınması için takip e- dilmesi icap eden politika üzerinde toplanıyor Her ne kadar iktisadi du- mdaki aksamalar, ilk de, kı- sa Vadelı meselelerın göz önünde bu- lundurulmasını ve munakaşasını icap ettirirse de bunun kâfi olmadığı ar- tık anlaşılmış vaziyettedir. İktisatçı- larımız kısa vadeli meseleler hak- kındaki fıkırlerını de ortaya koyma- ya başladı ilde iki tez be- lirdi: Tezlerden bırıncısı, Liberal e- saslardan hareket ediyor, ikincisi ise Ikınmanın bir fedakârlığı icap et- tirdiğini soylıyerek bazı tahditlerin yapılmasını zaruri görüyor. Birinci tezi müdafaa edenler şu noktadan hareket ediyorlar: "de- mokrasilerde devletin vazifesi müs- tehlik kütlenin refahını yukseltmek— tir." Bu fikrin müdafilerini ların fedakârlıkta bulunmalarını is- tiyecek olursa, demokrasi prensiple- rinden ayr 1lm1ş olacağı gibi, hakiki mânada kalkınmıya da hiç bi man ulaşamıyacaktır. kârlık hamlesi istihlâk malları itha- lâtının kısılması ile başlıyacaktır. İs- tihlâk malları ıthalatının kısılması veya men'i ise, eki malların fi- yatlarını yukselttıgı gibi kalıtelerın- de de düşüşlere sebep olacaktır. Kul- lanılan, malların kalitelerinin duşme- si, fit olarak refah seviyesinin in- mesi demektir. Bu iddialarının ispatı sadedinde tatbikattan bazı misaller veriyorlar.. Misallerden biri Rusya ye Yugoslavyadır. Serbest rekabetin evcut olmadığı eketlerde istihlak mallarının kalıtesınde umu- mi bir bozukluk var Diğeri ise kendi bunyemızde muşahede edilmiş bir vakıadır. Vrupa kumaşları itha- linin zorlaştığı günlerden beri, yerlı kumaşlarımızın kalitesinde bariz bir düşüklük mevcuttur. Meselâ apre iş- leri gün geçtikçe daha üstün yapılmıya başlanmıştır. Çunku dış rekabet olmadığı için piyasaya çıka- rılan her mal kolaylıkla satılmakta- dır. Liberal tezi müdafaa edenlere göre, fedakârlık fikrinin en tehlikeli taraflarından biri, fedakârlığın — so- nunun gelmeyişidir. Zira, fedakârlık istihlâk malları ithalinin kısılmasına mukabil sermaye — malları ithalinin artmasını intaç edeceğinden yatı- rımlar artmış olacaktır. İlk nazar- da, yatırım artışları, istihsal kapasi- tesını arttıracagından milli sermaye- Tünür. maktadır. Çünkü kısa bir zaman son- AKİS, 16 NİSAN 1955 ra yatırımların bakımı ve yedek par- çalarının temini bir mesele olarak ortaya çıkar. Yani yapılan her yatı- rım ilerde, ithalât hacmimizin bir kısmını yutacak olan ithalât ihtiya- cını doğurur. Liberal tezin temsilci- leri olan ıktısatçılarımız, memleketi- mizde aşına düşen ithalât payı- nın 23 dolar olduğunu, halbuki yapı- lan yatırımların sadece bakım ve i- asraflarının 100 doları icap ettireceğini söylemektedirler. Ş düşünceler muvacehesin- de liberal görüşe taraftar olanlar, fedakârlık için bir sebep yoktur, ser- maye terakümünün kendiliğinden te- şekkül etmesi iktisadi gelişmenin ve refaha ulaşmanın en emin yoludur, diyo İkinci tez Fedakârlık tezine gelince... Bu te- zin taraftarları çogunlugu teşkil etmekle beraber gerek bu düşünce- ye taraftar olmalarının saiki ve ge- rekse takip edilecek yollar hakkın- daki kanaatları bakımından birbirle- rinden ayrılmaktadırlar. k meselesinde bilhassa siyasi unsurlar ortaya çıkmaktadır. — Açık bir şekilde ifade edilmemekle bera- ber, hükümet ileri gelenlerinin feda- karlık fikrini daha sempatik bulduk- ları anlaşılmaktadır. ünkü içinde bulunduğumuz iktisadi güçlükler bu yolla gayet kolaylıkla izah ve mü- dafaa edilebilir.. Ancak, fedakârlık görüşünün, içinde bulundugumuz va- etmek için ziyeti izah ve müdafaa değil ve fakat bu vaziyetten kurtul" mak için ortaya atıldığı düşünülürse meselenin siyasi veçhesi üzerinde pek fazla durmamak icap ettiği mey- dana çıkar. Bu sebeple biz iktisadi olan görüşler üzerinde duracağız. Fedakârlık tezinin hareket nok- tası, istihlâk etme ile tasarruf ve ırımın bir arada bulunmasına im- kân olmadığıdır. Hakikaten de öyle- dir. Elimizdeki kaynakları hem istih- lâk etmemize, hem de ayni zamanda tasarrufta bulunmamıza imkân madığı meydandadır. Keynes ekono- misinde, yatırımla istihl ayni yonde areket edebilecekleri, yani istihlâk edilmedikçe yatırım pılmıyacağı ortaya konmuştur. alin bizim durumumuzla karıştırılmaması lâzımdır. Hem ze- in, hem de şartlar başkadır. Kulfet— siz nimet, bilhassa bu sahada, hiç gö- rülmüş bir şey değildir. Şimdı e ka- dar her millet refahı bazı külfetler karşılığında elde edebilmiştir. Bizim vaziyetimizin istisna teşkil etmesi i- çin düşünülebilecek bir makul sebep mevcut değildir. Önleyici tedbirler alınmadığı takdirde, içinde bulundu- ğ â zararlı tesirler eder. Gelirin dağı- lışı adaletsiz bir hal hal artar. Refaha ulaşma geriye atıl- mış ve müddet biraz daha uzatılmış olur. Fedakârlık tezini benimsiyen ik- tisatçılarımız arasında bu noktaya kadar bir anlaşma vardır. Fakat fe- dakârlık yapılacak sahanın ve feda- kârlıkta kullanılacak vasıtaların se- çiminde ittifak edemiyorlar. Bazı ik- tisatçılarımız sosyal zaruretleri ih- eyi sırf iktisadi ardan ele alıyorlar. Onlara göre fedakarlık istihlâk — mallarına karşı olan talebin kısılması ile yapıl- malıdır. İstihlâk mallarına karşı o- p ise ancak vasıtalı vergile- rin artırılması ile kısılabilir. Çünkü talep fazlasının menşei sermayeden gelm tedir. Sermaye terakümünü . Vasıtaların kullanılması Eger serma cek kaynakların devlet eline geçmesi olacaktır. Bu ise sermaye transferin- den başka bir şey değildir. Sermaye- nin vergilenmesi hususi teşebbüsün şevkini kıracağı gibi maliyet fiyat- larının yükselmesi bakımından da e- onomi üÜzerinde menfi tesirler ya- Soylenılenler belki sırf iktisat za- viyesinden doğru olabilir. Fakat için- de bulunduğumuz şartlar ve sosyal zaruretler hesaba katılınca, eksik bırakılan noktaların mevcudıyetı gö- ze çarpmaktadır. Her şeyden önce vasıtalı vergiler sosyal adalet telak- kilerine uymazlar. Tersine müterakki 1 İçin ettikleri yük az. gelirli vatandaşların sırtında ka- lır. Zaten şimdiye kadarki kalkınma- l11

Bu sayıdan diğer sayfalar: