16 Nisan 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

16 Nisan 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M U S Konserler Berksoy resitali Geçen hafta Salı akşamı Sanat- severler Kulübü'nün Yenışehırde- ki lokalinde, soprano Semiha Berk- soy bir şan resitali verdi. Dınleyıcıler arasında bir çok opera ve tiyatro sanatkârı vardı. Ankara'nın başlıca musıkı ve tiyatro münekkidlerinin de n hepsi oradaydı. Semiha Berk- soy un bilhassa meslekdaşlarının a- lâkasını çeken bir sima olduğu rülüyordu. Gerçekten, sekiz sayfalık prog- ram broşürü, bu alâkayı haklı gös- terecek ifadelerle doluydu. Semiha Berksoy'un gerek ses ve ge erek ti- yatro kabiliyetlerini öven münekkid- lerın sozlerı nakledilmişti. Misaller: "Bu bü sanatkârın harikulâde se- sine ve kuvvetlı şahsıyetıne yeniden hayran ldım" Tunç 95 1) "Dunyayı dolduran büyük se- ç las tıyatrosunu çınlattı" (Adalet Cımcoz 1951) 'Se- miha Berksoy, mesleği için lâ- zım olan hasletlere sahiptir" - (Cle- mens Schm: stıch, Berlin Operası Orkestra Şefı 1942); "Almanya'da neden dolayı begenılmış olduğunu an- lıyoruz (Mahmut Ragıp Gazimihal, "Semiha Berksoy bir yü üksek dramatık soprano olarak ideal mer- tebeye erişmiştir" (Frieda Böhm, Şan Ögretmenı 1952). Yalnız, broşürde yer alan sözler- den biri herhald farkına varanları guldurmuştur Ertuğrul Muhsin'in "Semiha, mıll tlerarası yer alacak Ö taraf, mezkür mecmuasında, olduğunun yanı tebessum ettıren kanaatın zah a'da neşredılmış bildirilmesiydı. aşka münekkidin, Turhan Dilligil'i ın, bir sözü ise duşundurucuy- dü. Dilligil, Çayhane temsili münase- betıyle Semı a Tİ hakkında ... Operada bıraktığı boşluğun diye- tini odercesıne tiyatroda — muvaffak oluyor" dem r başlayınca birçok dinle- olduğu nisbette, tesirli bir parlaklı- ğa malikti. Bazı sahalarda cidden tınlıyordu. Çaresiz teknik Semiha — Berksoy'un gelişmiş bir tekniği olduğu aşıkardı Fakat hançeresi artık, teknıgını iyi netice- lerle tatbik ed bileceği —mükem bir âlet değildi. Tız sesleri büyük bir guçlukle çıkarabılıyor, pes notalarda saklığını ediyor, yer yer entonasy hataları yapıyordu. Bir defa, inen bir kromatiği tam bir 28 -© LA kaydırma halinde icra etti. emiha Berksoy un üstün tarafı, dramatik mizacı on sıralarda tiyatro sahnesindeki muvaffakiyet- leri de bunu zaten göstermişti. Kon- ser sahnesinde ise Semiha Berksoy oldukça "teatral" görünüyordu. kat asla bu sahnenin vakarını ve cıd- diyetini bozacak derecede değil. lediği şarkıların ve aryaların çogun- da, notaların içindeki mânayı, keli- melerın anlattığı vakayı biliyor ve ifade ediyordu. Wag- ner'e bılhassa hakim görünüyordu. Bu bestekârın Wesendonck şarkıla- rından söylediği iki parçadan "Rü- yalar" isimli olan , "Uçan Holan- dalı" operasından Senta'nın Ballad'- ında tam bir muvaffakıyete çok yak- laştı. "Trıstan ıle Isolde" nin meşhur nde, belki piyanisti Mıtlıat Fenmen ile kâfi sayıda pro- va yapmadığından olacak, işi tesadü- fe bırakmış gibiydi. Carmen'den Ha- Semıha Berksoy Bâki kalan... banera, bütün konserin en ziyade us- talıkla ve anlayışla İcra edilen par- çası oldu İyi program, fakat.. Buna mukabil, Cemal Reşit Rey'- n Anadolu şarkıları, onun için degıldı. Menottı nin Medyum opera- tarafından odasına kapatılan bir kız iha Berksoy konser sahnesinde bile temsil edemez. Gerek mizacı ve gerek ses rengi bu role as- la uymuyordu Pro g mdaki diğer eserler tun- lardı: Beethoven'in Gellert şarkıla- rından Vom Tode (Ölüme Dair); aynı bestekârın Mailied (Mayıs Şar- kısı, Op. 52-No. 4) ve Ah ! Perfido (Arya, Op. 65); Samuel Barber'in The Daisies (Papatyalar) ve Müas- cagni'nin Cavalleria Rusticana ope- rasından Santuzza'nın aryacı. Eski Muvaffakiyetler Semiha Berksoy ilk defa olarak sahneye, 1930 larda, İstanbul Şehir rasa operetlerınde kendini gösterme imkanım bulmuş, zamanın Başveki- linin dikkatini çekmiş vi Ertuğrul Muhsin'in de teşvıkıyle Alm nyaya gönderilmiştir." — 1936 dan dört sene müddetle Berlin Devlet Yüksek Musiki Akademısınde tahsil görmüştür. Alm a'da dikkate de- ğer faalıyetı 1939 yılında Berlın de yapılan trauss festivalin- de, bu bestekârın Ariadne auf Naxos operasında baş rolü oynamasıdır. Al- nı Semiha Berksoy'u çok övmüştü. Memlekete avdetinde, Türkiye'de- ki ilk Tosça ve utterfly temsıllerınde Carl Ebert ıdaresınde, a a giderek konserler vermıştır Ankar: da opera sahnesine son olarak geçen yıl Devlet Konservatuvarında perdinck'in aensel ile Gretel'ınde anne rolünü alarak çıkmıştır. Halen, Devlet Tiyatrosu'nun dram bolu- münde sahneye çıkmal . Mama- opera sahnemizde de faydalanma zamanının henüz geçmediği muhak- Opera Busoni ve Faust Ferruccio — Busoni ismi memleketi- de ancak, Bach ismiyle bera- ber _tanınır Otuz ka daı' önce ölen Bach'ın Chopin, Mozart ve daha birkaç bestekârın e- serlerini piyano için tanzim etmişti. M musiki hayatı daha çok bu henüz erişememişti soni iyi bir yetiştirici ve bilhassa ha- rikulade bir pıyanısttı. Hattâ, piya- nistliğinin Liszt'in fevkınde oldugu ve bugün onun ayarında bir piyanis- se, edilen eserleri onun orijinal bir yara- tıcı ve usta bir teknıkcı olduğunu or- taya koyuyor. Onu, musiki tarihinin "münzevı" lerinden biri haline geti- şeyin eserlerındekı şahsi ifade oldugu söylenebili Ebert'in cesareti Miinekkıdler, Busoni'nin en buyuk eseri olarak Doktor Faust u gös- terirler. Bu operasında Busoni, mu- ün eserini yüksek bir ruhi seviyeye ulaş- AKİS, 16 NİSAN 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: