30 Nisan 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

30 Nisan 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Basın hürriyeti ve resmi ilânlar Gazeteler — haber verdi: Hükümet yeni bir i ale kanunu tasarısı hazırlamış. Bu hâlâ yürürlükte olan eski kanunun ilâna ait hükmü değiştiriliyor, ilân tamamiyle, Vekiller Heyetinin takdir ve kara- rına bırakılıyormuş Haber doğru ise, dem uyor ki mevcut kanu- nun ilân hakk i hükmünün bu gün fiilen tatbik edılen şeklini hükü- met kanunlaştırmak istemektedir. Halen tatbik edilmekte olan şe- kil, hakikatte, bir kanun maddesi- nin muayyen ve sarih maksadının çerçevesi genişletilerek — gazetelere Hükümetçe tesbit edilen bir bareme göre resmi ilân dağıtmak, böylece, ün çok rakıp çıkarak e menfaatine en uygun şekilde yapılması için bunların (tabii, en çok yayılan, en çok okunan) gaze- telerle ilân ilmesini istemiştir; kanunun ılana dair ddesinin ye- maksada, tatbikatta hududu geniş- letilerek, gazetelere para yardımı yapmak için kanuni bir dayanak mahiyeti atfedilmiştir. 1950 den beri, Meclis içinde ve dışında, bir çok tenkidlere uğrayıp i ekil degıştırdıklen sonra şagıdakı fikir üzerinde durmuşlar- 1r lstan/bulda çoktan beri teessüs etmiş, kuvvetli sermayeye ve ticari ilânlara dayanan nisbeten yüksek tirajlı bir kaç gazete memlekette fiili bir haber-verme ve fikir-yayma tekeli kurmuşlardır. Bugün gazete- cilik büyük endüstri işidir. Küçük sermaye ile gazete ak im- kânsız gibi bir şeydir, çıkarılabilen- ler, büyük gazetelenn yanında, tu- lunup y şıyamaz, nitekim yaşıya- madık a göz önündedir. Halk olan bıtenı bır kaç büyük gazeteden mek zorunda kalıyor, o gazete- le r de hadiseleri kendi Öz menfa- atlerine ve güttükleri hususi poli- tikaya tefsir etmektedirler. Hükümet halk efkârını bunların ta- hakkümünden kurtarmak için az ti- rajlı gazeteleri himaye etmek, mem- leketin her yerinde yeniden gazete- ler çıkmasını teşvik etmek 1stıyor resmi ilânları dağıtırken bu dı göz önünde tutmakta memleket için fayda görüyor. i dayanan himaye teşvık polıtıkasının beş yıllık tat— bikatı sayesinde gerçi bir kaç ga- zete beslenip semirdi, bir iki gaze- te de yeniden kurulup iyice tutun- u ise de arada resmi ilândan çok faydalanan bazı gazeteler de öyle AKİS, 30 NİSAN 1955 bir ragbetsızlıge uğradı ki bugün arın parası ile yaşıya- bilmektedir. Resmi ilân dağıtımına, daha baştan, menfi vaziyet almış olan gazete ise bugün Türkiyenin en yüksek tirajlı havadis-yayma va- sıtasıdır. Bazı gazeteler de vardır ki bol bol ilân bedeli aldıkları halde sürümleri hiç artmamakta lşın artık herkesce bılınen haki- kati ise şundan ibarettir: radyoyu doğrudan dogruya idare eden hü- kümet, bir taraftan gazete kâğ rının, diğer taraftan resmi ilânla- rın dağıtımını kendi elinde tutmak suretiyle, gazeteleri de nüfuzu al- tına alarak, memlekette haber-ver- me ve fikir-yayma vasıtalarını top- tan ve devamlı surette kontrol al- tında bulundurmak istemekte ve bu siyaseti memleket için hayırlı gör- mektedir. e hakikat budur, ama bu bir demokratik hakikat degıldır Tat- bikat gösteriyor ki bu tarzın bil- zararı, siyasi fayda- sından kat kat üstündür. Halkın ga- zete alan ve okuyan kısmı, zan ve tahmın edildiğinden çok daha ziya- de, gözü açık ve kulağı delik insan- lardır Hükümetin işleri, tuttuğu po- itika, bunun memleketin umumi hayatında yaptığı akisler, mahalli idare işlerinin gidişi ve gazetelerle hükümet arasındaki — münasebetler hakkında halkın hayli isabetli seziş- leri vardır; hangi gazeteye, hangi gazetemn hang haberlerine, hangı arririn hangi fakirlerine inanı- labılecegını pek âlâ anlıyor ve oku- yacagı gazeteleri ona göre seçiyor. ümet basını himaye etmek 1sııyorsa yapacağı en güzel şey ga— zetelerin ucuz ve bol kâğıt bulm larına imkân verecek tedbirler al— mak, kâğıdın dagıtımını gazetecıler cemıyetme bırak elerin kolayca haber almalarına, serbest— fikir yaymalarına engel olan şeyleri de kaldırmaktan ıbarettır unun dışında gazetelere, herhan bir sekilde para yardımı yapmakta memleket için fayda varsa, bu İ: ayrıca hususi bir kanun mevzuu ol- mak icab eder. Demokratik bir re- jimle böyle bir kanun ne dereceye kadar bagdaşır bu da ayrı bir me- selel Oyle sanıyorum ki yeni ihale kanunu tasarısı, hükümetin şu res- mi ilânlar derdinden ve sorumlulu- ğundan kurtulmazı için pek müsait bir fırsat olabilir. Bu fırsattan is- lıfade etmek için uzun uzadıya ilmi veya siyasi komisyonlar kurulup incelemeler yapılmasına ve daha başka külfetlere katlanmağa da lü- zum yoktur. Yeni tasarıya "Bu ka- nun çerçevesi içine giren her türlü eksiltme ve arttırmaya ait ilânlar Resmi Gazetenin "İlân İlâ .YURTTA OLUP BİTENLER Avni BAŞMAN mealinde bir vesi" ile neşrolunur" madde konuluvermesi kâfidir. Nite- kim Büyük Millet Meclısının geçer dokuzuncu devresinde, D buslarından bazıları bu maksadır temini için 1952 yılında bır kanun teklifi de yapmışlardı; cümenine gelen ve hattâ basılmış olan bu teklif bir türlü müzakere edilmek — mazhariyetine — eremedi Devre sonunda emsali teklifler gi- bi, caduc ol 1 ılanlar meselesi böylece mantıki ve hukuki bir hal şeklıne kavuşursa hem Hükümet ağır bir külfeti üstünden atmış, hem de Devlet hayli yüksek bir yekün tu- tan ilân masrafından kurtulmuş o- lur. Bun başka, Resmi Gazete- nin artacak satışından dolayı ken- disine bir. kazanç bile sağlamış 0- lur. t asıl büyük kazanç mane- vİ sahada olacaktır. Çünkü demok- ratik rejimin başlıca temeli olan haber-verme ve fikir-yayma hürri- yetinin müsbet veya menfi şekilde hükümetin tesirinden masun kalma- sı prensibini şüphe altında bıraktı- ran faydasız ve lüzumsuz bir siyasi tedbir ortadan kalkmış olacaktır. u işin yalnız Hükümet tarafını görmek ve hareketi ondan mek esas itibariyle doğru ol- makla beraber kâfi değildir; bu hu- susta matbuatın da harekete geçme- si, Gazeteciler Cemiyetinin kendi sorumlulugunu iyice idrak ederek, hükümetin gazeteler — karşısındaki rumunu hakiki demokrat memle- ketlerin basın hürriyet ve istiklâli prensiplerine göre — ayarlamasına yardım etmesi şarttır. Gazeteciler Cemiyetinin bu mevzuda sarih bir fikir, kanaat ve tavur sahibi olma- sı lâzımdır. Karşılıklı müsaadecik- lerle bir müddet için işleyecek bir neticeye varmak mânasına — gelen compromislerin, cemiyet meselele- rinde, hususiyle politikada, bazı hal- lerde caiz, hattâ zaruri olduğu ka- bul edılebılır. Fakat haber-verme e fikir-yayma hürriyeti o türlü "bazı hallerden" değildir, bir reji- min esası, temeli, — dayanağıdır, compromis' e tahammülü yoktur; o yalnız kendı varlığına dayanarak kuvvetini kendinden alarak yaşıya- bilir. Varlığının devamı için deste- ğe, ne şekilde olursa olsun başka ta- raftan yardıma mu olan "gaze- te" bir çok şeyleri temsıl edebilir, yalnız fikir ve karakter istiklâli ve hürriyet müstesna lmak uzere Bır ma hürriyetinin hâlâ söyliyebilmek için insa- n ancak son derece gafletten do- ğabilecek pek büyük bir cesarete sahip olması icap ed 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: