9 Haziran 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

9 Haziran 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TARİH Fransa Küçük Napolyonun maceralar V ictor Hugo, geçen asırda Fransa- nın vatan şairi olarak şöhret yap- mıştı. O devdin siyaset hukukunda, cumhuriyet ve demokrasi, tek bir mefhum teşkil ederdi. Victor Hugo, Fransada c yet rejiminin en hararetli mudalile- rinden biri idi. Asrın tam ortasında, Napolyon III bir hükümet darbesi yaparak cumhuriyet rejimini devir- diği zaman, karşısında en kuvvetli mukavemet silâhi olarak Victor Hu- go'nun kalemini bulmuştu. Victor Hu- go, kuvvetli üslübu ile Napolyonu hırpalamaktan bir an geri durmamış- ı. Cumhuriyetin mezar kazıcısı hak- kında Victor Hugo'nun kullandığı Küçük Napolyon tabiri, o devrin si- yasi edebiyatında kök tutmuştur. Karakterinden şüphe edilen adam Kuçuk Napolyon, çocukluk ve genç- liğinde, bir aşağılık duygusu için- de yaşamıştır. İhtiras ve ehliyetsiz- lik, onun başlıca hususiyetleri idi. Hakıkı Napolyon, Waterlo meydan muharebesinde mağlüp olarak Sainte Helene adasına sürüldüğü vakit, sa- rayda kendisine veda eden bendegan grupu arasında o da vardı. Henüz 6 veya 7 yaşında idi. Annesi elinden tu- tarak İmparatorun huzuruna getir- diği vakit, hakiki Napolyon demişti ki: "Taşıdıgı isim, ona hayatta bü- yük yolların kapısını açacaktır. Fa- kat bu yollarda ilerliyebilecek kadar kuvvetli bir karakteri olabileceğini tahmin etmiyorum Büyük mevkilerin küçük adamı K üçük Napolyon, menfaatperest ve kindar bir adamdı. Menfaatperest Louis-Napoleon Bonaparte Diktatörlük heveslisi sergerde AKİS, 9 HAZİRAN İ956 bir adam olduğu için, hakiki Napol- yon ile arasındaki karabeti bütün ha- yatı boyunca istismar etmekten çe- kinmedi Kindar bir adam olduğu için de, karakterinden şüphe eden büyük Korsikalıyı hiç bir zaman affetmedi. İktidara geldikten sonra, her fırsat- ta adını borçlu olduğu buyuk adamın icraatiyle kendi marifetlerini muka- yese ederek bir üstünlük iddiası ileri sürmekten çekinmedi. Sedan meydan muharebesinde kılıcım — Almanlara teslim ettiği güne kadar, muhitinde sadece büyüklük emelleri — besliyen bir muhteris tesiri bırakmaktan ile- ri gidemedi. İmparator ünvanını gas- petti, lakin buyuk adam olarak ta- rihe geçemedi İkinci teşhisi ebleh G ençlik yıllarında, fazla bir şahsi- yet gösteremedi. Bir aralık, bir plaj veya iskelede yaptığı bir hare- ket yüzünden - tesrii masuniyeti ol- Cezalı El N apoleon III. Cumhurbaşkanı olduğu halde hükümet dar- besini yapmış, kendisini impa- rator ilan etmiş, Meclisi feshet- mişti. Fransa koyu bir istibdat altındaydı. İmparator bu sıra- a, Cumhurbaşkanı olmadan evvel Meclise girmesini temin eden seçim bölgesi halkından birine rastladı, onu tanıdı. Sa- bık seçmeninin sağ kolu, boy- nundan askıya geçırılmıştı Ma- ]este, sordu: — Koluna ne oldu? Bir ka- za mı geçirdin? — Hayır M este Peki, nıçın askıda tu- tuyorsun 2" — Onu cezalandırdım Ma- jeste!. Vaktiyle reyimi o size vermişti de..." madığıdan - hapse gırdı Talih ken- disine ilk defa 1848 de güldü. Burju- Louis Phılıppem saltanatı 1848 ihtilâli ile sona erip Fransa bir cumhurbaşkanı aradığı vakit, Bona- partistler tarafından adı ortaya atıl- dı. O tarihte, cumhuriyetçilerin ara- larındaki ihtilaf yüzünden dikkatler Louis-Napoleon adını taşıyan adama çevrildi. Taşıdıgı ad, ona hakikaten büyük yolların kapısını — açıyordu. Kendısıyle goruşenM Thiers, adamın beceriksiz tavırlarına ve mütereddit hallerine aldanar. "Bu kolaylıkla idaresi kabıl olacak bir ebleh!" diye hüküm veri Metreslere zaafı olan adam L ouls-Napoleon, hürriyetlere hür- metkar olacağını vaad etti ve 5,5 milyon reyle seçimleri kazandı. Baş— Victor Hugo Savaşçı bir kalem langıçta, yeni başkan partilere karsı aşağıdan alıyordu. Bir İngiliz kadı- nı ile gayrı meşru munasebetlere gir- mesi yüzünden, mazbut halk tabaka- ları nezdindeki itibarım kısa zaman- da kaybetti. Fakat altı ay sonra, ka- bineyi değiştirmekte tereddüt etme- i ve nazırlıklara yakınlarım tayin etti. Bu hareket Mecliste memnuni- yetsizlik uyandırmakla beraber, re- ise kargı kuvvetli bir tepki belirmedi. Din tedrisatını istismar Kabıneye ve Meclise hâkim olduk- onra, Küçük Napolyonun maarıfe el attığı ve bu maksadla ka- nunlar çıkarttığı görülmektedir. Bu kanunlardan maksad, hür fikirlerin yerine taassup zihniyetini ikame et- mekti. Başkan bilhassa ilk ve orta tedrisatın dini bir mahiyet almasını istiyordu. İlk mekteplerin — kiliseler tarafından idare edilmesine taraftar- dı, ve bu maksadını tahakkuk ettirdi. Hocaların da, öğretmen okullarını bi- tirmemiş din adamları arasından se- çilmesini temin etti. Orta okullarda din dersleri âkin orta okul ve liselerde din dersleri okutturulması, onun tah min etmediği bir mukavemetle karşı laştı. Fransada, ilk tedrisatta, imanın kültüre temel olması zarureti herkes tarafından kabul ediliyordu. Fakat orta tedrisatta, hür fikirlerin tam bir hürmet görmesi ve felsefi görüşlerini serbestçe münakaşa edilmesi isteni- yordu. Devrin enerjik devlet adam M. Thiers bu fikri müdafaa etti ve başkana galebe çaldı. Üniversitelerle mücadele ıra üniversitelere gelmişti, Louis apoleon, üniversitelerin muhta riyetlerine ve laikliğine — aleyhtard. 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: