15 Eylül 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

15 Eylül 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER zerine Mansfield'li zenci çocuklar bu yıl da okula gitmekten vazgeçmek zorunda kalmışlardı. Clinton'da olanlar B andan Mansfield'de bu karı- şıkhklar olurken, — diğer yandan Clinton'da da gurultuler çıkıyordu. Clinton, Tennessee eyaletinde, Knox- ville şehrine kırk kilometre kadar u- zakta bulunan bir kasabaydı. Bu ka- saba öyle büyük kasabalardan sayıl- mazdı. Ancak 4000 kişiyi barındırı- yordu. Bu 4000 kişinin 350 kadarı da zenciydi. Zenci çocuklarının beyazların de- vam ettiği okula gidip gidemeyecek- leri Clinton'da da bahis konusu edil- mişti. Hakim Robert Taylor'un ver- diği karara göre, Clınton bu yıl A- merikan Yükse Mahkemesinin 17 Mayıs 1954 tarihli içtihadına uymak zorundaydı. Başlangıçta bu karar Clinton'da soğukkanlılıkla karşılan- mıştı ve hatta, okula kayıtları yapı- lan oniki zenci çocuğu, geçen pazar- tesi sabahı, beyazlarla aynı sıralarda oturarak dersleri takibe başlamış bulunuyorlardı Bunlardan birinin ilk günün akşamı evde de soyledıgı gi- bi, ışler yolunda gidiyor"d Ancak yolunda giden ışlerın çığı- rından çıkması gecıkmedı - Perşembe sabahı, Clinton'a, New Jersey'den Washıngton lu bır avukat geldi. Bu avukat, -ismi John Kasper'di-, koyu bir zenci düşmanıydı ve beraberinde bir de çapulcu alayı getirmeyi unut- mamıştı. Çapuldu alayının görevi bel- liydi: Yoldan geçen zencilere çürük domates atmak. Bereket versin ki ne Clinton idarecileri, ne de hakim Tay- lor kuru gür ultuye pabuç bırakacak cinsten insanlar değillerdi. Çapulcu- lar dağıtıldı ve Kasper, mahkemenin kararına — saygısızlık suçundan, bir sene hapse mahküm edildi. g r bu hâdiseleri müteakip Clin- ton'a bu sefer de Alabama'dan birzi- yaretçi gelmeseydi, işler tekrar yo- luna girmiş sayılabilirdi. Bu seferki ziyaretçinin ismi de Asa Carter'di. Asa Carter tıpkı John Kasper gibi koyu bir zenci düşmanıydı ve Ala- bama Beyazlar Konseyinin de başka- nıydı. Carter, Clinton'a varır-varmaz Amerikan Yüksek Mahkemesinin al- dığı karara ve — siyahlarla beyazlar arasındaki ayrılıkları kaldırmaya ça- lışanlara saldıran bir konuşma yap- tı. Carter konuşmasını ve kütleyi he- yecanlandırmasını biliyordu. Kısa bir zaman sonra kasabadaki bütün zenci düşmanları ayaklanmıştı. Yoldan ge- çen arabalar durduruluyor, dükkân- lar yağma ediliyor, pencereler taşla- nıyordu. 200 kişilik bir grup da Be- lediye Başkanının evine yönelmişti. Belediye Başkanı Lewallen zenciler- le beyazlar arasındaki ayrılıkların a- leyhindeydi ve söylenildiğine — göre, Kasper'in mahküm — edilmesinde en önemli rolü oynamıştı. Ancak, yukarda da — söylediğimiz gibi, Clinton — idarecileri kararlı in- sanlardı. Heyecana gelen halkın da- 16 ğıtılması ve ortalığın yatıştırılması için birkaç saat yetmişti. Clinton'un ufak zencileri bu yıl da okula gide- bileceklerdi. Sonu şüpheli yol Mansfıeld'de ve bitenler ne bu kavgaların ilkiydi, ne de sonuncusu olacaktı. Daha geçen seneler içinde Emmett Till öldürülmüş, Lucy is- mindeki zenci kızı Alabama Üniver- sitesi kapısında taşlanmış; Mansfi- eld ve Clinton olaylarının, hemen er- tesinde de yeni karışıklıklar çıkmak- ta gecikmemişti. Zenciler ve beyaz- lar kavgası... Bu Amerika'nın ezeli kavgasıydı. 1950 kayıtlarına — göre, Birleşik — Devletlerinde, 15 zenci bulunmaktaydı. Bu, Clinton'da olup mevzuda çıkan Amerika milyon aşağı yu- bu zencilerin büyük payı vardı. Zenci ler o sıralarda, tarlalarda, boğaz tok- luğuna ve kölelik rejimi altında ça- lıştırılıyor, bu çileyı dayanamayıp ölenlerin yerine daha gençleri, daha yenileri getiriliyordu. Bugün Birleşik Amerika'da bulunan zenciler, bu çi- lekeş zencilerin evlâtlarıydı. Kuzey, daha başlangıçtanberli, zen- cilerin köle olarak çalıştırılmalarına taraftar görünmemişti. XIX asrın tam ortasında güney ile kuzey ara- sında patlak veren kanlı iç harbın sebebi de buydu. Harbin sonunda gü- neyliler yenildi, fakat gene de kuzey- lilerin dediğini kabul etmediler. Kö- leliğin kalktıgını iç harbin sonunda, sadece kâğıt — üzerinde yazılıyordu Güneyliler, bir türlü, daha dün yan- larında esir olarak çalıştırdıkları si- " DD ı Zencilere' mahsus okul Hem de Birleşik Devletler nüfusunun demekti. Gene aynı yıl yapı- lan istatistiklere göre zenci nüfusun milyon kadarı güney eyaletlerine yerleşmişti, Mississippi ahalisinin X 50'si. Güney Carolina ahalisinin X 45'i, Alabama ve Georgia ahalısının 9o 35'i, Virginia ahalisinin & zencıydı Kuzey eyaletlerine yerleşen zencilerin sayısı ise beş milyonu geç- miyordu. Bunlar da, kuzeye, 1914 yı- lından sonra göç edenlerdi. Birleşik Devletlerdeki bu zenci nereden, ne zam, gelmişlerdi? — Bilindiği Amerika'da yaşayan 15 milyon zen- cinin ataları, güneyde müstemleke i- darelerinin — kurulm maya — başlandığı günlerde, Afrika'dan — getirilmişlerdi. Onsekizinci asrın ortalarında Ameri- ka'nın güney kısımlarının zengin pa- muk tarlaları haline — getirilmesinde karı. 90 10'u kadar "hürriyetin beşiği"nde! yahlara kendilerininkilere eşit hak- lar vermeye yanaşmıyorlardı. Kanlı iç harbin üzerinden yüz se— ne, geçmesine rağmen, bugüne kada guneylılerın bu — zihniyetinde hıçbır değişiklik yoktu. —Güneylilere göre. zenciler tabiaten geri bir ırkın insan- larıydı, efendi olmaya lâyık değil- lerdi, aşağılık ve köle — yaratılmış- ardı. Kendilerine hürriyet verildiği gün ne yapacaklarını şaşırırlardı. Elle rine para geçtiği Zzaman bu parayı yatıracakları şey içkiydi: Bu insanla- ne oy verme, ne beyazlarla aynı okula sinemaya, tiyatroya gitme, ne de aynı otobüse binme hakkı verile- bilirdi. Oy verdikleri gün meyhanecile- ri iş başına geçirirler, beyazlarla ay- nı okula gittikleri gün de erkek ço- cuklara bıçak çekmesmı, kızlara da kötüleşle düşüp kalkmasını — öğre- tirlerdi. Beyazlarla bir arada bulun- AKİS, 15 EYLÜL 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: