15 Aralık 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

15 Aralık 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ni tesirsiz bırakmak için çok faydalı olacaktı. Fakat bu haber kat'i bir şe- kilde tekzip edildi. Türkiye Batı ve Arap dünyası arasında bir köprü ro- lünde olduğunu unutmamıştı. Mısır— daki kuvvetlerini — kayıtsız, şartsız ekmek kararım alan Ingılterenın “gösterdiği tam anlayış" Türk Dış iş- lerinin tebliğinde övülüyordu. Arap kitlelerinin — arzularına rağ- men, Nuri Saidi kurtarmak, Arapla- ra Bağdat Paktını şirin göstermek mümkün olacak mıydı ? Amerika, si- yasetini böyle bir ihtimale bağlamak istemiyordu. Vakıa bütün — kalbiyle Bağdat Paktı üyelerinin tarafında bulunuyordu. Bağdat Paktı üyelerine verdiği ehemmiyeti göstermek için, tereddütsüz Türkiye ve Irakın top- rak bütünlüğünü garantilemişti. Kremlin'dekiler herhalde Amerika- nın ihtarının ne manaya geldiğini an- lamışlardı. Fakat —Amerika, Süveyş buhranının basından beri, arapların müstemlekecilikle itham ettıklerı İn- giltere ve Fransadan farklı olduğunu göstermeye: çalışmış, ingiliz ve fran- sız tecavüzünü takbih etmişti. Hattâ tabii müttefiki olan bu memleketle- re Mısırdan kayıtsız, şartsız çekil- mezlerse petrol vermeyi bile reddet- mişti. Amerikanın siyaseti arap dün- yasında iyice, anlaşılmış, sıfıra inen ingiliz ve fransız prestijinin aksine, Amerikaya karşı duyulan sevgi his- leri son derece kuvvetlenmişti. Ame- rika Orta Doğuyu sulha kavuştur- mak, komünizmin bu bölgeye girme- sini onlemek için araplarda uyandır- dığı sempatinin Bağdat Paktından daha tesirli olduğuna inanıyordu ve Orta Doğuda şimdiye kadar görülme- miş derecede seviliyordu. Amerika, şantajı seven Nasırın bıle kalben ken- di tarafından olduğunu» esasen başka türlü hareket etmenin (M ve Na- sırın menfaatlerine uygun bulunmadı— ğını düşünüyordu. Arap dünyasında sadece İraklı liderlerin bağlı bulundu- ğu Bağdat Paktına dört elle sarılmak, siyasi bir gaf olacaktı. Bağdat paktı olmaksızın, Orta Doğuda komünizmi Önlemek şansı önünde yatıyordu. A- merika fırsatı kaçırmamak azmin- deydi. Washington'dan gelen son de- rece iyimser haberler ingiliz ırak ve türk gazetelerinin haberlerine hiç oy- muyor ve tezat teşkil ediyordu. Bu arada müttefikimiz Sir Nurının Birleşmiş Milletler nezdihdeki tem- silcisi Fadıl El Cemali, Filistin hadı selerı mevzuunda aynen şöyle diyor- du: "Bu selede her arap memle- ketı bir Mısır her arap devleti bir Nâsır'dır" Orta Doğudaki boşluk S&]ashington'un petrolsüz bırakma tehdidi karşısında ingiliz ve fran sızlar, Mısırdan kayıtsız şartsız ve derhal çekilmeyi kabul — etmişlerdi. Bırleşmış Milletler kuvvetleri, bunla- rın yerini almaya başlamıştı. Bu kuv- vetlerin büyük bir kısmı Mısır-İsrail hududuna yerleşecek, bir kısmı Kanalın açılması için, yapılan çalış- AKİS, 15 ARALIK 1956 İki Kere İki Bütün son haftalar boyunca türk gazeteleri, Suriye hak- kında heyecan uyandırıcı hava- disler verdiler. Şam hükümeti rusların esiri olmuştu, komşu memleket rus silâh deposu haline gelmıştı Suriye ordusu Iraka te- hazırlanıyordu.. Bütün tefsırler bu yoldaydı, bütün tah- liler bu neticeye varıyordu. k geçmeden amerikan gazetelerini takip edenler öğrendiler ve u- mumi efkâra haber verdiler ki böyle vahim bir durum mevcut değildir. Buna rağmen heyecan yaratıcı telgraflar — gazeteleri- mizde çıkmakta devam ediyor- du. Gazetelerimizin aksettirdikleri görüş, İngiliz ve Fransız görü- şüydü. Peki bu görüş, istisnasız bütün basınımıza hangi vasıtay- la telkin olunuyordu? Sualin ce- vabı, basit ve o nisbette de gü- lünçtür: Anadolu Ajansı vasıta- sıyla! Evet, Devletin yarı resmi organı Anadolu Ajansı vasıtasıy- la! Kira isminin sonunda Ajans kelimesini taşıyan bu müessese - nın dünyanın hiç bir tarafında muhabir", "haber veren" sıfa- tına lâyık, " ciddi temsilcisi yok- tur. Anadolu Ajansının bültenle- rini, mevcut anlaşma gereğince, Ingılız Reuter ve Fransız A.F.P. şirketlerinin telgrafları doldu- rur. Be. ingiliz şirketiyle Fran- sız şirketinin muhabirleri de ha- diseleri tarafsız gözle verecek de- gıller ya.. Hele Türk görüşüyle, hi iç! Yugoslav ajansından Hind a- jansına, Yunan ajansından Çin ajansına kadar fakir veya zen- cin ker havadis ajansının belli başlı politika merkezlerinde ve mşuları olan memleketlerde mesleklerı gazeteci olan- dayıla- TI ekab r olan değil- muhabirle- ri mevcuttur. Bunlar, Trahatça çalışmalarını sağlıyacak kadar ücret alırlar. Ama o ajanslar ciddi birer müessese oldugundan muhabirlerin yan gelip yatmala- rına da cevaz yoktur. Yâlnız a- janslar değil, bütün büyücek ga- zeteler haberlerini d işardaki hu- susi muhabirlerinden alır ve hü- kümetleri onlara gerekli dövizi seve seve temin eder. Zira, aslın- da bahis mevzuu olan memleke- tin yüksek menfaatidir, umumi efkârın — yabancı kaynaklı ve maksatlı neşriyatın tesirine ma- ruz bırakılmamasıdır. İşte son Surıye misali Hadi- seleri Türk gözüyle — bildirecek dış muhabir yoldugu ndan hafta- lar ve haftalar Türk umumi ef kârına Reuter ile A.F.P. istika- met verdi. DÜNYADA OLUP BİTENLER malara nezaret edecekti. Fakat Ka- naldan serbest geçiş meselesinin na- sıl halledileceği, yahudi — arap düş- manlığının nasıl giderileceği henuz bilinmiyordu. Bu mevzular herhalde akıl hocalığı ruslar tarafından yapı- lacak olan Albay Nasır ile Amerika- nın yeni "“dış işleri bakanı" Ham- marskjoeld arasında hararetli pazar- lıklara yol açacaktı. Fakat Amerikanın gönlü rahattı. Orta Doğuda eski, Avrupalı müstem- lekeni memleketlerden kalan "boş- luk" u, Rusyaya lüzum kalmadan tek başına doldurabileceğinden emindi. Suriyede karışıklık merikalıları şu sıralarda en çok endişeye düşüren mesele, Sovyet- lere taraftar subayların veya Irakı destekleyen asi kabilelerin bir hükümet darbesine teşebbüs et- meleri ihtimaliydi. Zira Irakta oldu- ğu gibi Suriyede de kargaşalıklar başlamıştı. Hükümet, Iraka taraftar siyasi şahsiyetlerin — tevkifine giriş- mişti. Eski Cumhurbaşkanı Haşim Attasi'nin oğlu ve 8 milletvekili bu mevkuflar arasındaydı. — Diğer taraf- tan Irakın desteklediği kabileler orta- lığı karıştırıyorlardı. Halepte Bâbül- feray semtinde binlerce kadın, elle- rinde "Ordular kışlalarına çekılsın "Kahrolsun komünistler ve kuyruk— ları", "Artı idareyi erbabına bıra- kın" yazılı levhalar olduğu halde nü- mayişler yapmışlardı. Maamâfih Su- riye hükümeti de, Mısırın büyük yar- dımıyla, Iraktaki karışıklıkları kö- rüklemekten geri kalmıyordu. Na- cefteki karışıklıklarda lrak ordusu, nümayişçilere karşı havan toplarını ateşlemeye mecbur kalmıştı. Umumi bir grevin patlak verdiği de söyleni- yordu. Kolombiya delegesinin Birleşmiş Milletlerde teklif, ettiği gibi, Irak-Su- riye hududuna Birleşmiş Milletler Kuvvetlerinin — yerleştirilmesi, karı- şıklıklara son vermek — bakımından, çok faydalı olacaktı. İran'ın teşebbüsü rta Doğudaki son hadiseler, Bağdat Paktı üyesi İranı da de- rin derin düşündürüyordu. Bu hafta- nın basında, Mecliste dış politika hakkında izahlarda bulunan Dış İş- -eri Bakanı Ali Ardalan, İranın Orta Doğu müslüman memleketleri arastan da bir konferans tertiplemeyi düşün- düğünü açıkladı. Ayni gün Türkiye, Suudi Arabistan, Lübnan, ÜUrdün, Suriye, Irak, Mısır ve Pakıstanın Tahrandaki elcileri Dış İşleri Bakan- lığına davet edildiler. Elçilere İranın projesi izah edildikten sonra, hükü- metlerine tevdi olunmak üzere birer davetname verildi. Ankara, İranın bu teşebbüsünden haberdardı. Yalnız Dış İşleri Bakan- lığının selâhiyetlileri, halen Pariste bulunan Başbakan Adnan Menderes Türkiyeye dönmeden bu mevzuda her hangi bir yorumda bulunmanın, müm- kün olmadığını söylüyorlardı. Hoş, 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: