15 Aralık 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

15 Aralık 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

başka türlü bir hareketi bekleyen de yoktu. Zira uzun zamandan beri ve- kaleten idare edilen Dış İşleri Ba- kanlığının, — fiilen, bizzat — başbakan tarafından tedvir edildiği biliniyordu. İranın bu teşebbüsünün — Bağdat Paktı Üyesi devletler tarafından sempatiyle karşılanacağı tahmin edi- lebilirdi. Fakat Mısır, Surıye Ürdün, Suudi Arabistan ye hatta Lubnanın İranın davetini "mevsimsiz" k larını bildirmelerine şaşmamak lâ- Bağdat Paktı dışında n müslüman memleketler bu konferan- sa katılmayı kabul etseler bile, arzu- lanan neticelere ulaşmanın pek, ama pek çok zor olacağı aşikârdı, Sovyet Rusya Talebe bu!. eçen haftanın başında, Moskova Universitesinde — okuyan talebe- ler Krutçefi aralarında görmekle ta- rifsiz derecede hayrete düştüler. Rus lıderının yüzü- mutadı hilâfına- a- sıktı, "bin derd arasında bir de sizin- le mi uğraşacağım" der gibi bir hali vardı. Talebelerin hepsi konferans salonuna toplanmışlardı. Krutçef'i karşılarında — görünce — alkışlamaya başladılar. Krutçefin yüzünün aşık- lığı biraz geçer gibi oldu. Fakat al- kışlar dinmek bilmiyo za remlin'in sevimli lıderı işin aslını anlar gribi oldu ve suratını büsbütün astı. Talebe bat. — Yuhalayamayınca, alkışlardı. Bern de öylesine alkışlar- dı ki, yuhalamak bunun yanında hiç kalırdı Alınan bazı — "tedbir"lerle alkışlar kesilince, Krutçef Unıversıtelılere Nikita Krutçef Alkışa — alkış!. AKİS, 15 ARALIK 1956 "İsyan ve Kargaşalıklar hakkındaki kanun"dan bazı seçme parçalar oku- du Eger tuttukları yolda ayak direr- rse top "tuz madenleri"ni boy- lıyacagını hatırlat Bir kaç zamandır çok itaatli Mos- kova Üniversitesinde bir huzursuzlu- ğun başgöstermiş bulunduğu herkes tarafından biliniyordu. Macaristan hâdiselerini resmi plaga uygun ola— rak izah eden bir ho nın dersini bütün talebeler terkedıp çıkmışlardı. Talebeler, resmi propa- gandaya rağmen, Macaristan hâdise- lerinin sosyalizm — prensiplerle alâ- kası bulunmayan bir barbarlık hare- keti olduğunu, — "faşist" adı altın .a kahraman macar işçilerinin kurşun- dan geçirildiğini — seziyorlardı. Esa- sen bir çok rus askeri de Macaristan- da işçilere ateş açmayı reddetmişler- di. Bu zulüm için Orta Asyadan, kendilerini Mısırda bulunuyor sapan cahil askerler getirilmişti. Rus genç- liği kendi kendine düşünmesini öğre- niyordu. Kremlinli liderler de erg'?ç idrakin ne zulümle, hne de beyin yı- kamakla ortadan kaldırılamıyacağı- nı ogreneceklerdı Moskovalı talebe- ler "serbest edebi müzakereler" yap- mak için bir cemiyet Cemiyet ister istemez, lere siyasi gibi — gözü ken mevzularla da meşgul oluyordu Talebeler Stalin metodlarına son verilmesini, Rusya- nın daha demokratlaştırılmasını is- tiyorlardı. Rus liderlerinin şimdilik cevabı, gözdağı — vermek, talebeleri karakollara götürmek ve hapsetmek— ten ibaretti. Bu fikir hürriyetine ta- hammülü olmıyan bütün dikta rejim- lerinin başvurduğu bir usuldü: Ge- Ispanyada Irakta ve bu hü fikrin müdafii üniversitelerin kapıları kilitli bulu- nuyordu. Yugoslavya İki taraflı kılıç eçen hafta Belgrad'da Yunan ve Yugoslav lıderlerı Doğu Avru- padaki sovyet ıdı karşısında alı- nacak tedbirlerı müzakere ediyorlar- dı. Fakat yunanlıların hazır bulundu- ğu bir konferans masasında, Metinli- lerin dünyaya hücumu bahis mevzuu olsa bile, konuşmaların sadece Kıb- rıs meselesine inhisar edeceği aşi- kârdı. Sanki dünya güvenliği ancak kıbrısta yunan bayrağının dalgalan- masıyla temin edilecekti Nitekim yunan başbakanı Kâra- manlis Belgrad'da "Kıbrı meselesi halledilmezse, meselenin beynelmılel— leşeceğini, tehlikeli ve şümullü neti- celer doğuracağım" söyledi. Müzakerelerin hitamında müşterek bir tebliğ yayınlandı. Bu tebliğ, mu- tadın fevkinde, — beylik 'bir edebiyat numunesiydi. Macar halkının isteklerinin ruslar tarafından silâhla boğulmasının me- suliyetini, büyük ölçüde macar hükü- DÜNYADA OLUP BİTENLER Mareşal Tito İki sevgilili adam metine yükleyen Tito, milletlerin mu- kadderatım bizzat kendilerinin tayin etmeleri prensibine — bağlılığını ifade ediyordu. Tedhiş hareketlerinde bü- yük istidat gösteren — Yunanistan ve ir zamanlar Trieste'yi işgale niyet- lenen Tito, mılletlerarası 1htılaf1ar1n hallinde ku başv maması prensipine baghlıklarından dem Vvu- ruyorlardı. Konuşmaların en alâka çekici kıs- 1, muhakkak ki Balkan Paktına ait olanıydı İki Mmemleket, bu pakta bağlı olduklarım beyan ediyorlardı. Pakta üye bulunan memleketler - Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan- arasındaki 1şb1r11gın1 arttırmak için ellerinden geleni yapacaklarda. Yal- nız işbirliğini Önleyen engeller orta- dan kaldırılmalıydı, — Kısacası Kıbrıs Yunanistana terkedilmeliydi. Nehru gnbı beynelmılel hakem ro- lünü çok benimseyen Tito, Balkan Paktının elâ gozlerı için, Kıbrıs me- selesinin halli yolunda — Yunanistana ardım — edecekti. O Yugoslavya ki, Rusyayla tekrar flörte başladıgı gün- den bu yana değil Paktın, Türkiye- nin bile adım unutmuştu. Türkiyenin paktı kuvvetlendırmek yolundakı te- şebbuslermm "mevsimsiz" — olduğunu mağrur ve bilgiç bir eda ile söyle- mekten çekinmemişti. Tito'ya "Balkan Paktı" lâfını tek- rar ortaya attıran, belki de ruslardan yeniden korkmaya başlamalıydı. Ha- kikaten ruslar Tito'ya bir gün iltifat, ertesi gün de küfür ediyorlardı. Ma- caristanı çizme altında tutuyor ve Gomulkanın — sırtını — okşuyorlardı. Kremlindeki meyda muharebesini nisbeten liberal Krutçef'in mi, yoksa 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: