9 Mart 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

9 Mart 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

uyandırıcı tablonun modelliğini biz- tiği pencereden uyuyan kadının aşığı sevgilisine hayran hayran bakmakta- dır. Sergiyi gezenler derhal iki gruba ayrılmıştır. Bir kısmı "sosyal rea- i asmayan cesaretli res- tasvip etmektedır Ilya Gla— gruba mensup olanlar ise - tabit tab- loyu uzun uzun seyrettikten sonra - , Tülmemiş ahlâksızlıktan iğrene- tedirler. Utanm yan bu "edepsiz ressam, kendi ka- rısını model seçerek her turlu müsa- maha hududunu çıgnemıştır' Sanata bıle çobanlık etmeyı elden bırakm i henüz sesini çıkarmış degıldır Maamaf'ıh genç ressamın cür'etinin hoş görül- si mümkündür. Zira sanat münek- kidi Tchlenov, İngilizce bir yayında, Guerassimov'un başkanlığındaki kü- çük bir ressam grubunun vakitlerini Stalını ilâhlaştırmakla geçirmesini ve "nü'"yü ortadan kaldırmasını şid- detli bir ifadeyle tenkit etmiştir. Mü- nekkıdın makalesı şöyle sona ermek- ve bilhassa kadın vücu- dunun guzelhgı realist edebi mevzuu, sosyalıst realizmde tekrar yerini bulmuş ur” S A N Sergiler Katıksız non - figüratif eçen haftanın sonunda İstanbul- daki Amerikan Haberler Büro- sunda beş sanatkar Tresim, heykel karma sergisi açıldı. Nuri Iyem, Sa- di Çalık, Ferruh Başağa, İlhan Ko- man, Ömer Oluc uzun zamandır ta- nınan güçlü sanatkârlarımızdandı. Non - Figüratif eserlerını çok gördü- ğümuz bu beş san rbu sefer çalış- malarını katıksız bır sergıde topladı- lar. atıksız, zira sergi non - fîguratıf eserlerden meydana gelmi: İmkân olsa, yani ekmek parası ya- kasını koyverse hep non - figüratif çalışacağını soyleyen Nuri İyem pa- nosunun Önü aydınlık, sağlam e- serlerini rahat bir 1fadeyle savunu- yordu. Ressam Veli bir ağaç resmi yapsaydı bu "ağaç" değildi tabit re- simdi. Üstelik ressam Velinin de bu agaca bir bakışı ve onu anlayışı yok u? Şu halde bu, rTessam Velinin agac ıydı, herh angi bir ağaç değil! Ressam Veli ağaç resmi yaparken ne vermek veya ne istiyordu? Biçimler, renkler, çizgiler ve dolayı— siyle bir estetik netice değil mi? O halde ağacı ortadan kaldırsa bıle sa- dece renkler, biçimler kalırdı ki o da aynı netıceyı güzeli verirdi. Mevzu sadece şekil, renk ve biçim olamaz RESSAMLARIMIZIN ÇİZDİĞİ MO- DERN RESİMLER ME LISTE KA- EDİLME AKİS, 9 MART 1957 MECLİS KARARIYLA MODERN RESSAM HASAN KAPTAN PARİ- SE TAHSİLE GÖNDERİLDİ... A T mıydı? Bunların zaten bizatihi bir formu, bir tesiri dir degıller mMiyı alde ressa— mın güzeli verırken seyre denın güze- li ararken bır de agaçla veya adamla veya kayı çatışmasına ne lüz Vardı ?, Nurı İyem "Meselâ Van Go h diyordu, şu tarlaları, kargaları, gune- şiyle tabiattan n ve figür- lü bir ressam değil miydi. Ama eser- lerinde hep aynı kişilik, aynı tesir rdı. Ya tarla, karga çizmeseydi de ğ doğruya rengi, biçimi kul- n lansaydı ortadakı gene Van Gogh'utt gücü, natı ve güzeli olmayacak mıydı ? I te Nuri İyemin varmak ve kabul ettirmek istediği buydu. i Çalık ise çalışmalarım "en az vasıtayla en ço f de" diye açıkh— yor, hatta buna "minumumizm" di- - Nitekim bir çalışması şakuline' rını 1968 sergisinde yapıla- ak Türk p u için hazırlamıştı. Hakikı buyukluklerı 20 ıla 40 metre yunda olacaktı. Sanatkâr yolunu ve gayesini şöyle izah ediyordu: Bir kere her sanatkâr gibi o da kendi sevdiği ve seçtıgı maddeden hareket etmişti. Heykel sanatının 'evvelce sır- tına yuklenmış olduğu hikâyelerden sıyrılarak sadece maddenin kendi bunyesınde zaten var olan şekil, bi- çim, renk gibi vasıtaları kullanarak neticeye yani güzele gidilebilirdi. Bü- mesele, bu maddeyi, hususiyetle- çubuklar aslında boşlukta hareketsiz duran bir takım hareketsiz çizgiler- den ibaretti. Ferruh Başağa asıl gücünü 1 Mart ta açacağı sergiye saklamış görünü- yordu. Mozayık çalışmaları yapan sanatkar aynı gayeye bir de fayda- cılık eklemek arzusundayd ll atlerde sergının tek tük gezenleri vardı ki içeriye, umulmadık biri girdi. Sanatkârlar ve hazır olan- lar şaştılar. İşte bir politikacı, bir arti adamı ihtimal gelecegın iktidar sahiplerinden biri günün sanatına, igüratif resme karşı bu kadar ilgiliydi ha!. Gelen C.H.P. Genel Sekreteri Kasım Gülekti. Res- samlarla tanıştı, eserleri uzun uzun inceledi, bılgıh ve alâkalı izahat aldı, esim üzerine konuştu.. Memnun ve samimi, ellerini sıkıp tebrık ettı Tek— himi sanatlarından edilen kimler tarafından yarabbi! iş şu yersiz kaba hücumlardan şikâyet eden sanat- kârlar Gülek'e bunları duyurabildikle- ri için he e ümit hissettiler. 8 ları da hatırlar, gönüllerini hoş eder- 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: