1 Mart 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

1 Mart 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Tunus Harp ve Sulh (Kapaktaki Politikacı) Gpeçen haftanın başında sabaha karşı beyaz saçlı bir adam, çok yakından geçen bir uçağın gürültü- süyle yatağından fırladı ye yanı ba- şında duran telefona sarıldı. Sesinin titremesine mâni olamayacak kadar heyecanlıydı Bu son derece alçaktan uçan uçağın kime ait olduğunu öğ- renmek istiyordu. Telefonun — öbür ucundan cevap veren sesin, bir şey bilmediğim söylemesi beyaz saçlı adamın heyecanını daha da arttır- dı. Kendi kendine, "acaba yeni bir bombardıman mı?" diyordu. Heye- can içinde geçen bir yarım saatten sonra, — zevkli, fakat basit bir şekil- de döşenmiş yatak odasının telefo- nu çalıyordu: Korkacak bir şey yok- aynı fikirdeydi. Gazetelerine — yolla- dıkları haberlerde, muhabirler her an yeni hâdiselerin, çıkabileceğini bildiri. yorlardı. 8 Şubat saat 11 Şubat Cumartesi günü, sabahın hayli erken saatleri olmasına rağ- men halk Sakiet Sidi Yusuf köyünün pazar meydanında toplanmışı. Her Cumartesi, bu hudut köyünde pazar kurulmaktaydı O gün gök mavi, ha- va güneşliydi. Köyün mütevazı ilk- okulunda 30 çocuk, dikkatle öğret- menlerini dinliyorlardı. 2 kilometre ötede bir maden okulunda, işsiz işçi- ler yeni bir meslek ogrenmekle meş- guldüler. Kızılhaç teşkilâtına men- sup iki İsviçreli ve bir İsveçli de o gün pazara alış veriş yapmaya ge- lenler arasındaydı. Kızılhaç delege- leri, pazar yerini şöyle bir dolaşıp a- lacaklarını aldıktan sonra kamyon- Bomba yiyen Kızılhaç kamyonu Ona da Kızılay yardımı lazım tu. Beyaz saçlı adamı yatağından sıçratan motor sesi, normal servis- lerinden birini yapan bir Air-France uçağına aitti. Motörlerinden biri bo- zulduğu için — çok alçaktan uçmak zorunda kalmıştı. Uçak gürültülerinden ürken bu or- ta boylu zayıf adam Tunus Cumhur- başkanı Habib Burgibaydı. Telâşı hiç te yersiz degıldı Bütün Tunus hal- kı, 8 Şubat günü Fransız uçaklarının Sakiet Sidi Yusuf köyünü bombar- dıman etmesinden beri, her an yeni bir hava hücumu korkusuyla yaşı- yordu. Dost Fransanın memleket- lerini bombalıyacağını akıllarına bile getirmiyen Tunuslular, artık insan hakları fikrinin anavatanı Fransa- dan, her türlü "sürpriz"i bekliyor- lardı. Bu düşüncelerinde — yalnız da değillerdi. Bombardımandan — sonra Tunusa koşuşan 96 ecnebi gazeteci de AKİS, 1 MART 1958 larına binip uzaklaştılar. Ama daha iki kilometre bile gitmemişlerdi — ki köyün üzerinde kulakları tırmalayan uçak sesleri ve hemen bunun ardın- dan da yeri göğü birbirine — katan bomba gürültüleri işittiler. Başlarını geri çevirmeğe bile imkân kalma- mıştı. Kızılhaça ait iki kamyon dev- rilmiş, içindekiler ufak tefek yara- larla da' olsa yerlere — serilmişlerdi. Uçaklar tepelerinden çekilip gidince doğrulan Kızılhaç mensupları deh- şetle geride bıraktıkları köye baktı- : B. 26 tipi Amerikan bombardı- man Uuçakları gümrük karakolunu ve 30 talebeli ilk okulu yerle bir et- mişti. Ama Kızılhaç mensupları bir- den kendilerini gene yere attılar, İkinci bir uçak kafilesi gelıyordu Nitekim, bir iki dakika sonra bu u- çaklar da ikinci bir ölüm dalgası ha- linde yeni bir meslek öğrenen işsiz işçilerin üzerine bombalarını yağdır- dı. uçaktan müteşekkil üçüncü bir dalga ise ayni hedefleri yeniden tara. dı. Sağ kalanlar, harabeler arasın. dan ve bombaların açtığı büyük çukurlardan yaralıları çıkarmaya başladılar. Kurşun kalemlerini sı- kı sıkı tutan ufak çocuk ellerinin manzarası müthişti. Üç saat sonra ga zeteciler bombardımanın bilançosu- nu yapacak durumdaydılar: 63 ölü, 102 yaralı vardı. 130 ev ve 85 dükkân yıkılmıştı Ertesi gün, Fransız dos- u Amerikan Elçisi Lewis Jones da Sakiet faciasını bizzat görmeye gelenler arasındaydı. Üzerinde U.S. A, yazılı bir şarapneli gören Mr. Jo- nes'un son derece üzgün ve şaşırmış bir hali vardı. Bu, Tunus Cezayir hududunda vuku bulan ilk hâdise değildi. Hu- dutta oturan Tunuslular aylardır Ce— zayir dramım yaşıyorlardı. Tunu toprakları Cezayirli miliyetçiler 1ç1n emin bölgeydi. Cezayirliler hazırlık- larım burada tamamlayıp — Fransız askerlerine, sürpriz hücumları yapı- yorlardı. Fransızların çektiği 50 ki- lometre uzunluğundaki elektrik ce- reyanı verilmiş dikenli tel, bu cumları onlemeye kâfi gelmemışti Bunun uzerıne Fransız ordusuna hu- dut civarını temızleme emri veril- mişti. Ne dil nk, ne de kıyafet bakımından Cezayırlılerle Tunuslu- ları ayırmaya ikân olmadığı için "hatalar" yapmak mukadderdi. Tu- nuslular isteseler de, istemeseler de Cezayir harbine karışıyorlardı. Fran- sızlar bilhassa yeni yılın — onbirinci günü 17 Fransız askerinin ölümüyle biten rpışmayı unutamamışlardı. Cezayirliler yaralı dört Fransızı da beraberlerine alarak Tunus toprak- larına çekilmişlerdi. Fransız ordusu, 11 Ocağın intikamını almak arzusuy- la yanıp tutuşuyordu. Bombardı- man bu intikam alma arzusunun ne- ticesiydi. Bombardımandan — sadece Milli Savunma Bakanının ve ordunun haberi vardı. Bir oldu bitti karşısın- da bırakılan Hükümet Başkam Gail- lard, Ordunun muhtemel reaksiyon- larını gözönünde tutarak, insan hak- ları memleketine hiç yakışmıyan bu hareketin mesuliyetini kabulleniyor- u. Başkan Burgibanın gençliğinden beri hayal ettiği Tunus — Fransız iş- birliği öldürücü bir darbe yemişti. Fransa ve Tunus arasında 'artık Sa- kiet Sidi Yusuf katliamının kurban- ları vardı. ardıman,Talley- rand'ın Enghien Dükünün idamın- dan sonra söylediği gibi bir cinayet- ten.daha fazla bir şeydi, bir hatay- dı. Herşeye rağmen Fransanın hay- ranı olan Burgibanın, korktuğu niha- yet başına gelmişti. Daha 1956 sonba- harında Pariste çıkan bir mecmuada yazdığı "Fransız dostlarıma — mek- tup” adlı makalede. Kuzey Afrikada iki ayrı siyasetin mümkün olmadığını yazıyordu. Tunus ve Fasın istiklâli- 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: