6 Eylül 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

6 Eylül 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Altan üçlüsü esası teşkıl edecekti. Piyeslerini kendilerine göre seçecek- lerdi.İlk piyesin yerli bir yazardan olmasını ıstıyorlardı Hattâ bunu ti- yatroları için bir gelenek yapacak- lardı. Bu sene Sabahattin Kudret Aksalın "Tersine Dönen Şemsiye" si ile başlıyorlardı. Oyunu — sahneye Mücap koyuyor, önemli rolleri de Mücap, Altan, Lâle paylaşıyorlardı. Arkadan Strındberg in bir perdelik 'Matmazel Julie" isimli oyunu ile yine bir perdelik, henüz' karar ver- medikleri bir komediyi oynayacak- lardı. Sonra belki, dar bütçeleri ile kostüm meselesını halledebilirlerse "Uyuyan Prens i the Showgirl" i oynamak istiyorlar- dı. Sırada genç yazarlarımızdan Yıl— dırım Keskinin erk m" isimli bir komedisi de vardı. Dormen'den ne haber aldun Dormen Tiyatrosuna ge- bü genç topluluk da, bu sezon yine Küçük Sahnede oynaya- .Fakat geçen sene kadronun seyirciyi pek tatmin etmediği görül- müş ve bu eksikliğin telâfisi yolu- na gidilmiştir. Adana Şehir Tiyatro- suna giden Bilge Zobu ve kadrodan çıkarılan bir kaç oyuncunun yerle- rine Ulvi Uraz, Ayfer Peray ve Gül- ris Türkkan gibi oyuncular alınmış- ır. Bu sene yalnız "Fare Kapanı"nda oynamağa karar veren Haldun Dor- men, ilk piyes olan Roussin'in "Ni- na" isimli komedisini sahneye koya- caktır. Bu oyunun baş rollerini Ul- vi Uraz, Ayfer Feray ve Erol Gü- naydın paylaşmaktadırlar. Haftanın dört günü oynayacak olan bu kome- dinin yanında John Van Druten'in "Bir Fotoğraf Makinesiyim" oyunu da diğer üç günü dolduracaktır. Bu oyunu da sahneye Tunç —Yalman koymakta, baş rollerde Gülriz Türk- kan, Şükran Akın, —Metin Serezli, Yılmaz Gruda oynamaktadırlar. İş üç nalla... Istanbul Belediyesi Şehir Tiyatro- ları ise bu sezonun başında "Cyra- no de Bergerac"ı, dramda oynamak kararındadırlar. Cyrano rolüne Hü- seyin Kemal ve Sami Ayanoğlun- dan başka, oynamayı reddeden Ab- durrahman Palayın yerine Rıza Tü- tün seçilmiş ve Roxane rolü Nedret Güvence verilmiştir. Diğer roller i- se eski sahiplerine bırakılmıştır. Yeni Tiyatronun, yeni mevsime gireceği piyes hakkında iki rivayet dolaşmaktadır. Shakespeare'in "Yan- lışlıklar Komedisi" ile "Sevgili Flo- rence" isminde bır Fransız, oyunu. İlk oyun olarak "Sevgili Florenee düşünülmüş ve baş rolü de Münir Ozkulun oynamasına karar verilmiş. ise de, bir dişçi koltuğunun buluna- maması işi şimdilik tehlikeye sok- muş ve Trahat çıkabilecek bir piyes olarak "Yanlışlıklar Komedisi" ön plâna alınmıştır. Bu günlerde dişçi koltuğu meselesi halledilirse "Sev- gili Florenee", halledilmezse "Yanlış- "liklar Komedisi" oynanacaktır! AKİS ,6 EYLÜL 1956. Tiyatromuzun meseleleri SAHNEMİZDE ŞİİR Istanbul Radyosunun — "Sahne Dünyasından" programında ge- çenlerde bir perşembe akşamı Ve- dat Nuri Türkkan Behçet Kemal Çağlarla şıırın tıyatrodakı rolünü tartıştı. Türkkan "Sahnede şiirin İ İ İ bunun tiyatroyu ıyı bilen Türkkanın cıddı ikri olduğunu sanmıyorum; gali karşısındakını konuşturmak ıçın söylüyordu. Zira şiirin tiyatroda- ki yeri tartışma konusu olamaya- cak kadar helhdır Geçmıştekı bü- tün tıyatro zirveleri sahneye şiir çeşnisinin en ço ok getirilebildiği çağlardır. Yirmi beş asırlık sah- ne edebıyatından elimizde — kalan güçlü ler de şiir tarafı en agır basan arı Yalnız burada bir parantez a- çıp iki noktaya işaret etmek ge- rek. Bir kere, şiir komediye de- ğil, trajediye uygun düşer. "Ha- yata hissederek bakarsanız insan- lara acır, düşünerek bakarsanız gulersınız" derler. Şiir de, düşün- ce unsurunu içine almakla bera- ber, herşeyden- evvel süzülmüş ve teksif edilmiş his demek olduğu- na göre, trajedinin sisli, bugünden uzak, ruyamsı havasına yakışır. Onun için komedi burada soyle- nenlerin dışındadır. nra, manzum sözle şiiri ayırt edebilmek gerekir. Şiir gücünden mahrum, yavan, günlük lafları bir vezne oturtup araya kafiyeler de serpiştirerek manzum yazmak ga- yet kolay bir iştir; fakat bu hok- kab zlık sahn diline ve Buna karşılık nesir halınde yazılmış sozlerın yer ye şıırleşmesı mümkündür. — -Mes er'in "Satıcının ölümü" sındekl gibi.- Bu iki noktayı gözden kaybet- emek şartıyla denebilir ki, şii- sahnede yeri o lmaması şoyl dursun çağımızda tiyatronun zir- velere doğru kanat açamamasının en büyük sebebi şıırsızlıktır Dun- ya tiyatrosu İbse sahneye ge- tırdıgı kursu edasının, tez mera- kının, realizmin fotoğrafik mana- da anlaşılmasının "ileri" entelek- tüel .tavrının iyi niyetli kurulu- ğ hâlâ kurtulamadı. nen, Strındherg, O'Neilli, Brecht, Sar- tre vesaıre bu 1sımlerın keskın özlü, eyinli, sivri ka- lemli sahiplerinin Shakespeare'e yaklaşamamalarının başlıca sebe- bi nedir? Eserlerindeki şiirsizlik! -Tiyatroya şiirli eserlerle — giren bsen sonradan arıda bahset- © B> — piye- Neill'in ise dil yetersizliğine rağ- Refik ERDURAN men bazı piyeslerinde şiir kırıntı- lan vardır; zaten kalan eserleri de onlardır.Öyle görünüyor ki, 1875 ile 1950 arasındaki labalığından asırlar çapında kala- cak tek isim Shaw'dur. Bunun da iki sebebinden birincisi Shaw'un zaten şiire pek ihtiyaç gösterme- yen fikir k dısı tarzında yaz- eserlerinde ve dilinde Bach'ın mü- ziğini andırır gayet ince ve riyazi bir şiir havası bulunm sıdır. Dün; büyük tiyat- ro merkezlerınde sahnelerın bu şi- ir açlığı çoktan hissedilmiş ve ça- resi aranmağa başlanmıştır. Gel- geldim — -zorla değil ya!- ve düşüncesi melânkolik bir çık- maza girmişe enzeyen Batıda son yıllarda güçlü şaır, güçlü pi- yes yazarı çıkmıyo Ben Türk ıyatrosunun tıkne- fes Batı sahnelerini yakınd hay- retlere — garkedece ir hamleye hazırlandığına ınanıyo um. Mem- leketimizi kötüyeyip küçüm ce şahsımızı yükselttiğimizi — san mak huyumuza, yetkililerden ço— gunun körlüğüne veya kötü niye- tine, tiyatronun her kolundaki sa- natçılarımızın sinik — ateşsizliğine, âsız çekişmelere, aptalca re- kabetlere herşeye herşeye rağmen bu hamlenin malzemesi ve işaret- leri ortada. Doğu milletleri ara- sında haysiyetini ilk keşfetmiş ve Batı zorbalığına karşı ilk zafer- lerden birini kazanmış bir toplu- luğu harındır an bu memleket -a- a yerde onculugunu ne kadar kaybetmış görünürse görünsün- sanat ve ilimde ve mutlaka İslâm hırsıyla Batı anlayışının ilk tam sentezını yapacaktır. Bu sentezin en güzel meyvalarından birinin ti- yatro alanında belirmesi için bü- tün şartlar hazırdır. Bu hamleyi yapacak ekibin ça- lışmalarının ilk safhası kendileri ne düşen yazarlarımızdan çoğu komediden ziyade ciddi piyese asa- rak sarmışa benziyorlar. Hiciv dolu, şeyler yazması — beklenenler bile (meselâ Çetin Al tan, meselâ -son bir iki yıldır piyes yazmağa başlamış bulunan- ko,; yu, ciddi, rın çogunun çalışmaları trajediye de yonelebılır O takdirde kendi- lerine sözüm şu Şiir, mutlaka şı- ir! Ama öyle içine donuk, gözü yaşlı, burnu akan şiir değil. Tı- yatroya layık, — binlerce İ "Gol!" diye bağırır gibi kaldırabilecek güldür guldur şiir! Mırıltı değil, nara! "Yaz, adına ak kazanılacakta memlekete ve tiyatroya bu verilmeli.

Bu sayıdan diğer sayfalar: