18 Ekim 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

18 Ekim 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yede sergi, sadece seyredilen gü- zel bir el sanatları sergisi olmaktan çıkmıştır. Orada Türk el sanatları kadar eski Türk adetleri de adeta yaşamaya başlamıştır. — Üstelik 'bü- tün bunlar surukleyıcı bir sanat ha- vasına da büründürülmüştü Sergide bakırdan yapılmış saplı bir el çantasının önünde duran genç bir hanıma Güzel Sanatlar Akademi- sine mensup bir talebe izahat veri- yordu: "Anadoluda hanımlar bunu sıcağa, giderken yanlarında götürür- ler. Sabun, kese, tarak taşımak için- dir." Bir başkası kocaman bir hava- nı göstererek: "Bu ibek kahvesi içindir" diyordu. Bir dıgerı büyük tahta kaşık ve kepçelerle buğdayın nasıl tutularak haşlandığını, süzül- düğünü anlatıyordu. Sergide ziyaret- çilere izahat verenlerden biri de Türk dostu Dr. R. Anhegger idi. Dr. Anhegger Türk el sanatlarını Türk- ler kadar, belki de onlardan" daha -çok fazla tanıyor ve seviyordu. Turistlere hatıra erginin ilgi çekici taraflarından biri de muhakkak ki turistler için hazırlanmış hatıra eşyaları idi. Bu eşyaların propaganda bakımından da önemini Uunutmamak İlâzımdır. Zaten bu serginin bir gayesi de bu hatıra eşyalarının Türk havasını da- a çok verecek yeni ilhamlar kayna- ği olmasıdır, Türk El Sanatları Sergisi, hemen her branşta çalışan sanatkârlara ve evini süslemek isteyen ev kadınları- na, turistik eşya ticarethanelerine tükenmez bir ilham kaynağı olabile- cek kadar zengin ve çeşitlidir. Dekorasyon Eski - Yeni vıtrınlı ferah aydınlık ta- G enış iyle modern şekilde dekore edılmış magazaya giren bir müşteri, içerideki daha ziyade klâsik eşyala- TI seyretti sonra — yanındakilere: "Allaha şükür, nihayet oturaklı, nor- mal eşyaya rastlayabildim" dedı Ne- dir efendim o kuş gibi hafif, çekir- ge biçimli koltuklar ? Yenıhkmış' Rahatlıgın yenılıgı olur mu imiş?-" Bu sözler; mağazanın arka tara- fındaki kuçuk salonda uzun bir mü- nakaşaya dalmış olan kalabalık gru- u, mağazanın ön tarafına çektı Bir hanım muzaffer bir eda ile, "Görü- yor musunuz, klâsik eşyayı sevenler de var" dedi bej kostümlü, zayıf bir erkek bu sözleri gulumsıyerek kar- şıladı: "Doktor hastanın nabzına gö- re ilâç verir" dedi. âsik eşyanın da, bugünün görüşüne, bugünün İh- tiyaçlarına cevap veren, — bugünün modem eşyasının da güzelı vardır. Ben derim ki insan zamanında, za- manının içinde, yaşamalıdır, modern Eşya bugünün küçük apartman da- irelerine çok daha iyi gıtmektedır Bu klâsik eşyanın olçmes demek d gıldır Yerıne gore dekorasyon, pren- sip bu olmalıdır Hâdise Istanbulda, AKİS, 18 EKİM 1958 Taksim ile Harbiye — arasındaki Adil — mobilye evinin açılışında cereyan edıyord Davetliler eski eşya - yeni eşya mü- nakaşasına girişmişlerdi. Münaka- şayı körükliyen yüksek dâhili mimar Vedat Ergundu. Vedat Ergun mağa- zanın dekorasyonunu yapmıştı. En iyi eşyanın, yerini bulan eşya oldu- ğuna inandığı için dekoratörlerin ev- lere giderek yere göre model çizme- lerinin eşya tanzimi bilgisini memle- kette Aartacağına inanıyordu ama; bunun da bir şartı vardı: İhtisas. İş bilenin kılıç kuşananın edat Ergunun şikâyeti, ernm kolayca dekoratör sıfatını alabilmesidr.Bu konuda, büyük bir titizlikle, ihtisasa hürmet edilme- dikçe yanlış anlaşılmış acayip mo- dern eşyadan, yersiz kullanılmış eş- her isti- KADIN vitrin dolaşır nihayet gözlerini okşı- yan birtakıma karar verir, evlerine getirirler. Çoğu zaman yemek odası salona uymaz veyahut yatak odası- nın tuvaleti odaya sığmaz. Bu genç- ler, o ana kadar hiç dekorasyon işi ile uğraşmamışlarsa tabii olarak, bilgisizce hareket ederler. Çok çabuk demode olacak, zevksiz ve mübalâ- ğalı bir modern eşya alır, kısa za- manda pişman olurlar. Veyahut gü- nün Ihtıyaç ve görüşlerine cevap ve- remiyen, gözü yoran, temizliği, ba- kımı güç eski eşya üzerinde durur- lar. Halbuki bu gençler, zevkli bul- dukları bir mağazaya müracaat e- dip dekoratörü evlerine davet ede- rek, döşenecek odaların şekli ve eba- dına göre, dekoratörden bir plân is- tedikleri takdirde çok daha zevkte Adil Mobilya mağazası Zevkle bilgi yan yana yadan 'kurtulmak mümkün değildir. İki çizgi çizen, iki resme bakan ken- disini zevkli deden her insan el- bette ki dekoratör değildir; Bu hu- susi bir tahsil, ihtisas, . hakiki bilgi isteyen bir iştir. Demir. eşya moda oldu diye bir rivayet çıkar, bakarsı- nız heryerde demir eşya! Demir eş- yadan insana gına gelir. Elbette ki demirin yeri vardır. Bu yer bir evin salonu değil terasıdır. Bugün piya- sada bol miktarda gördüğümüz tel ve hasır eşyanın, ahşabın tabii hep ayrı ayrı yeri vardır. Bugün dekorasyon bilgisinin ileri merhalelere ulaştığı — memleketlerde eşya kadar eşya tanzimi de mühim- dir. Meselâ ev kuracak iki genç ta- savvur edelim. Bunlar bizde vitrin döşenmiş bir eve sahip olacakları aşikârdır. Bu sistemin daha pahalı- ya mal olacağım düşünmek, bunu addetmek de hatadır. Çünkü her bütçeye göre aynı şeyi yapmak mümkündür. Dekoratörün — müşteri- nin zevkini göz Önünde tutacağı da aşikârdır. Bugünün eşyası ugünün modern eşyası, zaman insana estetik mal bir lınabılen bilhassa bakıldığı ir sevk ve- bütçe ile satın a- rahatı ve kon- fora temin eden eşyadır. Har memleket bu yeni eşyaları kendi malzemelerini kullanarak İ mâhalli— leştirebilir. Meselâ biz, Türk kilim- lerini, bakırı çevreve herhangi Türk işi motif ve dekoratif eşyayı kulla- 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: