18 Ekim 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

18 Ekim 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mubalaâadan biraz daha kaçınması âanını oyarak, mükemmel bir oyun İsrail Alkış, alkış, alkış... el-Aviv'de bir bina. bu günler T de gene alkıştan ınleyecektır Bu binanın a: abim Tiyatrosudur ve bundan bir kaç yıl ünce ınşa e- dilmiştir. İsrailin en büyük tiyatro- su olan bu bina' 1100 kişi almakta— em bir akustik tertıbatım havıdır ve en mühimi enelik ir maziye sahip olan son derece en- teresan bir tiyatro topluluğunu ba- rın adır. Bu topluluk binaya da adını veren Habimah tiyatro top- luluğudur. 1917'de Rusyada Rus mu- sevileri tarafından kurulan — Habi- , bir yıl sonra İsraile göç etmiş ve o günden bu a da © Israılde temsıller verme g evam — etmiştir 1955 - 56 yılları arasında 470 temsil veren Habıma rail içinde o turnelerle Avrupada sükse- toplayan Hal d ğu yıldan bu yana temsil ettiği eser- lerin sayısı 154'dür. Bu rakamdan da görüldüğü gibi, repertuvarı bir hayli dar olmasına rağmen Habimah, her yıl perdelerini açtığında seyirci- lerin her geçen gün biraz daha ar- tan h yranlıgını toplamaktadır. Ha- bimahın bu büyük süksesinin başlıca sebeplerınden biri, en modern eser- lerin hemen yanı başında, Tevrattan çıkartılmış bir takım repertuvarına alması ve bunları 18- rarla oynamasıdır. Bu günlerde Habimah — tiyatro- sunda musevi âleminde pek tutulan adlı efsanevi bir temsil sah- neye konacaktır. Daha önceki yıl- larda da temsil edilen ve başarı sağ- layan bu eser üç perde ama- tik bir efsane olan Dybo! za manda güzel bir aşk hıkayesıdır de. Eserin hikâyesi kısaca şöyledir: 19. asır Rusyasında ücra bir köşede-ya- şayan bir musevi cemaati içinden ye- tişen Hanan adında bir talebe, cema- atin zenginlerinden .Sense'nin kızına âşık olur: Fakat Hanan fakir oldu- ğundan Sense; kızı Lea'yı bir baş- kası ile evlendirir. Hanan da kede- rinden ölür. Ancak Hanan'ın ruhu Dybouk, sevdiği Lea'nın tenine gi- rer. Genç kız babasının bulduğu a- damı red eder. Lea'nın babası duru- mu anlayınca kızını tanınmış bir adamı olan Aziz Asriel'e goturerek içine girmiş olan kötü ruh- ları çıkarmasını ister. Ama genç kız iradesiyle etrafındaki sihirli çembe- ri kırar ve sevgılısı ile buluşmak için ölür. S. tarafından. Tevrat- tan adapte edılerek yazılan bu piyes muhteşem dekorlar içinde temsil e- dilmel e pek yakında Tel- Avıv de Habımah tiyatrosu bu sene- tiyatro mevsimini bu fantastik eserle açacaktır. AKİS, 18 EKİM 1958 SİNEMA Filimcilik Yem teknıkler Ser- ilk Dünya gisi 1900 başmda Pariste açıl- dığı vakit, birçok yenilikler arasın- da, bütüne kadarki geniş perdelerın eh büyüğü olan "cineorama" da yı almaktaydı Fransız araştırıcısı Ra- oul G buluşu 0- lan cmeoı'ama"' ı]mdır biçiminde bir salonda gosterılıyordu Salonu çepçevre kuşatan duvar, manda perde vazifesi yani 360 dereceyi kaplıyan de... Salonun tam merkezinde bulu- nan silindir biçimindeki projeksiyon odasına yerleştirilen on projeksiyon makinası, 360 derecelik perdeyi kap- lyan gö örüntüler aksettirmekteydi. eyirciler, projeksiyon odasının tünden taraçadan, kendilerini çev- reliyen duvardaki bu — görüntüleri seyrediyorlardı. Grimoin - Sanson, bir çok sahnelerını o zaman büyük bır yemlık olarak bir ballın- dan © ği için, seyircilerine balon- la seyahat ediyor hissini vermek ü- zere, taraçayı balon sepeti biçimin- de yaptırmış, bunun üzerine koca- man bir balon yerleştirmişti. Salon- da ışıklaı' söndüğü vakit, dııvarda yükselen alonda lmmş ler başlıyor, tepelerindeki balonla birlikte seyirciler de Paris üzerinde bir balon gezintisine çıktıklarını sa- nıyorlardı. "Cineorama" 1900 Paris Dünya Sergısının en dikkati çeken yeniliklerinden' biriydi, ama -sadece, î(gosten apılabildi. Zira, on pro- jeksiyon m: asıran meydana getir- diği müthiş sıcaklık, peliküllerin ve balonun her ah tutuşması ihtimalini ortaya çıkarıyordu. Paris polisi bu- nu göz önünde bulundurarak göste- rileri yasak etti "Cineorama" bi yıl l%ııa, yirminci ün- ya Sergisi olan 1939 New ork Dün- ya Sergisinde, Grimoin - Sanson'un silindir biçimindeki perdesi yanın küre biçmindeki bir perdeye görüntüler aksettiren "Perısphere in gösterileri yapılıyordu. Ameri Fred "Waller'n buluşu olan "Perisp- here , aşagı yukarı Grimoin - San— una benziyordu. On İki proleksıyon makınası yarım küre ü- e g rüntüler duâvuruyordu Ara- ya s alter'in buluşu bu sefer savaş ılotla eğitimin- de kullanılmağa başladı, yarım küre biçimindeki perdenin merkezin - turan pilot, perdenin her yanından beliren uçaklara karşı atış talimleri apıyordu Walter, savaştan sonra u buluşunu, biraz değişik * şekilde ve "Cineorama" adıyla pıyasaya çı- karacak, ondan sonra çeîglı perde usülleri birbirini t yerine, Cmetarıum G eçen ay ortaya çıkan Cinetari- um", "Cineorama" ve "Parisp* here" ile aynı esasa dayanıyor, fa- kat gerek çekim gerek oyna! a kımından çok daha basit usuller kut- lamyordu Gerçekten de "Cineorâ- filmi elde edebilmek için aynı eksen etrafında dizilmiş on kame- ynı zamanda on ayrı pelikül üzerine sahneyi tespit etmesi, son- ra bunun on pı'o_ıeksıyon makinası ile verilmesi lazımdı; phere ıse on-iki kamera, on iki pelıkul n iki. proleksıyon makınası ku]la— nıyordu Halbuki "Cinetarium" bu t- şi bir kamera, bir pelıkul ve bir pro- jeksiyon makınasıyla halletmektedir. "Cinetarium" un salonu ve filmi Panayır eğlencesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: