28 Temmuz 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

28 Temmuz 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Sosyal Hayat Dans Umumıyetle sevilen ve hakikaten zevkli bir eğlence olan dans yeni yetişmeğe — başlayan çocukluktan gençlik devresine geçen kızlarda ve erkeklerde heves uyandırır. Evde ken- di aralarında günün — modası olan dansları güzel yapabilmek için ade- ta prova ederler. Nihayet 17-18 yaşı- na gelince eğlence yerlerindeki pist- lerin en canlı oyuncuları olurlar. Yalnız dans etmenin de bir takım adabı olduğu unutulmamalıdır. Bir- birlerini tanıyan kimselerin bulundu- ğu danslı eğlence yerinde, en çok dik- katli olması icap edenler erkeklerdir. Bir damı dansa davet etmek isteften erkek, ceketini küçük bir hareketle dugmeleyıp, usulca rica eder. Bu tek- lif kabul edilirse, kadın erkekten bir adım önde olmak üzere piste gidilir. Kadının teklifi reddetmesi o topluluk- a 'başka kimseyle de dans etmemeye niyetli olması demektir. Çünkü, biri- ne "hayır" dedikten sonra başkala- rıyla dans etmek, reddedilen kimseyi vaz 1yette bırakacağı — için ayıptır. Dans esnasında erkekle kadının boyu uygunsa, erkek sağ elini kadı- nın bel hizasından biraz yukarı avu- cuyla tutar Kısa boylu ise enseye yakın olmamak şartiyle, daha yukar- dan tutabilir. Uzun boyluların tam bel yerinden tutmak lâzımdır. Elbise- Danseden bir çift Bunun da usulü var AKİS, 28 TEMMUZ 1959 İhtiyarlık Korkusu ir çok kimseler yaşlılıktan kor- karlar. Yaşlanınca, herşeyden el çekip bir köşede ölümü bekle mekten başka çare kalmadığına inanırlar. Değerlendirmesini bilen- ler için insan hayatının her devre- , şüphesiz ki ayrı bir güzellikte- dır Yaşımıza yaş katan yılları durdurabilmek imkânsızdır. Ama, kafaca ve ruhça genç kalmak eli- mizdedir. Yaşı yıllarla biçmek pek doğru bir hesap gerek Çünkü, genç oldukları halde yaşa- ma sevincini, heyecanını kaybet- miş, fikri ve bedeni faaliyetlerini durdurmuş, yeniliklere karşı, nice ihtiyar ruhlar vardır. Gençlik ha- yatin bir devresi değil de insan îiqhunun ifadesi olarak görülmeli- ir. Fikri fâaliyetten tuttuğunu, zekâsı uyanık olan kimsenin de ihtiyarlamıyacağını söylerler. Bu sözün doğru olup ol- madığı düşünülürken bir an tered- düt edilse bile akla gelen bir çok isimler şüpheyi kolayca silebilir- ler. Meselâ: Bernard Shaw, Einste- in, “Winston Churchill, Charlie Chaplin ve hemen hatırlanmayan pek çok ruhen genç yaslılar var- dır. İeri yaşlarına veyahut ileri yaşlardaki ölüm günlerine kadar i — faliyetlerini durdurmayan, değerli çalışmalarına — dünyanın saygı duyduğu bu kimseler, yaşlı- lıktan ve ölümden korkuyorlar mı ? enç kalmanın sırrı hayatı sev- zekâyı açık Sin sırtı açıksa o zaman mümkün ol- duğu kadar yandan tutulur, çıplak sırt tutulmaz. Dans eden bir çift di- ğerine çarparsa, erkek af diler. El- leri terleyenler avuçlarım serbest bı- rakıp parmakları birleştirebilirler. a kadın kendini tamamıyle erkege bırakmalıdır, çünkü idare e- den odur, hareketler ona uymalıdır. Bir erkekle bir defa dans ediliyorsa, mutlaka ilk konuşmayı da erkekten beklemelidir. Müziği — mırıldanmak yakışıksız bir şeydir. Dans ederken elde mendil ve çanta bulundurulma- malı, bittikten sonra kolkola dönül- memelidir. Yine kadın bir adım ön- den yerine gelmeli, kavalye damım oturttuktan sonra yerine oturmalı- dır: Nazik bir erkeğin masada bulu- nan hanımlarla hiç değilse bir defa mutlak dans etmesi küçük bir nezaket kaidesinden başka bir şey değildir. ın daha evvel dans ettiği ka velyeye isterse teklif edebilir, bu tek- lifte hiç bir mahzur yoktur. Bir çif- tin yanında tek bir erkek misafir o lursa, çiftin erkeği —arkadaşına da mıyla dans etmesini teklif etmelidir Bir arada bulunabildiklerine göre b teklifin yapılmaması ayıt) sayılır. Günün modasına göre dans kıya- feti kadın için lâcivert ve açık lâci- Fatma ÖZCAN mek, fikri faaliyeti durdurmamak ve gençlere kulak vermektir. Yaşlı- liğı - benimseyenler ok Zzaman hırçın olurlar. Bu titizlik, hayatı- nın en canlı yıllarını yaşayan genç- lere karşı duydukları gızlı kıskanç- lıktır. Gençleri beğenmemek, geç- miş yılların hasretını duymak, yaşlılıklarını değerlendirme kaygı- sındadır. Halbuki, tanıdığını bir yaşlı hanım vardır, kızının arka- daşlarıyle konuşmaktan zevk du- r. epsinden ayrı bir şey öğre- niyorum, onlar beni yeniliyorlar, yaşayışlarındaki heyecanı gördük- çe heveslenmeğe başlıyorum, dinç kalmağa çökmemeğe gayret ediyo rum" der. Yeniyi ve ileriyi gençler getirir. Geçmişin tecrübelerine da- yanan yenilik faydalıdır, — doğru- dur sanırım. Dikkat edilecek olursa, bir ne- sil evvelinin 50-60 yaşını sürdüren kimseye nazaran, bugün aynı yaşı yaşayan daha genç ve dinç görün- mekledir. Gençler cemiyet faali- yetlerine katıldıkları müddetçe, yaşamanın sadece soluk almak ol- madığı gerçeğini ortaya koymak- ta ve hayan devam ettirebilmek için hız almaktadırlar. Günleli de- ğerlendirecek meşgale bulabilenler içki hayat, yük olmaktan çıkar, yaşamağa değer hale gelir. Frank- ta "Hayatı seviyorsanız, zamanını Zzı israf etmeyin; zira zaman haya- tın ta kendisidir" diyor. vert kostümler uygundur; Bu elbise- lerle, lokal, klüp ve pavyonlarda ra- hatça eglenılebılır Piknik ve vazi gazinolarda ki danslarda belirli kıyafete sahip olmağa lüzum yoktur. Fak at büyük balo ye partilerde kadı- nın tuvalet, erkeğinde frak veya smo- kin giymesi şarttır. Güzellik Reçeteler D oğuştan kusursuz — güzellik pek herkese nasip olmaz. Fakat ba- kımile cazip ve sampatik olmayacak cadın da yoktur denebilir. Meselâ tırnaklarının güzel ve temiz görün- mesini isteyen bir kimse, biraz zey- tinyağı içine on damla sırke on dam- li limon suyu ve ve pek az asitborik gaye ederek iyice karıştırmak ve tar- -akları bu suyun içinde onbeş dakika tutmalıdır. Böylece tırnağın üzerin- deki lekeler çıkar, rengi parlar, ça- buk kırılması önlenmiş olur. Gece geç yatanların çoğu zaman göz kapakları şişer. Göz şişliği yor- gunluktan da olur. Bir bardak kırmı- zı şarap içine birkaç tane gül çiçeği- nin yaprağını atarak, şarap yarı yarı- 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: