28 Temmuz 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

28 Temmuz 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MUSİKİ Kültür Anadoluya musiki nadolu, Batı musikisi karsısında ne gibi bir tepki gösterebilir, bu musikiyi nasıl karşılar? Radyonun, belirli bir kültür programından uzak olan Batı musikisi yayınları — böyle bir suâlin cevaplandırılmasında ölçü olamaz. Ama, ahalisinin karşısına canlı olarak çıkarılan Batı musikisi, istenen cevabı sağlıyabilir. Evvelki hafta sona eren Erde liğinde, büyük şehirler dışı Türkiye- sine ilk defa olarak batı musikisi din- letildi. Hikmet Şimşek idaresinde Ankara Yaylı Sazlar Orkestrasının Erdekteki konserleri halkın, sanat musikisi karşısında nabzının ne sü- ratte attığını ölçmiye yaradı. Netice ümit vericiydi. Bir daha anlaşıldı ki Anadolunun, batının sanat musikisi hakkında gerçi en iptidai bir fikri bi- le yoktur; fakat Anadolu bu musikiyi bağrına basmıya hazırdır. Şimdi ar- tık, musiki halkın ayağına götürül- melidir. Erdekteki, aynı zamanda dırma ve Balıkesirdeki tecrübelerin- den cesaret alan Hikmet Şimşek, bu güne kadar yurdumuzda hiçbir eği- timcinin, hiçbir musikişinasın giriş- me zahmetini göze almadıgı bir işe "girişmeğe karar vermiştir. "Musikiyi halka ulaştırmak için elinden gele- ni yapacaktır. Orkestrasının konser Verdıgı yerlerde karşılanışı, gayreti- nin boşa gitmiyeceğinin teminatıdır. Erdekte, program mucibince verdiği dört konserden başka Ankara Yaylı Hikmet Şimşek Halka — doğru!. 28 Musiki Halkın Ayağına Giderken I ik tecrübe yapıldı ve başarıya ulaştı. İlhan K. MİMAROĞLU Birşey de anlaşıldı: büyük şehir- lerin dışındaki halkı sanat musikisine layık görmeyen, ©o sanat musikisini rea'dedecegımı taslıyan çeyrek münevverin aldandığı, hem de aldattığı... Anadolu, görünürde, — sanat musikisini istemiyordu. Bilinmi- olunmıyan — birşey aszl yen varlıgından haberdar bile i Anadı Üüçü di e olup bittiğini ünaka, şalı bir bahıstır landığını açığa vurdu. — Tecrü leri i sürdürmekte kararlıdırl Sürdürebilecekler mi? gibi iyi niyetli vurabı'lı'r; şu ya d bu derneg kaç taşra şehrını kasabasını Balıkesırde yaptığını, tir. Bunun için de Ankaranın v . 5 Fakat di panlar sevinç onlardan rına aittir. Cumhurbaşkanlıgı Orkestrasının id alist yı her zi musikişin in göstereceği maa'dı yardı. dolaşabilir. aynı çapta, a lıyabilir.. Ne var ki daha büyük ç bü 'a Orkest nın — yalnız uydukla, rından hoşlan ndı. ve hoş- içindedirler. Giriştik- bürokra, tla— ardımcı şefi gi 4S dostlarının ışbırlıg baş— klarla bir- Bu yıl Erdekte, Ban ırmada, tta, Sıvasta Erzinca nda tekra: ar- çok, Ankaranın YAÇ Erdek şenlıgıne ardır. Bugün Cumharbaşkanlıgı katılan, Bandırmada, Balikesirde ilk defa olarak sokaktakı -taşra soka- gındaki adamla karşılaşan birkaç ııyesı degıl denebilir. ki — istisnasız bütün — kadrosu, — musikiy Anadolun ayağına götürmek istemektedir. Bu büyük isteğin gerçe kleşme umıtlerı sadece Hıkmet Şimşekin — şahsi teşebbüsüne — bağlı — kalmamalıdır. Ankara bürokratlarının da Hikmet — Şimşekin — ve orkestra üyelerinin "iyi niyet” cephesine samimiyetle katılmaları sayesinde — kolayca halle- dilece, maddt meseleler yanında, sanat musikisini Anadolııya götürür- ken ortaya çıkacak belki en önemli mesele tini verecek olan, e ; halk eğitimi programı ve böyle bir teşebbüs istikame- zihniyeti meselesidir. Daha şimdiden, şehirhi zevkı'ni ifsat eden çeyrek münevver zıhnıyetının köylü ve kasabalı zevkin, karartmasından korkmaya başlıyabılırız "Önce kolayından, hafifi nden başlıyalım gıtgıde gücüne, ğırına, ciddisine, karmaşığın varalım” - zihniyeti güzel — tasavvura bulaşaca olursa, günün biri MU. zevksizliğin büyı'ı'k şehirlerimiizin sınırlarını aştığım, bütün Anadoluya yayıldığını görürüz. Bir de bakarız ki "hafif- yıllar geçmiş ancak Yara, YAS ertürü gidememişlerdir. Son tecrübelerin de gostera’ıgı gıbı ıle Kontes Marıtza 'dan - başlıyanlar varmışlar bir adım bile ileri Anadolu — halici sanat — musikisi karşısında bomboş bir karatahta gibidir. Üstüne istedi- ginizi — yazabilirdiniz. Eğer halka musiki sevgisi — verilmek isteniyorsa, Hü Şimsekin yaptığı gibi — Vivaldi"den, - Rameau'dan, Bach'dan 'güç” üne vverlerının üç” besteczlerden— bir. türlü kabul ed zaman görülür kı davımleı den İ yi, Roussel ı alkışlamış 1F. emedıgı modern unun Niğdelı ilmmi Sazlar Orkestrası, — Vivâldi'lerden, Haydn'lardan, Bach'lardan, Mozart'- lardan meydana gelen repertuarını, önce Erdekin deniz kenarındakı ga— zinolarından birinde,- sonra da Ban ırma ve Balikesirde tekrarladı Her yerde halk, "yeni" musikiyi, ça- lınırken buyuk saygıyla dınledı ça- lmış bittikten sonra da teza- hüratla alkışladı. İcra sırasında tav- la şakırtıları dinmiş, alaturka yayan hoparlörler.susmuştu; — müşterilerin arasında çay ve gazoz dolaştıran gar- sonlar herkesin meşrubattan çok Mo- Zzart'a ilgi — gösterdiğini gördüler. Konser bittikten sonra derleyiciler -"bis", yahut "encore" kelimelerini belki Ömürlerinde duymamışlardı- "bir daha, bir daha!.." diye bağırı- . Bandırmada Şehir Bahçe- sinde verilen konserden sonra bir köylü, şefın ellerine sarıldı: "Kusura kalma bey!" dedi. "Anlamıyoruz a- ma. pek hoşlandık Her' yerde "din- başlamak gerekır sikid. aray Sineması yahut karşısı nda kulaklarını ir tıkadığı Bartok'u, Stra- daha, bir. daha!" haykırışlarıyla leyici sayısı, İstanbulda ve Ankara- da açıkhavada zaten pek seyrek ve- rilen Batı musikisi konserlerinin; din- leyicilerini kat kat aşıyordu. Orkestra üyeleri de bir dava uğ- runda çalışmakta olduklarını iyice idrak etmişlerdi. Üyelerden ikisi i yük- sek ateşli hasta oldukları halde, isti- rahate çekilmeyi düşünmediler. Ke- mancılardan biri elleri yaralı oldugu halde konserlere katıldı "Anka- da, elimdeki yaralardan onda biri ol- sa çalmazdım" dedi. Başta şef Şim- şek olmak üzere bütün orkestra üye- leri, kendilerine ödenen maaşlarda, milyonlarca Türk — vatandaşının bir hissesi olduğuna inanıyorlar ve bu- nun karşılığını odemek istiyorlardı. Hikmet Şimşek, "sırf kendi, mevcu- diyetimizi muhafaza etmek gibi e- goistçe denebilecek bir maksatla ha- reket etsek bile, taşraya batı musi- kisini götürmiye mecburuz" diyor- du.

Bu sayıdan diğer sayfalar: