27 Temmuz 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

27 Temmuz 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER di. İşi tetkike memur edilenler bu neticeye varınca tiz birer ıslık çal- maktan kendilerini alamadılar, "Ya- hu, bu herifler, çoluklarına çocukla- rna, metreslerine bile makam ara- bası mı tahsis etmişler?" diye ferya- dı bastılar. Bayarın emrinde dokuz araba bu- lunmaktaydı. Bunların bütün masra- fı -şoförleri dahil- Hazineden çıkıyor- du. Koraltanın emrindeki araba sayı- sı yediydi. Menderese gelince, sâde- ce sekiz makam arabası kullanıyor- du. Elde edilen rakamlara jip ve pi- kaplar dahil değildi. o Bakanlıkların emrinde kullanılan bu vasıtalar ha- kikaten işe yaradığından ve âmme hizmeti gördüklerinden ele alınma- mıştı. Mesele oldukça güç halledil- mişti. İnkılâbı takip eden günlerde bütün dairelere yapılan bir tamimle resmi otomobillerin sayımına girişil- mişti. Ancak tesbit kolay olmuyor- du. Şu dairede bulunması lâzım ge- len otomobil, bilmem nereden çıkı- yordu. Alınıp alâkası olmayan bir yere götürülmüş ve devlet babanın kesesinden kullanılmıştı. İlk olarak İçişleri Bakanlığının makam araba- ları tesbit edildi. Bunların sayısı 698 di. Aynı Bakanlığa İstanbul için tah- sis edilen arabaların sayısı da bir hayli kabarıktı. Sayıları 339 du. Ba- yındırlık Bakanlığının Ankarada 825, İstanbulda 132 arabası vardı. Makam arabalarının sayılan tes- bit edildikten sonra,' bunların indiril- mesi için çalışmalara başlandı. Bir komisyon kuruldu ve arabaların üçte iki nisbetinde azaltılması kararlaştı- rıldı. Şimdi Cumhurbaşkanlığı oto- mobillerinin sayısı dörde indirilmiş- makam otomobilleri satılarak Hazineye gelir temini yoluna gidilecektir. Otomobil saltanatının ikinci per- desi sakıtların yurda soktukları ara- baların tesbitiyle bu hafta açıldı. Bunların sayımına başlandı. Birkaç güne kadar sakıt iktidar mensupları- nın türlü yollarla memlekete sokup fahiş kâr temin ederek sattıkları o- tomobiller tesbit edilmiş olacaktı. Şimdilik elde omevcut bilgiye (göre sakıtların m e Po- latkan ile Sarold İşin eğlence tarafı.. Tahkikat Komisyonlarından başken- te dosyalar süratle akarken en fazla eğlenen vazifeliler muhakkak ki Emniyet Genel Müdürlüğünde bu- lunanlardı. Zira sakıtların işret â- lemlerine ait öyle duyulmıyan, bilin- miyen bilgiler gelmekte, bazı artist- lerin öyle eğlenceli ifadelerine (o ras- lanmak taydı ki bu raporları okuyan- lar güle güle bayılıyorlardı. o Meselâ sakıtların aziz dostu Lüks Nerminin sayfalar dolusu resmi ifadesi vardı. Nermin bu ifadesinde (İstanbuldaki şehvet çetesinin nasıl çalıştığını anla- tiyordu. Lüksün pek samimi ahbap- ları Kemal Aygün, Ethem Yetkiner, Faruk Oktay ve Ferit Sozendi. Bu zevat hemen her gün Nerminin ran- devu evine uğrarlardı. Son zaman- larda çeteye bir İsim daha karışmış- tı: İstanbul Savcısı! Lüks, sonuncu- sunun evvelkilerini, bastırdığını iddi- a ediyordu. İddialarının sıhhati hak- kında kesin bir hükme şimdiden var- mak imkânsızdı. Ama bilinen şey, çetenin Nerminin apartmanıyla ya- kın alâkasıy Gelen adele arasında, ONerm nin sermâyelerinin de Söyledikleri vardı. Sermayeler oldukça enteresan hâdiselerle karşılaşmışlardı. Hele bi- rinin macerası doğrusu görülecek şeydi.. Bir gece yarısı Nerminin ka- pısı bilinen tik taklarla çalınmıştı. Gelenler Faruk oOktayın emrindeki bir ekipti. Acele kadın lâzım olduğu- nu söylemişlerdi. Elde mevcut, Mi- ne- müstear adıyla çalışan S. T. ile bir başka kız vardı. Kızlar gelenler tarafından alınmış ve Boğaza götü- rülmüştü. O sıralarda bir Arap kralı Türkiyede bulunmaktaydı. Boğazda Zümrüt Villâ adıyla mâruf bir köşk- te kalıyordu. Yanında Büyük Elçisi, de bulunmaktaydı. Mine ifadesinde hâdiseyi şöyle anlatıyordu: "— Arkadaşım Kral tarafından beğenildi. Geceyi onunla geçirdi. Ben de Büyük Elçi ile kaldım. Üstelik pa- Mükerrem Sarol Otomobil aşkı ra da alamadık. Bunun bedelini son- ra Nermin abla ödedi. Bu hâdiseden sonra Sık sık Zümrüt Villâ âlemleri- ne iştirak ettim Böylece ortaya çıkan, devletin en yüksek makamlarına çıkmış kimse- lerin bir yandan kendi sefih hayatla- rım sürerken diğer taraftan yaban- cılara karşı ikramda ve misafirper- verlikte he nevi ölçüyü kaçırdıklarıy- dı. Bu suretle bilhassa Celâl Bayarın. tantanalı dış seyahatlere niçin böy- lesine merak sarmış olduğu da anla- şııyordu. Ee, Türkiyeye o geldiğinde Bayar tarafından bu şekilde ağırla- nan ve koyunlarına sokulacak kadın- lar dahi düşünülen şarklı hükümdar- lar elbette Bayarı aynı şekilde ağırlı- , alâkalıların dosyalarına konuldu. Dosyalar Yassıadadaki mu- hakeme sırasında açılacaktı ve şim- diden her şey bu duruşmaların son derece alâka çekici olacağını göste- riyordu. Bir esrarengiz adam.. Pskentte işlerin bir an evvel biti- rilmesini temin için herkes çalı- şırken Perşembe sabahı saat 9 da E- senboğa Hava Alanına süzülerek inen Viscount uçağı basın mensuplarının merakla bekledikleri bir yolcuyu ge- tiriyordu. Gelmesi beklenen eski İs- tanbul Valisi ve eski Bern Büyük El- çisi Fahrettin Kerim Gökaydı. Gökay uçaktan her zamanki gibi gülerek indi. Siyah bir elbise giymişti. Elinde fermuarlı yeşil renkte bir çanta bu- lunuyordu Ayrıca çikolata renkli son derece şık bir valizi de vardı. Gazetecilerle fazla konuşmadan bir otomobile atladı ve şehre doğru sü- ratle ilerledi. otomobil kaç da- şehre getiren Ankara Palasın önünde bir kika durdu. Valizler bırakılır bıra- kılmaz Bakanlıklara doğru yöneldi. Gökay Dışişleri (o Bakanlığının kapı- sında otomobilden inince kendisiyle emektar kapıcıdan başka kimse ilgi- lenmedi. Belki tanımamışlardı. Belki de tanımak istememişlerdi. Gökay Bern Büyük Elçiliğinden sonra tâyin edildiği vazifeyi görme- ye gelmişti. Dışişleri Bakanlığı Ge- nel Sekreteriyle yaptığı konuşmada vazifesinin mahiyetini sordu. İşin ga- ribi Genel Sekreter Zeki Kuneralp da henüz bunu bilmiyordu. Bu bakım- dan Gökay: oaydınlatamadı. Gökay Bakanlıktan çıkarken bir hayli endi- şeli görünüyordu. Otele gelir gelmez kimse ile konuşmıyacağını tenbihle- di ve istirahata çekilde. Ancak, becerikli Küçük Vali daha yurda döner dönmez ortaya attığı bir lâfla sanki pek itibardaymış his- sini uyandırmaya muvaffak oldu. Bil- AKİS, 27 TEMMUZ 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: