27 Temmuz 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 35

27 Temmuz 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 35
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

miyormuş gibi 18 Temmuz Pazartesi günü başlayan Danışma Kurulunun daha ilk toplantısında, haberleşme- nin genel kültür anlamına girip gir- meyeceğinin münakaşa edilmesi bu işten ümitleri olmayanları bir hayli de korkutmuştu. Fakat aynı gün, öğ- leye doğru toplantının akışı değişti ve aralarında radyoculuğumuzu ta- nıyanların mahdut sayıda bulunduğu Danışma Kurulu üyeleri hakikaten yabana atılmaz fikirler üzerinde dur- maya başladılar. Prof. İhsan Lü- temin, Prof, Sadun Esenin, Prof Ce- lâl Tarımanın teklifleri, Cevat Mem- duh Altar ve Ruşen Kamın şahsi tec- rübelerinden doğan bilgileri, toplan- tnın kötümserleri (sevindirecek bir istikamet almasını sağladı. Bu arada öyle fikirler ortaya atıldı ki bunları işiten bazı radyo idarecileri ne yapa- caklarını şaşırmışlardı. Meselâ, Prof, Sadun Esen reklâmların topyekün radyolardan (o kaldırılmalarını ileri sürdü. Mademki radyolar Devletin elindeydi, o halde Devlet radyosunda reklâm (yayınlamak (o lüzumsuzdu. Hem sonra reklâmlar ve reklamcılar radyoların başıma şimdiye kadar tür- lü dertler çıkarmışlar, kalitesiz bir takım reklâm programlarının yayın- lanmasına sebep olmuşlardı. Üstelik bu reklâm gelirinden radyo Ur kuruş bile istifade, edemiyor, para olduğu gibi maliyeye gidiyordu. Prof. Sadun Esen bu teklifi yaparken reklâm ko- nutunda bazı şeyleri bilmiyor, bazı kimselerin nasırına basıyordu. Prof, Esenin bilmediği sebeplerin başında reklâm programlan yapmak için ça- lışan bazı radyo idarecilerinin, rad- yonun menfaatlerini bir kenara bıra- karak şahsi menfaatler peşinde koş- malarıydı. e Bütün bunlara rağmen Prof. Sadun Esenin teklifi Danışma Kurulunda Okabul -edilmedi. Fakat radyoların haftalık yayın saatlerinin yalnız yüzde beşinin reklâmlara ay- rılması kararlaştırıldı. Bu karar tat- bik edildiği taktirde, reklâmcılar bil- meliydiler ki artık radyolarımız ka- litesiz reklâm programlarına saat vermiyecekler ve birtakım yalanlara âlet edilmeyeceklerdir. Çalışmalar ilerledikçe Danışma Kurulu daha isabetli kararlar almaya başlamıştı. Toplantıya katılan her- kes haber bültenlerinin 15 dakikayı geçmesinden şikâyetçiydi. Tabiki bu- nun mesuliyetinin artık yeni ve bil gili bir müdüre sahip olan Anadolu Ajansına ait bulunduğu biliniyordu. Haber seçmek, değerlendirmek ve hükümet büyüklerinin nutuklarına ve günlük haberlerin az veya çok ol- masına rağmen haber bültenlerini 15 dakikaya göre hazırlamak yalnız A- AKİS, 27 TEMMUZ 1960 nadolu Ajansınm o vazifelerindendi. Danışma Kurulunun ararına göre bu durum Anadolu Ajansına, bilhas- sa hatırlatılmalıydı. Danışma Kuru- lu bu kararı aldığı zaman Ankara Radyosunda okunan ve her üç rad- yoda birden yayınlanan haber bülten- leri bazan 20 dakika kadar sürüyor, bazan da yedi sekiz dakikayı geçmi- yordu, Üstelik haber bültenlerindeki Türkçe hataları da Ankara Radyosu spikerlerini müşkül durumlara soku- yordu. Halkın merakla ve inanarak dinlediği radyo haber (bültenlerinin en kısa zamanda düzeltilmesi ve yeni bir anlayışla derlenmesi Anadolu A- jansından beklenmekteydi. Danışma Kurulunun üstünde dur- duğu meselelerden bir tanesi de rad- yolarımızın dili olmuştu. Haber Bül- tenlerinin şekil bakımından düzelme- si zamanla belki kaabil olacaktı. Fa- kat bu bültenlerde kullanılan bir ta- kım eski kelimeleri derhal kullan- maktan vazgeçmek acaba Anadolu Ajansından istenemez miydi? Acaba radyo idaresi de bu hususda bir ted- bir alamaz mıydı? İşte bu sualler de Danışma Kurulunu oldukça meşgul etmişti. Gerçi "Olaylar ve Yankıları", ' Radyosunun prog- ramları artık tamamen arı Türkçe ile yazılmaktaydı. Henüz sözlü prog- ramlar bakımından zayıf bir durum arzeden bu radyoda yeni programlar başladığı zaman dil meselesi üzerinde titizlikle durulacağı muhakkaktı. Fa- kat bakanların son günlerde yaptık- ları konuşmalardaki eski kelimeler, her çeşit konuşmanın ayrı yerlerden ve ellerden geçerek mikrofona çıktı- ğını bir kere daha ilgililere hatırlat- mış ve radyolarımızda dil birliğini korumak için bir redaksiyon heyetine ihtiyaç olduğunu ortaya çıkarmıştı. Danışma Kurulunun aldığı en mü- him kararlar arasında da Mevlid ya- yınlarını tahdit etmek, ezanı radyo- dan kaldırmak ve Kur'an-ı Kerimi de önce Türkçe, sonra da Arapça yayın- lamaktı. Aslına bakılırsa bu karar- lardan bir tanesi "lâik bir devlet olan Türkiyenin radyolarında Mevlid oku- tulmamalıdır" şeklinde olmalıydı. Fa- kat D.P. nin 10 yıldan beri giriştiği din istismarcılığının tesiri altında bu- lunan kütlenin radyodan soğumama- sı, hattâ bu cihaza bağlanması ve en mühimi ondan sağlayacağı istifade- nin tesirli olması bakımından yılda en fazla 4 defa Mevlid yayınlanması- na ait karar çok yerindeydi. Danışma Kurulunun bu karan aldığı günün gecesi Ankara Radyosu hürriyet şe- hitleri için banttan bir Mevlid yayın- lıyor ve bu Mevlidin "Tanrım" diye başlayan arı Türkçe kelimelerle dolu RADYO duası ile de radyolarımızın Mevlid yayınlarında muhakkak ki bir çığır açıyordu Danışma Kurulu ayrıca radyola- rımızın spor yayınlarını ayarlamış, müzik ve söz yayınlarının nisbetleri ni tesbit etmiş, yayınlanması gere- ken bazı programlar üzerinde dur- muş ve radyolarımızın gelecekteki tutumu hakkında da fikir teatisinde bulunmuştu; Bu o toplantıdan sonra da üç radyonun idarecileri bir araya gelerek müşterek yayınlanmam kâ- rar altına alman programları incele» mişler, müşterek yayınların bağlan- tıları için teknik kararlar almışlar ve Ankara Radyosunun yeni haber bülteni saatlerini 7,30, 12,45 19,00 ve 22,30, İstanbul Radyosununkini ise 8,00, 13,15, 19,30 ve 23,00 olarak tes- bit etmişlerdi. 1 Ağustostan itiba- ren tatbik edilecek olan bu yeni ha- ber bülteni saatlerinden başka "O- laylar ve Yankıları" adlı yorumlama- nın da saat 20,00 de üç radyodan bir- den, Kıbrıs saatinin ise 20,15 de yal- nız Ankara Radyosundan yayınlan- ması da edi İyi niyetli ve kendi sahalarında bilgili ve e tecrübeli aydınlardan mey- dana gelen Danışma Kurulu üyeleri- nin ve yine iyi niyetli fakat ekseriye- tinin radyoculuk bilgisi kıt olan üş radyodaki idarecilerin yaptıkları top- lantılar neticesinde radyolarımızın herşeye rağmen belirli bir istikamete dönmeleri obeklenmektedir. e Fakat radyolarımızın hâlâ bir dertler içinde obulunduklarını da u- nutmamak icabetmektedir. Teknik imkânsızlıklar, elaman meselesi, rad- yoculuğa has sağlam prensiplerin ek- sikliği, mali zorluklar, radyo istas- yönlerinin çalışmalarını gösteren iç talimatnamelerin yokluğu ve prog- ramların hazırlanmasında iyi niyetle de olsa bir çeşit baskının devam et- mesi bu dertlerin arasında sayılabi- lir, Bununla beraber, durum ne olur- sa olsun Danışma Kurulu vazifesinin biç olmazsa yüzde yetmişini yerine getirmiştir. Nevar ki, yüzde yetmişi yapılan bu vazife istişari mahiyette- dir ve yalnız temenniden ibarettir. Bu temennileri değerlendirip tatbik etmek ve radyolarımızın meselelerini hâlletmek bu radyoların işletilme- sinden sorumlu olan Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğüne aittir. Sözün kısası radyolarımızın düzeltil» mesi için daha uzun bir zamana ve büyük teşebbüslere ihtiyaç vardır. Danışma Kurulu kâğıt üzerinde Ol dukça büyük bir adım atmıştır. Ay nı adımın tatbikatta da atılması Ba- sın Yayın ve Tarlam Genel Müdürlü- günün bu sahadaki çalışmalarına bağlı kalacaktır. 36

Bu sayıdan diğer sayfalar: