27 Temmuz 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

27 Temmuz 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER kendilerine yollanan haklı cevap ve tekzipleri en kısa zamanda yayınla- yacaklardır. Yasayı Basın Şeref Divanı yürü- tecektir. Basın Şeref o Divânının on üyesinden yedisini İstanbul, Ankara ve İzmirdeki basın teşekkülleri seçe- cektir. Diğer üç üye Üniversite Sena- tosu tarafından seçilecek bir Profe- sör, İstanbuldaki en kıdemli Ceza Hâkimi ve İstanbul Barosu Meclisinin seçeceği bir avukattır. Di- vânın başkan ve ikinci başkanları ba- -ın mesleği dışından gelen bu üç üye tarafından kendi aralarından seçile- cektir. Diğer üyeler arasından seçile- cek bir genel sekreter de müracaat ve şikâyetleri kabul ederek divânla ilgili işlemleri yapacaktır. Basın Şeref Divânı, Ahlak Yasası- na aykırı hareketleri ya kendiliğin- den, ya da menfaatleri ihlâl edilen ilgililerin şikâyetleri üzerine inceli- yecek ve karara bağlayacaktır. Böy- lece Divân, uygunsuz bir hareketi bizzat kendi ele alıp tesbit edebilece- ği gibi, kendi kendini kontrol meka- nizması herhangi bir gazetenin her- hangi bir neşriyatından mutazarrır olan herhangi bir vatandaşın tale- biyle de işliyebileeektir. Bu, vatandaşlara sağlanmış önem- li bir kolaylıktır. Zira böylelikle mağ- dur olan şahıs ve müesseler mahke- melere başvurup, avukatlar tutup uzun zaman beklemek, büyük mas- raflar ihtiyar etmek o gibi külfetlere katlanmıyacaktır. Divân Genel Sek- reterliğine iddialarını (obildirmek ve sâdece 50 lira yatırmakla yetinecek- ler, hakli oldukları o takdirde bahis konusu neşriyatın tasdik veya tak- bih edildiğini kısa zamanda görecek- lerdir. Bu gibi müracaatların Divân ta- rafından ele alınabilmesi için ayrıca mahkemeye baş vurulmayacağı tı ileri sürülmektedir. Bir suçtan do- layı iki defa cezalandırılmanın doğru olmadığını belirten hukuki prensibe uyan bu şart haklı ve yerindedir. Normal bir kaza yetkisi olmıyan Divânın, hapis ve tazminat gibi ceza- lara hükmedemiyeceği tabiidir. Bu hale göre tesirsiz kalacağı düşünüle- bilir. Oysa ki aslında hapis ve tazmi- nat gibi, hattâ belki de onlardan da- ha müessir bir müeyyideye sahiptir: Teşhir! Divân, uygunsuz hareketini tes- bit ettiği bir gazeteyi, yayınlayacağı tebliğle (oObütün efkârı oOoumümiyeye teşhir yetkisine sahiptir. Tebliği, Ah- lâk Yasasına uymayı taahhüd eden bütün 'mevkuteler (o neşredeceği gibi radyolar da yayınlayacaktır. Böylece Divân kararları, akisleri her zaman 20 İdare. büyük olmıyan mahkeme kararların- dan daha tesirli olacaktır. Sistemin bir tek mahzuru Basın Hürriyetinin mânasının iyi anlaşılma- ması ve bunun aleyhinde senelerden beri kesif bir propagandanın devam etmesidir. Bir takım kimselerde ba- sında çıkan en ehemmiyetsiz lâfla bütün şereflerini haysiyetlerin payi- mal olduğu fikri yerleşmiştir. Hal- buki sistemin tolerans olmadığı tak- dirde, hakikaten şerefli kimseleri ba- sının iki satırla şerefsiz hale getirebi- leceği veya şerefsizleri (o şereflendire- bileceği kanaati zihinlerden silinme- diği takdirde Basın Şeref Divânı iş- ten baş alamayacak, en sonda sistem dejenere olup çıkacaktır. Ama bu tehlike oönlenirse Türk Basınının yüz yıllık hürriyet savaşı zaferle taçlanacaktır. C.H. P, İçe dönüş Bu haftanın başındaki pazartesi gü- nü Ankaranın en meşhur binala- rından biri -Kızılaydaki C.H.P. Ge- nel Merkezi heyecanlı ve canlı gün- lerinden birini yaşadı. Hareketin se- bebi orta boylu, bej elbiseleri içinde biraz zayıf, fakat daha genç ve yakı- şıklı görünen İsmail Rüştü Aksaldı. Genel Sekreter, geçirdiği bir ülser a- İsmail meliyatından tamamile iyileşmiş ve sıhhatini kazanmış halde işinin başı- na dönüyordu. Sabahın oldukça er- ken bir saatinde o pek sevdiği bahçe- sinden ayrılarak Oomasasının başına avdet eden Genel Sekreter öğleye ka- dar sâdece dost ziyareti kabul etti. Herkes hayatından son derece mem- nundu. Zira doğrusu istenilirse basi- retli Genel Sekreterin yokluğu hisse- dilmiş, hele Genel Başkan da Heybe- liadaya nakli mekân eyledikten son- ra "Genel"siz kalan Merkez pek a- cıklı bir manzara almıştı. Merkez İ- mişlerdi. Aksalın mutad veçhile pek şık hal- de Kızılaydaki binada görünmesi se- vinç uyandırdı, C.H.P. nin terkedil- memiş olduğu kanaatini uyandırdı. Aslında İsmail Rüştü Aksalın vazi- fesine (o dönüşüyle C.H.P. ciddi bir temsilci (o kazanıyordu. İş başındaki idarecilerin iki aylık (tutumlarında küçük bir "normalizasyon"a ihtiyaç duydukları ve C.H.P. ile münasebet- lerini ayarlama lüzumunu ister iste- mez hissettikleri bu günlerde Büyük Partinin dizginlerinin İnönünün yok- luğunda Aksalın eline geçmiş bulun- ması işleri kolaylaştıracak bir mâna taşıyordu. Pazartesi günü Aksal Genel Sek- retere ayrılmış odasında sayısız Zi- Rüştü Aksal bahçesinde İdeal hayata elveda AKİS, 27 TEMMUZ 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: